Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
Yeni Şafak , Akit ve Milat "Yeni Şafak" ve "Vakit" Gazetesi köşe yazıları / Vakit'ten Hafızalardan Silinmeyen Habercilik Başarıları..



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 06-20-2009, 18:25   #1
Kullanıcı Adı
Necip Fazıl
Standart
O komutandan AK Parti'ye ağır hakaretler

Daha önce kızının evini askerlere taşıtan, köpeğine emir eri görevlendiren Tümamiral Cem Gürdeniz'den şok sözler...


Anaların babaların evladını vatanı korumaları için gönderdiği asker ocağında süs köpeğine bakıcı yapan, kızının evini askerî araç kullanarak erlere taşıtan Tümamiral Ramazan Cem Gürdeniz'den inciler:


- Ben bir Cem Gürdeniz'im, Ben bir markayım, ben bir amiral değilim;
Kimsenin masasına meze olamam.

- Zannediyorlar ki amiraller çok bilgili, onları kültürsüz guruplarıyla baş başa bırakıyorum.
Deniz Kuvvetleri benim şanımı kullanıyor.

- Herifler beni yere atıp fırlattı bunu kabul edemem,
Gemilerimi neden vermediniz.

- Halk yaptığı hatayı anlayacak yüzde 46'lık aptal kesim ne yaptığını görecek.
Türk halkı karaktersiz ki, siz ne diyorum en büyük sorun İslamizasyon, al işte islamize ettiler. Bunlar tek şeyden anlarlar devrim. Ama şu ibne AKP mahfetti.


İLGİLİ HABER: MEHMET ÇİĞE BUNU DA YAPTIRDILAR

 

Necip Fazıl isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 07-23-2009, 15:26   #2
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
Aydın Doğan'ı bitiren belge!
Vakit'in ele geçirdiği 3 Nisan 2009 tarihli belgede, Alman ortağı Axel Springer'e hisse satışında hile yaparak vergi kaçırdığı için 1 milyar TL ceza kesilen Doğan Grubu için, “Deniz Feneri e.V davasında bizim lehimize haberler yayınlamıştır ve kendileriyle her zaman işbirliği yapma konusunda güvenebileceğimizi göstermiştir” ifadelerine yer veriliyor.

Ortağı Axel Springer'e hisse satışında usulsüzlük yaptığı tespit edilen ve bu yüzden yaklaşık 1 milyar TL'lik ceza kesilen Doğan Yayın Holding'in, Alman iç istihbaratından sorumlu Anayasayı Koruma Teşkilatı ile işbirliği yaptığı iddia edildi. Ergenekon davasının ikinci iddianamesinde de Aydın Doğan'ın Alman istihbaratı ile olan ilişkisi medyaya yansımıştı. İddianamede SESAR Başkanı İsmail Yıldız'ın, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'e, “Aydın Doğan, Alman istihbaratıyla olan ilişkisinin deşifre edildiğini düşündüğü için zor durumda” şeklinde bahsetmişti. Şimdi de Aydın Doğan'la ilgili olarak Almanya istihbaratı olarak bilinen, Anayasayı Koruma Teşkilatı'nın Alman İçişleri Bakanlığı'na, “Deniz Feneri e.V. davasında bizim lehimize haberler yayınlamıştır ve bununla birlikte kendileriyle her zaman işbirliği yapma konusunda güvenebileceğimizi göstermiştir” ifadelerini içeren ilginç bir yazı gönderdiği ortaya çıktı.

“KANAL 7 VE STV DİNCİ, DOĞAN MEDYA ALMANYA YANLISI”

Vakit'in elde ettiği şok belgeye göre, 3 Nisan 2009'da Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı Heinz Fromm imzasıyla Alman İçişleri Bakanlığı'na gönderilen, “Türk Medyası” başlıklı yazıda, Alman Axel Springer'in ortağı olan Doğan Yayın Grubu'na övgüler dizilirken, ‘dinci' olarak nitelendirilen Kanal 7 ve Samanyolu TV için “Deniz Feneri e.V davasında Anayasamıza aykırı haberler yayınlamışlardır” şeklinde ifadeler kullanılıyor. Aydın Doğan'la ilgili olarak İçişleri Bakanlığı'na gönderilen yazının Sol Parti (Die Linke) milletvekillerinin Doğan'a kesilen vergi cezası nedeniyle verdikleri soru önergesinden bir hafta sonra gönderilmesi ise dikkat çekiyor.
Aydın Doğan Medyası ve Alman devleti arasında ortak çalışma yapılacağı belirtilen Heinz Fromm imzalı şok yazıda şöyle deniliyor: “Aydın Doğan'ın medyası Türk halkı arasında çok sayıda okur ve seyircisi olan önemli bir ortaktır. Adı geçen Yayınevi (Doğan Grubu), Deniz Feneri e.V. davasında bizim lehimize haberler yayınlamış ve bununla birlikte kendilerine her zaman işbirliği yapma konusunda güvenebileceğimizi göstermiştir. Oysa dinci televizyon kanalları Kanal 7 ve STV Samanyolu TV, Deniz Feneri e.V. davasında Anayasamıza aykırı haberler yayınlamışlardır. Bu vesile ile Aydın Doğan Grubu ile Federal Anayasayı Koruma Teşkilatı arasında yapılan işbirliği sayesinde Almanya'da yaşayan yerli Türk halkının dini ve sosyo-politik entegrasyonunu iyileştirme amaç edilmiştir.”

AYDIN DOĞAN'IN VERGİ CEZASI ALMANYA'DA SORU ÖNERGESİNE GİRDİ

Alman iç istihbaratından sorumlu Anayasayı Koruma Teşkilatı'nın Deniz Feneri e.V davası nedeniyle Almanya'yı koruduğu için Doğan medyasını öven ve işbirliği içerisinde olunduğu belirtilen yazı, Deniz Feneri e.V davasının Alman iç istihbaratı tarafından tertiplendiğine dair iddiaları güçlendirirken, Sol Parti (Die Linke) milletvekillerinin hükümetin cevaplandırması için verdiği önergede Aydın Doğan'ın vergi cezasıyla ilgili sorular ise dikkat çekiyor. 3 Nisan tarihli yazıdan bir hafta önce 27 Mart'ta aralarında Türk asıllı vekillerin de bulunduğu Sol Parti (Die Linke) milletvekillerinin Alman Federal Hükümeti'ne verdiği soru önergesinde, Aydın Doğan'a verilen vergi cezası eleştiriliyor.

ERGENEKON VE DOĞAN'A DESTEK SORULARI…
Alman Parlamentosu Bundestag'da 52 üyesi bulunan ve dördüncü parti konumundaki Die Linke Partisi milletvekilleri tarafından verilen önergede, Alman Hükümeti'nden Türkiye'deki Ergenekon davasının asıl amacının suçluları yargılamak değil de, siyasi iktidarın muhalif entelektüellere, medyaya ve demokratik kuruluşlara karşı kullandığı bir baskı aracı olduğuna dair Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin taşıdığı endişeye katılıp katılmadığının cevaplandırması istenirken, Aydın Doğan'a kesilen vergi cezasının da Axel Springer ortaklığıyla bir ilgisinin olup olmadığı soruluyor. Önergede dikkat çeken diğer sorular şöyle:

İŞTE O SORULAR…

Federal Alman Hükümeti, Doğan Yayın Holding'in vergi kanunlarına aykırı davrandığı için milyonlara varan para cezasına çarptırıldığı hakkında ve vergi kanunlarına aykırılık suçlamasında Doğan Holding'in Axel Springer'e yapılan hisse satışının rol oynayıp oynamadığı konusunda ne derece bilgi sahibidir?
Federal Alman Hükümeti, Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın “Doğan Yayın Holding'e verilen ceza, eleştirel medyayı sindirmek maksadıyla iktidarın siyasi bir kararı olduğu” şeklindeki görüşüne katılıyor mu?
Federal Alman Hükümeti, Çağdaş Gazeteciler Derneği'nin “Türkiye'de aydınlar susturulmak isteniyor” görüşüne katılıyor mu?

ALMAN BÜYÜKELÇİLİĞİ'NE VE DOĞAN HOLDİNG'E SORDUK

Öte yandan Vakit'in elde ettiği şok belgelerle ilgili olarak Almanya'nın Türkiye Büyükelçiliğine ve Doğan Holding'e; Alman istihbaratının Türkiye'deki bir medya kuruluşuyla ilgili ne tür bir işbirliği içerisinde olabileceği ve Alman iç istihbaratından sorumlu Anayasayı Koruma Teşkilatı'nın İçişleri Bakanlığı'na gönderdiği yazıyla ilgili yazılı sorular yönelttik. Ancak gazetemizin baskıya girdiği saate kadar yazılı sorularımıza cevap gelmedi. Konuyla ilgili Almanya'nın Türkiye Büyükelçiliğinin ve Doğan Holding'in cevapları merak konusu oldu.
Sol Parti (Die Linke) milletvekillerinin Aydın Doğan'a verilen vergi cezasına tepki gösterilen soru önergesinden tam bir hafta sonra Alman iç istihbaratından sorumlu Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı Heinz Fromm imzasıyla İçişleri Bakanlığı'na gönderilen 03.04.2009 tarihli resmi yazıda, “Doğan Grubu'yla yapılan işbirliğinin önemine” değiniliyor

ALMAN İSTİHBARATININ DOĞAN'LA İŞBİRLİGİNİ ORTAYA KOYAN ŞOK BELGE:


--



--



--




/ Vakit
9 Haziran 2009

Konu FarukARSLAN. tarafından (07-23-2009 Saat 15:33 ) değiştirilmiştir..
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-24-2009, 16:25   #3
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart Küçük Paşa'ya Nazi yardımı
Küçük Paşa'ya Nazi yardımı

Vakit, Ergenekon savcılarının Alman resmi makamlarından talep ettiği ve 3. iddianameye de giren ırkçı Alman DVU Partisi lideri Gerhard Frey'in Almanya'daki Azerbaycan Alman Dostluk Derneği üzerinden Ergenekon tutuklusu emekli Tuğgeneral Veli Küçük'e gönderdiği paraların dekontunu ele geçirdi. Dekontlarda, DVU Partisi lideri Gerhard Frey'in Almanya'daki Ergenekoncu oluşumun ismi olan Azerbaycan-Alman Dostluk Derneği üzerinden Veli Küçük'e, 2, 17 ve 25 Şubat 2004 tarihlerinde sırasıyla 4 bin 500, 8 bin ve 7 bin 600 Avro para gönderdiği belirlendi.

“DARBE OLMUYOR, EKSİKLİK GÖRÜYORUM”

Ergenekon savcılarının yakın takibe aldığı Ergenekoncuların Almanya bağlantısı, gazetemizin Alman Gerhard Frey'den Veli Küçük'e gönderilen paraların dekontunu ele geçirmesi ile yeni bir boyut kazanırken, Küçük'le ilgili Almanya'daki ırkçılarla yaptığı görüşmelere dair daha önce de şok eden bilgiler ortaya çıkmıştı. Veli Küçük'ün, 2003 yılında Almanya'nın en ünlü faşistlerinden Gerhard Frey'in sahip olduğu Alman National Zeitung gazetesine verdiği demeçte “Türkiye uzun yıllardır askeri darbe görmemiştir. Bunu bir eksiklik olarak görüyorum” dediği ve Ergenekoncuların 2001'den 2007 yılına kadar Almanya'daki oluşumlardan 1 milyon Avro para yardımı aldığı iddia edilmişti.

KÜRT KÜLTÜR MERKEZİ'Nİ HAVAYA UÇURUP, TÜRKİYE'NİN ÜSTÜNE ATACAKLARDI

Ergenekon tutukluları Veli Küçük ve Kemal Kerinçsiz'in Almanya'daki Türk düşmanı Nazilerle kurduğu yakın ilişkiler neticesinde, Ergenekoncuların en önemli merkezlerinden Türk Ortodoks Kilisesi'ne 380 bin, Noel Baba Derneği'ne 90 bin, Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Genel Başkanı Taner Ünal'a 15 bin Avro yardımın yanı sıra, Veli Küçük'e de Hollanda ve Almanya gezileri için para ödendiği bildirilmişti. Vakit'in, Veli Küçük'e ödenen paraların dekontunu ele geçirmesiyle Ergenekoncuların Almanya'dan para aldığına dair iddialar doğruluk kazanırken, Azerbaycan-Alman Dostluk Derneği çatısı altında bir araya gelen Almanya'daki oluşumun, Köln şehrindeki Kürt Kültür Merkezi'ni havaya uçurarak olayı Türk istihbarat birimlerinin üzerine yıkmak ve İstanbul Ermeni Patrikhanesi'ne canlı bomba göndererek kaos çıkarmak istedikleri ifade ediliyor.

İŞTE O BELGELER:



--



--


/ VAKİT
24 Temmuz 2009
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-25-2009, 06:36   #4
Kullanıcı Adı
Necip Fazıl
Standart

Akaydın, ALDAŞ'a yoldaş doldurdu!

Yönetim Kurulu Başkanlığını Mustafa Akaydın'ın yaptığı Antalya Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı finans şirketi olan ALDAŞ'ın, yönetim ve personel kadrosuna yandaşlar dolduruldu. Daha önceki dönemde 20 olan ALDAŞ personel sayısı 40'a çıkarılarak yandaşlar oraya yerleştirildi

Antalya'nın altyapı problemlerine idari ve teknik çözümler bulmak amacıyla belediye şirketi olarak kurulan ve yönetim kurulu başkanlığını ÜAK eski Başkanı Mustafa Akaydın'ın yaptığı ALDAŞ'ta, son günlerde yönetim ve personel kadrosunda ilginç gelişmelerin yaşandığı öğrenildi. Üniversiteler Arası Kurul (ÜAK) Başkanı iken, Cumhurbaşkanlığı, YÖK Başkanlığı seçimleri ve özgürlüklerin önünü açan kanun değişikliği süreçlerinde rektörleri sık sık toplayıp, “Türkiye laiktir laik kalacak” sloganları attırarak birçok provokasyona ev sahipliği yapan Akdeniz Üniversitesi eski Rektörü Mustafa Akaydın başta Akdeniz Üniversitesi'nden olmak üzere 32 arkadaşını, CHP Antalya İl Başkanı'nın kızını, SHP eski İl Başkanını ve daha pek çok CHP sempatizanını belediyede göreve getirdiğini itiraf etmişti.

AKAYDIN DÖNEMİNDE PERSONEL SAYISI İKİ KATINA ÇIKTI


Akaydın şimdi de Antalya Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı, Dünya Bankası'ndan kredi alınması maksadıyla müşavir firma olarak kurulan ALDAŞ'ta Menderes Türel'in yönetim kurulu başkanı olduğu dönemde 20 civarında olan personel sayısını 40'a yükselttiği kaydedildi.

GELİR GELMEZ VEKİL OLAN GENEL MÜDÜRÜ ASİL YAPMIŞ

Akdeniz Üniversitesi eski Rektörü Mustafa Akaydın, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı olduktan hemen sonra Akdeniz Üniversitesi'nden 32 arkadaşını göreve başlatarak dikkatleri üzerine çekmişti. Akaydın göreve gelince ilk icraat olarak içme suyuna yüzde 10 zam yaparak eleştirilere muhatap olmuştu.
Akaydın CHP'li üyeler tarafından ALDAŞ Yönetim Kurulu Başkanlığına seçildikten sonra Menderes Türel döneminde ALDAŞ genel müdürlüğünü vekaleten yürüten Kıvanç Bülent Kuzay'ı asaleten atadığı belirlendi.

GENEL MÜDÜR YEŞİM KUZAY'IN OĞLU

Ömer Lütfü Topal'ın sekreteri Yeşim Kuzay'ın oğlu olan Kıvanç Bülent Kuzay'ın memurluk kadrosunda henüz on yılını doldurmadan asaleten genel müdürlük görevine getirilmesinin ALDAŞ yönetim kurulu içerisinde bazı üyelerce tartışma konusu yapıldığı kaydedildi.

FİNANS SEKTÖRÜNE ARKEOLOG PERSONEL


Daha çok finans sektörü olarak bilinen ALDAŞ'a Arap Dili ve Edebiyatı mezunundan tutun da arkeoloğa kadar çok sayıda
CHP sempatizanı yeni kadro alımı yapılmasının tepkiyle karşılandığı öğrenildi.


GENEL MÜDÜR İDDİALARI DOĞRULADI



Diğer taraftan konu ile ilgili gazetemize açıklama yapan ALDAŞ Genel Müdürü Kıvanç Bülent Kuzay; yeni kadro istihdamıyla birlikte ALDAŞ'ın personel sayısının 37'ye ulaştığını doğruladı. Genel müdürlüğe birkaç ay evvel asaleten atandığını da doğrulayan Kuzay, “Ben şimdi görevi asaleten yürütüyorum. Birkaç ay önce atandım. Burası belediyeye bağlı bir mühendislik firması, siyasi bir makam veya merci değil. Biz mühendislik yapıyoruz. Proje çalışıyoruz. O yüzden bu aralar çok popüler konular bu konular. Bu mecraya çekilmemeliydi” dedi.



“AKAYDIN YÖNETİM KURULU BAŞKANIMIZ”



Kuzay; Başkan Akaydın'ın kadro istihdamında kendilerine tavsiye ve önerisinin olup olmadığına dair sorumuz karşısında ise gülerek: “Sayın Mustafa Akaydın Yönetim Kurulu Başkanımız. Biz sadece büyükşehir belediyesinin bir şirketi değiliz. Bizim ortaklarımız arasında AKP'li belediyeler de var. Örneğin Hakan Tütüncü yönetim kurulu üyemiz. Biz sadece Antalya'da değil, daha önce Denizli ve Muğla Belediyelerine de hizmet verdik. Bunu hiçbir zaman siyasi parti farkı gözetmeksizin dün de çalıştık, bugün de. Önceki gün Gaziantep'deydim oranın belediyesi de biliyorsunuz AKP'li. Onlarla da görüşmelerimiz devam ediyor. Belediyelere hizmet eden şirketlere bir önyargı oluyor ama burası öyle bir yer değil.”



CHP ZİHNİYETİ DEĞİŞMİYOR



Öte yandan Mehmet Moğultay Adalet Bakanı olduğu dönemde, bakanlıkta kadrolaştığını itiraf ederek, soranlara ‘elbette kendi adamlarımı yerleştireceğim' demişti.



Vakit
Necip Fazıl isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-25-2009, 06:46   #5
Kullanıcı Adı
Necip Fazıl
Standart

Akaydın'a suçüstü

Antalya'da Düden Parkı işletmeciliğini 2008 yılında ihaleyle 5 yıllığına kiralayan Abdurrahman Bozdaş'ın başına gelmedik kalmadı. Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin CHP'ye geçmesiyle birlikte parkın işletmesini CHP'liler geri istedi. Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, parkın elektriğini, suyunu kestirdi.

Antalya son günlerde, CHP'li Belediye Başkanı Mustafa Akaydın'ın Düden Parkı işletmecisi Abdurrahman Bozdaş'ın üstüne adeta bir “akbaba” gibi çökmesini ve ardından gelişen olayları konuşuyor. Abdurrahman Bozdaş, 2008 yılında ihaleyle Düden Parkı'nı 5 yıllığına kiraladı. Bozdaş; denize sıfır, falezlerin üzerindeki dev parkta birçok işletmeyi de sözleşme gereği çeşitli kişilere kiraya verdi.

CHP'NİN KADROLAŞMASI DÜDEN'DE PATLAK VERDİ

Ancak 29 Mart yerel seçimlerini Antalya'da CHP kazandı. Yeni Belediye Başkanı Mustafa Akaydın hemen CHP'li kadrolaşmaya gitti. Ancak hızlı kadrolaşma, Düden Parkı olayı ile patlak verdi. Kepez Belediyesi'nin CHP'li Meclis Üyesi Serdar Civan Tanrıkulu ve Ekdağ Yönetim Kurulu Başkanı CHP'li Yakup Ocak, Mayıs ayı sonundaki bir görüşmede Abdurrahman Bozdaş'tan parkı boşaltmasını istedi.

ARSIZLIĞIN BU KADARI!

Bozdaş sözleşmesi olduğu için parkı boşaltmayınca seçimlerden hemen sonra belediye, parkın elektrik ve suyunu kestirdi. Ancak Bozdaş'ın yine direnci kırılamayınca parkın yüzde 60'ının işletme hakkı istendi. Bunu da reddeden Bozdaş, kendisinden rüşvet istendiğini söylüyor. Rüşvet talebini gizli kamera ile görüntüleyen Boztaş, görüntüleri basına dağıtınca, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, Yakup Ocak'ın istifasını istedi. Serdar Civan Tanrıkulu ise meclis üyeliğinden ve partiden istifa ettirildi. Haklarında belediyede de iç soruşturma açıldı. Daha sonrada savcılık soruşturma açtı ve rüşvet isteyen isimler tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Dava önümüzdeki günlerde görülecek.

DİRENCİ KIRILMAYA ÇALIŞILDI


Bu süreçte belediye bir adım atarak parkın sadece aydınlatma direklerine elektrik sağladı. Böylece park karanlıktan kurtuldu. Fakat parkta bulunan kafe, restoran, otopark ve işletmeler elektriksiz kaldı. Ücretli otopark halka açtırıldı. İşletmeci Bozdaş, yaşanan bu olaylardan maddi ve manevi büyük zarara uğradı. Boş büfeler elektrik olmadığı için kiralanamadı. Her geçen gün direnci kırılmaya çalışılan Bozdaş, bunun üzerine hukuk mücadelesi başlattı.

“DAVAMDAN ASLA VAZGEÇMEM”


Abdurrahman Bozdaş, yaşanan bu olaylardan sonra, kendisini parktan çıkarmak için parkın elektrik ve suyunu kestiren, paralı otoparkını halka açtıran
CHP'li Büyükşehir Belediyesi'ne savaş açtı. Gerekirse AİHM'e bile gideceğini söyleyen Bozdaş, parka gelen turistlere parktaki sorunu yabancı dillerde anlatan afiş ve el ilanları dağıtacaklarını söyledi. Bozdaş, “Bu pankartları parkın görünür yerlerine asacağız ve el ilanı olarak parka gelen tüm turistlere elden dağıtacağız. Elektrik ve suyum açılmadan yapılan soruşturmanın hiçbir anlamı yok. Konunun peşini bırakmayacağım. 7 Temmuz günü müfettişler geldi. Parkın tamamını gezdiler. Kiracılarla görüştüler. Bütün hukuksuzluğu ve yapılan yanlışları fotoğrafladılar. Bu konuyu sonuna kadar götüreceğim. Bütün hukuk yollarını sonuna kadar kullanacağım” dedi.

Vakit
Necip Fazıl isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-25-2009, 06:50   #6
Kullanıcı Adı
Necip Fazıl
Standart

Tolon turp gibi!

Ergenekon terör örgütü yöneticisi olduğu iddiasıyla yargılanan ancak, 7 ay tutuklu kaldıktan sonra sağlık sorunları gerekçesiyle tahliye edilen emekli Orgeneral Hurşit Tolon, dün Silivri'de başlayan ikinci Ergenekon davasının duruşmasına katıldı.

Duruşmaya gelişi sırasında Vakit muhabirlerinin sorularıyla karşılaşan Hurşit Tolan, sağlık durumunun gayet iyi olduğunu itiraf etti. Tutuklandıktan sonra sağlık gerekçesiyle GATA'dan tahliye edilen Hurşit Tolon'un, muhabirimizin; “Sağlık durumunuz iyi mi?” sorusuna, “Duruşmada konuşacağım, sağlık durumum sizinde gördüğünüz gibi gayet iyi” diye cevap verdi. Tolon muhabirimizin; “GATA'ya tedavi amaçlı gidiyor musunuz” sorusuna ise “Ara sıra GATA'ya gidiyorum” diye cevapladı. Hurşit Tolon'un gözaltına alınmadan önce sağlıklı olması, tutuklandıktan sonra rahatsızlanması ve tahliye olmasının ardından yeniden iyileşmesi ‘bu nasıl hastalık Tolon'un sağlık durumu da açıklansın' şeklinde yorumlandı.

GATAKULLİ İLE TAHLİYE OLMUŞTU


Dün Silivri'de başlayan ikinci Ergenekon davasının ilk duruşmasına katılan emekli Orgeneral Hurşit Tolon, 1 Temmuz 2008'de gözaltına alındıktan sonra 6 Temmuz 2008 tarihinde tutuklanarak Metris Cezaevi'ne konuldu. Bir süre Metris Cezaevi'nde kalan Tolon, daha sonra Kocaeli Kandıra F Tipi Cezaevi'ne nakledilmişti. Tolon, Kandıra F Tipi Cezaevi'nde kaldığı sırada Genelkurmay Başkanlığı'nın temsilcisi iki komutan tarafından ziyaret edilmişti. Hurşit Tolon; 24 Eylül'de rahatsızlanarak Kocaeli Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Avukatları tahliyesini istedi. Savcılık reddetti. Bunun üzerine mahkeme, Tolon'un Adli Tıp Kurumu'na sevkine karar verdi. Kurum, kilo kaybının strese bağlı olduğunu belirterek, herhangi bir hastalık teşhisi koymadı. Hatta ‘Aspirin kullanmasına dahi gerek yoktur' diyerek geri gönderdi. Bunun üzerine mahkeme, tahliye talebini reddetti. Ancak avukatlarının mücadelesi sürdü. Hakkında “Aspirine bile ihtiyacı yok” raporu verilen emekli Org. Hurşit Tolon, 23 Ocak 2009 tarihinde Haydarpaşa'daki GATA'ya kaldırıldı. “Ergenekon'un hülle merkezi” olarak nitelendirilen GATA'daki doktorların verdiği raporlar doğrultusunda Hurşit Tolon hakkında tahliye kararı verildi.

Sürpriz bir kararla tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilen Tolon'un bir süre tutuklu kaldığı Silivri Cezaevi'nin hasta tutuklularını gönderdiği Silivri Devlet Hastanesi'nin sevk zincirinde GATA bulunmamasına rağmen, GATA'ya kaldırılmıştı. Tolon hakkında verilen tahliye kararında, GATA'dan alınan sağlık raporu etkili oldu. Silivri Devlet Hastanesi'nde Uzman Dr. Ali Ulvi Yılmaz, “Tutuklular ilk olarak hastaneye gelirler. İlgili branşa giderler, eğer sorunu çözemezsek, sevk zinciri içinde bulunduğumuz hastaneye bu yönlendirmeyi yaparız. Ama GATA'ya normalde bizim hastanemizden sevk olmaz. Sevk zincirimizde de yok” demişti.

Vakit
Necip Fazıl isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-11-2009, 13:58   #7
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
Hangisi doğru?
Doğan Yayın Holding CEO'su Soner Gedik düzenlediği basın toplantısında, Maliye Bakanlığı'nın Holding'e kestiği 826 milyon liralık vergi cezasına konu işlemler hakkında bilgi verdi.

VAKİT'İN SORULARI GEDİK'İ TERLETTİ

Vakit'in muhabiri Soner Gedik'e, Doğan TV hisselerinin yüzde 25'inin Axel Springer'e satışının Doğan Holding gazetelerinde Kasım 2006'da, Doğan Holding açıklamasında ise, Ocak 2007'de yapıldığının yer aldığını hatırlattı ve ‘Kimin doğru söylediğini' sordu. Soner Gedik, Doğan gazetelerinin doğru yazdığını söyleyemedi.

Gedik, Vakit gazetesi muhabirinin, “Maliye'nin kendilerinize yönelik cezanın sansür amaçlı olduğunu savunuyorsunuz. Peki Aydın Doğan'ın Vakit'e açtığı 1.3 trilyonluk tazminat davası asıl ve daha büyük sansür değil mi?” sorusuna ise, “Böyle bir davadan haberim yok!” dedi.

İşte Vakit muhabirinin Soner Gedik'e sorduğu sorular ve cevapları…

GAZETELERİNİZ VE ŞİRKETİNİZİN AÇIKLAMALARI FARKLI

VAKİT GAZETESİ: Doğan TV hisselerinin yüzde 25'inin Axel Springer'e satışının 2 Ocak 2007 tarihinde olduğunu söylediniz. Doğan Holding gazetelerine bakıyoruz. Örneğin Hürriyet Gazetesi'nde, “Medyada küresel ortaklık imzası” başlıklı sürmanşette satışın 2006 Kasım'da yapıldığı görülüyor. Milliyet Gazetesi, “Doğan TV'nin yüzde 25'i Axel Springer'e satıldı”, Vatan Gazetesi, “Kanal ve Star'a Alman ortak” başlıklı haber yer almış… Milliyet ve Vatan gazeteleri de, satışın 2006 Kasım'da yapıldığını yazdı. Doğan Holding, satışın 2007 Ocak tarihinde yapıldığını söylerken, Doğan Holding'in gazetelerinde, satışın Kasım'da yapıldığı yer alıyor. Hangisi doğru? Gazetelerde çıkan haberler gerçeği yansıtmıyor mu?

SONER GEDİK: “Halka açık şirketseniz açıklama yapmanız lazım. Satma niyetiyle ve alma niyetiyle masaya oturuyoruz demektir bu.. Bir satış anlaşmadır ama satışın bittiği anlaşma değildir. İşe başlama diğer bir adıyla prensip anlaşmasıdır! Ben ‘Böyle bir amaçla yola çıkıyorum' demektir. Kapanış ne zaman yaptım, nisan ayına kadar ben bu işi bitirebilirsem bitiririm. İkimiz de birbirimize başka biriyle böyle anlaşma yapamam. O da Türkiye'de başka bir şirketle anlaşma yapamaz.”

VAKİT GAZETESİ: Doğan gazetelerinde yer alan 2006 Kasım'ında anlaşma imzalandığı haberi doğru değil mi?

SONER GEDİK: Bir işe başlama anlaşması. Satış anlaşması… Satışın bittiği anlaşma değil. Kapanış sözleşmesi yapılmadan işe başlanmaz.

2 OCAK 2007 TARİHİNİN ÖNEMİ NE?

VAKİT GAZETESİ: 2 Ocak 2007 tarihinin önemi ne? Hisse senetlerinin iki sene içerisinde satışından vergi alınmaması maddesi var. Bu haktan faydalanmak için mi, böyle bir yola girdiniz?

SONER GEDİK: Kanun diyor ki şirketler hisse senetlerini 2 tam yıl boyunca elinde tuttularsa 2 yıldan sonraki satışlarda vergiden muaftır diyor. Benim bu sürem 2004'te bitti. Bundan sonraki yıllarda yapılan satışlardan hiçbir vergi muafiyeti hakkım yok..

DOĞAN HOLDİNGİN GAZETEMİZE AÇTIĞI 1.3 TRİLYONLUK DAVADAN HABERLERİ YOKMUŞ

VAKİT GAZETESİ: Maliye'nin Doğan Grubu'na ceza kesmesiyle beraber bütün Doğan medyası iki günden bu yana söz konusu cezanın sansür amaçlı olduğunu savunuyor. Aydın Doğan'ın Vakit'e açtığı 1.3 trilyonluk tazminat davası daha büyük sansür değil mi?

SONER GEDİK: Bilmiyorum böyle bir davadan haberim yok!

VAKİT GAZETESİ: Nasıl haberiniz yok 20 yıldan buyana bu grubun içinde olduğunuzu söylediniz. Gerçekten merak ediyorum Vakit'e tekzip bile göndermeye gerek duymadan 1.3 trilyonluk tazminat davasının açılması sansür değil mi?

SONER GEDİK: Ben bu davadan haberdar değilim!


İŞTE KARTELİN KENDİ KENDİNİ YALANLAYAN 2006 TARİHLİ 'SATIŞ' KÜPÜRLERİ:

-


--




(VAKİT)
21 Şubat 2009

Konu FarukARSLAN. tarafından (08-11-2009 Saat 14:01 ) değiştirilmiştir..
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-11-2009, 14:23   #8
Kullanıcı Adı
hipermuhafazakar
Standart
Faruk çok tembelsin.. Vakit'in bu kadarmı haberi var.. Hergün bir bomba objektif haberi var
hipermuhafazakar isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-11-2009, 14:27   #9
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
Öyle de Vakit'in hızına yetişmek ne mümkün?..

"Allah yürü yâ kulum demiş" bizde peşlerindeyiz de, şimdikilerden ziyade şöyle biraz geçmişte kalmışları nakletmeyeydi çabam..
Herbirini toplarız inşallah bu başlıkta, tek başıma kovalamam için 7 gün 24 saatimi ayırmam lazım, o da yetmez.. (:
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-15-2009, 15:41   #10
Kullanıcı Adı
FarukARSLAN.
Standart
O rektöre tacizden sınırdışı
Türk-Kırgız ilişkilerini geliştirmek için 1995 yılında kurulan Manas Üniversitesi'ne Ahmet Necdet Sezer döneminde atanan Rektör Uğur Oral, emrinde çalışan bayan sekreterleri taciz ettiği gerekçesiyle hakkında başlatılan soruşturma sonucunda ülkeden polis zoruyla çıkarıldı. Oral hakkında hazırlanan polis raporunda üniversitede çalışan bayan personele yönelik ahlak dışı davranışlarının tespit edildiği belirtildi.

Türk-Kırgız ilişkilerini geliştirmek için 1995 yılında kurulan Manas Üniversitesi'ne Ahmet Necdet Sezer döneminde atanan Rektör Uğur Oral, emrinde çalışan bayan sekreterleri taciz ettiği gerekçesiyle ülkeden polis zoruyla çıkarıldı.

Şikayet üzerine ahlak suçlarına bakan Bişkek Emniyeti 9. Şube'de sorgulanan Uğur Oral, Kırgız yasalarının nesil sağlığını korumaya ve zinayı önlemeye yönelik 3-2 ve 19. maddelerini ihlal ettiği gerekçesiyle hakkında yapılan şikayetler doğrultunda soruşturmaya tabi tutuldu.

Sekretere taciz..

Bişkek polisi tarafından telefonları dinlenen ve teknik takip sonucu üniversitede başka bir birimde görevlendirilen eski sekreterini taciz ettiği anlaşılan Rektör Oral'ın sekreterine ağza alınmayacak sözler sarfettiği ve eşi evde olmadığı akşam evine davet ederek ahlak dışı tekliflerde bulunduğu belirlendi. İnternet sitelerinde de yayınlanan rektörün ses kaydında telefonda sekreter ile yaptığı belden aşağı sohbet sırasında kendinden geçtiği ve onu öğlen yemeği arasında odasına gelmesi konusunda ikna etmeye çalıştığı anlaşıldı.

GÖZALTINA ALINIP SORGULANMIŞ

Bu ve benzeri taciz olayları üzerine Bişkek Polisi 9. Şubesi tarafından gözaltına alınarak sorgulanan 67 yaşındaki Uğur Oral'ın, Manas Üniversitesi'nde çalışan bayan görevlilerin ahlaksız teklifleri reddetmesine rağmen kanunları çiğneyerek makamını kullanıp görevlileri ahlaksız ilişkilere ısrarla davet ettiği tespit edildi.
Hazırlanan polis raporunda emekli Albay Uğur Oral'ın suçlu olduğu belirtilirken, iki ülke ilişkileri açısından Kırgızistan'ı terk etmesinin isabetli olacağı, acilen yurt dışına çıkarılması gerektiği ifade edildi.

TÜRKİYE'YE DÖNDÜ..

Uğur Oral, Bişkek Polisi'ne ülkeyi terk edeceğine teminat verip Türk Hava Yolları'ndan aldığı 20 Haziran tarihli bileti de belge olarak sununca ülkeden ayrılmasına izin verildi. Oral 20 Haziran günü 05.40 uçağı ile Türkiye'ye döndü.

Uğur Oral'ın ülkeden ayrılmasının ardından ülkeden sınır dışı kararı verildiği, 5 yıl süre ile Kırgızistan'a ve Birleşik Devletler Topluluğu üyesi ülkelere giremeyeceği yönünde karar alındığı belirtilmesine rağmen, bu bilgi konusunda Dışişleri Bakanlığı bilgi vermek istemedi.

REKTÖR 2 AYDIR ORTADA YOK

Rektör Uğur Oral'ın Ege sahillerinde tatilde olduğu belirtiliyor. Henüz görevden el çektirilmeyen Oral'a Türk Rektör Vekili Prof. Ali Çınar vekalet ediyor. Ali Çınar da Uğur Oral'dan habersiz olduğunu söylüyor. Vekil Çınar, üniversitenin Ankara'daki bürosundan bilgi alınabileceğini söylemesine rağmen, Manas Üniversitesi'nin Ankara Bürosu'ndan da Uğur Oral'ın nerede olduğunu bilen yok.

Manas Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanlığı'na 16 Temmuz 2009 tarihinde DPT Müsteşarı Kemal Madenoğlu getirilirken, Madenoğlu'nun rektörlük konusunda herhangi bir tasarrufta bulunup bulunmayacağı bilinmiyor.
Vakit'in ulaştığı Uğur Oral ise hakkındaki soruşturmanın palavra olduğunu savundu. 2 aydır Kırgızistan'a gitmediğini doğrulayan Uğur Oral, yıllık izinde olduğunu savundu. Sınırdışı edilmediğini söyleyen Oral, muhabirimizin “60 gün yıllık izninizin olması mümkün değil. Nasıl bu kadar Türkiye'de kalabiliyorsunuz?” şeklindeki sorusu üzerine “Bu benim sorunum. Daha fazla açıklama yapmak istemiyorum” dedi.

/ VAKİT
15 Ağustos 2009

Konu FarukARSLAN. tarafından (08-23-2009 Saat 16:20 ) değiştirilmiştir..
FarukARSLAN. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim
ak parti, akit, akpartiforum, chp, chp gerçekleri, deniz baykal, dilipak, ergenekon, etö, gündem haberleri, habercilik, habervaktim, hasan karakaya, mhp, unutulanlar, vakit, vakit gazetesi, vakit haberciliği, vakit manşetler, ülke gerçekleri


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı




2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.


Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı