![]() |
#1 |
![]() Kim iman iddiasında bulunuyorsa onun sorumluluğu vardır. İmanın sadece nimet olan bölümü alınıp yük olan, risk gerektiren bölümü itilemez. Her mü’min, imanıyla ilgili olaylarla ilgilenmek, takati kadar risk almak durumundadır.
Yalnız, Peygamber aleyhisselamın ilminin varisi durumunda olan ulemanın durumu farklıdır. Onlar sadece Müslümanların çocuklarına ilmihâl öğretmekle yetinebilecekleri bir konumda olamazlar. Müslümanları, -kendi içlerinden birileri de olsa- siyasetçilerin eline terk edemezler. Siyaset yapan kesim de dâhil olmak üzere Müslümanların, Peygamber aleyhisselamın çizdiği çizgi üzerinde yürüyor olmaları, onların gayretleri ve önderliğiyle mümkündür. Onların kenarda kalmaları ise bir tür Peygamber aleyhisselamın hayatın dışına itilmesi olacaktır. Yoksa varis olmanın yorumunu yapmak mümkün değildir. Ulema, peygambere varistir derken kastedilen ne olabilir? Veya ulema, Peygamber aleyhisselama varis olmayacaksa, öyle veya böyle birilerinin doldurması gereken varislik makamını kim dolduracaktır? Elbette ümmetin durumunun yegâne sorumlusu ulema değildir. Ama ulemanın konumu, sorumlulukta ağır payı taşımayı gerektirmektedir. Dinin tahrif ve taviz görmeden nesilden nesile taşınması, Allah’a davette bulunma, zor zamanlarda önde durma, örnek oluşturma ancak onların ifa edebileceği görevlerdir. Zaten onların taşıdığı unvanın hakkı da böyle verilebilir. Hakkın adamı olup da hakkı gizleyen, onu ilandan çekinen kadroların sorumluluğu elbette ağır olacaktır. İslam’ın kendini koruma ve dışındakilere açılma usûlü, ulemanın rehberliğini esas alan bir yapı üzerine kuruludur. Ulemanın atikliği veya hantallığı bu anlamda önemli bir yer tutmaktadır. Allah’ın ipi etrafında kenetlenmiş bir ümmet olma hedefi ancak ümmetin âlimlerinin rehberliğinde mümkündür. Onların mürekkebine gösterilen saygının şehitlerin kanıyla mukayese edilecek düzeyde olması da bu yüzdendir. Müslümanları yönlendiren, hakkı beyan etmede öncü durumunda olan, ilmi yayan, sabra ve sebata örneklik teşkil eden ulema, en önemli görevi icra eden cihadın en üstününü yapan kadrolarıdır. Ulema, ilimlerinin gereğini yapmakla mükellef olduğu kadar, ümmetin de ulemanın etrafında kenetlenmeyi bilmesi, sağlanması gereken önemli bir başarıdır.
![]() |
|
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() İslam dünyasında vahdet şuuru yakalanmadan isanlığın akın akın yaratıcının sistemine boğulması mümkünmü belkide genetiğimize aykırı ideolojik yapılara olan teslimiyetimiz islamı hakkı ile yaşayamayan yaşatamayan zihinlerin mesüliyetinde.
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|