|
![]() |
#1 |
![]() Öncelikle "Asakir-i Mansure-i Muhammediyye" adı verilen yeni bir askerî yapı kurulmuş, topçu, humbaracı ve lağımcı ocakları ıslâh edilmişti. Sonra Mekteb-i Bahriye açılmış, eğitim ve öğretimini en üst seviyeye çıkarmak için Avrupa'dan hocalar getirilmişti. Askerî eğitim ve yeni silâhların kullanımının öğrenilmesi için Avrupa'ya askerî öğrenciler gönderilmiş, Avrupa'yı yakından takip etmek için Avrupa'nın önemli merkezlerinde konsolosluklar açılmıştı. 1831'de Takvim-i Vakâyi adlı ilk Türk gazetesi de bu dönemde çıkarılmıştır. Ayrıca askerî tıbbiye mekteplerini kurmuş, bu müessesenin eğitim ve öğretimini en üst seviyeye çıkarmak için Avrupa'dan hocalar ve mütehassıslar getirtmiştir. Eğitim ve öğretimi parasız hâle getirmiş, ilk tahsili de mecbur kılmıştı. Askerî Tıbbiye, Harbiye ve sivil yüksek okulların talebe ihtiyacını karşılamak için medrese ve mekteplere ilâveten Rüştiye okullarının açılmasını sağlamıştı. Devlet memurlarının yetiştirilmesi için Mekteb-i Maarif-i Adliye'yi ve büyük bir yekûn tutan vakıflar için de Evkaf Nezareti'ni kurmuştur. Okulların seviyesini yükseltmek ve fen ve teknik kitapların tercümesini sağlamak için tercüme bürosu kurulmuştu.
Bugün atılan adımları bu zaviyeden değerlendirdiğimizde farklı bakış acısı hakim oluyor insana.
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Sultan 2. Mahmud'un yaptiklarinda takdir edilmesi gerekn hususlar oldugu gibi pek takdire sayan olmayan meselelerinde oldugunu bazi tarihciler ifade ederler.
Sultan 2. Mahmud gercekten iyi niyetiyle hareket etmis ve bazi reformlarla Osmanli devletini güclendirme siyasetini benimsemisti. Fakat onun bu girisimleri pek basarili oldu denilebilirmi? Örnegin yeniceri ocaginin lagedilmesi. Süphesiz yenicerilerin zaman zaman ayaklanmasi Devleti Ali icin büyük sorun teskil ediyordu. Zaten bu sorun yalnizca Sultan Mahmud dönemine mahsus degil, bilakis önceki hükümdarlar zamanindada bu tür isyanlar sorun olmustur. Fakat bu isyanlar sebebiyle bir ordu lagedilebilirmi? veya edilmelimi?...Süphesizki edilebiliyor...ama bana soracak olursaniz edilmemeliydi. Velevki edildi, o halde yeni ordu cok daha öncelerden hazir olmaliydi. Cünkü kimi tarihcilerinde ifade ettigi gibi Yeniceri ocaginin yok edilmesinin ve yerine tam tesekküllü bir ordunun zamaninda kurulamamasindan dolayi Osmanli büyük kayiplara maruz kalmistir. Örnegin... kisaca ifade etmek gerekirse, sene 1826'da yeniceri ocagini lagettik fakat 1828'de rusyaya harp ilan ettik. Peki sonuc ne oldu? Osmanli siyasi ve cografi kayiplara ugradi. Yunanistan resmen bagimsizligini ilan etti, Tunayi ve kafkaslari ilk kez bu devirde kaybettik...v.s. Belki Ilahi takdir geregi bunlar zaten tecelli edecekti fakat bir devletin idareciligindeki basarisizliklarida ifade etmeliyiz. Bunun disinda bazi tarihciler Sultan 2. Mahmud'un islahat girisimlerini de tenkid ederler. Avrupadan ilim ve teknoloji ithal gayretine giristigimiz gibi ilk kez avrupayi giyiminde onun döneminde resmi dairelerde mecburi hale getirildigi söylenir. Elbette bunlar uzatilabilir fakat gayem yalnizca o döneme dair bildiklerimizi paylasmaktan ibarettir. Prof. Dr. ahmet Akgündüz hocamizin bilinmeyen Osmanli adli eserindede ifade buyurdugu gibi " bu sebepledir ki, bütün islahat hareketlerine ragmen, 2. Mahmud dönemi basarilar ve zaferler devri degil, tam manasiyla bi cöküs ve yikilis devri olmustu." ve bir kac satir sonra su sekilde devam ediyor hocamiz " Kisaca Osmanli devleti , 2. Mahmud döneminde kendi yürüyüsünü terk etti ; ama baskasinin yürüyüsünü de ögrenemedi." Sahsen bir Osmanli hayrani olarak icimiz sizlasada tarihi gerceklere objektif yaklasmak namina basarilarimizla nasil onur duyuyorsak basarisizliklarimizida ifade etmeliyiz diye düsünüyorum...acizane. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|