|
|
|
|
#1 | ||||
|
Alıntı:
Alıntı:
(Milli Şairimiz üstat Mehmet Akif Ersoy`un Bayezid Camii kürsüsünde verdiği hutbeden ![]() " IRKINIZI DEĞİL, ÜMMETİN GELECEĞİNİ DÜŞÜNÜN! Ey Cemaat-ı Müslimîn! Artık gözünüzü açınız, aklınızı başınıza toplayınız; zira taht-ı saltanat gıcırdıyor! Böyle gidersek �el iyazu billah- o da devrilecek. Eğer Rusya`daki Müslümanlar henüz dinlerini muhafaza ediyorlarsa; eğer Fransızların taht-ı idaresindeki dindaşlarımız hâlâ tanassur (Hıristiyanlaşmamış) etmemişlerse; eğer İngiltere, Hintli kardeşlerimize şimdilik ses çıkarmıyorsa� İyi biliniz ki hep çürük, çarık yine bu hükûmet sayesindedir. Maazallah bu giderse hepsinin gittiği gündür. Biz bu saltanatı muhafaza edemiyorsak düşünmeliyiz ki bizim yüzümüzden o bîçâreler de mahv olacaklar. Onların bütün nazarları, büyüt ümidleri buraya ma`tûf idi. Hep bizden bir hayır bekliyorlardı. Ama biz ne yapacaktık? Bütün Müslümanları tevhid ile azîm, cesîm bir Müslüman hükûmeti teşkili mi? Hayır! Yalnız, biz dama olaydık, onlar da bulundukları memleketlerde daha âsûde olurlardı; ecnebilerin onlara karşı muamelesi daha iyileşirdi. İşte Rusya`dan gelenler, işte Hindistan`dan, Çin`den, Mağrib`ten gelenler� Hangisine isterseniz sorunuz, hepsi böyle söylüyorlar. Bîçârelerin tâbi` oldukları ecnebi hükûmetleri kendilerine karşı hep Osmanlı piyasasına bakarak muamelede bulunuyorlar. Biz evâmir-i diniyeyi îfâ ediyoruz; fakat onlardaki maksadı fevt ediyoruz; meselâ ikindide şu câmie toplandık; aynı kubbenin altında, aynı imamın arkasında namaz kıldık; aynı kubbenin altında, aynı imamın arkasında namaz kıldık, fakat câmiden çıkınca yine birbirimize bîgâne oluyoruz. Acaba bu namazlarda Hâlık`ın maksadı ne idi? Bize birbirimiz tanıtmak; Müslümanlardan bir cemaat, bir cem`iyet meydana getirmek. Çünkü din cemaatle kaimdir. Cemaatsiz din yaşamaz. Dinsiz cemaat belki yaşar. İslâm`a olan ihtiyacından ziyadedir. Aleyhisselâtü vesselâm Efendimiz öyle buyuruyor. Dinin bütün ahkâmındaki ruh: cemaate, vahdete sevk etmektir. Biz bugün, ne oluyor bilmiyorum, en müteşettit millet olduk. Zâhir ahvallerine bakarsan, yekpâre bir kitle. Fakat hakîkat-ı halde kalbleri perişan. Gûyâ ki "Sen onları derli toplu sanırsın. Halbuki kalbleri darmadağınıktır�" (Haşir / 14) ilâhisi bizim hakkımızda! "Allah`ın ipine sımsıkı sarılın." (Âl-i İmran / 103) bu mu? Sonra felâketimizin başlıca esbabından biri de lâfçılığımız oldu. "Ey iman edenler yapmadığınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yapmadığınız şeyi yaptık demeniz Allah katında büyük gazaba sebep olur." (Saf / 2-3) "Allah, kendi yolunda kenetlenmiş bir yapı gibi saf bağlayarak savaşanları sever." (Saf / 4) Allah o kullarından razı olur, o kullarını sever ki dediklerini fiilen yaparlar; işi sözde bırakmazlar; sonra onun sebîl-i ilâhîsinde cihad ederler. Hem nasıl cihad ederler? Hasmın karşısında bütün eczâsı yekdiğerine perçin edilmiş yekpâre bir bina gibi dururlar da öyle merdane cihad ederler. " Necip Fazıl'ın da Ziya Gökalp ve Atsız hakkında söylediklerini okursun belki. Alıntı:
Alıntı:
Araplar hakkındaki öngörülerin de gülmeye değer. Gözünüzü ırkçılık bürüdüğü için kötülüğü kötülüğü yapanın ırkına hasretmeniz normal. Şu Bulgarlar da Türktü değil mi, Bulgar çetelerinin ne yaptıkları da belgelerle sabit. İttihatçı Türklerin (Türkçü mü demeliydim?) Osmanlının dibine döktüğü kibrit suyunu da siz hariç herkes biliyor. Irkçılık bir cahiliye adeti, sizinle konuştukça daha da kani oluyorum.
|
|||||
|
|
|
| Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|