![]() |
#22 | ||
![]() Alıntı:
Al bunları öğren, okuyunca sinirden tavana sıçrama ;) : "Türk Arapsız yaşayamaz. Kim ki yaşar der delidir!.. Arabın Türk ise, hem sağ gözü hem sağ elidir!.." & IRKINIZI DEĞİL, ÜMMETİN GELECEĞİNİ DÜŞÜNÜN! Ey Cemaat-ı Müslimîn! Artık gözünüzü açınız, aklınızı başınıza toplayınız; zira taht-ı saltanat gıcırdıyor! Böyle gidersek el iyazu billah- o da devrilecek. Eğer Rusya`daki Müslümanlar henüz dinlerini muhafaza ediyorlarsa; eğer Fransızların taht-ı idaresindeki dindaşlarımız hâlâ tanassur (Hıristiyanlaşmamış) etmemişlerse; eğer İngiltere, Hintli kardeşlerimize şimdilik ses çıkarmıyorsa İyi biliniz ki hep çürük, çarık yine bu hükûmet sayesindedir. Maazallah bu giderse hepsinin gittiği gündür. Biz bu saltanatı muhafaza edemiyorsak düşünmeliyiz ki bizim yüzümüzden o bîçâreler de mahv olacaklar. Onların bütün nazarları, büyüt ümidleri buraya ma`tûf idi. Hep bizden bir hayır bekliyorlardı. Ama biz ne yapacaktık? Bütün Müslümanları tevhid ile azîm, cesîm bir Müslüman hükûmeti teşkili mi? Hayır! Yalnız, biz dama olaydık, onlar da bulundukları memleketlerde daha âsûde olurlardı; ecnebilerin onlara karşı muamelesi daha iyileşirdi. İşte Rusya`dan gelenler, işte Hindistan`dan, Çin`den, Mağrib`ten gelenler� Hangisine isterseniz sorunuz, hepsi böyle söylüyorlar. Bîçârelerin tâbi` oldukları ecnebi hükûmetleri kendilerine karşı hep Osmanlı piyasasına bakarak muamelede bulunuyorlar. Biz evâmir-i diniyeyi îfâ ediyoruz; fakat onlardaki maksadı fevt ediyoruz; meselâ ikindide şu câmie toplandık; aynı kubbenin altında, aynı imamın arkasında namaz kıldık; aynı kubbenin altında, aynı imamın arkasında namaz kıldık, fakat câmiden çıkınca yine birbirimize bîgâne oluyoruz. Acaba bu namazlarda Hâlık`ın maksadı ne idi? Bize birbirimiz tanıtmak; Müslümanlardan bir cemaat, bir cem`iyet meydana getirmek. Çünkü din cemaatle kaimdir. Cemaatsiz din yaşamaz. Dinsiz cemaat belki yaşar. İslâm`a olan ihtiyacından ziyadedir. Aleyhisselâtü vesselâm Efendimiz öyle buyuruyor. Dinin bütün ahkâmındaki ruh: cemaate, vahdete sevk etmektir. Biz bugün, ne oluyor bilmiyorum, en müteşettit millet olduk. Zâhir ahvallerine bakarsan, yekpâre bir kitle. Fakat hakîkat-ı halde kalbleri perişan. Gûyâ ki "Sen onları derli toplu sanırsın. Halbuki kalbleri darmadağınıktır" (Haşir / 14) ilâhisi bizim hakkımızda! "Allah`ın ipine sımsıkı sarılın." (Âl-i İmran / 103) bu mu? Sonra felâketimizin başlıca esbabından biri de lâfçılığımız oldu. "Ey iman edenler yapmadığınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yapmadığınız şeyi yaptık demeniz Allah katında büyük gazaba sebep olur." (Saf / 2-3) "Allah, kendi yolunda kenetlenmiş bir yapı gibi saf bağlayarak savaşanları sever." (Saf / 4) Allah o kullarından razı olur, o kullarını sever ki dediklerini fiilen yaparlar; işi sözde bırakmazlar; sonra onun sebîl-i ilâhîsinde cihad ederler. Hem nasıl cihad ederler? Hasmın karşısında bütün eczâsı yekdiğerine perçin edilmiş yekpâre bir bina gibi dururlar da öyle merdane cihad ederler. " & "Artık ey millet-i merhume sabah oldu uyan! Sana az geldi ezanlar diye ötsün mü bu çan? Ne Araplık, ne de Türklük kalacak aç gözünü. Dinle Peygamber-i Zişanın ilahi sözünü!" & “İşte ey unsur-i İsyan bu elim izmihlal, Seni tahrik eden üç beş alığın marifeti! Ya neden beklemiyordun bu rezil akibeti. Hani milliyetin İslam idi...Kavmiyet ne! Sarılıp sımsıkı dursaydın ya milliyetine “Arnavutluk” ne demek ver mı şeriatta yeri? Küfr olur başka değil, kavmini sürmek ileri! Arabın, Türke; Lazın Çerkese, yahud Kürde; Acemin Çinliye rüçhanı mı varmış? Nerde! Müslümanlıkta anasır(ırklar) mı olurmuş ne gezer! Fikr-i kavmiyyeti telin ediyor Peygamber! En büyük düşmanıdır ruh-u Nebi tefrika’nın Adı batsın onu İslam’a sokan kaltabanın!” ---- Şimdi sen bu beceremeyeceğin işten vazgeç, Akif'ibir kenara bırak da Allah'ın, Resulu'un, arkadaşlarının sözüne gel: Rabb'imiz, kardeş ilan ettiği insanların tümüne birden tek adla seslenmiştir: "Ümmetiniz tek ümmettir ve ben sizin Rabbinizim O halde bana kulluk edin" & "Allah resulu milliyetçilik husususunda o kadar hassas davranmıştı ki, bir seferinde biri ensar diğeri muhacirden olan iki kişi kavga etmiş ve Allah'ın Kur'anında verdiği isimler olan "Ensar" ve "Muhacir"i kavgalarına alet ederek, "Ey Ensar neredesini!", "Ey Muhacirin neredesiniz?"diye çağırdıklarını duyunca, sahabeyi hayrette bırakan bir şiddette tepki göstererek bunu "cahiliyet artığı" olarak isimlerdirmişlerdir." & Aralarındaki bir kırgınlıktan dolayı, mahçup etmek maksadıyla Hz. Selman Farisiyi "Soyunu söyle, soyunu!" diye çıkışan Hz. Sad. B. Ebu Vakkas'a Selman - ı Farisi şöyle cevap verir: "İslamda soy sahibi olduğumu bilmem. Ben İslamoğlu Selmanım." Bu olay üzerine Hz. Ömer: "Kureyş bilir ki, cahiliye döneminde Ömer'in babası Kureyş'in soylusuydu. Böyleyken işte ben İslam'ın ooğlu Selman'ın kardeşi İslam'ın oğlu Ömer'im. Kendisini Cahiliye zamanında yaşamış dokuz babaya nispet edenin onların onuncusu olarak cehennemlik, İslam'da yaşamış bir tek babaya nispet edip gerisini saymayanın da babasıyla birlikte cennetlik olduğu hadisini sen hiç duymadın mı?" (Buhari, Müslim, Tirmizi) & Peygamberimizden: "Birtakım kimseler çıkar ki, cehennem kömüründe başka birşey omayan ırklarıyla övünürler. İşte bu gibiler bu düşüncelerinden vazgeçmedikleri sürece Allah katında burunlarıyla durmadan pislik karıştıran pislik böceği kadar değersizdirler" (Ebu Davud, A.B.Hanbel) ---- Alıntı:
Kays B. Mutadiye isimli bir sahabi Resulullah'ın etrafındaki İran'lı , Anadolu'lu, Habeşiştan'lı sahabileri kastederek, "Hadi Medineli'ler neyse, şu yabancılar ne geziyor?" diye tahkir edince, Muaz B. Cebel (ra) tarafından Resulullah'a şikayet edilir. Resulullah olağanüstü durumlarda yaptığı gibi ümmeti toplayarak bir konuşma yapar: "Ey insanlar, Rabbiniz bir, babanız bir dininiz birdir. Araplık sizin ne ananız, ne babanızdır, o yalnızca dilden ibarettir." Sa'd B. Muaz'ın eli Kays'ın yakasındadır. Kopnuşmadan sonra, "Ey Allah'ın Resulu bunun için ne buyurursun der" der.Resulullah'ın cevaı ender duyulur cinstendir: "Bırak cehenneme kadar yolu var." |
|||
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|