Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
AK Parti'nin Kurucu Genel Başkanı ve T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bölümü,resimler bilgiler ve paylaşımlar.



 
Stil
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 04-23-2011, 15:40   #2
Kullanıcı Adı
Bilal Baştan
Standart Başbakan Erdoğan’ın Bayburt Mitinginde Yaptığı Konuşmanın Tam Metni
22.04.2011

Tüm Bayburt'a, Aydıntepe'ye, Demirözü'ne, tüm beldelere, tüm köylere, oralarda yaşayan tüm kardeşlerime selamlarımı, sevgilerimi yolluyorum.

Bugün, bu mübarek Cuma gününde kutlu yolculuğumuzun üçüncü safhasına, 12 Haziran'la başlayacak ustalık dönemine Bayburt'tan bismillah diyoruz.

12 Haziran seçimlerinin ilk mitingini, ilk buluşmasını, ilk kucaklaşmasını Bayburt'tan başlatıyoruz. İlk kez Bayburt'tan tüm Türkiye'ye, tüm dünyaya güçlü bir sesle haykırıyoruz; Türkiye hazır, hedef 2023. Bayburt hazır, hedef 2023. İstikrar sürsün Türkiye büyüsün. İstikrar sürsün Bayburt büyüsün.

Sevgili Bayburtlular, sevgili kardeşlerim; büyük yürüyüşümüze Bayburt'tan başlamamızın sebebi var. Bayburt'tan Bismillah deyişimizin sebebi var. Bayburt, Duduzar Dağında yatan Abdulvahap Gazi'nin şehri. Bayburt, Dedekorkut'ların, İrşadi Baba'ların, Bayburtlu Zihni'lerin, Hicrani'lerin, Dede Paşa'ların şehri. Bayburt, işte şuracıkta, yanı başımızda yatan Şehit Osman'ın şehri. Bayburt, Kop Dağı kadar yiğit, Aslan Dağı kadar güzel, Çoruh Nehri kadar coşkun bir şehir.

Ama biz gelene kadar ne yaptılar biliyor musunuz? Bayburt'tan sürekli götürdüler. Bayburt'tan yatırımları götürdüler. Bayburt'tan gençleri götürdüler. Bayburt'un umudunu, geleceğini, enerjisini götürdüler. En sonda geldiler, Bayburt'tan Bayburt'un ikinci milletvekilini götürdüler. Bütün itirazlarımıza, bütün uyarılarımıza rağmen, Bayburt'u Türkiye'nin tek milletvekili bulunan tek şehri haline getirdiler. İşte bunun için bugün Bayburt'tayız. İşte bunun için Bayburt'tan bismillah diyoruz.

Kim götürdü biliyorsunuz değil mi? Anayasa Mahkemesine kim götürdü biliyorsunuz değil mi? Milletin yanında olduğunu söyleyen CHP. Sevgili kardeşlerim, hiç üzülmeyin, endişelenmeyin, mahzun olmayın. Bayburt'un bir değil iki milletvekili var. Onlardan biri inşallah sizin desteğinizle, sizin teveccühünüzle Bünyamin Özbek kardeşim. Diğeri de, bütün kalbimle söylüyorum, açık açık söylüyorum; Recep Tayyip Erdoğan, bunu böyle bilesiniz. Benim, ikinci milletvekiliniz benim. Her meselenizin takipçisi bu kardeşiniz olacak, her işinizin sahibi bu kardeşiniz olacak. Sizin derdiniz, bu kardeşinizin derdi. Sizin hüznünüz bizim hüznümüz. Sizin sevinciniz bizim sevincimiz, bundan hiç şüpheniz olmasın, hiç endişeniz olmasın. Bayburt mahzun olmasın, Bayburt mağdur olmayacak, olmadı, evvel Allah daha da farklı bir şekilde ustalık döneminin ürünleriyle zenginleşecek. Bayburt, hiçbir hizmetten, hiçbir eserden inşallah mahrum olmayacak. 8,5 yıldır Bayburt'a yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır. 8,5 yıldır kazandırdığımız hizmetler yapacaklarımızın garantisidir. Bayburt, önceki iktidarlar döneminde her zaman ne dedi? Ört ki ölem dedi, öyle mi? Bizden önceki iktidarlar döneminde söylenenler şuydu: Bayburt, Bayburt olalı gardaşım böyle zulüm görmedi. AK PARTi iktidarlarındaysa evvel Allah şöyle söylüyor: Bayburt, Bayburt olalı böyle hizmet görmedi.

Allah'ın izniyle, sizin hayır dualarınızla hizmet yolculuğumuzu sürdüreceğiz. Bizim bir tek gayemiz var, o da sizin sevginize mazhar olabilmemiz. Şu Şingah, Allah sizden razı olsun desin bu bize yeter. Şu Kaleardı, Tuzcuzade, Şeyhhayran, Zahit, Veysel, Suçıkan, Allah sizden razı olsun, çok hayır göresin desin bu bize yeter. Bayburtlu kardeşim, Bayburtlu annem bize, anan gurban, sen gurban desin, bu bize ziyadesiyle yeter.

8,5 yıldır bu gayeyle, bu hedefle, böyle bir aşkla ve sevdayla çalışıyoruz. Benim Bayburt'a gelişim yeni değil, ta 70'li yıllardan bu yana gelip gittiğim yer Bayburt. Ama artık Bayburt, daha da güzelleşiyor, daha da gelişiyor. Hele hele az önce Bayburt Üniversitesinde toplu açılışlar yaptık, 36 ayrı eserin bugün resmi açılışını yaptık elhamdülillah. Bugüne kadar gelenler Bayburt'a bir üniversiteyi layık gördüler mi? Ama biz hamd olsun bunu yaptık. Ve şimdi 3800 üniversite öğrencisi Bayburt'ta var, daha da artacak, daha da gelişecek.

Bakınız 8,5 yıldır 780 bin kilometrekarelik vatan topraklarına, 74 milyon insanımıza, tüm Türkiye'ye hizmet götürüyor, yatırım götürüyor, eser kazandırıyoruz. 3 Kasım'da sizin oylarınızla çıraklık dönemine başladık. 22 Temmuz'da kalfalık dönemini başlattık. İşte şimdi 12 Haziran'da sizin oylarınızla Allah'ın izniyle ustalık dönemini başlatıyoruz. Başladıklarımızı tamamlamak, yeni eserler inşa etmek, Türkiye'yi 2023'e ulaştırmak için 12 Haziran'da vira bismillah diyoruz.

Çok büyük hedeflerimiz var sevgili kardeşlerim. Sevgili Bayburtlular, 2023'te inşallah Türkiye'yi dünyanın ilk 10 ülkesi arasına sokacağız. Buradan özellikle bir şeyi söylemek durumundayım; bakınız göreve başladığımızda bundan 8,5 yıl önce Türkiye dünyanın kaçıncısıydı biliyor musunuz? 26. ekonomisiydi. Şimdi ne oldu? 17. büyük ekonomi oldu. Ne kadar zamanda? 8,5 yılda. Şimdi 8,5 yılda ne yaptık? 9 basamak yukarı çıktık. Şimdi ilk 10'a çıkmak için ne var? 7 basamak, kaç yılda? 12 yılda. 8,5 yılda 9 basamak çıktığımıza göre, 12 yılda 7 basamak çıkar mıyız? Çıkar mıyız? Bayburt, çıkar mıyız?

Çıkarız, Allah'ın izniyle çıkarız. Milli gelirimizi 2 trilyon dolara, kişi başına milli gelirimizi 25 bin dolara, size gelip ne diyecekler biliyor musun? Senin cebinde 25 bin dolar var mı diyecekler. Yahu biz ekonomik büyümeyi konuşuyoruz. Her kişinin cebine böyle bir rakamı dünyanın neresinde kim koyuyor? Siz acaba bu ülkede iktidar olduğunuz dönemlerde yahu 25 kuruşa, 5 cente ülkeyi muhtaç ettiniz ey CHP. Ah benim sevgili kardeşlerim, yağ kuyruklarında az mı durduk, gazyağı kuyruklarında az mı durduk, benzin almak için istasyonlarda az mı durduk? Kim vardı o zaman iktidarda? CHP vardı. Bakanlar Kurulu'nda toplantı yaparlardı paltoyla, çünkü kaloriferler yanmıyordu. Ama şimdi bak benim Bayburt'uma hamd olsun doğalgaz geldi, doğalgaz. Kiminle? AK PARTi iktidarıyla. Niye? Benim Ayşe kardeşim, Hatçe kardeşim, Fatma kardeşim, Ahmet'im, Mehmet'im, Hasan'ım, Hüseyin'im, yahu Helga kalkacak hemen doğalgazla ısınacak da, George doğalgazla ısınacak da, benim Ayşem, Fatmam niçin ısınmasın? Niçin hala apartmanın 5 kat bodrumuna inip oradan kömür taşısın? Artık geçiyor onlar, geçiyor. Şimdi kombinin düğmesine basacaksın bütün ev ısınacak, kombinin düğmesine basacaksın evde sıcak su; işte modern olmak bu, gelişmek bu, kalkınmak bu, işte bunu başardık. Onun için Bayburt'ta bugün ayrıca mutluyum, çünkü doğalgazı aldınız.

Zengin, güçlü, itibarı, istikbali olan bir Türkiye'de huzur içinde, kardeşlik içinde, dayanışma, paylaşma, bir ve beraber olacağız. Bakın biz eserlerimizle konuşuyoruz. Peki CHP, MHP neyle konuşuyor? Neleri var, ne yaptılar? Ah benim kardeşlerim, bakınız şimdi 8,5 yıl önce biz görevi aldık. Kimden aldık? MHP'den aldık. Kimden aldık? DSP-ANAP, bunlardan aldık. Şimdi bu MHP konuşuyor, diyor ki 2023 benim. Yahu millet sana 5 yıl görev verdi, dedi ki 5 yıllığına gel hükümeti idare et. Bunlar ne yaptı? 3,5 yılda bırakıp kaçtılar, 3,5 yıl. Niye? Çünkü, onu idare edebilecek kapasiteye sahip değildi. Şimdi de 2023'ü konuşuyor. Sayın Bahçeli, sen 3,5 yıllıksın, geç. Bu kadar. Fakat şimdi duydum ki bugün bir meydan okuma yapmış. Bu meydan okumasında da diyor ki Taksim'e 10 bin gençle gelecekmişsin veya 5 bin gençle, eee? 1000 bozkurtla Kasımpaşa'ya kadar kovalarım. Allah Allah. Sayın Bahçeli, sen bozkurtlarla mı dolaşıyorsun? Bozkurtların sana hayırlı olsun. Ben bozkurtla dolaşmıyorum, ben eşrefi mahluk olan insanlarla dolaşıyorum. Ve ben demokratik mücadeleyi demokrasi alanında veriyorum. Ha benim kalkıp da illegal örgütlerin gençlerimizi aldatarak yürütmesi karşısında gerekirse biz de Taksim'de, Galatasaray'da 5 bin, 10 bin genç yürütürüz diyorsak, bunun sebebi sadece bu illegal örgütlere karşıdır. Ve bunun sebebi, bir kavga için değil yine gösteri ve yürüyüşler kanununa uygun olarak bizim gençliğimizin bugüne kadar illegal hiçbir eylemi olmamıştır. Ama senin geçmişinde bunlar var, bunu biliyoruz, bunu biliyoruz. Onun için sizin ağzınızdan çıkanlara ben daha fazla cevap vermeyeceğim. Çünkü bu noktada sizi daha fazla muhatap almıyorum Sayın Bahçeli, bizim işimiz var, bizim işimiz var. Böyle kovalamaca oynayacak bozkurtların varsa, sen o bozkurtlarla o alanlarda yine koşturmaya, kovalamacaya devam et. Biz de okullar inşa etmeye devam edeceğiz, biz de fabrikalar inşa etmeye devam edeceğiz.

Bakınız, Sayın Bahçeli'nin iktidarında benim kardeşlerim, IMF'den 30 milyar dolar borç aldılar. Bize 23,5 milyar dolar borçla devrettiler.

Sevgili Bayburtlu kardeşlerim, ödedik ödedik ödedik, şu anda ne kadar var biliyor musunuz? 5,2 milyar dolar var, buraya düşürdük. Onlar borçlandı, biz ödedik. Milli Bankamız, milliyetçiyim diyor ya, ne milliyetçisi ya. Milliyetçi olmak bu milleti sevmektir, bu millete hizmet etmektir. Bak Milli Bankamız Merkez Bankası, kasasında ne vardı biliyor musunuz? Döviz rezervi sevgili kardeşlerim, o zaman 27-27,5 milyar dolardı. Bakınız koskoca Türkiye'nin Merkez Bankası'nda bu vardı. Peki şimdi Merkez Bankası'nın döviz rezervi ne biliyor musunuz, kasasında ne var biliyor musunuz? Altınla beraber 92 milyar dolar var. Sayın Bahçeli, sen nerdesin, biz neredeyiz. O Hükümette bunlar vardı, o Hükümette değerli kardeşlerim, bürokrat olarak şu anda CHP'nin içinde milletvekili olanlar vardı, onlar vardı.

Ve bitmedi sevgili kardeşlerim, bunlar bizi dünyaya rezil ettiler. 21 tane bankanın içini boşalttılar, bunlar da o boşalan bankaları Fona devrettiler. Bize faturası ne oldu biliyor musunuz? 40 milyar dolar. Kime? Benim Bayburtlu gardaşıma, 40 milyar dolar. Bunu siz, biz borçlandık, bizim cebimizden gitti bunlar. Ah benim kardeşlerim, şimdi böyle bir şey var mı? Bak dünyada küresel finans krizi oldu, bir tane banka Türkiye'de battı mı? Onların zamanında Ziraat Bankası batıktı, Halk Bankası batıktı. Ama şimdi ikisi de kazanıyor. Bak nereden nereye. Onlar benim çiftçime doğru dürüst kredi veremezken, şimdi biz evvel Allah gayet daha fazla veriyoruz, daha fazla miktarda kredi veriyoruz, böyle bir noktadayız.

Sevgili kardeşlerim, bütün bunlarla birlikte bu mücadeleyi böyle sürdürürken, yolsuzluklar şu bu hepsi o dönemde kaldı. Ama bizde bu yok. İşte buyurun 79 senede Cumhuriyet tarihinde Türkiye'de sevgili kardeşlerim, yapılan duble yol neydi? 6 bin 100 kilometre, biz 8,5 yılda ne kadar yaptık? Değerli kardeşlerim, 13 bin 600 kilometre duble yol yaptık. Aradaki farkı görüyor musunuz, bu. Bununla da kalmadık sevgili kardeşlerim, hızlı tren bu dönemde. Şimdi Türkiye'nin her yerine artık uçaklarla ulaşıyoruz.

Ben size daha enteresan bir şey söyleyeyim; biz geldiğimizde Bayburt'ta duble yol kaç kilometreydi? Yok yok, 2 kilometre, 2 kilometrecik vardı Bayburt'ta. Şimdi biz şu süre içerisinde ne kadar yaptık biliyor musunuz? 60 kilometre yaptık. Yani 30 kat daha fazla duble yol yaptık. AK PARTi bu, Bayburt'a bunu kazandırdı. Ama biz bunları yeterli bulmuyoruz, daha fazlası olacak inşallah. Ustalık döneminin Bayburt'a yansıması inşallah çok daha farklı olacak. İnşa ettiğimiz yollar, okullar, konutlar, kültür merkezleri, sahip çıktığımız vakıf eserleri, açtığımız derslikler, hastaneler bizi anlatıyor. Şu üniversite bizi anlatıyor. Biz diyoruz ki, hayaldi gerçek oldu. 8,5 yıl önce hayal gibi görünen, ulaşılamaz gibi görünenleri biz gerçeğe dönüştürdük. Eğitimde, sağlıkta, imkansız denilenleri başardık.

Biz sıradan bir devlet değiliz. Biz tarihiyle, milletiyle, medeniyetiyle büyük devletiz. Biz kompleks içinde olmayız, olamayız. Nerede zulüm varsa, nerede baskı varsa, nerede kan akıyorsa, nerede yardıma muhtaç kardeşlerimiz varsa biz bütün gücümüzle, bütün imkanlarımızla oradayız. Herkesin sustuğu, herkesin görmezden geldiği, herkesin sırtını döndüğü meselelerde biz Türkiye'nin gür sesini dünyaya duyurduk. Bayburt'un meselesi ne kadar bizim meselemizse, Kabil'in, Darfur'un, Bağdat'ın, Bingazi'nin, Saraybosna'nın, Gazze'nin ve Kudüs'ün meselesi de bizim meselemizdir. Eğer biz Gazze'ye sırtımızı dönersek, bilin ki Bayburt'a mahcup oluruz. Eğer biz Bingazi'ye sırtımızı dönersek, bilin ki Şehit Osman'a, Abdulvahap Gazi'ye sırtımızı dönmüş oluruz. Allah'ın izniyle Şehit Osman'a, Abdulvahap Gazi'ye, Dede Paşa'ya mahcup olmayacak, sizlerin de, onların da karşısında boynumuzu yere eğmeyeceğiz.

Bakınız, seçim görünene kadar CHP, MHP ortalıkta yoktu. Anadolu'da, Trakya'da halkın, milletin arasında yoktu. Şimdi seçimle birlikte meydanlara çıktılar. Yarın çıkar da her birinize cennetten bir dönüm ekilebilir arazi vaat ederlerse sakın şaşırmayın. Ben biliyorum ki, Bayburt buna inanmaz. Ama eğer bunu da yaparlarsa şimdiden söylüyorum, hiç şaşırmayın. Biliyorsunuz eskiden yaptılar. O ne veriyorsa ben 5 fazlasını veriyorum diyerek milleti kandırdılar. Milletin enerjisini, milletin kaynaklarını tükettiler. İşte bunlar da onların izinden gidiyor. Allah aşkına soruyorum, değerli kardeşlerim, bunlar bugüne kadar bu ülkede ne diktiler, ne ektiler? Hiç. Yani şurada bir yatırımları doğru dürüst var mı? Yok. Ben Bayburt'un 70'li yıllarını bilirim. İçinde bunları yaşamış olan kardeşlerim var. Hanımefendi kardeşlerim var, beyefendi kardeşlerim var, hep bu günleri gördüm. İnşallah bunlar gücünü milletten alan AK PARTi ile bu süreci geride bırakıyoruz.

Sevgili kardeşlerim, bakınız bunlar gücünü nereden alıyor? Çetelerden alıyor, bunlar gücünü o mafyatik örgütlerden alıyor. Değerli kardeşlerim, bakınız bunlar dışarıda gösterecek milletvekili adayı bulamadılar, Silivri'ye gittiler. Silivri'den milletvekili adayı gösteriyorlar. Yahu onların yerini dolduracak aday mı yoktu partinizde, ne işiniz vardı Silivri'de? Çeşitli olaylara karışmış şu anda yargılanmakta olanları oralardan kurtarabilmek için böyle bir operasyonun içine girmek, bunun siyasi ahlakın içerisinde yeri var mı? Ve döndürülen dolaplar ortada. Fakat, bir kaset operasyonuyla iş başına gelip sonra dönüp çetelere bedel ödeyenler var. Dışarıda hiç adam kalmadı, şimdi de bu tür bir operasyon. Değerli kardeşlerim, yıllarca dokunulmazlık çığırtkanlığı yaptılar, bunların ilkesi yok. Ve şimdi, bu dokunulmazlık zırhından işte Silivri'dekileri de nasıl istifade ettiririz bunun adımını atıyorlar. O da yetmedi, dedi ki, "nerede bu Ergenekon örgütü, gidip üye olmak istiyorum." Şimdi çıktı, CHP'nin çatısı altında Ergenekon'un irtibat ofisini kurdu CHP. Vatana, millete hayırlı olsun diyemem. Ancak çetelere, mafyaya, karanlık suç örgütlerine herhalde bu bir umut ışığı olacak, böyle bir durum var. Bunlar değerli kardeşlerim, bedeli gider çetelere öderler, bunlar hesabı gider çetelere verirler. Bunlar güçlerini çetelerden alır, faturayı dönüp çetelere öderler.

Sevgili kardeşlerim, 12 Haziran'da sizin için siyaset yapanlarla çeteler için siyaset yapanları ayırt edecek misiniz?

Millete hizmet etmek yerine çetelere hizmet edenlerle millete hizmet etmeyi, milletin hizmetkarı olmayı tercih edenler arasında ayırımı 12 Haziran'da yapacak mıyız?

Değerli kardeşlerim, sevgili Bayburtlular; bakınız son günlerde yine bayat bir oyun ortaya çıktı. Benim Bayburtlu kardeşim lütfen bu oyunu iyi ayırsın. Sadece Bayburt değil tüm Türkiye lütfen oynanan bu oyunu çok iyi görsün fark etsin.

Biz AK PARTi olarak kurulduğumuz günden itibaren bu ülkede kardeşliği pekiştirmenin gayreti içinde olduk. Çanakkale Şehitliğine gidin, orası bizim kardeşliğimizin abidesidir. Sarıkamış Şehitliğine gidin, orası bizim kardeşliğimizin değerli kardeşlerim, abidesidir, mührüdür. Şurada Kop Dağındaki şehitlik, bizim hep birlikte ortak şehitliğimizdir. Bu ülkeyi birlikte savunduk. Bu ülkede birlikte gazi, birlikte şehit olduk. Türkiye'nin 81 vilayetine dağılmış şehitliklerde Kürt' de, Türk de, Arap da, Laz da, Gürcü de, tüm etnik unsurlar da adeta bir cennet bahçesinde yatıyor gibi yatıyorlar. Açık söylüyorum, şu anda havada vızıldayan her kurşun en önce bizim aziz şehitlerimizin ruhunu incitiyor. Gençleri cansız toprağa düşüren her kurşun, her mayın, ben inanıyorum ki şurada Şehit Osman'ın ruhunu muazzep ediyor, incitiyor. İşte AK PARTi'yi kurarken, biz o kurşunları susturmak amacıyla kurduk. Biz kanı göz yaşını durduracağız, dindireceğiz diye yola çıktık. Onun için bizim projemizin adı ne? Milli birlik ve kardeşlik projesi. Buna niye karşı çıkıyor MHP? Ya kardeşlikten daha güzel ne olabilir? Türk'ün Kürt'le kardeşliğinden niye rahatsız oluyorsun? Türk'ün Arap'la, Laz'la, Gürcü'yle kardeşliğinden niye rahatsız oluyorsun? Hele hele biz Müslümanız, ancak Müslümanlar kardeştir, bizim böyle ilkemiz var. Bundan daha zengin ne olabilir, bundan niye rahatsız oluyorsun? Ama bunun kitabında kardeşlik yok, bu başka şeyleri düşünüyor. Onun için de işte bakıyorsun şimdi oradan bozkurtlarıyla kovalayacakmış. Ben meydandayım, hodri meydan, meydandayım. Meydana yeni çıkmadım. Gençlik yıllarımdan beri siyaset meydanındayım. Her zaman bu meydanda siyasetimi en güzel şekilde yaptım, yapmaya devam ediyorum. Tüm arkadaşlarımızla beraber biz bu millete efendi olmaya değil hizmetkar olmaya geldik diyerek yolculuğumuza devam ettik. Onun için bu şekildeki afra tafra, safralarla siyaset yapılmaz. Onun için ben MHP'ye gönül veren aklıselim sahibi kardeşlerime de sesleniyorum; kimin peşinde olduğunuza dikkat edin. İnanıyorum ki sizler, hayvan, bizim dinimizde yeri vardır, kutsaldır ama, kalkıp eşrefi mahluk olan insanı onunla tehdit etmek, aklıselim sahibi insanlara yakışmaz.

4 yıl boyunca BDP Mecliste. Milli birlik ve kardeşlik projesinin ilerlemesi, Kürt meselesinin çözümü için adeta büyük bir fırsat yakaladı. Ama bu fırsatı heba ettiler. Çünkü meselenin çözümüne yönelik bir derdi yoktu bunların. Bunlar Kürt kardeşlerimi her zaman istismar ettiler. Sorun çözülsün isteyen biz olduk. Özellikle ülkemin dört bir yanına hizmet götüren biz olduk, ayrımcılık yapmadık. Ne dedik biz? Bizde etnik ayrımcılık yok, bizde etnik milliyetçilik yok. Ya? 74 milyonun tamamı bizim kardeşimizdir dedik, öyle sarıldık. Bu ara bazı medya mensupları çıkmış bir şeyler konuşuyorlar, "AK PARTi Ankaralılaşıyor mu" diyorlar. Kendilerine bir şey söyledim; asla dedim, tam tersine AK PARTi bugüne kadar hep Türkiyelileşmiştir, gene biz Türkiyelileşmeye devam ediyoruz. Çünkü biz Türkiye'nin partisiyiz, biz bir bölgenin partisi değiliz, bir belli bir etnik unsurun partisi değiliz. Ne biz sadece Türk etnik unsuruna sahip olanlar, ne sadece Kürt etnik unsuruna sahip olanların partisi değiliz. Ya? Biz tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının partisiyiz.

Ve değerli kardeşlerim, biz yolumuza bu şekilde devam ederken, bu gayretle devam ederken BDP'nin sürekli olarak etnik yapılardan beslenmeye gayret etmesinin karşısında, MHP de şehitleri istismar ederek, şehit cenazelerini istismar ederek hep ayakta kalmaya devam etti. Hala bunu devam ettiriyor. Kinin durmaması, gözyaşının dinmemesi için var gücüyle tahrik ve tehdit siyaseti yürütüyor. İşte gördüğünüz gibi bugünkü açıklama bunun bir ifadesidir. Son derece sorumsuz, son derece kışkırtıcı, tahrik edici bir dille gençliği sokağa dökmekten, bizim karşımıza bozkurtlarını çıkartmaktan bahsediyor.

Bildiğiniz gibi MHP Genel Başkanı 12 Eylül halk oylaması öncesinde gitti İşçi Partisi'yle, Ergenekonla, terör örgütü PKK'yla, BDP'yle, CHP ile aynı hizada saf tuttu. Bütün bu partiler bu örgütlerle ittifak halinde. MHP Genel Başkanı, Anayasa değişikliğine karşı çıktı, hayır dedi. Şimdi de kalkıyor Taksim Meydanı'nda, Ankara Yüksel Caddesinde eylem yapan radikal sol örgütlerle aynı hizaya giriyor. Biz demokratik haklarımızın dışında gençlerimizi hiçbir zaman yürütmeyiz, hiçbir silahlı eylemin içerisinde AK PARTi'nin gençliği bulunmaz, bulunmayacaktır. Bizim işimiz kalemdir, kitaptır, bilgisayardır, bizim dünyamız budur.

Değerli kardeşlerim, haklarımızı almanın yollarını çok iyi biliriz. Ama MHP Genel Başkanı çok istiyorsa gitsin Taksim Meydanı'nda bulunan illegal örgütlerle beraber birilerinin yaptığı gibi kol kola yürüsün. Bunların en iyi yaptıkları iş bu. Bunlar ekonomiden anlamaz, bunlar Türkiye'nin itibarını yükseltmekten, itibarlı dış politikadan, bunlar plan proje, bunlardan anlamaz. Bunların tek yaptıkları hakarettir, tek yaptıkları tahriktir, tek yaptıkları kışkırtmadır, bugün de aynı şeyi yapıyorlar. Biz asla bunlara boyun eğmeyeceğiz. Gençlerimiz de bu şiddet söylemine teslim olmayacak, bu oyuna gelmeyeceğiz. İşte ben sizlerden bu oyunu görmenizi istiyorum, ben sizlerden bu kirli oyunu, bu çirkin oyunu bozmanızı istiyorum. Ve inanıyorum ki Bayburt, Bayburt olalı 12 Haziran'da bunlara en önemli dersi verecektir.

Çok net bir şekilde söylüyorum; Diyarbakır'da, Hakkari'de, Bismil'de, Yüksekova'da, Şırnak'ta gençler, çocuklar sokağa dökülüp sağa sola taş atarken, bizim polisimiz, sivillerimiz yaralanırken BDP bir köşede ellerini ovuşturuyor, CHP ile MHP de bir başka köşede ellerini ovuşturuyor ve tehdit ediyorlar. Devam edip giden sorundan; bir silah tüccarları, iki işte bu istismarcılar kazanç umuyor. Kaybeden kim? Her zaman Türkiye, her zaman benim milletim oluyor.

Şimdi Yüksek Seçim Kurulu'nun kararı ardından yaşananları hepiniz gördünüz. CHP'si, MHP'si, BDP'si, onların yandaş medyası çıktılar koro halinde AK PARTi'yi suçladılar. Neden? Çünkü bunlar yürütmenin yargıya müdahalesine alışmışlar. Kendi dönemlerinden alışkanlık haline getirmişler. Her kararın arkasında siyasi irade arıyorlar. Demek ki bizi mağdur eden o YSK kararlarının arkasında da siyaset vardı, siyasi hesaplar vardı.

Sevgili kardeşlerim, benim de milletvekilliği noktasında önümü kestiler. Ve karar verdi yargı, dedi ki seçime giremez. Seçime giremez dediği zaman bugün o bağıran, bunların yanında yer alan medya, yazılı-görsel medyası başlık attılar: "Erdoğan muhtar bile olamaz" dediler. Ne yapmıştım ben? Milli Eğitim Bakanlığı'nın Talim Terbiye Yüksek Kurulu'nun tavsiye ettiği bir kitaptan bir dörtlük okumuştum Siirt'te, bundan dolayı. Ve sevgili kardeşlerim, bundan dolayı önümü kesmek isteyenler bunu başaramadılar. Kudret kuvvet sahibi olan Allah ve milletim yürü dedi yürüdük ve yürüyoruz ve yürüyeceğiz, sizinle yürüyeceğiz. Bu millete hizmet yolunda, bu vatana hizmet yolunda yürüyeceğiz. İnşallah yeniden büyük Türkiye'yi hep beraber inşa edeceğiz.

Ve BDP her zaman mağduriyet üzerinden, tahrik üzerinden kendisine çıkar sağlamanın peşine düşmüştür. BDP, düşüncesizce, vicdansızca, sorumsuzca gençleri sokağa dökerek, kışkırtarak, gençleri galeyana getirerek, hatta hatta düşünebiliyor musunuz ya BDP'li bir belediyenin pencerelerinden molotof kokteyli atılıyor Diyarbakır'da. Ve ondan sonra diyorlar, hayır böyle bir şey yok. Kamera kayıtları var, nerede yok. Molotof kokteylleriyle vatandaşlarımızın dükkanları cam-çerçeve indiriliyor her yerde. Diyarbakır'ın da, İstanbul'un da, her yerde. Bu nasıl bir anlayıştır, bu nasıl bir yaklaşımdır? Hani sizin birliğiniz, hani sizin beraberliğiniz, hani sizin kardeşliğiniz? Ama bakıyorsunuz ki yazılı ve görsel medyası da bu anlayışa sahip çıkıyor. Neymiş? Diyorlar ki demokratik hak.

Değerli arkadaşlar, biz Parlamentoda bunlarla beraber çalıştık, çalışıyoruz. Ve her bir olayda bakıyorsunuz ki nerede bu tür eylemler yapılacaksa, beyefendiler de gidip o eylemin başını çekiyorlar. Ve soruyorum, sivil itaatsizlik denilen olay, başkalarının ilgi alanına müdahale etme değildir, işgal değildir. Bu ülkede yasalar var, miting mi yapmak istiyorsun git yap, yürüyüş mü yapmak istiyorsun git yap. Sadece bildirimde bulunacaksın, bildirimde bulun, ondan sonra git bu haklarını kullan. Bu demokratik hakların engellendiği bir Türkiye yok artık. Ama dilinle konuş, anlat, elinde molotof kokteyliyle kalkıp insanları rahatsız etme. Halkın otobüslerini yakıp yıkma, otobüslerin içerisinde insanları öldürme, siz bunları yapıyorsunuz yahu. Bunun neresi demokrasi, bunun neresi hak ve özgürlük soruyorum sizlere. Bizim aradığımız bu, istediğimiz bu. Sen seçim propagandası yapacaksın, sen 3-5 oy toplayacaksın diye dağlarda gençler ölüyor, askerimiz, polisimiz şehit oluyor, yaralanıyor, ocaklara ateş düşüyor. Soruyorum sizlere Allah aşkına, bunu yapanlar vicdansız değil midir? Bunu yapanlar ihtirastan gözleri kör olanlar değil midir?

Partimiz kapatılıyor diyorlar. Peki Anayasa değişikliğinde partilerin kapatılmasını zorlaştıran maddede niçin oyunuzu gelip de vermediniz, neredeydin BDP, niye oy vermedin? Benim Kürt kökenli vatandaşlarımın da bunu bilmesi lazım. Aldatıyorlar, parti kapatmalarının önüne geçeceğiz diyoruz, MHP ile CHP ile bir oldular hayır dediler. Milleti sandığa gitmemek için referandumda tehdit ettiler. Ve değerli kardeşlerim, şimdi de işte YSK'nın vermiş olduğu karar, biz de zaten böyle bir kararın tasvip edilmediğini Genel Başkan Yardımcım her yaklaşım inceliklerini ortaya koyarak ifade etti.

Sevgili kardeşlerim, buradan özellikle bir konuya geleceğim. Biz üretmeye devam edeceğiz.

Değerli kardeşlerim, biz özellikle Bayburt'umuzda 8,5 yılda 333 derslik yaptık, 1467 bilgisayar gönderdik eğitimde. Ve biliyorsunuz artık sıraların üzerinde yavrularımız kitaplarını ücretsiz olarak buluyorlar. Şimdi Fatih Projesi geliyor, Fatih Projesiyle artık sınıflarda akıllı tahtaya geçiyoruz. Ve bu akıllı tahtayla birlikte inşallah yavrularımızın her birinin eline de önümüzdeki 4 yıl içinde bilgisayarla artık e-kitap dönemine giriyoruz, yani elektronik kitap, 4 yılda. İşte AK PARTi farkı bu.

Ve Bayburt Üniversitesi'nden az önce bahsettim. Sevgili kardeşlerim, üniversite öğrencilerine biz geldiğimizde burs olarak ne veriliyordu? Biliyorsunuz 45 lira. Şimdi ne veriliyor? 240 lira bizim verdiğimiz. 150 lira da kredi yurtlarda kalan öğrencilerimize ayrıca veriyoruz. Ne yaptı? 390 lira. Mastır ve doktora öğrencilerine şu anda girmiyorum. İlköğretimde erkek öğrencilere 20 lira veriyorduk, yoksul aileler için söylüyorum. Onu nereye çıkardık? 30 liraya. Kız öğrencilere ne veriyorduk? 25 lira. Onu nereye çıkardık? 35 liraya. Ortaöğretimde değerli kardeşlerim, ne veriyorduk erkek öğrencilere? 35 lira. Şimdi ne oldu? 45 lira. Kız öğrencilere ne veriyorduk? 45 lira. Onu nereye çıkardık? 55 liraya. Sevgili kardeşlerim, çıkmış Sayın Kılıçdaroğlu aile sigortasından bahsediyor. Senin o temennilerini, senin o vaatlerini biz 8 yıldır bu ülkede uyguluyoruz. Biz fakir fukaraya, garip gurebaya hem nakdi olarak, hem ayni olarak bu yardımları veriyoruz. Özürlü kardeşlerimize evlerinde bu destekleri veriyoruz. Bunların hesabını ortaya çıkaracağım, ama televizyon programlarında. Bayburt'ta şartlı nakit transferinden öğrencilerimize şu andaki rakamla 3 milyon, eski rakamla 3 trilyon yardım yaptık. Türkiye'yi ve dünyayı yönetecek çocuklar yetiştirmeye devam mı? İstikrar sürsün, Bayburt büyüsün mü?

Sevgili kardeşlerim, Bayburt'a hükümetlerimiz döneminde sağlık hizmetlerinde 14 trilyonluk yatırım yaptık. 5 adet aile sağlık merkezinin yapımına başladık, süratle tamamladık, hizmete aldık. Ve şu anda mevcut hastanemizi 150 yatak olarak büyütüyoruz, ek bina yapılıyor. İnşallah 150 yataklı kısım bittiği zaman daha da sağlıklı, daha rahat bir duruma kavuşacağız.

Sevgili kardeşlerim, istediğiniz eczaneden gidip ilacınızı alıyor musunuz? Var mı bir sıkıntı? İstediğiniz hastanede tedavi olabiliyor musunuz?

Olay bu. Ama daha önce böyle bir şey var mıydı? Neden? Biz Kanuni'lerin torunuyuz, "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi." Biz buradan geliyoruz.

Değerli kardeşlerim; bütün bunların yanında ben sizlere bir şeyi özellikle vurgulamak istiyorum. O da; KÖYDES meselesinde artık hamdolsun hastanelerimizde tomografiler, hastanelerimizde MR cihazları bunlar var. Artık bu sıkıntıları yaşamıyoruz, bunları aştık. Fakat KÖYDES'le ilgili hamdolsun artık Vali'mden aldığım bilgiyi söylüyorum. Suyu olmayan köyümüz var mı? Hamdolsun bu da aşıldı. Doğalgaz tamam, ama doğalgaz almayan vatandaşlarıma diyorum ki siz de doğalgazı alın, bunun faydasını, bunun rahatlığını göreceksiniz.

Ve değerli kardeşlerim, bunun yanında yine attığımız başka adımlar, biliyorsunuz Devlet Su İşleri olarak 5 adet yerleşim yeri ve 13 bin 900 dekar tarım arazisini taşkın zararlarından koruduk. 113 bin 390 dekar tarım arazisini sulayacak olan Demirözü Barajının yapımına devam ediyoruz. İnşallah 2012 yılında tamamlayıp, onu da hizmete açacağız. Bayburt ilinin içme suyu ihtiyacını karşılayacak olan Bayburt İçme Suyu Tesisleri rehabilitasyon projesini bitirme aşamasına geldik. Ayrıca Bayburt'ta 4 adet gölet ve sulama projesiyle 19 adet taşkın koruma ve taşkın rusubat kontrolü projesine devam ediyoruz. Ve sularımızı ülkemizin hizmetine aktarmaya da devam edeceğiz.

Sevgili kardeşlerim; 2002 yılında Bayburt'ta organize sanayi bölgesi yoktu. Mevcut Organize Sanayi Bölgesini biz açtık. Bugün itibariyle bölgede Organize Sanayide 200 kişi istihdam ediliyor. İnşallah bundan sonraki süreçte de bunu artırarak devam ettireceğiz.

Vakıflar aracılığıyla Bayburt ilinde 14 adet eserin onarımını gerçekleştirdik. Şehit Osman Kümbeti, Kutlu Bey Türbesi, Ahmedi Zencani Türbesi, Taşhan ve Ulucami restore edilerek hizmete açıldı. Ve bundan sonra da yine bu süreci devam ettireceğiz.

Bayraktar köyümüzde bulunan Baksı Müzesini destekledik. Müzemizin kurucusu Sayın Hüsamettin Koçan Beyefendiye emeklerinden dolayı bütün Bayburtlular ve şahsım adına teşekkür ediyorum.

Hükümetimiz döneminde Bayburt Kalesi onarım ve bakım işi için 1,5 trilyon ödenek aktardık. Tarihimize, kültürümüze sahip çıkmaya devam edeceğiz.

Sevgili kardeşlerim; Belediyemizin yaptığı hizmetler, huzurevi binası tamamlandı, resmi olarak bugün hizmete açıldı. Var olan hayvan pazarını önemli ölçüde Belediyemiz yeniledi. Bölgenin en yüksek standartlara sahip hayvan pazarı haline getirildi. Eski terminal binası değiştirildi, bugün yenisini resmen açmış bulunuyoruz. Çoruh Nehri üzerine iki yeni köprü yapıldı. Bugün onun da açılışını gerçekleştirdik. Su kesintilerini artık Bayburt Merkezde yok denecek duruma getirdik. İnşallah tamamıyla bu işi de çözeceğiz.

Sevgili Bayburtlular; bunlar tabi Bayburt'a kazandırdıklarımızın sadece bir kısmı. İnşallah 8,5 yıl önce hayal gibi görünen, ama gerçeğe dönüşen hizmetlerimizin, eserlerimizin yalnızca bir kısmı. Bugün hayaldi, gerçek oldu diyoruz. Yarının hayallerini de gerçeğe dönüştürmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Çıraklık dönemi geride kaldı, kalfalık dönemi geride kaldı. Şimdi 12 Haziran'la birlikte ustalık dönemine var mıyız?

Maşallah. Karar senin Bayburt, yetki sende, mühür sende, 12 Haziran'da yeniden büyük Türkiye'ye evet mi?

12 Haziran'da güçlü Türkiye'ye evet mi?

12 Haziran'da 2023'ün itibarlı Türkiye'sine evet mi?

12 Haziran'da oy pusulasındaki sıralamada biliyorsunuz ilk başta hangi parti var? Hangi parti? İlk partiye, AK PARTiye basıyoruz, evet mi?

İstikrar sürsün, Türkiye büyüsün. İstikrar sürsün, Bayburt büyüsün. Yeniliyorum; istikrar sürsün...

Şimdi milletvekili adayımız Bünyamin Bey. Bünyamin Özbek kardeşimi sizlere emanet ediyorum. Sizleri Allah'a emanet ediyorum.

Şimdi bayrakları bir göreyim. Biliyorsunuz durmak yok, yola devam. Bizim bir şarkımız vardı biliyorsunuz değil mi? Hazır mıyız? Şöyle gümbür gümbür Gümüşhane duysun. Buradan oraya gidiyoruz.

Beraber yürüdük biz bu yollarda. Beraber ıslandık yağan yağmurda. Şimdi dinlediğim tüm şarkılarda. Bana her şey sizi hatırlatıyor. Bana her şey sizi hatırlatıyor. Bize her şey sizi hatırlatıyor.

Günümüz kutlu olsun, 12 Haziran milletimizin için, vatanımız için hayırlı olsun. Allah yolumuzu, bahtımızı açık etsin diyorum. Rabbim yar, yardımcımız olsun.
Bilal Baştan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı




2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.


Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı