|
|
#29 |
|
Ayn-el-Yakîn:
1. Görerek bilme. Ekvator gibi sıcak memleketlerde yaşayan kar görmemiş bir kimsenin kitabdan okuyarak veya birisinden dinleyerek karın ne olduğunu öğrenmesi, ilm-ül-yakîn, karı görerek tanıması, ayn-el-yakîn, karı eline ve ağzına alıp tadarak tanıması hakkü'l-yakîn olur. (Ahmed Mekkî Efendi) 2. Hadîs-i şerîfte bildirilen ihsân (Allahü teâlâyı görüyormuş gibi ibâdet etme) mertebesinde bir ışığın kalbde parlaması. Zamanımızda tarîkata girmiş bir çok kimse, kendilerine tasavvufçu süsü vererek vahdet-i vücudu dillerine almış, bundan yüksek mertebe olmaz sanıyor. İlm-ül-yakîne saplanıp, ayn-ül-yakînden mahrum kalmışlardır. (İmam-ı Rabbânî) Ayn-ül-yakîn mertebesi ümmetin seçilmişlerine mahsûstur. (İmâm-ı Rabbânî) |
|
|
|
|
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|