Birden, 1961 Anayasası’nı ister mi? Ali Karahasanoğlu - Vakit

**Necip Fazıl** · 05-13-2009, 02:46

Birden, 1961 Anayasası’nı ister mi?

Son tartışma konusu, Anayasa değişiklikleri..
“Anayasa değişiklikleri” ekseninde en önemli tartışma konusu da, “Anayasa Mahkemesi’nin yapısı nasıl olmalı?” konusunda tıkanıyor!
Öyle ki; BarolarBirliği’nden şu ismin, bu ismin, Ergenekon ile bağlantısı saptanmış, şu üniversitenin, bu öğretim üyesinin, o öğretim üyesinin görüşlerini hiç tartışmaya bile gerek yok. Kim oldukları, neyi savundukları ortada!
Ama önce; Yargıtay Başkanı’nın, ardından da Danıştay Başkanı’nın açıklamaları da benzer yönde olunca, tabii ki bunları masaya yatırmamız gerekiyor!
Özetle ne diyor Yargıtay ve Danıştay Başkanları?
“Anayasa Mahkemesi’nin üye yapısını değiştirmemek gerekir. Özellikle de, Millet Meclisi’ne üye seçiminde yetki verilmemesi gerekir!”
Hemen devam ediyorlar, sözbirliği etmişçesine: “Meclis’in üye seçmesi, yargı bağımsızlığını zedeler!”
Geçtiğimiz günlerde, Batı’daki ülkelerde Anayasa Mahkemesi’nin üye yapısı ne ise, benzer bir düzenleme yapılmasına karşı çıkılmaması gerektiğini hatırlatmıştık.
Şimdi olaya bir başka açıdan daha bakalım..
Anayasa Mahkemesi’ne “Millet Meclisi’nin üye seçimine karşı çıkanlara, kendi tarihimizden bir örnek verelim..
Bakalım, Anayasa Mahkemesi’nin ilk kuruluş yıllarındaki yapısına ne diyecekler?
1961 Anayasası’nın 145. maddesi şöyle idi: “Anayasa Mahkemesi, onbeş asıl ve beş yedek üyeden kuruludur. Asıl üyelerden dördü Yargıtay, üçü Danıştay Genel Kurulları’nca kendi Başkan ve üyeleriyle Başsavcısı ve Başkanunsözcüsü arasından üye tamsayılarının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir. Bir üye, Sayıştay Genel Kurulu’nca kendi Başkan ve üyeleri arasından aynı usûlle seçilir. Millet Meclisi üç, Cumhuriyet Senatosu iki üye seçer. Cumhurbaşkanı’nca da iki üye seçilir.”
Demek ki; 1961 Anayasası’na göre, TBMMkaç üye seçiyormuş?
Üçü Meclis, ikisi Senato olmak üzere tam 5 üye!
500 yıl önceki bir düzenlemeden değil.. Afrika’daki, Uzak Asya’daki bir ülkenin anayasasından bahsetmiyorum.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 1961’de kabul edilen Anayasası’ndan bahsediyorum..
Yıllarca yürürlükte kalmış bir anayasadan bahsediyorum.
Bu anayasaya göre, Anayasa Mahkemesi üyelerinden üçte birini, TBMM seçiyor!
Buyurun, o tarihteki düzenlemeyi geri getirelim..
Hani Anayasa Mahkemesi’nin Türkiye’de kuruluşu, bir devrim idi ya!
O devrimi, ilk kuruluş tarihindeki şekli ile alıp, uygulayalım!
Ne dersiniz?
“İstemezük” değil mi?
Siz neyi istediniz ki, bunu da isteyesiniz!
Sizin bütün hayatınız “İstemezük” üzerine kurulmuş!
Sadece Anayasa Mahkemesi değil, Danıştay’ın yapısının da, 1961 Anayasası’ndaki şekli ile oluşması gerektiğini söylesem, yine muhataplarımız ayağa kalkacaklardır: “İstemezük”!
Niye?
Çünkü; Danıştay’ın oluşumu da, 1961 Anayasası’na göre, 140. maddede şöyle düzenlenmiş: “Danıştay Başkan ve üyeleri, Başkanunsözcüsü, kanunda gösterilen niteliklere sahip kimseler arasından, Anayasa Mahkemesi’nin asıl ve yedek üyelerinden meydana gelen kurulca gizli oyla ve üçte iki çoğunlukla seçilir.”
Demek ki ne imiş?
Anayasa Mahkemesi’nin üye sayısının üçte birini Meclis seçtiği gibi, Danıştay üyelerini de, Anayasa Mahkemesi seçiyormuş!
Dahası var!
Danıştay Başkanı Mustafa Birden’e, o “dahası”nı da hatırlatalım hemen.. 1961 Anayasası’nın 140. maddesinin devamında bu düzenleme de.. Şöyle deniliyor, maddede: “Danıştay Başkan ve üyeleriyle, Başkanunsözcüsünün seçimlerinde, Bakanlar Kurulu ile Danıştay Genel Kurulu’nca ayrı ayrı boş yer sayısı kadar aday gösterilir.”
Haydaaa. Bakanlar Kurulu da nereden çıktı demeyin!
Ben, 1961 Anayasası’ndan birebir alıntılıyorum size!
Demek ki ne imiş?
Öyle; Anayasa Mahkemesi, kendi kafasına göre değil, Bakanlar Kurulu ve Danıştay Genel Kurulu’nun gösterdiği adaylar arasında Danıştay üyelerini seçiyormuş!
Peki Sayın Birden, geçen gün ne diyordu?
“Bakanlar Kurulu’na, Danıştay için üye belirleme yetkisi vermek, yargı bağımsızlığına aykırıdır”!
Hayret bir şey!
Sayın Birden, 1961 Anayasası’ndaki bu düzenlemeyi bilmez mi?
Bilmez olur mu hiç?
Bilir, bilir de, “Bakanlar Kurulu’nun, 1961 Anayasası’nın yürürlükte olduğu dönemdeki gibi oluşmasının, bundan sonra pek mümkün olamayacağını bilir de, onun için bu sözleri sarfeder!”
Değil mi Sayın Birden?

05-13-2009, 02:46	#1
Kullanıcı Adı Necip Fazıl	Birden, 1961 Anayasası’nı ister mi? Ali Karahasanoğlu - Vakit Birden, 1961 Anayasası’nı ister mi? Son tartışma konusu, Anayasa değişiklikleri.. “Anayasa değişiklikleri” ekseninde en önemli tartışma konusu da, “Anayasa Mahkemesi’nin yapısı nasıl olmalı?” konusunda tıkanıyor! Öyle ki; BarolarBirliği’nden şu ismin, bu ismin, Ergenekon ile bağlantısı saptanmış, şu üniversitenin, bu öğretim üyesinin, o öğretim üyesinin görüşlerini hiç tartışmaya bile gerek yok. Kim oldukları, neyi savundukları ortada! Ama önce; Yargıtay Başkanı’nın, ardından da Danıştay Başkanı’nın açıklamaları da benzer yönde olunca, tabii ki bunları masaya yatırmamız gerekiyor! Özetle ne diyor Yargıtay ve Danıştay Başkanları? “Anayasa Mahkemesi’nin üye yapısını değiştirmemek gerekir. Özellikle de, Millet Meclisi’ne üye seçiminde yetki verilmemesi gerekir!” Hemen devam ediyorlar, sözbirliği etmişçesine: “Meclis’in üye seçmesi, yargı bağımsızlığını zedeler!” Geçtiğimiz günlerde, Batı’daki ülkelerde Anayasa Mahkemesi’nin üye yapısı ne ise, benzer bir düzenleme yapılmasına karşı çıkılmaması gerektiğini hatırlatmıştık. Şimdi olaya bir başka açıdan daha bakalım.. Anayasa Mahkemesi’ne “Millet Meclisi’nin üye seçimine karşı çıkanlara, kendi tarihimizden bir örnek verelim.. Bakalım, Anayasa Mahkemesi’nin ilk kuruluş yıllarındaki yapısına ne diyecekler? 1961 Anayasası’nın 145. maddesi şöyle idi: “Anayasa Mahkemesi, onbeş asıl ve beş yedek üyeden kuruludur. Asıl üyelerden dördü Yargıtay, üçü Danıştay Genel Kurulları’nca kendi Başkan ve üyeleriyle Başsavcısı ve Başkanunsözcüsü arasından üye tamsayılarının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir. Bir üye, Sayıştay Genel Kurulu’nca kendi Başkan ve üyeleri arasından aynı usûlle seçilir. Millet Meclisi üç, Cumhuriyet Senatosu iki üye seçer. Cumhurbaşkanı’nca da iki üye seçilir.” Demek ki; 1961 Anayasası’na göre, TBMMkaç üye seçiyormuş? Üçü Meclis, ikisi Senato olmak üzere tam 5 üye! 500 yıl önceki bir düzenlemeden değil.. Afrika’daki, Uzak Asya’daki bir ülkenin anayasasından bahsetmiyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin 1961’de kabul edilen Anayasası’ndan bahsediyorum.. Yıllarca yürürlükte kalmış bir anayasadan bahsediyorum. Bu anayasaya göre, Anayasa Mahkemesi üyelerinden üçte birini, TBMM seçiyor! Buyurun, o tarihteki düzenlemeyi geri getirelim.. Hani Anayasa Mahkemesi’nin Türkiye’de kuruluşu, bir devrim idi ya! O devrimi, ilk kuruluş tarihindeki şekli ile alıp, uygulayalım! Ne dersiniz? “İstemezük” değil mi? Siz neyi istediniz ki, bunu da isteyesiniz! Sizin bütün hayatınız “İstemezük” üzerine kurulmuş! Sadece Anayasa Mahkemesi değil, Danıştay’ın yapısının da, 1961 Anayasası’ndaki şekli ile oluşması gerektiğini söylesem, yine muhataplarımız ayağa kalkacaklardır: “İstemezük”! Niye? Çünkü; Danıştay’ın oluşumu da, 1961 Anayasası’na göre, 140. maddede şöyle düzenlenmiş: “Danıştay Başkan ve üyeleri, Başkanunsözcüsü, kanunda gösterilen niteliklere sahip kimseler arasından, Anayasa Mahkemesi’nin asıl ve yedek üyelerinden meydana gelen kurulca gizli oyla ve üçte iki çoğunlukla seçilir.” Demek ki ne imiş? Anayasa Mahkemesi’nin üye sayısının üçte birini Meclis seçtiği gibi, Danıştay üyelerini de, Anayasa Mahkemesi seçiyormuş! Dahası var! Danıştay Başkanı Mustafa Birden’e, o “dahası”nı da hatırlatalım hemen.. 1961 Anayasası’nın 140. maddesinin devamında bu düzenleme de.. Şöyle deniliyor, maddede: “Danıştay Başkan ve üyeleriyle, Başkanunsözcüsünün seçimlerinde, Bakanlar Kurulu ile Danıştay Genel Kurulu’nca ayrı ayrı boş yer sayısı kadar aday gösterilir.” Haydaaa. Bakanlar Kurulu da nereden çıktı demeyin! Ben, 1961 Anayasası’ndan birebir alıntılıyorum size! Demek ki ne imiş? Öyle; Anayasa Mahkemesi, kendi kafasına göre değil, Bakanlar Kurulu ve Danıştay Genel Kurulu’nun gösterdiği adaylar arasında Danıştay üyelerini seçiyormuş! Peki Sayın Birden, geçen gün ne diyordu? “Bakanlar Kurulu’na, Danıştay için üye belirleme yetkisi vermek, yargı bağımsızlığına aykırıdır”! Hayret bir şey! Sayın Birden, 1961 Anayasası’ndaki bu düzenlemeyi bilmez mi? Bilmez olur mu hiç? Bilir, bilir de, “Bakanlar Kurulu’nun, 1961 Anayasası’nın yürürlükte olduğu dönemdeki gibi oluşmasının, bundan sonra pek mümkün olamayacağını bilir de, onun için bu sözleri sarfeder!” Değil mi Sayın Birden?

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)