|
|
#2 |
|
Bayburtlu Zihni, bir iş için devlet dairesine uğramış. Memurlar, kılık kıyafetine bakıp onu alaya almışlar.
Elli yaşlarında bir memur; - Söyle bakalım amca, ben kaç yaşındayım diye sormuş. Zihni, - Otuz beş demiş. Memurlar gülüşmüş. Bir başkası, - Ya ben.. demiş. - Yirmi beş, demiş Zihni. Böylece her birinin yaşını 10-15 yıl küçük söylemiş. İçlerinden biri, - Amca, sen ne işle meşgulsün? Bakıyorum da hepimizin yaşını iyi bildin, diye alayı sürdürmüş. - Baytar bir aileyiz, demiş Zihni. “Babam atlarla, ben ise eşek ve sıpalarla ilgilenirim.” Ben de, bir “köylü çocuğu”yum... Küçük yaşlardan itibaren, “tarla”da çalıştım, “bahçıvanlık” yaptım... İşte bu yüzdendir ki; “hıyar”lardan çok iyi anlarım! Bana kimse “hıyarlık” yapmasın, hemen çakarım vaziyeti!.. Bu adamın ağzına düşmekten ise o sözleri hiç söylemeseydin baykal , ülkede hıyarlar arttıkca sebze kelamları da artıyor. |
|
|
|
|
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|