![]() |
#21 | |
![]() Alıntı:
ayrıca altta bana necip fazıl'la göndermede bulunan kardeşimede şunları hatırlatayım ; 22 Mart 1946’dan: "Soyumuzla, sopumuzla, derimizle, ruhumuzla, imanımızla mensubu olduğumuz aziz Türk milletinin hak ve haysiyet davacısı olarak.." Dahası: "Türk için orta yol, yarım oluş yoktur. Türk, olunca her şey olmağa, olmayınca hiçbir şey olmamağa mahkûmdur. İslam’ın zaferi, Türk’ün olmasına bağlıdır." Konuşan Abdülhakim Arvasi’dir. Necip Fazıl’ın yol göstericisi... "Ben bir seyyidim. Yani bu demektir ki Türk değilim. Ama yeryüzünde bütün Türkler silinse üç Türk kalsa biri ben olurdum. İki Türk kalsa yine biri ben olurdum. Son Türk kalsa da gene ben olurdum. Çünkü Türkler olmasa bugünkü mânada İslamiyet de olmazdı." İşte Türklük... Türklük bir ruh halidir. Büyük bir okyanustur. Hangi yağmur damlası buraya girerse, hangi dere akarsa o okyanustandır. Ne diyordu Necip Fazıl: "Yürü altın nesli tunçtan Oğuz’un Adet küçük, zaman çabuk, yol uzun." Bu da Türk’e sesleniş: "Allah’ın seçtiği kurtulmuş millet Güneşten başını göklere yükselt." Kurtulmak... Türk’ün kurtuluşu... Tek çare var: Yeniden Türk olmak ... |
||
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|