| Şiir Şairler, şiirler ve öz geçmişleri. |

| Anketimiz: En Sevdiğiniz veya Beğendiğiniz Şair Hangisi? | |||
| Ahmed Arif |
|
0 | 0% |
| Necip Fazıl Kısakürek |
|
22 | 59.46% |
| Nazım Hikmet |
|
0 | 0% |
| Yusuf Hayaloğlu |
|
1 | 2.70% |
| Cemal Süreya |
|
0 | 0% |
| Cezmi Ersöz |
|
0 | 0% |
| Yılmaz Odabaşı |
|
0 | 0% |
| Can Yücel |
|
1 | 2.70% |
| Orhan Veli Kanık |
|
1 | 2.70% |
| Atilla İlhan |
|
0 | 0% |
| M.Fethullah Gülen |
|
6 | 16.22% |
| Özdemir Asaf |
|
0 | 0% |
| Pir Sultan Abdal |
|
0 | 0% |
| Cemal Safi |
|
0 | 0% |
| Diğer |
|
6 | 16.22% |
| Katılımcı sayısı: 37. Sizin bu Ankette oy kullanma yetkiniz bulunmuyor | |||
![]() |
|
|
|
|
#1 |
|
"Deden bile söndüremedi İslam'ın nurunu. Sen mi söndüreceksin Ebu Cehilin torunu ?!"(ÜSTAD N.F.K)
|
|
|
|
|
| Sayfayı E-Mail olarak gönder |
|
|
#2 |
|
Bir Gece / Mehmet Akif Ersoy Ondört asır evvel, yine böyle bir geceydi, Kumdan, ayın ondördü, bir öksüz çıkıverdi! Lakin, o ne husrandı ki: Hissetmedi gözler, Kaç bin senedir halbuki bekleşmedelerdi! Nerden görecekler? Göremezlerdi tabiî; Bir kerre, zuhûr ettiği çöl en sapa yerdi, Bir kerrede, mâmûre-i dünyâ, o zamanlar, Buhranlar içindeydi, bu günden de beterdi. Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta; Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi! Fevzâ bütün âfâkını sarmıştı zemînin. Salgındı, bugün Şark'ı yıkan, tefrika derdi. Derken, büyümüş kırkına gelmişti ki öksüz, Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi! Bir nefhada insanlığı kurtardı o Ma'sum, Bir hamlede kayserleri, kisrâları serdi! Aczin ki, ezilmekti bütün hakkı, dirildi; Zulmün ki, zevâl aklına gelmezdi geberdi! Âlemlere rahmetti evet şer-i mübîni, Şehbâlini adl isteyenin yurduna gerdi. Dünya neye sâhipse, O'nun vergisidir hep; Medyûn ona cemiyyet-i, medyun O'na ferdi. Medyundur o mâsûma bütün bir beşeriyet... Yâ Rab, bizi mahşerde bu ikrâr ile haşret. |
|
|
|
|
|
|
#3 |
|
Her Şey Sende Gizli
Yerin seni çektiği kadar ağırsın, Kanatların çırpındığı kadar hafif.. Kalbinin attığı kadar canlısın, Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç... Sevdiklerin kadar iyisin, Nefret ettiklerin kadar kötü.. Ne renk olursa olsun kaşın gözün, Karşındakinin gördüğüdür rengin.. Yaşadıklarını kar sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün.. Gülebildiğin kadar mutlusun. Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin Sakın bitti sanma her şeyi, Sevdiğin kadar sevileceksin. Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer Ve karşındakine değer verdiğin kadar inansın. Bir gün yalan söyleyeceksen eğer; Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın. Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret, Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın. Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın, Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak. Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü. Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin.. İşte budur hayat! İşte budur yaşamak, Bunu hatırladığın kadar yaşarsın Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun Çiçek sulandığı kadar güzeldir, Kuşlar ötebildiği kadar sevimli, Bebek ağladığı kadar bebektir. Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren, Sevdiğin kadar sevilirsin... Can Yücel |
|
|
|
|
|
|
#4 |
|
BEN SENDEN ÖNCE ÖLMEK İSTERİM
Ben senden önce ölmek isterim. Gidenin arkasından gelen gideni bulacak mı zannediyorsun? Ben zannetmiyorum bunu. İyisi mi, beni yaktırırsın, odanda ocağın üstüne korsun içinde bir kavanozun. Kavanoz camdan olsun, şeffaf, beyaz camdan olsun ki içinde beni görebilesin... Fedakârlığımı anlıyorsun : vazgeçtim toprak olmaktan, vazgeçtim çiçek olmaktan senin yanında kalabilmek için. Ve toz oluyorum yaşıyorum yanında senin. Sonra, sen de ölünce kavanozuma gelirsin. Ve orda beraber yaşarız külümün içinde külün, ta ki bir savruk gelin yahut vefasız bir torun bizi ordan atana kadar... Ama biz o zamana kadar o kadar karışacağız ki birbirimize, atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz yan yana düşecek. Toprağa beraber dalacağız. Ve bir gün yabani bir çiçek bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse sapında muhakkak iki çiçek açacak : biri sen biri de ben. Ben daha ölümü düşünmüyorum. Ben daha bir çocuk doğuracağım. Hayat taşıyor içimden. Kaynıyor kanım. Yaşayacağım, ama çok, pek çok, ama sen de beraber. Ama ölüm de korkutmuyor beni. Yalnız pek sevimsiz buluyorum bizim cenaze şeklini. Ben ölünceye kadar da bu düzelir herhalde. Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bu günlerde? İçimden bir şey : belki diyor. 18 Şubat 1945 Nazım Hikmet |
|
|
|
|
![]() |
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|