|
![]() |
#1 |
![]() Madem Ki Aşk Cemresidir Gönlün Sevgili... Yine bahar gelip vurdu kapımızı. Ben ki yaktım bütün anılarımı, Bölüştürdüm bütün şiirlerimi kayıp çocuklara. Film bitmedi, son yazmadı henüz. Takılıp kaldım yıllar öncesinin Eylüle çalan bir yazında. Hiçbir cemre dokunmadı bana, ısıtmadı yaz güneşleri. Durup durup kendime yaktım yıllar boyu, Onun için biraz is kokar libasım, Onun için dağınık biraz saçlarım. Ben ki bir dolu damıtılmış hüzündüm. Korkardım bahara dokunmaktan olaki solardı yüzü, Korkardım Eylülleri azgınlaştıran baharı tutuşturan adam olmaktan. Sevgili... Her gece bir Züleyha düşü görüyorum sen gibi, Düşüyorum içimin kuyularına durmadan. Yarım yamalak bir senaryo oysa herşey, Uyanıyorum ki çoktan silinmiş bütün repliklerim. Budur ürkmüşlüğüm, budur gizlenmişliğim, Sabrım beni ancak buraya kadar getirdi. Yoruldum artık sevgili, yoruldum karanfillere kan vermekten. Anlayamadım bir türlü neden Eylül hep on biri doğurur? Ve neden aşkın çocukları yoktur? Oysa sevgili... Bir Eylül günü, saklandığım hayattan çıkıp gelmek isterdim şimdi sana Birikmiş bütün baharlarımı adayarak, Koşarak doru taylar gibi yalınayak, Çatlasın isterdim damarlarım çatlasın Ve damarımda akan hüzün bu aşka karışmasın. Yazık ki yine de Eylül dolu ellerim, yine de derin bir sızı içimde, Hüzünlü bir gülümseyiş bazen dudaklarımda. Nasılsa biraz keder bulaşır her aşka, Her aşka biraz gözyaşı, biraz kalp ağrısı. Sevgili... Bu senaryo, bu kuyu, bu Eylül bırakmaz beni. Geleceksen sen gelmelisin, hüzün kadar cesur aşklar takınarak. Madem aşk cemresidir gönlün, Gönlüme biraz bahar, biraz sen katarak....
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() ![]() Kolayıma Gelmedin, Zoruma Gittin “Yoldaşım! Zamanla unutulur bu kalleş kahır, diner acısı ayrılığın. Gidilecek uzun bir yolumuz var daha; senin için senden vazgeçebilirim. Bir boşlukta karşılaşmıştık ilk kez, bir başıma başka bir boşlukta da yol alabilirim. Haydi, beni bulduğun eski, yalnız sokağa bırak yine. Şimdi gitmek vakti… Biliyorum gitmek, bazen en çok kalmak. Ne olur; bu defa da giderken en çok kal ya da yanında en çok beni götür olur mu?” (A.Altunhan) Bir kâğıda sığar mı bir yürek? Ya da bir yürek kadar büyük olabilir mi bir kâğıt? Daha sana yaralarımı göstermedim. Kaldı ki ben, Senden önce kendime tehlikeyim. Üşüme diye çıkartmıyorum ceketimi. Astarında paylaşmıştık ortak bir aydınlığı. Gitmeseydin gözlerimin içinden okuyabilirdin adını. Biriktirme unutacaklarını! Oyuncak tabancalar kadar yalan, Hüzündür yakama iğnelediğim yamam. Hangi çığlığıma anahtar olabilirdin? Beni bir gülle bıçakladığın zaman… Gitmişsin işte çekiştirip durma adımı. Tülden bekleyişler kımıldanıyor ardın sıra bil! Ey gözlerimin arka bahçesi! Bu dağa tırmananlar düşer, Seyredenler değil. Yitik bir aşkta uyuyakalmış, Kırıp kırıp büyüttüğün yüreğim. Meğer aşkı yazıp yazıp satırlara sıkıştırmışım. Öyle durulup durulup. Oysa ölmek ve düşmek ne güzeldi, Yârin gözleriyle vurulup… Bir rüzgâr esse senden, geçmişim üşüyor. Sesin kulağımdan düşüyor. Ben sadece, Gidişine dayanabilecek kadar ayaktayım. Daha fazlasını verme! Ey yar Böyle çok çorak bekledim. Kolayıma gelmedin, Zoruma gittin... Kahraman Tazeoğlu |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Aklım Karakış ben seni yaralarından tanıdım ecelime son kurşundun deli davalım n'olur bulutsuzluğuma darılma dudağında bizi gül kıyametime adım kala beni senden alma aklım kara kış ellerim seni üşüyor bugün günlerden soğuk ben aysız gecelerde çocukluğuma mektup yazardım ah çocukluğum kağıt gemilerim düşlerim dudaklanıyor sesin kokuma gizli yıldızları sönük gecelerde dilime yağmursun gözlerini uyuyorum her gece bu kent içimin bahçesi gemilerim çözülüyor yüreğine ellerinle okşuyorsun bilmiyorsun kendi bakışlı kız ömrümün kırçıl masalısın uçurumlar vaadetme bana yaralısın... Kahraman Tazeoğlu |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() ![]() Her Aşk Katilidir Bir Öncekinin rüzgarlı bir tepenin yamacındayım şimdi kent suskun ve istasyonlar ayrılık için var bu şehirde imlası buzuk, üşümüş ve kirli bir çocuk olurum seni düşünürken ömrüme iliştirdiğim martı leşleri yamalı bir geçmişi oynar imtihanlar ve intiharlar üzerine kurulu hayatlardan gecenin en serseri yanını alırım günceme durup durup şiirler yazmak yoluna yeni bir yaşam biçimim oldu son günlerde kendimi sende kalabalık buluşum belki de bundan her gece yorganımın altında sakladığım kırlangıç sürüleriyle geliyorum sana sen uykudayken babam her gece ölüyor şimdilerde annem nihavent bir çığlık oluyor bana en çok sensizlik koyuyor sonra babilin asma bahçelerine asıyorum kendimi uyanmak için eski bir aşkını anlatıyorken bana konuştuklarından yapılma bir sessizlik oluyor ağzım kaç kez kanıyorum bir bilsen (ya da hiç bilmesen) sesinin ardında yüzün sessiz bir tabanca gibi duruyor kendimi kötü kurulmuş bir cümle sanıyorum gece yüklü bir kamyon uykularımı solluyor yastığının altında yalnızlığın var biliyorum oysa ben senden bir bardak su istedim akdeniz değil son yalnızı benimdir bu kentin istanbul arkamdan gelir ey hüznü yüzünde gülücük diye taşıyan kız hep kendine mi saklarsın çocukluğunu ağzıma bir bulut bulaşsa da yokluğundan yapılmış kayadan seken kurşun en serseri yanımız olur kimi zaman ve ben hep kendimi terk ederim senden her katilin aşkı her aşkın katili bir öncekinin faili hep ben olurum hep ben ölürüm içime uzanan koridorların ortasından hep gülerdin beni görünce bense sana hep geç kalırdım sona kalırdım sonra kanardım yağmurlarla inseydin içime içim senden yanaydı yüzümdeki işgaller senden karaydı seni sevmek en gizli ağlama biçimimdi sana yazacaklarım sil sil bitmezdi ve ben sende hiçbir şeydim sen bende herşeyken canım yastığının altında biriktirdiğin yalnızlıklarım kendine varlaşıp bana yoklaşan biri yapar seni ve ne kadar kaçsan o kadar yakınsındır aslında kendine geciken sevdalar yıkık kentlere benzer bilirsin ve sevgisizlik alır bir gün seni benden işte bu yüzden sen hep sevil hep sevil sevil Kahraman Tazeoğlu |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
![]() Akıllı kadınların “konuşacak çok şeyleri olduğu için suskunlukları da büyük olur”.
Akıllı kadınlar kendini ezdirmez. Akıllı kadınlar salağı oynayamaz. Akıllı kadınlar kendilerine haksızlık etmez. Akıllı kadınlar “mış” gibi yapmaz. Akıllı kadınlar aşıkken de akıllıdır. Bu yüzden hep yalnız kalırlar. Kahraman Tazeoğlu'nun bir köşe yazısından alıntıdır... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|