|
|
|
|
#1 |
|
Türkiye'nin Milli Savunma Bütçesi 1920'de 27.576.039 Lira olduğuna göre Sovyet yardımının yetersiz olduğu görülür.
Hindistan Müslümanlarının Para Yardımı Osmanlı İmparatorluğu tek bağımsız Müslüman devleti idi. Birinci Dünya Savaşı'nın çıktığı tarihte diğer Müslüman ülkelerinin büyük kısmı İngiliz-Fransız sömürgesi halinde yaşıyorlardı. Osmanlı Halifesi'nin bütün Müslümanlar üzerinde etkisi olacağı düşünülmüşse de, etkisiz kalmıştı. Savaş sonu Osmanlı İmparatorluğu'nun çökmesi ve Türk İstiklal Savaşı'nın başlaması, Müslüman toplumları etkiledi. Türklerin kazanması bir ümit ışığı olabilirdi. Özellikle Hindistan Müslümanları (Bugünkü Pakistan) Türkiye'ye yardım için çeşitli tarihlerde para gönderdiler. Bu paralar M. Kemal Paşa'nın şahsına yollandı. Hindistan Hilafet Komitesi'nin 26 Aralık 1921'den 12 Ağustos 1922'ye kadar yolladığı paranın tutarı 675.494 Türk lirası idi. Bu para Maliye Bakanlığı'nda durdu ve Hazine'ye girmedi, M. Kemal Paşa'nın emrinde Osmanlı Bankası'nda idi çok sıkıntılı zamanlarda bile bu paraya dokunulmadı. Büyük Taarruz öncesi büyük sıkıntı doğunca M. Kemal Paşa, bu parayı geçici olarak Maliye'ye verdi. Büyük Taarruz sırasında Yunanlıların yaptığı yıkımı ve katliamı gören M. Kemal Paşa, paranın bir kısmını yardım olarak felakete uğrayanlara dağıttı. Geri kalan parayı Maliye, savaştan sonra iade etti. Silah, Cephane, ve Malzeme Kaynakları Mondros Ateşkesi'nin imzalanmasından sonra İtilaf Devletleri, bir yandan Türk Ordusu'nu terhis ettirirlerken diğer yandan da orduya ait silah ve cephaneye el koydular. Toplayamadıkları silahların önemli parçaları (tüfeklerin sürgü kollarını, topların kamalarını) kendi bölgelerine taşıttılar, geri kalanları da imha ettiler. Ordu elinden alınan silah ve elde kalanların durumu şöyleydi: Silahın Cinsi Ordunun Elinden Alınan Türk Ordusu'nun Elinde Kalan Ağır Top 1.099 82 Sahra Topu 606 200 Piyade Tüfeği 667.983 123.191 Ağır Mk. Tüfek 3.118 1.370 Anadolu'ya dağılmış bulunan birlikler içinde en düzgün ve malzeme bakımından en iyi durumda olanı Erzurum'da bulunan 15. Kolordu idi. 660 Subay, 19.047 er, 1.380 tüfek, 120 makineli tüfek, 64 top, 3. 769 hayvana sahip olan bu Kolordu, Ermeni saldırılarına karşı bulunuyordu. M. Kemal Paşa'nın Samsun'a çıktığı sırada Anadolu'da bütün kuvvet 35.000 savaşçı kadardı. Eldeki silahların cephanesi ise çok sınırlı idi. Bunlarla en çok iki savaş yapılabilirdi. Oysa iç ayaklanmalar, Ermeni Harekatı, Pontus Ayaklanması, Fransızlara ve Yunanlılara karşı savaşılıyordu. Türk Ordusu'nun savaşı kazanabilmesi için gücünün en az şöyle olması gerekliydi: Düşünceler Er Tüfek Ağır Mk.Tüfek Top Çeşitli Cephelerde 300.000 300.000 2.000 700 Geri Teşkil ve Jandarma 150.000 150.000 --- --- Toplam 450.000 450.000 2.000 700 Bu olanakları sağlamak için şu önlemlere başvuruldu: * Elde mevcut silah ve malzeme ile işe başlamak. Dağınık durumda bulunan silah ve malzemeyi cephelerde toplamak. * Savaş için gerekli görülen ve yurt içi kaynaklarından yararlanmak için, silah yapımına başlamak. Atölyeleri çalıştırmak. * Tarafsız dış ülkelerden silah ve malzeme satın almak. * Yurt içi kaynakları top yekun seferber etmek. * İstanbul'da İtilaf Devletleri elinde bulunan çok büyük sayıdaki silah ve aracı Anadolu'ya kaçırmak. İtilaf Devletleri'nin işgali altında bulunan yerlerde, özellikle İstanbul'da, gerek Anadolu'ya silah, cephane ve milliyetçileri kaçırmak ve bilgi toplayıp Ankara'ya ulaştırmak, gerekse Rumların taşkınlıklarına ve Türklere karşı giriştikleri saldırılara karşı, Türk halkının can, namus ve malını korumak amacıyla çeşitli gruplar kuruldu Bunlar Felah Grubu'ndan başka şu isimler altında çalışmaya başladılar: * M.M Grubu (Milli Müdafaa Grubu) * Karakol Grubu * Namık Grubu * Bizci Grubu * Kaynarca * Ferhat ve Kerimi Grubu
|
|
|
|
|
| Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| Seçenekler | |
| Stil | |
|
|