Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
Yeni Şafak , Akit ve Milat "Yeni Şafak" ve "Vakit" Gazetesi köşe yazıları / Vakit'ten Hafızalardan Silinmeyen Habercilik Başarıları..



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 10-09-2008, 09:40   #1
Kullanıcı Adı
siyah gül 07
Standart Musibet Olmasına Musibet, Ama Bin Nasihata Yeğlerim (Fehmi KORU)
Sorun belki de sivillerin terörle mücadeleyi 'askerin işi' olarak görmesinden kaynaklanıyor

Başbakan Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında terörle etkin mücadele için asker kendilerinden ne istemişse hemen yerine getirdiklerini açıkladı. İktidar partisinin ve hükümetin etkili isimlerinden kiminle konuşursanız konuşun benzer bir tespiti alıyorsunuz: “Terörle mücadelede askerin dedikleri derhal yerine geliyor...”

Sorun belki de sivillerin terörle mücadeleyi 'askerin işi' olarak görmesinden kaynaklanıyor.

Daha önce medyada bildik isimlerin ancak şiddetli saldırıları göğüslemeyi göze alarak dile getirdikleri görüşler, nasıl olduysa oldu, Aktütün Karakolu olayı sonrasında, en askerci bilinen kalemler tarafından da seslendirilmeye başladı. Söylenen çok açık: Bugüne kadar sürdürüldüğü biçimiyle terör mücadelesi başarılı olamadı; bunda sivillerden çok askerin tutumunun etkisi büyük...

Yaklaşımlarıyla şaşırtmayı beceren bazıları ise eleştiri oklarını doğrudan askerlere yöneltti. Şu satırların Hıncal Uluç tarafından yazılacağını aklınızın ucundan geçirebilir miydiniz: “Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ 'Bu benim işim değil. Ben savaşırım. Ötesini siviller bilir' demesin sakın.. / Göreve geldiği hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yetki ve sorumluluğu altındaki bir konuda asker adına kırmızı çizgiyi çeken 'Genel af, menel af olmaz' diyen o değil mi, hem de savaşı kazanmanın yolunun PKK'ya katılımı önlemekten geçtiğini anlatırken.. / O zaman, içinde af olmayan bir çözüm yolunu biliyor ve düşünüyor demektir.. Bize de açıklasın, biz de bilelim.. Tüm siviller bilsin bakalım, PKK'ya katılımın en kısa yolla önlenmesinin yolu askere göre nedir?.”

Aktütün baskını sonrasında medyada yeni bir dil kendini belli etmeye başladı. Ülke yönetiminin her alanında nihai sorumluluğun sivillere ait olduğunu vurgulayan bir dil bu. Askerin denetimi dahil hemen her konuda sivil iradenin devrede olmasını bekleyen, temel politikaları belirlemenin sivillerin işi olduğunu, terörle mücadelede yapılması gerekenleri tespitin de sivil iktidarın sorumluluğunda bulunduğunu kabul eden bir dil...

Bu, neredeyse ilk kez oluyor ülkemizde. Alıştığımız söylem, terörle mücadelede sivillerin askerin her dediğini yerine getirmekle görevli olduğu, politika belirleme sürecine müdahale hakkı bulunmadığı söylemidir. Bu ülkenin başbakanlık koltuğunda oturanlar arasından, askerlerle ilgili sorununu ancak 'sessiz sinema' oyunuyla muhataplarına anlatabilen ve cevabını Genelkurmay açıklamasıyla alanlar (Mesut Yılmaz) bile çıktı. Haddini aştığını düşündüğü bakanlara (Meral Akşener) 'kazıklı' mesajlar gönderen kuvvet komutanları biliyoruz.

Ne yaparlarsa yapsınlar, değer verdikleri medya tarafından eleştirilmeyeceklerini bilirdi askerler...

Şimdi ise alkıştan elleri nasır tutmuş kalemler bile, yanlışın nereden kaynaklandığını araştırırken takım tutmuyor.

Kim ne derse desin 'yeni Türkiye' gerçeğiyle ilgili bir gelişme bu. Demokrasisi olgun, 'kuvvetler ayrılığı' ilkesinin yerleştiği çağdaş ülkelerdeki standartların yönetimde bulunanlardan talep edildiği bir ülkeye dönüşüyor Türkiye. Böyle bir ülkede sivil-asker ilişkilerinin de yeni bir zemine oturması kaçınılmaz. Medyanın askerden ve sivilden talepleri her iki tarafı da buna zorluyor.

Esas görevin sivillerde olduğuna hiç kuşku yok. Askeri silâhlı bir güç olarak askerî konularda istihdam etme görevi bu. Sadece askerin her istediğini yerine getirmesi değil sivillerden beklenen; isteği yerine getirilen askerlerin kendilerinden bekleneni yapıp yapamadığını denetlemek de sivilin görevi... Gerektiğinde terörü sona erdireceğine inandığı tedbirleri askere rağmen almak da...

İktidar, vatandaşa karşı sorumluluğunu “Askerin her istediğini yerine getiriyorum” gerekçesiyle üzerinden atamayacağını bilmeli. Vatandaş iktidardan askerin her istediğini yerine getirmesini değil, ne yapıp edip ocaklar söndüren ayrılıkçı terörü bir an önce sona erdirmesini bekliyor çünkü.

Bir musibet bin nasihattan evlâ imiş gerçekten...




09.Ekim.2008 08

 

siyah gül 07 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı




2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.


Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı