Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
Şiir Şairler, şiirler ve öz geçmişleri.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 07-31-2009, 16:05   #1
Kullanıcı Adı
u.esra
Standart
Beni Yakışına

O esrarlı yangına bu can nasıl dayandı?
Sahile vurdu kalbim,su yandı,kum da yandı.
Bir mum gibi eriyip aktı uykusuzluğum,
Ölüme başkaldıran dertli uykum da yandı.
Yurdundan mahrum edip dolaştırdın cem gibi.
Ruhumla söndü alev,sonra ruhum da yandı.
Kül oldu bir yiğidin figanıyla her umut.
Bülbülün küllerine konan puhum da yandı.
Böylesi bir yangını görmedi Nemrut bile.
Kaktüsün gölgesinde nazlı âhım da yandı.
Âhımdır zannederdim en belalı kıvılcım,
Kirpiğine dokunan kanlı âhım da yandı.
Bir damla su ver bana ey çöl! Bari sen küsme.
Kalmadı hiçbir şeyim bak,günahım da yandı.
Yenilgiler bir tufan gibi çöktü üstüme.
Ülkem yıkıldı heyhat!
Ordugâhım da yandı.
Köleleri her akşam duman kıldı gözlerin,
Başıma tâc ettiğim padişahım da yandı.
İlk defa böylesine tutuştu gökkuşağı.
Renklerim siyah oldu ve siyahım da yandı.
O`ndan başka ne varsa yandı,
Yandık sen ve ben.
O`nu göreyim diye,kıblegâhım da yandı...


Nurullah Genç


 

u.esra isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 07-31-2009, 16:06   #2
Kullanıcı Adı
u.esra
Standart
GÜL ( YİNE HÜZÜN )

Bitir bu işkenceyi , sende artık bana gül

Dokundurma elini pıhtılaşan kana gül
Bahçe boş ;çeşme kuru ; nerde bostancıbaşı
Gelde feryâd-ü figân etme bu hüsrâna gül
Yıllarca yatağında uyudum semenderin
Çakallar yuvalandı bizim olan hana gül
Unuttum gökkuşağı altındaki resmini
Nice bühtan ettiler eski bir sultana gül
Kâinat oluk oluk boşalırken içimden
Yağmur damlası bile olamadım sana gül

Uzandığım her hayal tutuşturdu ömrümü
Her yangınla yeni bir yangın düştü cana gül
Ya öldür , yarasalar okşasın cesedimi
Ya da terkedip gitme beni bu isyâna gül
Dinle ki , en ölümcül şarkımı söylüyorum
Darağacı kurdular döndüğüm her yana gül
Nasıl sevişiyorsun kırkayakla , çıyanla
Hani boyun bükmüştün ebedî fermana gül
Meğer bir yanılgının zinciriymiş umudum
Güvenimi yitirdim şimdi her dermana gül...

-Nurullah Genç -

u.esra isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-31-2009, 16:06   #3
Kullanıcı Adı
u.esra
Standart
Benim Şiirim ...
Bakmayın çevremi kuşatanlara
Hüznün,yalnızlığın şairiyim ben
Issız ovaların nehiriyim ben
İçimde işliyor derin bir yara
Aşkın öldürmeyen zehiriyim ben
Bakmayın çevremi kuşatanlara
Hüznün,yalnızlığın şairiyim ben

Kapattım kalbimin son kapısını
Dokunun;boşlukta bir taş gibiyim
Hafızası ölü nakkaş gibiyim
Çekiyorum mutsuzluğun yasını
Ayaklara mahkum bir baş gibiyim
Kapattım kalbimin son kapısını
Dokunun;boşlukta bir taş gibiyim

Ölümü yaşadım ölmeden önce
Bana sonsuzluğu beklemek düştü
Mazide benim de yüzüm gülmüştü
Uyandım,mutsuzluk geri dönünce
Ölümü yaşadım ölmeden önce
Bana sonsuzluğu beklemek düştü

Gelsene,nerdesin,ey sessiz ölüm
Adını yazsana dudaklarıma
Zaman kan süzüyor kulaklarıma
Hıçkırığa mahkum biçare gönlüm
Haydi takılıver ayaklarıma
Gelsene,nerdesin,ey sessiz ölüm
Adını yazsana dudaklarıma

Bulsam Kafdağı'nın eteklerini
Başımı çevirip gitsem mi bilmem
Ben ki yaranamam,şakaya gelmem
Kuruttum bengisu peteklerini
Karanlık dolu bir dünyada gülmem
Bulsam Kafdağı'nın eteklerini
Başımı çevirip gitsem mi bilmem

Umutlar sultanı anlayamadı
Sizler beni asla anlamazsınız
Biraz sevdasınız,biraz nazsınız
Kimse benim gibi ağlayamadı
Belki gülersiniz,inanmazsınız
Umutlar sultanı anlayamadı
Sizler beni asla anlamazsınız

Nurullah Genç
u.esra isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-31-2009, 16:11   #4
Kullanıcı Adı
u.esra
Standart
KENDİSİNE

Sen ey şehrin yerlisi, cesur, kararlı mühür
Sen ey inatçı kıskanç, alçak gönüllü ve hür

Karanlık geceleri korkutsa da günahım
Kızlar Kayası gibi dikilip kaldı âhım

Sefere çıkanların tatlı rüyâsı mısın?
Rûhumun cellâdı mı, yoksa hülyâsı mısın?

Konuşursun, sözlerin dâre çeker canımı
Susarsın, çâresizlik büyütür isyânımı

Siyaha boyanınca, kanatlanır mı yürek?
Hangi harfin başını bekliyor şimdi melek?

Kasîde, hangi şehrin âşiyânında güzel
Bulutlu havalarda parlayan aydır gazel

Yine mest, yine sarhoş bahçendeki mumyalar
Canlanıyor taşların kalbinde sardunyalar

Fildişinden heykel mi taşıyorsun elinde
Yine bir raksın mumu yanıyor gözlerinde

En hâkî denizini verdim sana ömrümün
Dilediğince yıkan sularında gönlümün

Sürmek mi istiyorsun masal arabasını
Getireyim kapına devlerin en hasını

Ölümsüz meyvesini sundum hayal bağının
Dehâsında bulmuşum seni yalnızlığımın

Celî bir kavis miydin, sokuldun yüreğime
Hattı hümayununla sultan oldun evime

Hendeseyi titretir endâmın ley-ü nehâr
Bu aşkı destan gibi yazıyor fırtınalar

Yüzündeki çizgiler kûfî midir sülüs mü?
Aradığın define İrem mi Endülüs mü?

Sen ey yardım sevenim, ruhumu derde saldın
Yalnızlığım ağlarken gülenim, nerde kaldın ?

Azimli bir yüreğin yorgun kimyasın da mı?
Sevda denklemlerinin memnû dünyasında mı?

Her pazartesi âhım kapında helâk olur
Her Cuma karanlığın kuşları leylâk olur

Kâşifin benim gülüm, görmediğin yine ben
Bilseydin sana benden bakanı görünmeden

Anlardın; her macera tende rü’yet gibidir
Oysa sende gördüğüm, sana gurbet gibidir

Utangaç bir merhamet saklıyorsun sesinde
Sahraya dönüyorum baharın ötesinde

Gizlice bir nikahtır o arzuhal, o kâmet
Sensizlik, yollarımda bir değil, bin kıyamet

Bu tebessüm rüya mı, bu istifham uğru mu
Âh bir çoğaltabilsem yüreğinde ruhumu

Bilmezsin ayrılığın ağı kokan dilini
Hâtıra bırak bana oyalı mendilini

Ege uygarlığı çağrıştıran tarihin
Asya’nın bağrı kadar muammalı ve derin

Arı sütü damlarken kaygan kirpiklerinden
Görünmez bir mürekkep akar iliklerinden

Yüreğin, âh yüreğin bir hüzün lâlesi mi
Masallar ülkesinde Zengibar kalesi mi

Kapısına bir türlü varamadım, a gülüm
Hudutlarında bile duramadım, a gülüm

İpeğimi elimden aldı pusathâneler
Bulamaz kaybedilen nûn’u rasathaneler

Hummalı bir kovanda bal yapan arı mısın?
Hayatımın ansızın kopan damarı mısın?

Paslandı buzdağları ortasında çeliğim
Gözlerinden hatıra kaldı kekemeliğim

Kervanında kaybolan bir bezirgân gibiyim
Kaktüslerin diline düşen figân gibiyim

Her köşede bir meddâh anlatıyor âhımı
Bilmiyor, kirpiğinden almışım siyahımı

Uğrunda, kralların bahtı solsaydı, gülüm
Amerika, yolunda kurban olsaydı, gülüm

Bir Kafkas figüründe bulurdum son izini
Efeler diyârına çevirirdim yüzünü

Eşkıyâ vurgunudur seni benden ayırmak
Çalıkuşunu yakan bir rüyayı haykırmak

Gölgelere gecenin künhünü hatırlatır
Ayrılıklar bazen de gölgeleri ağlatır

Sükûnla savaşıyor hislerim kıyasıya
Sevdiğini bilirim uykuyu doyasıya

Süslenmek istiyorsan, ruhumu boynuna tak
Bu firûze özgürlük yalnız senin olacak

Bastığın her hücremde otuz sekiz çizgi var
Baktığım her duruşun muammalı bir duvar

Suskunluğun taş gibi, gülüşün berrak değil
Neden vivien kokar baharın, leylâk değil?

Gözlerin bir zamanlar toprağın sahibiydi
Bakışların bir tutam gül yaprağı gibiydi

İnsanlar kıvranırken ejderlerin ağında
Ceylan gibi yürürdün bir hayal sokağında

Yine de, yokluğumun en şüpheli çağıydın
Tenhâlarda ağlayan bir okul kaçağıydın

Karanlık korkutamaz gülüm seni, vururum
Kâtil yüzlü cinlerin karşısında dururum

Yeter ki, o nâzenîn kalbin emir buyursun
Kâinat yıkılsa da yüreğimde uyursun


Nurullah GENÇ
u.esra isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı