AHMET ERGÜN ANLATTI
(İstanbul’da yaşıyor- ticaretle uğraşıyor)
İstanbul İl Teşkilatı’ndan Özel Kalem Müdürü Mustafa Yüce arıyor: “Alo Ahmet Abi, biraz önce adamın biri arayıp 13.00-15.00 arası iki saat boyunca telefon ve elektriğimizin kesileceğini söyledi... Arar da ulaşamazsanız merak etmeyin.”
Akşama doğru Ahmet Ergün’ün telefonu yine çaldı: “Sabahleyin arayıp il binasında telefon ve elektriğinizin kesileceğini söylemiştim. Gördünüz... Ne dediysem o! Sizi uyarıyorum: Adamınız, derhal adaylıktan çekilecek ve bir basın toplantısıyla deklare edecek. Aksi halde... Bir sonraki uyarımız kanlı olacak!”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylığı, kimleri ve ne için rahatsız ediyordu? Daha işin başındaydılar. Üstelik Bedrettin Dalan, Zülfü Livaneli, İlhan Kesici gibi adayların yanında Erdoğan’ın seçimi kazanma ihtimali şöyle dursun, esamesi bile okunmazdı. Birilerinin, Tayyip Bey’in adaylıktan çekilmesini istemesi için, medyanın ya da kamuoyu yoklamalarının görmediği bir şeyi görmüş olması gerekiyordu.
Yaklaşan tehlikenin adı: Recep Tayyip Erdoğan’dı.
Erdoğan ve arkadaşlarının gün boyu içlerini karartan kasvet, aldıkları acı haberle doruğa ulaşmıştı. Samandıra seçim bürosu bombalanmış, bir kişi olay yerinde hayatını kaybetmiş, yaralılar hastaneye kaldırılmıştı. Olay sonrası Kartal Devlet Hastanesi’ne vardıklarında, Ahmet Ergün’ün telefonu çalıyordu. Telefonun ucundaki ses: “Kan akacak demiştim, kaale almadınız. Bu son ikazım!.. Bu gece bir programınız daha var. Adayınıza söyleyin, vazgeçsin. Yoksa konuşma esnasında vurulacak” diyordu.
Ne yapacaklarını düşünürken, Reis’in sesiyle kendilerine gelirler:
“Arkadaşlar, herkes görevinin başına! Devam ediyoruz!”
Konuşma, bir minibüsün üstünde yapılacak. Gönüllü arkadaşları kendilerini Reis’e siper ederken, içlerinde silah taşıma ruhsatı olanlar, pompalı tüfeklerle, eller tetikte, etrafı kolluyor... Öylesine gerginler ki, kazara çocuğun biri maytap patlatsa, kıyamet kopacak! Kısa tutulan konuşmanın ardından program sona eriyor. Reislerini evine ulaştırmak üzere yola çıkmaya hazırlanırken, telefon yine çalıyor:
“Gece henüz bitmedi!” diyor telefondaki ses: “Eve varıncaya kadar kat edeceğiniz uzun bir yolunuz var... Ensenizdeyiz.”
Reisleri, tartışmaları dinliyor ve nihai kararını açıklıyor: “Korkunun ecele faydası yok... Eve gidiyoruz!”
Dönüş güzergahında, Kısıklı Caddesi’nden eve gidecek yola girildikten sonraki ilk 100 metrelik bölüm çok tehlikeli. Arkadaşları koruma görevini üstlenip, makam aracını ortaya alıyor. Reisleri arkada, Mustafa Erdoğan’ın aracında. Makam aracına Erdoğan’ın yerine başka bir arkadaşı otururken, yol bitmek bilmiyor. Sağ salim eve ulaştıklarında, terden sırılsıklam vaziyette, herkes bulduğu bir iskemleye yığılmışken, odanın sessizliğini parçalayan telefonun öbür ucundaki ses, Ahmet Ergün’e şöyle diyor: “Adamınız herifmiş. Adaylığı hayırlı olsun!”