|
![]() |
#1 |
![]() Tam bir provokatör ağzıyla konuşan, bir zamanların hızlı diktatörü beyan buyurmuşlar; “Burada bize Çin işkencesi yapılıyor. Yargılama salonu İstanbul'a uzak. Tuvaletlerde el kurulanamıyor. Otellerin, Millî Eğitim'in, üniversitelerin 300-500 kişiyi yargılayabilecek çok güzel salonları vardı.”
Emrin olur beyefendi. Üniversitedeki devri iktidarın döneminde; gerek seninle aynı duygu ve düşünceleri paylaşmayan öğretim görevlilerine, gerek öğrencilere, gerekse üniversite hastanesine gelen hastalara kan kusturdun. Yaptığın zulümlerin haddi-hesabı yoktu. Sayende başında bulunduğun üniversitenin sınırları içerisinde, “İnsan haklarından” bahsetmek bile suçtu. Kılık-kıyafetinden dolayı ölüme terk edilen hasta vakaları, devrin Cumhurbaşkanı'na ağza alınmayacak küfürler, üniversitelerde bilimin timsali olan profesör cübbesini giyerek; mahiyetindeki personeli, öğrencileri ve halkı hükûmete karşı isyana teşvik etmek, başörtülü öğrencileri TC vatandaşı olmalarına pişman etmek, üç ay boyunca bir bayan doktoru laboratuara hapsetmek ve üç öğretim üyesini, sırf senin gibi düşünmediklerinden dolayı üniversiteden uzaklaştırmak gibi fiiller, hep senin ilk sıradaki görevlerindendi. Bu aziz milletin bunları unuttuğunu zannediyorsun herhalde. Ömrün boyunca sana emanet edilen insanlara ihanet etmişsin. Devlete karşı isyan eden, demokratik düzeni yıkıp yerine faşist ve diktatör bir düzen kurmaya çalışan çetelerle ve darbecilerle birlikte hareket etmişsin. Bu büyük hizmetlerinden ve olağanüstü gayretlerinden dolayı, elbette dikkate alınmalıydın. Çünkü sen ve senin gibi düşünen, çete kuran, kurduğu o çetelerle demokratik düzeni ortadan kaldırmaya çalışan büyük adamların ağırlanacağı yerler, en azından beş yıldızlı otellerdir. Hatta o otellerin de kral daireleridir. Bu ağırlanma sırasında yapılan bütün hizmetlerin masrafları da devlet tarafından karşılanmalı… Sekseni aşmış yaşına, kocaman Profesör unvanına bakmadan, en galiz küfürleri kullandığın o ağzını temizle de ondan sonra Silivri Cezaevi'nin tuvaletlerini ağzına al. O ağızla, şartlar ne olursa olsun değil oraları, hiçbir yeri eleştirmeye hakkın yok senin. İddianameyi hazırlayan savcıları, görevini kötüye kullanmakla ve insanlık suçu işlemekle suçluyorsun. Bu savcıların işledikleri fiil eğer suç ve görevi kötüye kullanmak ise, senin yaptıklarına ne denirdi? Selam ve saygılarımla… Eğitimci-Yazar Muhittin Atıcı
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|