|
|
|
|
#1 |
![]() Tecelliyât-ı Hûda İledir her İki cihan; Hak Cemâle nazar eyle istediğin yandan. Bir Hadis-i Şerifte şöyle anlatılır; "Cennetlik kimseler makamlarına kavuştukları zaman; Yüce Hakk azametini ve kibriyâsını gizleyen perdeyi aralar ve: Ben sizin Yüceler Yücesi Rabbinizim!? buyurur. Daha açık mânâsı ile şöyle buyurur: "Yıllarca ah görsem diye arzulayıp sızlandığınız Pek Yüce Rabbinizim!? buyurur. Hakkın bu tecellisi olmaz iş gibi gelir; inkâr ederler: Hâşâ ki sen bize Rabb olasın!.? diyerek feryada başlarlar. O anda tecelli üç defa değişir; her defasında onlar yine inkâr ederler. Sonra Yüce Hakk onlara: Rabbinize dair aranızda bir işaret var mı?.? diye hitap eder. Evet var.? cevabını hep bir ağızdan verirler. Artık bundan sonra; herkese zannı itikadı anlayış kabiliyetini nisbetinde tecelli olur. Bu tecelli sonunda: Sen bizim Yüceler Yücesi Rabbimizsin!.. deyip kabul ederler. Bu müşahede için şu Hadis-î Şerif vardır: ''Siz Rabbınıza mehtaba bakar gibi bakıp seyre dalacaksınız." Hâl böyle olmasına rağmen ehl-i irfan Yüce Hakkı ilk tecellide tasdik ederler. Çünkü onlar cümle itikadı benimsemiş; her tecelli için yetenek kazanmışlardır.Bir şiir: Bugün her kim görür yârin Gören onlardır yarın.. Orda ne anlar sevgiliden Onlar burada körlerden.. Bu mânâyı biraz daha açalım.. Evet.. Hazret-i Kur'ân'da şöyle buyuruldu: "Bu âlemde âmâ olan Öbür âlemde dahi âmâ olur." (17/72) Yani: Her kim ki burada mânâ gözünü açamadı: öbür âleme göçünce aynı şekilde âmâ olur. Dolayısiyle ilâhî tecelliyi görmek ona nasip olmaz. Hak Tealâ Hazretlerinden beklediğimiz şudur ki: Cümle kullarını taklitten gösterişten öteye geçemeyen itikattan saklaya; bu gibi şeylere bağlı kalmaktan koruya.. Burada şöyle bir soru sorulabilir: Marifet hâline yeteneği olana kendi hakikatini anlamak ne şekilde olur?? Bu soruyu şöyle cevaplandırmak mümkündür: Ona gerektir ki kendi hakikatına vâkıf bir ârif bula. Onu bulduktan sonra candan gönülden bağlanıp huylarını huy edine.? İrfan sahibinin aslını bulabilmesi için bu yolu tutması gereklidir. Şu Âyet-i Kerime bu mânayı anlatır: "Ona götürecek vesileyi arayınız." (5/35) Bunun tefsiri şöyle olabilir: ?Beni bulmuş kullarım vardır: bana varmak dilerseniz onları izleyiniz. Onlar size bir vesile olur bana ulaştırırlar.? Hâl böyle olduğuna göre o zâtlara hizmetle kişi zâtına ârif olur. Nereden gelip nereye gittiğini anlar bulunduğu makamı da sezer.
|
|
|
|
|
| Sayfayı E-Mail olarak gönder |
|
|
#2 |
|
Bu âleme gelmekteki gayeyi şu Kudsî Hadis bize anlatır: ?Bir gizli hazine idim bilinmek istedim; Halkı da bilinmem için yarattım.? Bu emir böyle ama Hakkı bilmek kolay İş değildir; ta kişi nefsine ârif oluncaya kadar.. Bunu da şu Hadis-i Şerif bize anlatır: ?Kim nefsini (kendini) bilirse yaradanını bilen o olur.? Aksi dahi böyledir; ehli anlar.. Bu Hadis-i Şerife havas ve avamdan bir çokları akılları yettiği kadar mânâ vermişlerdir. Havas katında bir mânâ inşaallah beyan olunacaktır. Yalnız bu makamda yedi şekil müşahede edilmiştir. Aşağıda bunlar açıklanacaktır. İtikad : İnanmak. İnanç. Sıdk ve doğruluğuna kalben kararlı olmak. Gönülden tasdik ederek inanmak. Dinin temelini meydana getiren şeylere inanmak. (Bak: İltizam) Heyula : Zihinde tasarlanan korkunç hayal. * Gösteriş ve iriliği olduğu hâlde hiçbir te'siri ve değeri olmayan şey. * Eski felsefede: Eşyanın aslı ve gerçek olan kısmı. Madde. (Bak: Esir) Ârif-i billah : Mürşid ermiş evliyâ. Hakkın nuru ile Cenab-ı Hakk'ı bilen. Âlemi hâdiseleri İlahî feyz ve ilim ile gören veli. Zâtî : (Zâtiyye) Zâta mensub. Kendisine âit ile alâkalı hususi. Özel. Vâkıf : Bilen haber sahibi. Aşina. Bir işten iyi haberi olan. * Vakfeden. * Duran ayakta duran. Libas : Giyilecek şey. Elbise. * Karı ve koca. * Mc: İctima'. * Şübhe kabul eden söz. Kisve : Elbise. Kılık. Hususi kıyafet. Küsve. Kisbet. Bâb : Kapı. * Kısım. * Mevzu. * Fasıl. Bölüm. Parça. Kitab. * Hususi madde. * Sığınacak yer. * İş. * Şekil. * Tövbe. Avam : Halktan ilmi irfanı kıt olan kimse. Okuyup yazması az olan. Fakirler sınıfından. * Tas : Hakikata tam erememiş tevhidin derin hakikatlarından haberi olmayan. * Halkın ekseriyeti. Havas : Havâs. (Hâss - Hâssa. C.) Hâslar. Hâssalar. Keyfiyetler. Hususlar. * Dindarlık ve doğruluğu ile ilmiyle âmil olup mâneviyat mertebelerinde yükselmekle makbul ve muteber olan zâtlar. * Zenginler sınıfı. * Kur'anî ve manevî sırlara ve hususlara vâkıf bulunan ilim ibadet tâat ve takva yolunda yükselerek mümtaz olan Evliyâullah. Herkesin hürmet ettiği büyük zevât. * Manevî te'sir için okunan duâlar. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): ?Men arefe nefsehu fekad arefe Rabbehu? buyurmuştur. (Aclunî Keşfü?l-Hâfâ II/343 (2532) Cerir İbnu Abdillah (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir dolunay gecesi aya baktı ve: "Siz şu ayı gördüğünüz gibi Rabbinizi de böyle perdesiz göreceksiniz ve O'nu görmede bir sıkışıklığa düşmeyeceksiniz (herkes rahatça görecek). Artık güneşin doğma ve batmasından önce hiç bir namaz hususunda size galebe çalınmamasına gücünüz yeterse bunu yapın (namazları vaktinde kılın vaktini geçirmeyin)." Cerir der ki: "Resulullah sonra şu âyeti okudu: "Rabbini güneşin doğmasından ve batmasından önce hamd ile tesbih et!" (Tâ Hâ 130). (Buhârî Mevakitu's-Salat 6 26 Tefsir Kaf 1 Tevhid 24; Müslim Mesacid 211 (633); Ebu Davud Sünnet 20 (4729); Tirmizî Cennet 16 (2554).) وَإِذْ أَخَذَ رَبُّكَ مِن بَنِي آدَمَ مِن ظُهُورِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَأَشْهَدَهُمْ عَلَى أَنفُسِهِمْ أَلَسْتَ بِرَبِّكُمْ قَالُواْ بَلَى شَهِدْنَا أَن تَقُولُواْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّا كُنَّا عَنْ هَذَا غَافِلِينَ Ve iz ehaze rabbüke mim beni ademe min zuhurihim zürriyyetehüm ve eşhedehüm ala enfüsihim elestü bi rabbiküm kalu bela şehidna en tekulu yevmel kiyameti inna künna an haza ğafilin : Kıyamet gününde biz bundan habersizdik demeyesiniz diye Rabbin Âdem oğullarından onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı onları kendilerine şahit tuttu ve dedi ki: Ben sizin Rabbiniz değil miyim? (Onlar da) Evet (buna) şâhit olduk dediler. (A?raf 7/172) يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اتَّقُواْ اللّهَ وَابْتَغُواْ إِلَيهِ الْوَسِيلَةَ وَجَاهِدُواْ فِي سَبِيلِهِ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ Ya eyyühellezine amenüttekullahe vebteğu ileyhil vesilete ve cahidu fi sebilihi lealleküm tüflihun : Ey iman edenler! Allah'tan korkun. O'na yaklaşmaya yol arayın ve yolunda cihad edin ki kurtuluşa eresiniz.? (Mâide 5/35) وَمَن كَانَ فِي هَـذِهِ أَعْمَى فَهُوَ فِي الآخِرَةِ أَعْمَى وَأَضَلُّ سَبِيلاً Ve men kane fi hazihi a'ma fe hüve fil ahirati a'ma ve edallü sebila : Bu dünyada kör olan kimse ahirette de kördür; üstelik iyice yolunu şaşırmıştır. (İsrâ 17/72) Allah azze ve celle aynel yakîn şuuru nasip etsin inş.... Muhyiddin-i Arabi(k.s) |
|
|
|
|
#3 |
|
Alah razı olsun..çok güzel paylaşım..+
|
|
|
|
|
|
|
#4 |
|
ALLAH razı saol duyguseli saol paylaşım için...
|
|
|
|
|
|
|
#5 |
|
Ne Güzel... Teşekkürler
|
|
|
|
|
|
|
#6 |
|
Rica ederim..
Siz sağolun.. ![]() |
|
|
![]() |
| Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
| ak, ak forum, ak parti, ak parti forum, ak parti forum.com, duyguseli |
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|