Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
Tartışıyorum Tüm Partililerin,Gençlerinin Seviyeli tartışma bölümü.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 08-12-2011, 21:40   #1
Kullanıcı Adı
Blur
Standart
Furkanca Bakış dostum senin için bi araştırma yaptım ;


Tedvin, lügat olarak cem edip kitap hâline koymak mânasına gelir. Bir hadîs ıstılahı olarak, hadîslerin resmen yazılıp kitap haline konması demektir.

Hadîslerin yazılması, ferdi ve hususî olarak Resûlullah (aleyhissalâtu vesselam) devrinde başlamış bir faaliyettir. Hatta bizzat RASÜLULLAH (aleyhissalâtu vesselam) tarafından pek çok yazılı vesîka bırakılmıştır ve hepsine de "sünnet" denilmektedir.

TEDVİN NASIL BAŞLADI?

Tedvîn işi, Emevi halifelerinden Ömer İbnu Abdilaziz'le başlar. Dindarlığı ve Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın sünnetine düşkünlüğü ile meşhur olan Ömer İbnu Abdilaziz (rahimehulllah), sünneti bilen Ashab neslinin, arkadan da büyük alimlerin çeşitli sebeplerle birer birer hayattan çekilmelerini görerek hadîsin kaybolacağından endişe eder. Tehlikeyi önlemek için her tarafdaki mevcut âlimleri hadîslerin yazılması işine sevk etmeyi düşünür. Bu maksatla, halife sıfatıyla valilere emirler, tamimler gönderir.

Ömer İbnu Abdilaziz'in gönderdiği bu mektuplardan bir tanesinin metni Buhârî'de mevcuttur. Bu, Medine valisi Ebu Bekr İbnu Hazm'a gönderilen mektuptur:

“Beldende Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselam) 'le ilgili rivayetleri araştır, topla ve yaz. Ben ilmin (hadîslerin) yok olmasından ve âlimlerin tükenmesinden korkuyorum. Bu iş yapılırken sâdece Resûlullah (aleyhissalâtu vesselam)'in sünneti kabul edilsin. Âlimler mescid gibi herkese açık ve malum yerlerde oturup tedrisatta bulunarak ilmi yaysınlar, bilmeyenlere öğretsinler. Zira ilim gizli kalmadıkça yok olmaz.''

Tedvin peygamber efendimiz döneminde tutulmaya başlanmış ve adeta bir ansiklopedi gibi sonra ki gelen nesillere ışık tutmuştur yani bahsettiğin gibi hadis gerçek olmasa arkadaşların dediği gibi o kadar padişahımız neden istanbul'u fethetmek için uğraşsın..

Eyüp Sultan hazretlerinin kabri İslamiyet'te 3 yada 4. kutsal mekan olarak kabul edilmekte , böyle büyük bir zat şimdi istanbul'a o hasta haliyle boşuna mı gelmiştir..

 

Blur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 08-13-2011, 02:06   #2
Kullanıcı Adı
BeldeiTAYYIBe
Standart
Alıntı:
Blur Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

Eyüp Sultan hazretlerinin kabri İslamiyet'te 3 yada 4. kutsal mekan olarak kabul edilmekte , böyle büyük bir zat şimdi istanbul'a o hasta haliyle boşuna mı gelmiştir..
Allahualem... herkes bunu biliyor....
Hedef Konstantiniyye.
Yalnizca Osmanli degil...Sahabe döneminden baslayarak Fatih'e kadar , sayisizca Islam akinlarinin baslica hedefi Istanbuldur.
BeldeiTAYYIBe isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-13-2011, 05:17   #3
Kullanıcı Adı
Eşref
Standart
Alıntı:
Blur Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

Eyüp Sultan hazretlerinin kabri İslamiyet'te 3 yada 4. kutsal mekan olarak kabul edilmekte , böyle büyük bir zat şimdi istanbul'a o hasta haliyle boşuna mı gelmiştir..
Bir de öyle bir durum var ki Eyüp Sultan peygamberimize sofrasını açmış bir insan. O topraklarda İslam dini şimdiki gibi değil, en güzel şekliyle yaşanıyor. Havada bile Peygamberimizin o cennet kokusu var. Böyle bir yer bırakılır da, kilise çanlarının çalındığı Konstantin'in topraklarına, o sınıra kim gömülmek ister?

Demek ki Konstantin şehri için Peygamberimiz ne büyük bir söz etmiş ki, ne büyük bir lütufta bulunmuş ki, Eyüp Sultan Hazretleri o kutsal toprakları bırakıp büyük bir şevkle İstanbul'a gelmiş, buraya defnedilmiş.




Alıntı:
Gönülden Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Benimde bir türlü kabul edemediğim ancak merak ettiğim bir konu

Hanedanlık aile fertleri arasından olunca tek güç olarak kardeş katli vacip deniliyorda kafama takılan neden padişahlık makamının getirisi olarak bakmıyoruz...yani dünyaya hükmetmiş cihan devleti olmuşuz tamamda padişahın başa gelme usulünde sorun olamaz mı..peygamberimiz ve 4 halife devrinde neden babadan oğula yada yönetimi taslim etme gibi bir durum yoktu..

Aslında Osmanlı'nın gönlü de kardeş katlinden yana değildi. Daha insani bir çözüm aradılar. Muhteşem isimli kardeşimizin de dediği gibi daha sonra büyük kardeş padişah olsun, kan akmasın diye düşünüldü. Fakat bunun da faydası değil, devlete zararı oldu. Yine küçük kardeşler büyük kardeşi öldürme planları yaptılar. Tahta daha az donanımlı kardeşler geçmeye başladı. En büyük kardeş tahta geçmeden önce sürekli öldürüleceğim korkusu yaşadı.
Eşref isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı




2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.


Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı