Siyaset Forum

[Berr Ak]

Başbakanın üslubu öyle.Ben de ters düştüklerini düşünmüyorum.Medyanın abartması.

[nedering]

Erdoğan'ı şikayet edecek mi



Sayın Bakan Akdağ, Başbakanı da “Tehdit” Etsenize!..


Atilla AKAR – Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ kısa bir süre önce domuz gribi aşısı konusunda kendisi gibi düşünmeyenleri ya da endişeleri olup sorularını yüksek sesle dillendirenleri adeta “tehdit” etmişti. Hatırlayalım, Bakan Akdağ bakın neler demişti; “"Domuz gribi aşısını yaptırmayın diyenler bir takım hukuki sonuçlarla karşı karşıya kalacaklar. Vatandaşım yarın gelse bana dese ki, ben televizyonda falanca kişiyi seyrettim. Şu siyasetçiyi veya kişiyi, ısrarla bu aşıyı yaptırma dedi. Ben onun yüzünden aşıyı yaptırmadım çocuğuma, çocuğumu da kaybettim. Ben Sağlık Bakanı olarak ona suç duyurusunda bulunacağım, savcılıklara. Bunu şimdiden açıkça ilan ediyorum"

“Demokrat” bir ülkenin oldukça “Demokrat”(!) bir bakanına “yakışır” bu sözleriyle başta Sağlık eski Bakanı Osman Durmuş olmak üzere basında benim gibi farklı kaygılar taşıyanlara gıyaplarında (kaldı ki kendi payıma ben hiçbir zaman “aşı olmayın” demedim sadece bundan önceki “Domuz Gribi Paniği” Psikolojik Bir Kitle Operasyonu mu? başlıklı yazımda sorular sordum ve uluslar arası şirketlerin bu konudaki kumpaslarından bahsettim) aba altından sopa göstermişti. Altında fikir ve ifade özgürlüğünü sınırlama ile eleştirileri susturma güdüsü yatan bu tavra göre tüm dünyada zaten sorulan soruları sormak ve belli endişeler taşımak adeta suçtu. Aşılar konusunda belli “acaba”lara sahip “münafıklar”(!) Maazallah “Ergenekoncu” bile olabilirlerdi!

Ancak Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bugünkü TBMM Grup Toplantısı sonrasında yaptığı “Ben aşı olmayı düşünmüyorum.” şeklindeki açıklaması sonrası işin rengi bayağı değişmiş görünüyor. Belli ki başbakan bir şeylerden rahatsızdı ve bakanının bazı ölçüsüz çıkışlarından huzursuz olmuştu. Dahası tepkisini yüz yüze vermek yerine kamuoyu önünde paylaşarak “sorumluluğu” taşımadığını hissettirerek böylelikle mesajını vermişti. Bakan Akdağ’ı adeta azarlarcasına ve "Cumhurbaşkanı Gül'ün ve benim adımı vermişsin. Hemen düzelt" demesi ve cevabını bile beklemeden çekip gitmesi oldukça manidardı. Yanısıra Domuz gribi aşısı konusunda Sağlık Bakanı ile “aynı düşünmediğini” belirterek Akdağ ile arasına sınırı çizmişti!

Ayrıca bugünkü grup toplantısında konuya değinen Başbakan Erdoğan, bu konunun vatandaşın kendi inisiyatifine bırakılması gerektiğini belirterek, "Ama 'muhakkak yaptırmak gerekir' diye bir kampanya yürütülmesi doğru değildir, yanlıştır" şeklinde konuşacaktı. Erdoğan, tüm vatandaşlara bir tavsiyesi olduğun belirterek, "Bu süreç içinde öpüşmeyiniz, tokalaştığınızda lütfen ellerinizi yıkayınız, mümkünse hemen dezenfekte ediniz" dedi. Başbakan Erdoğan, "Çünkü otoriteler de bu konuda değişik değişik kanaatler belirtiyor. Kimisi olmalıdır kimisi olmamalıdır diyor. Öyleyse yapmamız gereken siyasi irade olarak bunu isteğe bağlı hale getirmektir. Niye? Bunu yarın kimse siyasi iradeye faturasını kesmesin. Cebren bu iş olmaz" dedi.

Başbakan Niye Böyle Bir Çıkış Yapma Gereği Hissetti?

Peki, Başbakan Erdoğan durup dururken, üstelik de kamuoyu önünde, bakanını açıkça zor durumda bırakan böylesi kalın hatlı bir çıkış yapma gereğini neden hissetmiş olabilir? Kendi bakanıyla çelişme pahasına bu ani “vites değişikliği”ne gitmesinin sebepleri neydi? Bu durumda ister istemez insanın aklına bazı sorular geliyor. Şöyle ki;

1) Acaba başbakan daha önce aşılar konusunda Bakan Akdağ tarafından “yanlış” ya da “abartılı” mı (hatta kandırıldığını mı?) bilgilendirildiğini düşünüyordu?

2) Başbakan bu konuda başka kanallardan daha yeni bazı özel “istihbaratlar” ya da “bilgilendirilmeler” mi aldı?

3) Başbakan kesin talimatlarına rağmen bu konuda bazı “yanlış işler” yapıldığı kanaatine mi varmıştı?

4) Acaba aşıların alımı sürecinde burnuna bazı “pis kokular” mı gelmişti?

5) Sağlık bakanının şahsi davranışlarının giderek partisine ve hükümetine zarar verdiğinin mi farkına vardı?

6) Başbakan gerçekten alınan önlemleri “abartılı” mı bulmuştu?

7) Başbakan “Öpüşmeme, tokalaşmama, elleri yıkama ve dezenfekte etme ile vücudu takviye etme” nin yeterli olacağına mı kanaat getirmişti?

8) Farklı “otorite”lerin sesine kulak mı vermişti?

9) Uluslar arası şirketlerin manipülasyonlarının farkına mı varmıştı?

10) Yoksa sadece adının “aşı olacak” şeklinde bakanının ağzından telaffuz edilmesine mi kızmıştı? (Hiç sanmıyorum!) Ya da şahsına yönelik bir tür anormal “sağlık yüklemesi” yapılabileceğinden dolayı endişeye mi kapılmıştı?

Bilemiyoruz!..

Bunların hepsi bizim varsayımımız ve kafamızda oluşan sorulardan ibaret. (Ancak nedeni ne olursa olsun Sayın Başbakanın çıkışı doğrudur ve bu konudaki endişelerimizi haklı kılar mahiyettedir.) Öyle veya böyle bundan sonra domuz gribi konusunda abartılı ve paniğe sevk eder mahiyette beyanların frenleneceği görünüyor ki, isabet olmuştur. Umarız birileri toplumu korkutarak bir yerlere varılamayacağını anlamışlardır!

Ancak başlıkta sorduğumuz soru halen geçerlidir; “Sayın Bakan, Başbakanı da “Tehdit” Etsenize!.. “Öyle ya! Bu mantığa göre başbakan “aşı olmayacağım” diyerek topluma “kötü örnek”(!) oluyor ve aşı olmamayı fiilen teşvik ediyordu.(!) Bakanın dediği gibi ya başbakanın tavrına inanıp birileri aşı olmaz ve yarın öbür gün domuz gribinden ölürse ne olacaktı? Başbakanı da savcılara şikâyet edecek miydi?

Ya da ne bileyim, bu durumda meselâ istifa etmeyi filân düşünür müydü acaba?

ANKA

[nedering]

benimde merak ettigim konuydu kasımpaşsalı bagırdı bakan koktu türk milletine 7 yıldır yapılan biat kültüründeki gibi bakan diyordu hani yaptırmam yada birilerini etkilerse dava acacagım sayın başbakan dava acılacakmı* en çok dış ziyaretlere giden başbakan erdogan yani grip bulaşma riski yüksek bir kisilik önce bakan bir dava acsın görelim yiyorsa kasımpaşalı aldıgıyla caldıgı bir olur..türkiye cumhuriyeti başbakanı bu aşıyı vurdurmayacaksa türk halkı vurdurmayacaktır emin olun türk halkı kobaymı başbakan vurdursunda görelim