|  05-31-2009, 16:06 | #1 | 
|  ~*~ Sırr-ü's Sır ~*~  Tecelliyât-ı Hûda İledir  her İki cihan; Hak Cemâle nazar eyle  istediğin yandan. Bir Hadis-i Şerifte şöyle anlatılır;  "Cennetlik kimseler  makamlarına kavuştukları zaman; Yüce Hakk  azametini ve kibriyâsını gizleyen perdeyi aralar ve: Ben sizin  Yüceler Yücesi Rabbinizim!? buyurur. Daha açık mânâsı ile şöyle buyurur: "Yıllarca ah görsem  diye arzulayıp sızlandığınız  Pek Yüce Rabbinizim!? buyurur. Hakkın bu tecellisi  olmaz iş gibi gelir; inkâr ederler: Hâşâ ki  sen bize Rabb olasın!.? diyerek feryada başlarlar. O anda tecelli üç defa değişir; her defasında onlar  yine inkâr ederler. Sonra  Yüce Hakk onlara: Rabbinize dair aranızda bir işaret var mı?.? diye hitap eder. Evet var.? cevabını  hep bir ağızdan verirler. Artık bundan sonra; herkese zannı  itikadı  anlayış kabiliyetini nisbetinde tecelli olur. Bu tecelli sonunda: Sen bizim Yüceler Yücesi Rabbimizsin!.. deyip kabul ederler. Bu müşahede için şu Hadis-î Şerif vardır:  ''Siz  Rabbınıza mehtaba bakar gibi  bakıp seyre dalacaksınız." Hâl böyle olmasına rağmen  ehl-i irfan  Yüce Hakkı ilk tecellide tasdik ederler. Çünkü onlar  cümle itikadı benimsemiş; her tecelli için yetenek kazanmışlardır.Bir şiir: Bugün her kim görür yârin   Gören onlardır yarın.. Orda ne anlar sevgiliden   Onlar  burada körlerden.. Bu mânâyı biraz daha açalım.. Evet..  Hazret-i Kur'ân'da şöyle buyuruldu: "Bu âlemde âmâ olan  Öbür âlemde dahi âmâ olur." (17/72) Yani: Her kim ki burada  mânâ gözünü açamadı: öbür âleme göçünce  aynı şekilde âmâ olur. Dolayısiyle ilâhî tecelliyi görmek ona nasip olmaz. Hak Tealâ Hazretlerinden beklediğimiz şudur ki:  Cümle kullarını  taklitten  gösterişten öteye geçemeyen itikattan saklaya; bu gibi şeylere bağlı kalmaktan koruya.. Burada şöyle bir soru sorulabilir:  Marifet hâline yeteneği olana  kendi hakikatini anlamak ne şekilde olur?? Bu soruyu şöyle cevaplandırmak mümkündür: Ona gerektir ki  kendi hakikatına vâkıf bir ârif bula. Onu bulduktan sonra  candan  gönülden bağlanıp huylarını huy edine.? İrfan sahibinin aslını bulabilmesi için  bu yolu tutması gereklidir. Şu Âyet-i Kerime  bu mânayı anlatır: "Ona götürecek vesileyi arayınız." (5/35) Bunun tefsiri şöyle olabilir:  ?Beni bulmuş kullarım vardır: bana varmak dilerseniz  onları izleyiniz. Onlar size bir vesile olur  bana ulaştırırlar.? Hâl böyle olduğuna göre  o zâtlara hizmetle  kişi zâtına ârif olur. Nereden gelip  nereye gittiğini anlar  bulunduğu makamı da sezer. 
   | |
|   | 
|  | 
| Sayfayı E-Mail olarak gönder | 
|  05-31-2009, 16:07 | #2 | 
|   Bu âleme gelmekteki gayeyi şu Kudsî Hadis  bize anlatır: ?Bir gizli hazine idim  bilinmek istedim; Halkı da bilinmem için yarattım.? Bu emir böyle  ama  Hakkı bilmek kolay İş değildir; ta  kişi nefsine ârif oluncaya kadar.. Bunu da şu Hadis-i Şerif bize anlatır:  ?Kim nefsini (kendini) bilirse yaradanını bilen o olur.? Aksi dahi böyledir; ehli anlar.. Bu Hadis-i Şerife havas ve avamdan bir çokları akılları yettiği kadar  mânâ vermişlerdir. Havas katında bir mânâ inşaallah beyan olunacaktır. Yalnız bu makamda yedi şekil müşahede edilmiştir. Aşağıda bunlar açıklanacaktır. İtikad : İnanmak. İnanç. Sıdk ve doğruluğuna kalben kararlı olmak. Gönülden tasdik ederek inanmak. Dinin temelini meydana getiren şeylere inanmak. (Bak: İltizam)  Heyula : Zihinde tasarlanan korkunç hayal. * Gösteriş ve iriliği olduğu hâlde hiçbir te'siri ve değeri olmayan şey. * Eski felsefede: Eşyanın aslı ve gerçek olan kısmı. Madde. (Bak: Esir)  Ârif-i billah : Mürşid  ermiş  evliyâ. Hakkın nuru ile Cenab-ı Hakk'ı bilen. Âlemi  hâdiseleri İlahî feyz ve ilim ile gören veli. Zâtî : (Zâtiyye) Zâta mensub. Kendisine âit  ile alâkalı  hususi. Özel. Vâkıf : Bilen  haber sahibi. Aşina. Bir işten iyi haberi olan. * Vakfeden. * Duran  ayakta duran. Libas : Giyilecek şey. Elbise. * Karı ve koca. * Mc: İctima'. * Şübhe kabul eden söz.  Kisve : Elbise. Kılık. Hususi kıyafet. Küsve. Kisbet.  Bâb : Kapı. * Kısım. * Mevzu. * Fasıl. Bölüm. Parça. Kitab. * Hususi madde. * Sığınacak yer. * İş. * Şekil. * Tövbe.  Avam : Halktan ilmi irfanı kıt olan kimse. Okuyup yazması az olan. Fakirler sınıfından. * Tas : Hakikata tam erememiş  tevhidin derin hakikatlarından haberi olmayan. * Halkın ekseriyeti. Havas : Havâs. (Hâss - Hâssa. C.) Hâslar. Hâssalar. Keyfiyetler. Hususlar. * Dindarlık ve doğruluğu ile  ilmiyle âmil olup mâneviyat mertebelerinde yükselmekle makbul ve muteber olan zâtlar. * Zenginler sınıfı. * Kur'anî ve manevî sırlara ve hususlara vâkıf bulunan  ilim  ibadet  tâat ve takva yolunda yükselerek mümtaz olan Evliyâullah. Herkesin hürmet ettiği büyük zevât. * Manevî te'sir için okunan duâlar. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): ?Men arefe nefsehu fekad arefe Rabbehu? buyurmuştur. (Aclunî  Keşfü?l-Hâfâ II/343 (2532) Cerir İbnu Abdillah (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir dolunay gecesi  aya baktı ve: "Siz şu ayı gördüğünüz gibi  Rabbinizi de böyle perdesiz göreceksiniz ve O'nu görmede bir sıkışıklığa düşmeyeceksiniz (herkes rahatça görecek). Artık  güneşin doğma ve batmasından önce hiç bir namaz hususunda size galebe çalınmamasına gücünüz yeterse bunu yapın (namazları vaktinde kılın  vaktini geçirmeyin)." Cerir der ki: "Resulullah  sonra şu âyeti okudu: "Rabbini güneşin doğmasından ve batmasından önce hamd ile tesbih et!" (Tâ Hâ 130). (Buhârî  Mevakitu's-Salat 6  26  Tefsir  Kaf 1  Tevhid 24; Müslim  Mesacid 211  (633); Ebu Davud  Sünnet 20  (4729); Tirmizî  Cennet 16  (2554).) وَإِذْ أَخَذَ رَبُّكَ مِن بَنِي آدَمَ مِن ظُهُورِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَأَشْهَدَهُمْ عَلَى أَنفُسِهِمْ أَلَسْتَ بِرَبِّكُمْ قَالُواْ بَلَى شَهِدْنَا أَن تَقُولُواْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّا كُنَّا عَنْ هَذَا غَافِلِينَ  Ve iz ehaze rabbüke mim beni ademe min zuhurihim zürriyyetehüm ve eşhedehüm ala enfüsihim elestü bi rabbiküm kalu bela şehidna en tekulu yevmel kiyameti inna künna an haza ğafilin : Kıyamet gününde  biz bundan habersizdik demeyesiniz diye Rabbin Âdem oğullarından  onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı  onları kendilerine şahit tuttu ve dedi ki: Ben sizin Rabbiniz değil miyim? (Onlar da)  Evet (buna) şâhit olduk  dediler. (A?raf 7/172) يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اتَّقُواْ اللّهَ وَابْتَغُواْ إِلَيهِ الْوَسِيلَةَ وَجَاهِدُواْ فِي سَبِيلِهِ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ  Ya eyyühellezine amenüttekullahe vebteğu ileyhil vesilete ve cahidu fi sebilihi lealleküm tüflihun : Ey iman edenler! Allah'tan korkun. O'na yaklaşmaya yol arayın ve yolunda cihad edin ki kurtuluşa eresiniz.? (Mâide 5/35) وَمَن كَانَ فِي هَـذِهِ أَعْمَى فَهُوَ فِي الآخِرَةِ أَعْمَى وَأَضَلُّ سَبِيلاً  Ve men kane fi hazihi a'ma fe hüve fil ahirati a'ma ve edallü sebila : Bu dünyada kör olan kimse ahirette de kördür; üstelik iyice yolunu şaşırmıştır. (İsrâ 17/72) Allah azze ve celle aynel yakîn şuuru nasip etsin inş.... Muhyiddin-i Arabi(k.s) | |
|   | 
|  05-31-2009, 16:18 | #3 | 
|   Alah razı olsun..çok güzel paylaşım..+ | |
|   |   | 
|  05-31-2009, 16:23 | #4 | 
|   ALLAH razı saol duyguseli saol paylaşım için... | |
|   |   | 
|  05-31-2009, 16:23 | #5 | 
|   Ne Güzel... Teşekkürler | |
|   |   | 
|  05-31-2009, 16:49 | #6 | 
|   Rica ederim.. Siz sağolun..  | |
|   | 
|  | 
| Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim | 
| ak, ak forum, ak parti, ak parti forum, ak parti forum.com, duyguseli | 
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| Seçenekler | |
| Stil | |
| 
 |  |