|
![]() |
#1 |
![]() Necip Fazıl diyor ki:
" Biz hangi milleti ve siyasi zümresiyle olursa olsun, Avrupalının hoşuna gittikçe ve alkışını topladıkça, böbürlenmek yerine başımızı taştan taşa vursak daha iyi ederiz. Şu yüzdendir ki, biz Avrupalının kendi familyasından sandığı bir millet değiliz.İstediğimiz kadar ondan olduğumuzu iddia edelim onun kılığına bürünelim ve harfleriyle yazı yazalım ; Avrupalı bu iddiamızı, hatta bu iddiada muvafakiyetimizi alkışlarken , için için bize gülecek, bizden tüksinecek ve tuzağa kendi ayağıyla düşen bu safdil avı kaçırmamak için her şaklabanlık yapacaktır. Kendimizi, Avrupalının bizi hakikatte gördüğü gibi görmek istersek, bütün bir tarih, din ve medeniyet kökü bakımından kendimize ve ona "ben benim ,sen de sen!" diyebilmemiz lazımdır. Çünkü , o bunu içinden daima söylemekte ve daima bu ölçüye göre iş görmektedir..." öyleyse, Necip Fazıl'ın talebeleri bunu bilmekteler. Erdoğan da bunu çok iyi bilmekte, biz kardeşlerimde iyi bilmekteyiz. Bazıları AB kapısında niye bekliyoruz, diyorlar. Ama beklemeliyiz, almasınlar, yine de bekleyeceğiz. Buna hem iç tehditleri hem de dış tehditleri bertaraf etmek için mecburuz. CHP de zaten, zihniyetinin bu yüzden bir türlü yapamadığı darbe dolayısıyla eleştiriyor. Darbe yöntemleri, seçenekleri o kadar bol ki.Askeri darbe olmadığına göre, mahkemeye yöneldiler.Bunun temelini de Ahmet Necdet Sezer zamanında hazırladılar. Ne yapmalı bu zihniyete, bir türlü ddurmuyor. Ayağını tut eli oynuyor, elini tut gözü oynuyor.
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|