|
|
#31 |
|
ÂZÂD:
Kurtulmuş, serbest. İnsanoğlu, gönül verdiği şeyin kulu olur. Ârifler, Allahü teâlâdan başkasına kalblerini bağlamadıklarından, O'ndan başkasının kulu olmaktan âzâd olmuşlardır. Cenâb-ı Hakk'a tam anlamıyla kul olan, O'ndan başkasına kul olmaktan âzâd olur. (İbn-i Arabî) Âzâd Etmek: Serbest bırakmak, hürriyetine kavuşturmak, kölelikten kurtarmak. Kim kölesine bir tokat atsa yâhut onu döğse, onun keffâreti, köleyi âzâd etmesidir. (Hadîs-i şerîf-Buhârî) Bir kimse Ramazân-ı şerîf ayında bir oruçluya iftar verirse günahları affolur. Hak teâlâ onu Cehennem azâbından âzâd eder. (Hadîs-i şerîf-Et-Tergîb vet-Terhîb, Sahîh-i Buhârî) Köle âzâd etmek çok sevâbdır. İslâmiyet, öldürmeğe gelen düşmandan başka kimseyi köle yapmaz. Bu köleleri âzâd edenleri de çok beğenir. İslâmiyet, köle yapmak dîni değil, köle âzâd etmek dînidir. (İbn-i Âbidîn) Âzâd Olmak: Serbest olma, kurtulma. Ârefe gecesi ibâdet edenler âzâd olur. (Hadîs-i şerîf-Et-Tergîb vet-Terhîb) Ramazan ayı öyle bir aydır ki ilk günleri rahmet, ortası af ve mağfiret ve sonu Cehennem'den âzâd olmaktır. (Hadîs-i şerîf-Sahîh-i Buhârî) |
|
|
|
|
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|