|
![]() |
#1 |
![]() İznik konsili,Roma İmparatorluğunun zorlamasıyla kurulmuştur.
Roma İmparatorluğu Pragmatik(putperest) bir inanca sahipti.Her tarafta çoğalmaybaşlayan Hristiyanlık akımı,yani Tek Tanrılı din Roma'yı rahatsız etti.Tıpkı İslamiyetin bugün ABD'yi rahatsız etmesi gibi... Bir medeniyet erozyonundan korktular..Böyle bir akım Roma'nın sonu demekti.Roma askeri,ve siyasi gücü çok fazlaydı.O zamanlar Dünyayı onlar yönetmekteydi.Ve din adamlarını bir araya topladılar.Yalnız bir tek kitap ve takipçileri alınmadı.Ariusçular ve Barnabas İncili.. Ariusçular,Allah'ın tek olduğuna ve Hz.İsa'nın O'nun kulu ve elçisi olduğuna inanıyorlardı.Bu Roma için tehlikenin ta kendisiydi.(Hatta Saray Bosna Prensliğide Ariusçulardandı.Katolik Roma'dan çok çekmişlerdir.Osmanlı burayı fethettiğinde İslamiyeti tanıdılar ve hemen müslüman oldular.).Tüm Ariusçular teker teker öldürüldüler. Her ne kadar,bozulmamış ayetlerde olsa,Barnabas İncilindede gerçek olmayan Ayetler vardı.Cenab-ı Allah son kitap KUR'AN-I KERİM'İ indirdikten sonra hükmü kalkmıştır.Tek bir hak sesi vardır.Oda Kur'an-ı kerim'dir. Allah kur'an-ı Kerim için Hicr Suresi 9.ncu ayette: "9. Kur an'ı kesinlikle biz indirdik; elbette onu yine biz koruyacağız." buyurmuşlardır.Kur'an kıyamete kadar Allah cc koruması altındadır. Pragmatizm: Düşüncelerin, politikaların ve önerilerin değerlerinin yararlılıkları, işlerlikleri ve uygulanabilirlikleri ile belirlenmesi ilkesine dayanan görüş.20. yüzyılın ilk çeyreğinde özellikle ABD’de etkili olmuştur. Eylemin öğretiden, deneyimin sabit ilkelerden önce geldiğini, düşüncelerin anlamlarının sonuçlarından, doğruluklarının da doğrulanabilirliklerinden elde edildiğini savunur. Pragmatistlere göre bir düşünce, yaşamımız için elverişli olduğu sürece “doğrudur”.İyidir yerine doğrudur diyebiliriz; çünkü bu iki kavram birbirinin aynıdır. Doğru sözcüğü inanç alanında iyi olduğunu ispat eden her şeyin adıdır. Doğru olan, belirli sebepler ölçüsünde aynı zaman da iyidir. “Bizim için neye inanmak doğru olurdu?” desek bu söz şu anlama gelir: Neye inanmak zorundayız? Bu sorunun karşılığı şudur: İnanılması bizim için daha iyi olan şeye inanmak zorundayız. Şu halde, bizim için daha iyi olan ile bizim için daha doğru olan arasında hiçbir başkalık yoktur.Pragmatizm doğruyla iyiyi birleştirmektedir. Yani Erdem yaşayışımız için elverişli olduğu sürece, pratik fayda sağladığı hallerde doğrudur. Her şey pratik fayda ölçüsüne vurulmalıdır. Her şey pratik faydaya göre değerlendirilmelidir. Onlara göre doğru düşünce pratikte doğrulanabilen düşüncedir. Bir düşüncenin gerçeği, ona yapışık hareketsiz bir özellik değildir. Gerçek düşüncenin başına gelen bir şeydir. Bir düşünce kafamızda dururken doğru olamaz. Ancak doğru hale gelebilir, olaylar yüzünden doğrulaşır. Onun gerçekliği geçer hale girmesiyle olur. Benim için bir şeyin herhangi bir zaman için faydası olabilir, ama başka bir zaman o şey faydama değildir. Pragmatistler dünyanın nesnel gerçekliğine gözlerini kapamışlardır. Gerçek, kendi yararımıza belirlenmekle özneldir. İşte kıymetli kardeşlerim; Hep sorulur bu kadar zalim olmayı nasılbaşarıyorlar diye...Yukarıdaki pragmatizmi okuyduktan sonra eminim pek çok soru işareti kafanızdan silinmiştir bu konuda... Cenab-ı Allah Enfal Suresi 48.ci ayette belirttiği gibi; 48 - Şeytan, onlara amellerini güzel gösterdiği zaman, "Bu gün insanlardan size galip gelecek yoktur, ben de size yardımcıyım." demişti. Fakat iki tarafın karşı karşıya geldiği görününce arkasını dönüp kaçtı ve şöyle dedi: "Ben sizden kesinlikle uzağım. Ben sizin göremeyeceğiniz şeyler görüyorum ve ben Allah'dan korkarım. Ayrıca Allah'ın azabı çok çetindir." Şeytan onalara yaptıklarını güzel gösteriyordu.Kendilerini çok iyi kandırıyorlar..
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|