Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
Anketler Tüm anketlerimizi burada paylaşıyoruz.



Anketimiz: Sizce "Cennet" bi ödül müdür?Yoksa bi hedef midir?
tabiki bir ödüldür. 11 52.38%
tabiki bi hedeftir. 0 0%
bence her ikiside 10 47.62%
fikrim yok 0 0%
Katılımcı sayısı: 21. Sizin bu Ankette oy kullanma yetkiniz bulunmuyor

Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 09-16-2010, 13:09   #11
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
Sonu ödül olan bir hedeftir...
  Alıntı ile Cevapla
Alt 09-16-2010, 13:12   #12
Kullanıcı Adı
ÜMİT-AK
Standart
Alıntı:
Feride Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Esasında bu soru bazen benim de aklıma geliyor.

Yani salt cenneti kazanmak için çalışmak ne kadar doğru bunu merak ediyorum açıkçası..

Bunula beraber, öncelikli hedefimizin, amacımızın sadece ve de sadece Allah rızası olması gerektiği söyleniyor ki öyle de olmalı bana göre..

Ben de böyle düşünüyorum. Zira, Allah'ın rızasını kazanmak, O'nun sevgisine layık olabilmek, belki şuan bizim idrak noktasında pek de havsalamızın alabileceği bir şey olmayabilir. Çünkü baktığımız zaman cennet, bütün maddi güzellikleri içerisinde barındırması hasebiyle insana daha cazip gelebiliyor belki de..

Ancak bir miktar perde arkasına bakabildiğimiz takdirde, Allah'ın rızasını kazanmak, O'nu inşaAllah görebilmek payesi esas hedef noktasına koyulduğu takdirde, o ibadet hazzına daha iyi varılacaktır (inşaAllah)..

Özetle, ibadetlerimizin salih olabilmesi için, cenneti isteriz o bizim için bir ödüldür ama hedefimiz amacımız sadece ve sadece Allah rızası olmalı. Niyetimiz hep bu yönde olmalı..

Bu şekilde makbul ameller dünyasındaki yerimizi inşaAllah alabileceğimizi düşünüyorum.
Feride kardeşim yorumuna sağlık... Çok güzel bir şekilde açıklamışsın
ALLAH razı olsun..
ÜMİT-AK isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-16-2010, 13:18   #13
Kullanıcı Adı
El Emin
Standart
Soru

İbadet niçin yapılır. Cennet vaad edilmeseydi ve cehennemle korkutulmasaydık ibadet eder miydik?

Cevap:

Değerli Kardeşimiz;
İbadet insanın Rabbisine karşı verdiği nimetlere bir teşekkür mukabilindendir. Cennet veya Cehennem olsun veya olmasın insan bunu yerine getrmesi gerektiği bilincinde olmalıdır.


İbadeti yapmamızın sebebi Allahın emri olduğu içindir. Yoksa Cennete gitmek için veya Cehennemden kurtulmak için ibadet edilmez.


Her mümin bilir ki ben Allah için namaz kılmaktayım. Bu inançla günde beş defa rabbinin huzuruna çıkmaktadır.


Bediüzzaman Hazretlerinin şu ifadesi konumuza açıklık getirecektir. "Gözümde ne Cennet sevdası ve ne Cehennem korkusu."


İnsan sırf rızai ilahi için namaz kılmasına rağmen teşvik olması için niyetinde cennet olması onun ibadetine bir zarar vermese de ihlasına zarar verebilir.


Allahın emrini her şeyin üstünde bilmek ibadetin sevgisini kalbimize yerleştirecektir.


Yüce Allah Kur'an–ı Kerim'de: "Cin ve insi, (ille–i gâiye olarak Beni bilsin, irfanıma ersin ve) kulluk yapsınlar diye yarattım."(Zâriyât, 51/56) buyuruyor. Her iş ve hareketin bir finalitesi vardır. Bu kevn ü mekânın yaratılması, düzene konması da, insan ve cinlere "Allah'a kulluk" teklifinin getirilmesi içindir. Şuuru ve iradesi olan herkes Allah'ı bilecek ve O'na kulluk yapacaktır. Bu, Allah'ın eşya ve hâdiseleri yaratmasındaki –tabir caizse– ilâhî maksattır.


İbadet, Cenâb–ı Hakk'ın emirlerini yerine getirip yaşama ve kulluk sorumluluklarını temsil etme mânâlarına gelir. Ubûdiyet ise, kul olma şuuru içinde bulunma şeklinde yorumlanmıştır.


İbâdetin şer'î mânâsı; hâlis bir niyetle, sevap beklemek üzere, Allah'a yakın olmayı düşünerek yapılan tâat demektir. İbadet dediğimiz zaman, hem tâat hem de kurbet, yani Allah'a yaklaşma mânâsı bunun içinde düşünülür.


Cin ve insanların yalnızca Allah'a ibadet için yaratıldığını düşünürsek, kısaca; Allah'ın emrettiği şeylerin bütününü yerine getirmenin ibadet etmek demek olduğunu söyleyebiliriz.


Halk arasında yaygın bir anlayışa göre ibadet; namaz, oruç, zekât ve hacdan ibarettir. Böyle bir kabul hiç şüphesiz sahihtir. Ancak şeklen ve sayı olarak ibadetin böylesine daraltılması, kavrayış açısından bir kısırlığa yol açar. Gerçekte İslâm'ın şartları olarak saydığımız beş temel esas, ibadetin bir özeti veya temel esasları olarak kabul edilebilir. Onları açıp yaydığımız ve diğer ibadet şekillerini de nazara aldığımız zaman bütün bir İslâm Dini'nin tüm görkemiyle ortaya çıktığını görürüz.


İnsanın bütün benliğiyle, bütün duygularıyla, iç ve dış bütün havassıyla, fikrî melekeleri, kafası ve lisanıyla Allah'a yönelmekten ibaret olan ibadet, sistemli bir hareket tarzıdır. Bu mânâya geldiği için de ibadetin "tapmak–tapınmak" şeklinde tabir ve tercüme edilmesine imkân yoktur. Tapmak ve tapınmak; basit bir yöneliş, gerçek şuur ve niyetten yoksun ve sistemsiz yapılan hareket veya hareketlerden ibarettir.


Putperestlerin Allah'tan başka ilâh, mabûd ve Allah ile aralarında aracı kabul ettikleri canlı–cansız varlıklara, nesnelere perestişine, onların önünde eğilmesine dilimizde tapınma ve tapma dense bile, katiyen ibadet denemez. Çünkü o, Zât–ı Ecell–i A'lâ'ya hastır. Evet, ibadet sadece O'na yapılır.

[...]
Devamı


Sorularla İslamiyet
El Emin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-16-2010, 13:46   #14
Kullanıcı Adı
Kadızâde Rûmi
Standart
Alıntı:
El Emin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Aynı sonuca gelen iki ayrı seçenek.
Zaten birini seçmen ikisini de seçmen anlamına geliyor.
Bence sorun hangi seçeneği seçtiğimizde değil.
Sorun Rızayı ilahi eksenli dönmememiz.
Düşünce ve Aktivitelerimizin pragmatist oluşu ve temelinde ilahi rızanın yatmıyor olması.
Ama (sanki) biz daha çok ödül değilde korku üzerine yaşıyoruz. Çünkü ana-babalarımız cennetten pek fazla söz etmezler ama cehennem ateşini sık sık anlatırlar. "İyi bir insan olmazsan Allah seni yakar, Anne babaya karşı gelirsen Allah seni taş eder" gibi sözleri sık sık duyarız.

Belki de bunun bir sonucu olarak insanlarımız Cennetten çok cehennem ateşini düşünüyorlar.

Konu Gönülden tarafından (09-05-2015 Saat 02:58 ) değiştirilmiştir..
Kadızâde Rûmi isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-16-2010, 13:48   #15
Kullanıcı Adı
El Emin
Standart
Alıntı:
Kadızâde Rûmi Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ama (sanki) biz daha çok ödül değilde korku üzerine yaşıyoruz. Çünkü ana-babalarımız cennetten pek fazla söz etmezler ama cehennem ateşini sık sık anlatırlar. "İyi bir insan olmazsan Allah seni yakar, Anne babaya karşı gelirsen Allah seni taş eder" gibi sözleri sık sık duyarız.

Belki de bunun bir sonucu olarak insanlarımız Cennetten çok cehennem ateşini düşünüyorlar.
Dediğinize katılıyorum.Katılmıyorum değil ama benim açımdan pek bir önem arz etmiyor.İkisi de aynı kapıya çıkıyor sonuçta şahsi gayem amacım veya ümidim rızayı ilahiyi düşünüp çalışmak.İşin sosyolojik kısmı ise derinlemesine incelenesi ayrıntılı bir konu.
El Emin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-16-2010, 14:17   #16
Kullanıcı Adı
_Ednâ_
Standart
ödül bir neticedir..
hedef ise bir amaçtır...
efendimiz a.s.v. 'allahtan cenneti isterken firdevsi isteyin '' diyor öyleyse istemek cenneti bir hedef yapabilir...
evet baş hedef Allah rızası olmalı ama bunun yanında cennette bir hedef olabilir.. bence...
_Ednâ_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-16-2010, 14:26   #17
Kullanıcı Adı
xhidayet
Standart
Önemli olan Allah Rızasıdır. Yoksa cennet o kadar da mühim değil.
xhidayet isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-16-2010, 14:36   #18
Kullanıcı Adı
Akl-ı Selim
Standart
Cennet bir hedef değil ödüldür.
Her ne kadar Firdevs in arzulanması istenmişse de bu amellerimizle elde edebileceğimiz netice olamaz....dolayısıyla öyle hedef değildir Rızadan maada hedef olamaz...........Ödül değildir kesb ile nail olunamaz..

Lütfunda hoş kahrında derken bu manayı yakalayabiliriz...........

Rabbim rızasına erenleri cemali ile müşerref kılacağı zaman lütfuyla cennete koyar ve oradan Cemali ile müşerref kılar...........
Akl-ı Selim isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-16-2010, 14:53   #19
Kullanıcı Adı
_Ednâ_
Standart
Alıntı:
Akl-ı Selim Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Cennet bir hedef değil ödüldür.
Her ne kadar Firdevs in arzulanması istenmişse de bu amellerimizle elde edebileceğimiz netice olamaz....
ödül bir netice değilmidir?
_Ednâ_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-16-2010, 15:05   #20
Kullanıcı Adı
Akl-ı Selim
Standart
Eğer kavramlar bizim dünyevi kavramlarımızla konuşulacaksa ödül ve hedef kavramları amel ve cennet manalarını ifade etmemizi zorlaştırır.Zira biz sınırlı havsalamızla izaha çalışırız onları..........
Biz hep alışmışızdır bir şey i hedef seçmeye ve ulaşınca haz veren şeylerin ödüllendirilmesine.Bazen de sadec o haz için yaparız o gayreti ; çünkü muhakkaktır alınacağı ama.............

Amel dediğiniz şeyin kabulu neticeye ulaştırması veya istendiği gibi olduğu muhakkak bilinemez........

O yüzden biz cenneti ne hedef seçebilir ne de ödül olarak almayı muhakkak biliriz...... O lütf ederse müşerref oluruz.Diyemeyiz bu kadar şey yaptım,verilmeli bana cennet; bilemezsiniz kabul oldumu rızası oldumu............
Akl-ı Selim isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı




2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.


Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı