|
|
|
|
#1 |
|
Nokta, bana ölümü hatırlatır evvela. Bir sonun habercisidir nokta. Her cümlenin noktası vardır. Buna söyle desem nasil olur? “Her cümle nokta’yı tadacaktır.” Nokta, cümlenin ölümü, ölüm ise hayatın noktası bir başka anlatımla. Nokta ile cümle biter, ölüm ile cümle hayat. Her hayatın bir noktası ve her cümlenin de bir ölümü var şüphesiz. Nokta bana “Fanisin ey insan!” mesajı verir... Nokta, beni tabutumun tahtalarını düşünmeye sevkeder...
Nokta bana “Mut’u kable ente mut” (Ölmeden önce ölünüz) sırrını hatırlatır. Ölmeden önce ölmenin ince sırrını. Nokta, beni önce mezarıma götürür sonra hayatın içine çeker. Öz benliğini, kundeye yatırmış bir pehlivan misali. Hayatın içinde özne olmaya çağırır nokta beni. Nokta, önce yok eder sonra var eder... | Bilgin Erdoğan
|
|
|
|
|
| Sayfayı E-Mail olarak gönder |
|
|
#2 |
|
İyi ki varsın ey ölüm. Senin olmadığın bir dünyada yaşamak istemezdim. Zaten böyle bir dünya yaşanacak bir dünya da olmazdı. Düşünsene ey ölüm, farz-ı muhal sen ölmüşsün, insan ölümsüzleşmiş. Ne olurdu şu yalan dünyanın hâli? Kim tutardı insanoğlunu? Ne frenlerdi insanoğlunun ihtirasını? Azgınları, sapkınları, zalimleri, kâfirleri, hainleri, gafilleri kim zapt ederdi?
| Mustafa İslamoğlu |
|
|
![]() |
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|