Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
Haberler Dünyadan ve Ülkemizden son dakika haberler burada.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 03-21-2015, 22:56   #1
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart Bülent Arınç'tan Erdoğan'a Eleştiri: Ülkeyi Yönetmek ve Sorumluluk Hükümettedir
Bülent Arınç'tan Erdoğan'a eleştiri



Başbakan Yardımcısı Arınç, Çözüm süreci ile ilgili gündeme gelen izleme heyeti tartışmalarına yönelik çok önemli açıklamalarda bulundu.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Çözüm Süreci’yle ilgili bir izleme heyeti oluşturulmasını doğru bulmuyorum" şeklindeki sözleriyle ilgili, ülkeyi yönetenin hükümet olduğunu ve sorumluluğun da hükümette olduğunu belirterek, Erdoğan'ın sözlerini uygun bulmadığını ifade etti.

İşte Arınç'ın açıklamaları:


SORUMLULUK HÜKÜMETİNDİR


Sözlerini yorumlayacak, eksik fazla konuşacak durumda değiliz. Bunu nezaketsizlik olarak kabul ederim. İzleme Komitesi 5-6 kişi olacak denildi. Bunlar daha önce Âkil Adamlar olarak görev yapmışlardı. TBMM'de geçen sene terörün sona erdirilmesi ismiyle kanun çıktı. Hükümetimiz bu kanunu uygulamak zorundadır. Çözüm süreci konusunda bugüne kadar atılan adımların bir noktası da İzleme Heyeti'nin oluşrutulmasıdır. Hükümetimiz bunu uygun görmektedir. Kimin hangi görevleri yapacağı konusunda bir yol haritamız mevcuttur. Ülkeyi yöneten hükümettir, sorumluluk da hükümettedir.

HER ŞEYİ ÇOK İYİ BİLMEKTEDİR

Bugün yapılanlardan, yarın geleceğimiz noktadan Sayın cumhurbaşkanımızın habersiz sayılması mümkün değildir, her şeyi çok iyi bilmektedir


NE ZAMAN EMRETMİŞSE KENDİSİNE BİLGİ SUNULMAKTADIR

Milli Güvenlik Kurulu ne zaman emretmişse kendisine bilgi sunulmaktadır

Çözüm sürecinde aktör olan bakan arkadaşlarımız tarafından kendilerine arz edilmektedir
.

KENDİ HİSSİ BEYANLARI

'Bundan hoşlanmadım, hoşuma gitmedi, soğuk veya sıcak karşıladım'' beyanları kendi hissi beyanlarıdır. Sorumluluk hükümetin üstündedir, bunları kendi özgün düşünceleri olarak kabul edebiliriz.

CUMHURBAŞKANIMIZ ÜZÜLEBİLİR

Sayın cumhurbaşkanımızın bu konuşmaları eleştirilere yol açabilir, üzülebilir, yıpranabilir sayın cumhurbaşkanımız. Cumhurbaşkanımızın böyle konuşması hatta hükümetimizi eleştiriyor noktaya gelmesi elbette hükümetimizi de yıpratabilir. Sayın cumhurbaşkanımızı çok sevdiğimiz için bu konuşmaları hükümetimiz adına değil ama kendisini yıpratabilir diye düşünüyoruz

İZLEME KOMİTESİNİ UYGULAMAKTA KARARLIYIZ

Hükümet olarak izleme komitesini uygulamakta kararlıyız. İzleme komitesinin faydalı olduğunu düşünüyoruz. Bu tür konuşmalar tereddüt oluşturmamalı.

HEYETTEKİ İSİMLERİ SEVER VE TAKDİR EDER

İzleme heyetindeki isimler yeni isimler değildir. Âkil Adamlar heyetindeki isimlerdir.

Cumhurbaşkanımız da bu isimleri kendisi de çok sever ve takdir eder. İzleme heyetindeki kişiler hakkında olumlu düşüncelere sahibiz.


İSİMLER YAKINDA AÇIKLANIR

Bu isimlerin tespit edilmesi konusunda hükümetimizin de verilecek görevler konusunda başbakanımızın da bilgi sahibi olduğunu düşünüyorum. Yalçın Akdoğan’ın da katkısı büyüktür bunu biliyorum. Sayın Akdoğan’ın ve başbakanımızın söylediklerine itibar etmeli, diğer haberlere itibar etmemeliyiz. Pek çok haber dolaşabilir, itibar etmeyin. Günü geldiğinde bizzat bilgi sunulacaktır.


ÖCALAN MESAJI OLUMLU

Bu mesaj her yönüyle olumdur. Bu mesajın verilmesini bile hükümetin bir başarısı olarak görüyorum Sayın cumhurbaşkanımızın başarısı olduğunu biliyoruz.

BU AÇIKLAMA OLMASAYDI MEKTUP NASIL OKUNURDU

Arınç konuşmasının sonunda ''Dün bu açıklama yapılmasaydı acaba mektup nasıl okunurdu'' diye de sordu.


Kaynak

Haber 7 21.03.2015

 

Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 03-21-2015, 23:05   #2
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart
Başbakan Yardımcımız Bülent Arınç'ın eleştirisine katılıyorum. Reis hâlâ ısınamadı cumhurbaşkanlığına. Reis'ten artık liderlik bekliyoruz, ülkeyi yönetmesini değil. Ülkeyi AK Parti Hükümetimiz başarıyla yönetmektedir Allah'a şükürler olsun.
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-22-2015, 20:28   #3
Kullanıcı Adı
sorunay
Standart
Bülent Arınç şaşırma sabrımızı taşırma bu davanın kurucusu Usta'dır o kadar...
sorunay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-23-2015, 15:17   #4
Kullanıcı Adı
Özgür Suriye
Standart
Nankörler.

Bülent Arınç'ın tuzu kuru tabi. kendisinin son dönemi 3 ay sonra milletvekili bile olamayacak ama buna rağmen hala konuşup fitne saçmaya devam ediyor.

Cumhurbaşkanı'nın kameralar önünde fikrini beyan etmesini eleştiren ve bunun hükümete ve cumhurbaşkanına zarar vereceğini söyleyen arınç kendisi kameralar önünde Cumhurbaşkanını eleştirerek hükümete ve ak parti'ye çok daha fazla zarar veriyor. şaka gibi. ben bu durumda art niyet ararım.

Cumhurbaşkanı devletin başıdır ve devlet meseleleri ile ilgili herkesten fazla konuşmaya hakkı vardır.

Tayyip Erdoğan sayesinde makam , mevki kazananlar , onun dik duruşu sayesinde koltuklarını koruyanlar, şimdi ona baş kaldırmaya başlamışlar.

Yazıklar olsun!..

geziyi de , 17-25 aralık darbe girşimlerini de RTE'nin dik duruşu sayesinde atlattık. şimdi car car konuşup aslan kesilen arınç o zamanlar süt dökmüş kedi gibiydi!.. 17-25 aralıktan sonra bile hala ''hocaefendi'' demeye devam ediyordu. gezi sürecinde , 17-25 aralık darbe girişimlerinde korkup saklananlar kimin kazanacağını bekleyenler şimdi de sinsice bekliyorlar!..

Hemşehrim olan Ahmet Davutoğlu'nun Başbakan olmasını çok istemiş biri olarak kendisinin son zamanlardaki tavrı ve bazı icraatleri beni hayal kırıklığına uğratıyor.

Arınç'ın bu söylemlerini devam ettirmesi ve Davutoğu'ndan Arınç'ın bu sözlerine karşı bir tepki gelmemesi, Arınç'ın Davutoğlu'nun onayı ile böyle konuştuğu anlaşılıyor.

Ahmet Davutoğlu derhal bir açıklama yaparak veya Arınç'a geri attırıp durumu düzeltmeli ve Reis'in dolayısıyla ona destek veren halkın gönlünü almalı.

Biz halk tarafından seçilen ilk Cumhurbaşkanı ve devletin başı olan Tayyip Erdoğan'a konu mankeni olsun , bir şeye karışmasın diye oy vermedik!..

Zaten kendisi de koşan , terleyen ve seçilirse bakanlar kuruluna başkanlık eden bir Cumhurbaşkanı olacağını söyledi. (anayasada da bu yetkisi açık bir şekilde vardır) biz de bunu bilerek ona oy verdik.

şimdiden böyle yapanlar, 7 haziran seçimlerinden sonra kendilerine yakın adamlar ile meclise girince ve önlerinde bir seçim kalmayınca neler yapmazlar!..

Ama bu millet Tayyip Erdoğan'ın yalnızlaştırılmasına ve Saray'a hapsedilmesine müsaade etmez. Ak Parti'nin arkasındanki halk desteğinin büyük çoğunluğu Tayyip Erdoğan'adır. Eğer Tayyip Erdoğan desteğini çekerse Ak Parti barajı zor geçer. Hükümettekiler ve Ak Parti yöneticileri de bu gerçeğe göre hareket etseler iyi olur.

Ayrıca onlarca aday içerisinden başbakanlığa ve ak parti genel başkanlığına Tayyip Erdoğan tarafından aday gösterilen Davutoğlu'nun böyle bir durum içerisine girmesini ihanet ve nankörlük olarak görüyorum ve vicdanım bu durumu kabul etmiyor.

Tayyip Erdoğan şimdi istese partiyi kongreye çağırsa numan Kurtulmuş'u veya binali Yıldırım'ı destek vererek ak parti genel başkanı yaptırabilir. Binali yıldırım aynı zamanda milletvekili de olduğu için başbakan da olabilir.

Ama böyle bir durumun geçici de olsa karmaşaya yol açarak partiye ve ülkeye zarar vereceğini bildiği için sabrediyor.

Ayrıca devletin yönetimindeki bu çift başlılık başkanlık sisteminin Türkiye için ne kadar gerekli ve hayati olduğunu da göstermiştir.

Konu Özgür Suriye tarafından (03-23-2015 Saat 15:22 ) değiştirilmiştir..
Özgür Suriye isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-23-2015, 22:11   #5
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart
Alıntı:
Özgür Suriye Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ayrıca devletin yönetimindeki bu çift başlılık başkanlık sisteminin Türkiye için ne kadar gerekli ve hayati olduğunu da göstermiştir.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan, cumhurbaşkanlığına henüz ısınamadı. Ülkeyi yöneten AK Parti'dir ve son sözü söyleme yetkisi AK Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu'ndadır yani ortak akıldadır. Erdoğan da zaten bunun böyle olmasını ister. Öyle olmasaydı Ahmet Davutoğlu gibi güçlü bir kişiliğin başbakan olmasını kabul etmez ve yerine bir emanetçi bırakırdı. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, emanetçi olmayacak karakterde önemli bir entellektüel kişilik ve devlet adamıdır.

Parlamenter sistemde tek başlılık vardır. Parlamenter sistemde genel seçimde salt çoğunluğu almış olan parti, hem yasamaya hâkim olarak yasa yapabilmekte hem de yürütmeye hâkim olduğu için ülkeyi tek başlı olarak yönetebilmektedir. Parlamenter sistemde cumhurbaşkanları denge-denetim-yönledirme görevini ifa ederler. Ama son sözü hükümetler söyler. Bu sayede ülkede işler tıkır tıkır yürür. Türkiyemiz'de son 12.5 yıla yakın süredir AK Parti iktidarında işlerin tıkır tıkır yürüdüğü gibi...

Başkanlık sistemi ise parlamenter sistemin aksine çift başlı bir yönetim modelidir. Çünkü başkanlık sisteminde yasama ve yürütme seçimleri birbirinden ayrı yapılmaktadır ve yasama ve yürütme kuvvetlerinin birbirinden sert ayrılığı söz konusudur. Bu da yönetimde çift başlılığı getirir. Yasamada bir baş, yürütmede de bir baş olmak üzere çift başlılık vardır.

Olayı somutlaştırayım da daha net anlaşılsın. Mesela diyelim ki başkanlık sistemine geçtik ve yürütme seçimini yaptık. Seçimde AK Partili başkan adayıyla CHP'li başkan adayı 2. tura kaldılar. 2. turda da seçimi AK Partili başkan adayı kazandı ve başkan oldu. Elde var bir. Bu durumda yürütme AK Partili başkan eliyle dolayısıyla AK Parti Zihniyeti tarafından temsil edilir. Yürütme seçiminden sonra yasama seçimini de yaptık diyelim. Yasamada ise CHP'nin ağırlığının olduğu bir tabloyla karşılaştığımızı varsayalım. Alın işte size tam çift başlılık durumu. Yasamada CHP'nin hâkim durumda bulunduğu, yürütmede ise AK Partili başkanının bulunduğu tam bir istikrarsızlık ve kriz ortamı.

Başkanlık sistemini biliyoruz da karşı çıkıyoruz. Türkiye gibi yoğun ve sert kutuplaşmanın yaşandığı ülkelerde başkanlık sisteminin yol açacağı şey, yönetim krizlerinden sistem krizlerine kadar varabilecek krizlerdir.

Hadi siyaseti az çok bilen biri çıksın da, "Türkiye, başkanlık sistemine geçtikten sonra yürütmede AK Partili başkan ve yasamada CHP ağırlığında bir meclis çoğunluğu ya da yürütmede CHP'li bir başkan ve yasamada AK Parti ağırlığında bir meclis çoğunluğu bulunduğu durumlarda sistem tıkır tıkır işler, yönetim krizleri yaşanmaz" desin. Diyebilir mi? Diyemez! Biliyoruz da konuşuyoruz. Nereye çift başlı (yürütmede bir baş, yasamada bir baş) başkanlık sistemini getirmeye çalışıyorsunuz? Yoğun ve sert kutuplaşmanın yaşandığı, birbirine tam zıt siyasi görüşlerin çekiştiği Türkiye'ye.

Başkanlık sistemi Türkiye'ye uymaz. Burası Hollanda, Danimarka, Norveç değil! Allah korusun ki başkanlık sistemine geçersek, yönetimin çift başlılığı nedeniyle farklı siyasi görüşlerin yürütme ve yasamada hâkim olduğu durumlarda herkes kendini sistem krizlerine kadar varabilecek yönetim krizlerine hazırlasın!

Konu Cihannur tarafından (03-23-2015 Saat 22:50 ) değiştirilmiştir..
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-23-2015, 22:31   #6
Kullanıcı Adı
Özgür Suriye
Standart
Yanlış düşünüyorsun. Başkanlık sistemi diktatörlük değildir ama tek başlılıktır. Evet başkanlıkta meclisin başkanın eylemlerini denetleme yetkisi vardır ama yine de bu durum başkanın elini kolunu bağlamaz. meclis karşı partideyse yasa çıkartmakta zorlanabilir ama icraatte bizdeki gibi sorun yaşamaz.

Şuan Amerika da mecliste cumhuriyetçiler olduğu halde demokrat obama istediği ülkeyi rahatlıkla bombalayabiliyor!..

başkanla , meclisin aynı partiden olması isteniyorsa başkanlık ve meclis seçimlerini aynı sene içinde yakın tarihlerde yaparsın böylece aynı parti kazanır iki tarafı da.

ayrıca şuanki türkiye de başkanlığı RTE'nin mecliste de çoğunluğu Ak Parti'nin kazanacağı açıktır.

şimdiki sistemde cumhurbaşkanı anayasal olarak yürütmenin başı ve bakanlar kuruluna başkanlık etme yetkisi var. ama bu lafta kalıyor. şuanki başbakan, seçilmiş bir cumhurbaşkanı tarafından atanmış olmasına rağmen fiiliyatta icranın başı cumhurbaşkanı değil başbakan oluyor. bu da çift başlılığa yol açıyor. Türkiye'de başbakanın yetkileri çok fazla. cumhurbaşkanı halk tarafından seçilmeseydi bu durum normal sayılabilirdi ama artık cumhurbaşkanı halk tarafından seçiliyor.

bu yüzden Türkiye'ye ya en azından fransa'daki gibi yarı başkanlık, (Fransa'da başbakanı ve bakanları halk tarafından seçilen cumhurbaşkanı atıyor. ve icraanın başı cumhurbaşkanı oluyor) ya da tam başkanlık sistemi gerekiyor.

başkanlık sisteminde aynı anda hem halk tarafından seçilen cumhurbaşkanı hem de başbabakan yerine sadece halk tarafından seçilen başkan ve yardımcı(ları)sı , bakanları oluyor. böylece başkan çok hızlı ve rahat karar alabildiği için çift başlılık olmadığı gibi ülke daha rahat ve etkin bir şekilde yönetiliyor.

Tayyip Erdoğan Başkan , Ahmet Davutoğlu yardımcısı ve dışişleri bakanı olsa kötü mü olur?
Özgür Suriye isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-23-2015, 23:38   #7
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart
Alıntı:
Özgür Suriye Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Yanlış düşünüyorsun. Başkanlık sistemi diktatörlük değildir ama tek başlılıktır. Evet başkanlıkta meclisin başkanın eylemlerini denetleme yetkisi vardır ama yine de bu durum başkanın elini kolunu bağlamaz. meclis karşı partideyse yasa çıkartmakta zorlanabilir ama icraatte bizdeki gibi sorun yaşamaz.
Yasama ve yürütmenin aynı siyasi görüşün aynı siyasi partinin elinde olduğu durumlarda sorun yok. Ama yasama ve yürütme farklı siyasi görüşlerin elinde bulunduğu durumlarda Türkiye gibi ülkelerde büyük sorunlar çıkar.

Yahu başkanlık sisteminde neyin tek başlılığından bahsediyorsun? Bak daha da somutlaştırarak anlatayım. Diyelim ki Türkiye, başkanlık sistemine geçmiş durumda. Bu sene nisan ayında başkanlık seçimini yaptık ve AK Partili Erdoğan'ı başkan olarak seçtik. Mayıs ayında da meclis seçimlerini yaptık ve mecliste CHP'nin ağırlığında bir yasama tablosu oluştu. Hadi bakalım al sana yönetimde tam çift başlılık. Böyle bir durumda, istediği yasalar 4 sene boyunca meclisten çıkmayan Başkan Erdoğan, ülkeyi nasıl yönetecek? Mesela şimdi Çözüm Süreci diye bir süreç yönetiyoruz. Bu süreçte meclisten bazen yasalar çıkartılması gerekiyor. Yürütme ve yasama farklı görüşteki siyasi partilerin elinde olsaydı Çözüm Süreci'ni yönetebilir miydik, yürütebilir miydik sanıyorsun?

Türkiye'de tek başlı parlamenter sistemde işler tıkır tıkır yürüyor Allah'a şükürler olsun. Niye bu böyle? Çünkü ülkemizi 12.5 yıla yakın süredir istediği zaman yasa çıkarabilmiş, ülkeyi istediği gibi tek başlı olarak yönetebilmiş olan AK Parti hükümetleriyle yönettik. AK Parti, iktidarda bulunduğu bu 12.5 yıla yakın sürede istediği yasaların çoğunu çıkarabildi, ülkede istediği değişiklikleri, düzenlemeleri istediği gibi yapabildi. Nasıl yapabildi bunu? Hem yasamaya hem de yürütmeye hâkim olduğu için yapabildi.

Peki şimdi ne yapılmaya çalışılıyor? Tıkır tıkır işleyen bu düzen bozularak başkanlık sistemine geçilip yasamaya da baş verilmeye çalışılıyor. Yazık değil mi?! Niye tek başlı parlamenter sistemi bırakıp da -genel seçimde salt çoğunluğu kazanan partinin istediği gibi yasa çıkarıp ülkeyi istediği gibi yönettiği- başımıza bela olacak olan çift başlı
başkanlık sistemine -yasamaya ayrı baş, yürütmeye ayrı baş- geçmeye çalışıyoruz? Yahu Türkiye'nin sosyolojisinden haberiniz yok mu, Türkiye'deki istemezükçü muhalefetten haberiniz yok mu?! Türkiye'de istemezükçü bir muhalefet var. Eğer o istemezükçü muhalefetin yasamada çoğunluğu ele geçirirse sistemi kilitleyerek, başkanın elini kolunu bağlayarak ülkeyi kilitlenmeye, yönetim krizlerine götürebileceğini nasıl görmezsiniz?!

Parlamenter sistemde ülkemizde işlerin tıkır tıkır yürüdüğünü kimse inkâr ve reddedemez. Biz 12.5 yıllık iktidarımızda olağanüstü ve muhteşem hizmetlerimizi hep bu parlamenter sistem içinde yaptık. IMF'ye olan borcumuzu parlamenter sistem içinde ödedik. Bugüne kadar tüm zamanlar boyunca 76 üniversite kurulmuşken, 100 üniversiteyi parlamenter sistem içinde kurduk. 17.000-18.000 kilometre civarındaki bölünmüş yolu (duble yol), 500.000 civarındaki konutu, 100.000'lerce dersliği ve bunlar gibi bütün olağanüstü ve muhteşem hizmetlerimizi hep parlamenter sistem içinde gerçekleştirdik. AK Parti, 12.5 yıllık iktidarı boyunca yapmış olduğu olağanüstü ve muhteşem hizmetlerle Türk Siyasi Tarihi'nde Türkiye'ye ve Türk Milleti'ne açık ara en çok hizmet etmiş olan; en iyi, en doğru ve en başarılı siyasi parti olmayı parlamenter sistem içinde başardı. Ve AK Parti eğer bu başarılarını 10 yıl kadar daha en az aynı seviyelerde sürdürebilirse, Türkiye'yi Büyük Türkiye durumuna yükselterek Türkiye'nin artık Büyük Türkiye olarak yoluna devam etmesini yine parlamenter sistem içinde sağlayacaktır inşaallah.

Akıl alır gibi değil yaa! Ülkede sistem (tek başlı parlamenter sistem) tıkır tıkır işlerken, tıkır yürürken, ülke için daha da iyi olacağı değil daha kötü olacağı belli olan bir sisteme (çift başlı başkanlık sistemi) geçilmesi için çalışanlar var. Türkçemizde bu duruma uygun bir deyim vardır, 'rahat battı' denir. Rahat batmış olmalı ki yolunda giden ve tıkır tıkır işleyen düzen bozulmaya çalışılıyor.

Başkanlık sistemi referanduma götürülürse kesin olarak hayır oyu kullanacağım ve Türkiye'nin tek başlı parlamenter sistemi bırakıp da çift başlı başkanlık sistemine geçmesine karşı oy kullanacağım inşaallah. Umarım milletimizin çoğunluğu da bu şekilde oy kullanır da tıkır tıkır işleyen tek başlı parlamenter sistemi bırakıp da başımıza bela olacağı belli olan çift başlı başkanlık sistemine geçmeyiz.

Konu Cihannur tarafından (03-24-2015 Saat 00:06 ) değiştirilmiştir..
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-23-2015, 22:39   #8
Kullanıcı Adı
otoparkci
Standart
Bence Melih Gökçek de Paralelci , Kendisine güven sağlamak için böyle büyük bir oyun oynamış olabilirler.
otoparkci isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-23-2015, 23:28   #9
Kullanıcı Adı
Özgür Suriye
Standart
Cumartesi günü "Cumhurbaşkanı'nın herşeyden haberi vardır" diyerek Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'a üstü kapalı olarak ''yalancı'' diyen Arınç bugün bakanlar kurulu sonrasında yaptığı açıklamada "yeterli bilgilendirilemedi, hata bizde" dedi.

Melih Gökçek'i çok sevmem ama bu konuda haklı.

Arınç'ın yaptığı Cumhurbaşkanı'na karşı terbiyesizlik , had bilmezlik , vefasızlık hatta ihanet olarak değerlendirilebilir.
Özgür Suriye isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 03-23-2015, 22:35   #10
Kullanıcı Adı
Özgür Suriye
Standart
Fatih Tezcan: Bülent Arınç "Melih Gökçek'e dair 100 konuyu 8 Haziranda açıklayacağım" dedi. Melih Gökçek için seçimi bekledin de Cumhurbaşkanı Erdoğan'a neden şimdi saldırdın?

Konu Özgür Suriye tarafından (03-23-2015 Saat 22:55 ) değiştirilmiştir..
Özgür Suriye isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı




2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.


Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı