|
![]() |
#1 |
![]() ![]() Bir İstanbul kızısın… Yaşadığın şehre benziyorsun aslında… Sen biraz o musun, nedir? Bazen Ayasofya aksediyor yüzüne… Onun gibi her şeye Amenna diyor, Başını önüne eğip, susuyorsun… Bir İstanbul kızısın… Görür görmez anlamıştım bunu… Gözlerin birer İSTANBUL GECESİ olmuş Bakışlarında geziyorum… An oluyor sîmanı benzetiyorum ona; Bazen uykularda yüzdüğü bir an oluyorsun Kandilli’nin…. Mahmur gözlerle bakıyorsun Biraz esneyip gülümsüyorsun ardından. Bir yandan da mehtabı sürüklüyorsun Yangınınla… Bir İstanbul kızısın… İnsanın içini ferahlatıyor sözlerin… İnanır mısın bilmem, Kanlıca’nın yoğurduna dahi benzetiyorum seni… Yüzün beyazlıyor hayalimde… Gülümsüyorum bu sefer ben… Anlamıyor, lakin karşılık veriyorsun Başınla.. Bir İstanbul kızısın… Seni gördüğüm ilk an esiyor aklıma da; Bir pınarın çağlarken Etrafına saçtığı buselerdi bakışların… O halinle Kızkulesi düşüyor yadıma Her gece o boğaz esintili bakışlarla Kaç delikanlıya göz kırpıyordur Kim bilir?.. Bir İstanbul kızısın… Sinirlenip, ağlıyorsun ya bazen… İşte o an bir Marmara oluyor gözlerin… Marmara gibi doluyor… Sonsuzluğa erişiyorum gözyaşlarınla… Gözlerim açık… Bir İstanbul kızısın.. Gülümsemen o.. Ağlaman..Hüzünlenmen… Sana bakıyorum; Her nefesin ayrı bir semt oluyor gözlerimde.. Geziyorum İstanbul’un dört bir yanını Sana bakarken. Kayboluyorum onda Seni her görüşümde.. Şunu bil ki; Bulmak istemiyorum kendimi İstanbul kızı…. Gözüm hep ikinizde kalacak çünkü İkbâl Betül Armağan
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() ![]() Aşk dedim düştüm yoluna… Düştüm yalınayak aşkın yoluna... Bir garip seyyahım şimdi alemde, Fikrim sensin,maksudum sen, Her dem zikrimde... Bir "hû"sesi yükseldi göğe, Bir "hû" sesi aşkın dilinden, Bırakma beni ya hû Aşksız bırakma! Aşk diye diye geldim kapına… Fatma BAYLAN |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Bir gün bir derviş,
Bir kucak dolusu elma ile bayırlar aşan bir genç kıza rastlamış… Bozkırın sıcağında yorgunluktan al almış kızın yanakları.. “Nereye gidersin? Ne doldurdun kucağına?” Diye sormuş derviş. Uzak bir tarlayı işaret etmiş kız: “Sevdiğim çalışıyor orada… Ona elma götürüyorum.” “Kaç tane” diye soruvermiş derviş. Kız şaşkın: “İnsan sevdiğine götürdüğü şeyi sayar mı hiç?” deyivermiş.. Ve usulca koparıvermiş derviş elindeki tespihin ipini! |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() ![]() Ya Rab bu hasrete can dayanmıyor; Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun. Her adımda bir engel var, salmıyor, Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun. Mümkün mü bu yolda maksuda ermek? Mümkün mü sılada dost yüzü görmek? Âşıka ar gelir geriye dönmek; Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun. Abdurrahim Karakoç |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
![]() ![]() Konusmak isterdim Kelimeler yutulup, Kalbe inebilseydi.. Göz göremedigini görse, Akil akledemedigini... Belki o zaman Daha az üzülürdük Bir hüzün nöbeti sirasinda Kör ve sagir ve dilsiz olmak Yeniden yorumlanirdi bize.... Ve biz `kendimiz` olurduk; Anlayan, Anlatan Anlasilan ... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
![]() ![]() Dal rüzgarı affeder. Ama kırılmıştır bir kere Her gün yeni bir keder bulur Yakıştırır göğsüne Günler geçer yıl olur Aslında hepsi aynı hikaye Dal rüzgarı affetse bile Kırılmıştır bir kere Cam yapışır, kalp yapışmaz Sen unutsan bile ruhun unutmaz Zaten unutmak da bize yakışmaz Aşk acısı olsa bile Dal rüzgarı affeder Ama kırılmıştır bir kere... TUNA KİREMİTÇİ |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
![]() ![]() Bazı kuyuların suyu içilmez; acıdır. Bazı kuyular derindir; görünmez suyu. Bazı kuyular kördür; göremezler... Benim kuyum, benim kuyum sevgili dostum öyle derindir ki; içine taş attığın zaman suyun sesini duyamazsın bağırsan sesin geri gelmez bakracı sarkıtsan ip yetmez... Yalnızlığın bana yakıştığını söylüyorlar.. İyi duruyormuş üzerimde; renkleri sade ve uyumluymuş.. Dikimi kusursuzmuş.. Bu mahir terzinin adını öğrenmek istiyorlar.. Söyler miyim hiç! Konfeksiyon yalnızlıklar ne güne duruyor. Söyler miyim hiç! .. Bana bencilce hareket ettiğimi söyleme sakın. İnsanlara güvenimi kaybettim. ... Posta Kutusundaki Mızıka / A. Ali Ural |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
![]() ![]() DOST ACI GÜNDE DESTEK OLAN , DOST DOSTU AÇKEN TOK YATAMAYAN, DOST MALINI , MÜLKÜNÜ VE DAHİ EMANETLERİNİ DOSTUNDAN KISKANMAYAN, DOST ALLAHA DOST GÖRÜNÜP DOSTLARININ KAPISINDA DOSTUNUN DOSTUNA ZULUM ETMEYEN, DOST ALLAHA DOST DOSTA ALLAH İÇİN DOST OLANDIR. KANATLARINI KIRANLAR, UÇMAYI YASAKLAYANLAR DOST DEĞİLDİR. DOST MECLİSİNE KABUL BUYRULMAK DİLEĞİYLE -- |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
![]() ![]() El...vereni var; alanı var.Kimisi karıştırır; kimisi düzeltir. Duaya duranı var; bedduaya duranı... Yumruk olanı var; baş okşayanı... Her işe koşanı var; her işten kaçanı... "Hep bana!" diyeni var; al sana diyeni... Elleriniz hangi ellerden? Hayırlı bir kişinin eli olmaktır her elin istediği; ama... sahibi "el" olup gidince... eller ne yapsın! |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
![]() ![]() Bazı kuyuların suyu içilmez; acıdır. Bazı kuyular derindir; görünmez suyu. Bazı kuyular kördür; göremezler... Benim kuyum, benim kuyum sevgili dostum öyle derindir ki; içine taş attığın zaman suyun sesini duyamazsın bağırsan sesin geri gelmez bakracı sarkıtsan ip yetmez... Yalnızlığın bana yakıştığını söylüyorlar.. İyi duruyormuş üzerimde; renkleri sade ve uyumluymuş.. Dikimi kusursuzmuş.. Bu mahir terzinin adını öğrenmek istiyorlar.. Söyler miyim hiç! Konfeksiyon yalnızlıklar ne güne duruyor. Söyler miyim hiç! .. Bana bencilce hareket ettiğimi söyleme sakın. İnsanlara güvenimi kaybettim. ... Posta Kutusundaki Mızıka / A. Ali Ural |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|