fatih kısaparmak balon baskılı balon AK Parti'ye Yüklenen SPlilere Ağır Cevap - Siyaset Forum

PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : AK Parti'ye Yüklenen SPlilere Ağır Cevap


Üç mevsim
12-30-2008, 17:21
İsrail Savaş Uçaklarının Konya'da Eğitim Yapmasına Kim izin vermişti ?

Bugün Gazetesi Yazarı Nuh Gönültaş bugünkü yazısında Filistin konusunda her fırsatta AK Parti'yi pasiflikle ve siyonist işbirlikçiliğiyle suçlayan kesimlere özellikle de İsrail'e karşı tavizsiz tavır aldıklarını zanneden Milli Görüş Camiası'na tokat gibi bir cevap verdi.

http://www.bugun.com.tr/images/yazar/kucuk/10030_nuhgonultas.jpg (http://www.bugun.com.tr/yazar.asp?yaziID=49579)
Bugün Yazarı Nuh Gönültaş


işte Nuh Gönültaş'ın yazısından alıntılar:

"Şimdi... İsrail bütün bunları yapıyor da bunun sorumlusu kim?

Tabii ki İsrail devletini çevreleyen Müslüman devletlerin basiretsizliği

İsrail, öylesine dessas, öylesine sinsi ve öylesine kurnazca davranıyor ki, Türkiye'yi bile ters köşeye yatırdı.

Bu da Türkiye'ye ders olsun, 80 yıldır İslam dünyasını ters köşeye yatırdığı için...

...

Her şeye rağmen Türkiye İsrail'e karşı bir şeyler yapabilir.

*** En azında Necmettin Erbakan hocanın İsrail savaş uçaklarının Konya'da eğitim uçuşuna izin veren anlaşmaları iptal edilebilir!

Düşünebiliyor musunuz, belki de Gazze'yi bombalayan 40 uçak Türkiye hava sahasında eğitim uçuşlarını yaptılar.

...

*** Konya'daki üstte her zaman İsrail uçakları var. Bu anlaşmayı Necmettin Erbakan başbakan olarak imzalamış ama bu anlaşma asıl 28 Şubat'ın Türkiye'ye kazığıdır."



NUH GÖNÜLTAŞ'IN, Gazze'yi bombalayan İsrail uçakları Konya'da eğitiliyor! başlıklı yazısının tamamını AKPartiForum Köşe Yazıları Bölümü'nden okuyabilirsiniz.. (http://www.akpartiforum.com/gazzeyi-bombalayan-israil-ucaklari-konyada-egitiliyor-nuh-gonultas-t50357.html?p=486772#post486772)


30 Aralık 2008

Tolga14
12-30-2008, 18:42
Sizi zavallılar... Uluslararası anlaşmalar resmi gazetede yayımlanır. Ya çıkın Erbakan imzalı böyle bir antlaşma varsa belgeleyin ya da şerefimizi ve onurumuzu tartışmaya açalım...

Erbakan denilince tiksinen zavallılar, Yazıklar Olsun size ve sizin gibilere...

İki kez israille anlaşma yapıldı bunlardan birisi refahyoldan 8 gün önce diğeri de refahyol yıkıldıktan 12 sonra

Bununla iligli geniş bir haber hazırlanıyor bittikten sonra kapak olsun diye bu yazının altında yayınlarız

aşk-ı ilahi
12-30-2008, 18:47
54. Erbakan Hükümeti Döneminde İsrail’le Siyasi Ticari Anlaşmalar Yapılmış mıdır?
2. Dünya Harbi’nden sonra 1945 yılında kurulan Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın ilk icraatlarından birisi 1948’de Filistin toprakları üzerinde İsrail’i kurmak olmuştu. İsrail’i ilk önce ABD, ondan on bir saat sonra da ikinci devlet olarak Türkiye tanımıştır. Ne var ki, Müslüman Arap dünyasının tepkisinden çekinen Türkiye İsrail ile ilişkilerini uzun yıllar, maslahatgüzarlık seviyesinde sürdürmüştür.

Türkiye ile İsrail arasında bugün en yoğun hale gelen ilişkilerin başlaması Rusya’daki komünist rejimin çöktüğü ve özellikle Filistin ile İsrail arasında barış rüzgarlarının estirildiği 1990’lı yıllara rastlar. Bu yıllarda Oslo’da taraflar arasında yapılan anlaşma Türk Dış Politikasında da etkisini gösterir ve Türkiye, İsrail ile ilişkilerini ABD’nin de etkisi sonucu bugünkü seviyesine doğru yükseltme çabasına girişir.

Alptekin Dursunoğlu’nun “Stratejik İttifak” isimli kitabında Türkiye İsrail anlaşmaları Kronolojisinden: Erbakan Tüm Anlaşmaları Askıya Aldı. Haber Kaynağı: İsrail Ha’arets Gazetesi






Türkiye’de 1991 yılında yapılan seçimlerden sonra iktidara Süleyman Demirel Başbakanlığında kurulan DYP-SHP Hükümeti gelmiştir. Türkiye ile İsrail arasında ilk anlaşma işte bu Hükümet zamanında 11.09.1992 tarihinde imzalanan “Turizm Alanında İşbirliği Anlaşması”dır.

1993’te, Turgut Özal’ın ölümü üzerine Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı, Tansu Çiller de başbakan olunca iki ülke arasındaki ilişkiler birden tırmanışa geçmiştir. Türkiye-İsrail ilişkilerini konu alan kitaplar, bu tırmanışın Türkiye’de üç mimarı olduğunu yazarlar: Süleyman Demirel, Tansu Çiller ve Çevik Bir. (Stratejik İttifak, Alptekin Dursunoğlu, sh. 25)

Bu görüşün ne derece doğru olduğunu anlamak için, bu üçlünün görevde olduğu dönemlerdeki ilişkilerin seyir grafiğine kısa bir bakış yapmakta zaruret vardır. Türkiye-İsrail İlişkilerinin REFAHYOL’dan Önceki Durumu ABD ile içli dışlı olmaya alışmış, bu dönemin TC. hükümetleri, İsrail-Filistin ihtilafında daima İsrail’den yana tavır almışlar, İsrail’i hoş tutmuşlar ve özellikle Müslüman Arap Dünyasının tepkilerini hiçe sayarak İsrail ile ikili ve stratejik

21.01.1994 İsrail’le Savunma İşbirliği Anlaşması imzalamışlardır.

25.01.1994 Türkiye’deki Yahudiler’in 500. yıl (Çiller Hükümeti Dönemi) kutlamaları.

(Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in İsrail Cumhurbaşkanı Weizman’ı İstanbul’da şeref misafiri olarak ağırlaması)

31.03.1994 Güvenlik/Gizlilik Anlaşması’nın imzalanması. (Çiller Hükümeti Dönemi)

04.06.1994 Çevre Sorunlarında ve Doğa Korunmasında İşbirliği Anlaşması’nın

15.01.1995 Terörizm ve Diğer Suçlarla mücadele anlaşmasının imzalanması.(Çiller Hükümeti Dönemi)

Mücadelede İşbirliği Anlaşması’nın imzalanması. (Çiller Hükümeti Dönemi)

13.03.1995 Telekomünikasyon ve Posta Alanında İşbirliği Anlaşması’nın 24.04.1995 Sağlık ve Tıp Alanında işbirliği anlaşmasının imzalanması. (Çiller Hükümeti Dönemi)

07.11.1995 F4İşbirliği Anlaşması’nın imzalanması. (Çiller Hükümeti Dönemi)

Uçaklarının Modernizasyonu Projesi Anlaşması’nın imzalanması. (Çiller Hükümeti 23.02.1996 Türkiye-İsrail Askeri Eğitim İşbirliği Anlaşması’nınDönemi)

14.03.1996 Demirel’in İsrail Ziyareti (En üst düzeyde İlk devlet ziyareti) Türkiye-İsrail Serbest Ticaret Alanı Anlaşması’nın imzalanması. (Gümrüklerin 16.06.1996 Türkiye-İsrail Ticaret,Sıfırlanması) (Yılmaz Hükümeti Dönemi) ekonomi, sinai, teknik ve bilimsel işbirliği anlaşması (Yılmaz Hükümeti Dönemi)



Yukarıdan aşağıya doğru tarihleriyle sıraladığımız bu anlaşmalar içinde en çok yankı uyandıran, Çiller Hükümeti zamanında 23.02.1996 tarihinde Türkiye ile İsrail arasında imzalanan Askeri Eğitim İşbirliği Anlaşmasıdır. Çokları bu anlaşmanın REFAHYOL Hükümeti zamanında imzalandığı düşüncesiyle eleştiri oklarını Refah Partisi’ne de yöneltmişlerdir. Bu eleştirilerin tamamen yanlış adrese yöneltilmiş olduğu M. Ali Birand’ın 22.06.1996 tarihli yani REFAHYOL Hükümeti kurulmadan önce Sabah Gazetesi’nde yazmış olduğu aşağıdaki yazıyla sabittir:


“Türkiye’nin İsrail ile Askeri İşbirliği Anlaşması yapması eskiden beri Türk Amerikan ve İsrail Genelkurmayları’nın rüyalarından biriydi… Türk ve İsrail Genelkurmay Başkanlıkları arasında görüşmeler başlatıldı. Dışişleri Bakanlığının da fikri alındı ve bir sakıncası olmadığı işareti geldi. Ayrıntılar iki ülkenin askerleri tarafından kağıda döküldü ve kimselere haber verilmeden imzalandı. Eğer Savunma Bakanı kazara ağzından kaçırmış izlenimi veren bir açıklama yapmasa daha bir süre kimse farkına dahi varamayacaktı… İkinci adım eğitimin ötesinde iki ülkenin tam bir askeri işbirliğine girmeleri, ortak manevralar ve ortak stratejiler üretmeleri olabilirdi… Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir, Amerika gezisi sırasında Yahudi lobisini etkilemeyi düşündüğü için olacak, konuşmalarında anlaşmaya çok ağırlık verdi… Ancak anlaşmanın Türk Genelkurmayı’nın 2 numaralı bir generali tarafından övgü dolu cümlelerle tanıtılması… Arap çevrelerin hemen dikkatini tahrik etti . Dışişleri veya Başbakanlık susuyor, durmadan Genelkurmay konuşuyor, demeçler veriyor. Bunlar yetmiyormuş gibi seçim arefesindeki İsrail ve Amerikan basını birden bire anlaşmayı ballandıra ballandıra anlatmaya başladılar… Türk basını da geri kalır mı? Türk-İsrail uçaklarının ortak eğitimi, İsrail Genelkurmay yetkilisinin Çevik Bir Paşa’yı ziyareti sırasındaki basın açıklamaları da buna eklenince, Arap dünyasındaki kuşku ve kaygılar en üst noktaya çıkıverdi.”
REFAHYOL Dönemindeki Durum Refah Partisi’nin şahsiyetli dış politika anlayışında Türkiye’nin İsrail’le ilişkileri konusunda öngörülen ilk hedef İsrail’in işgal ettiği topraklardan geri çekilmesiydi. Birçok araştırmacı yazar gibi Refah Partisi de İsrail’i, işgal ettiği Müslüman topraklarda devlet terörünü en iyi uygulayan bir ülke olarak görüyordu.

Nitekim 20.04.1996 tarihinde İstanbul’da 96. toplantısını yapan, Dünya Parlamentolar Birliği’nin “Terörizmle Savaş Komisyonu” bildirisinde, “İsrail’in devlet terörü yaptığı” hükmünün yer almasına İsrail’in Genel Kurul’da yaptığı itiraz, 451′e karşı 663 oyla reddedilmişti.

Onun için Weizman’ın tam da Refah Partisi’nin Hükümet kurma çalışmalarını yoğunlaştırdığı bir sırada Habitat II Toplantısı için İstanbul’a gelişinde yaptığı açıklamalar son derece dikkat çekiciydi. Weizman açıkça Refah Partili bir hükümetin kurulmaması gerektiğini söylüyor, O’nun bu cür’etkârlığı da yerli şakşakçılarından büyük alkış alıyordu.

REFAHYOL Hükümetinin kurulma çalışmalarının yoğunluk kazandığı günlerde hem Batı’da hem İsrail’de hem de Türkiye’deki işbirlikçi çevrelerde cevabı merak edilen soru şuydu: Refah Partisi iktidara gelirse Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkiler ne olacaktı? Aslında malum çevrelerin Refah Partisi’nin iktidar olmasına karşı oluşlarının başlıca sebebi de, bu soru içindeki gizli endişelerdi.



İsrail Cumhurbaşkanı Weizman bir yandan İsrail’in Sesi radyosuna yaptığı açıklamada “Süleyman Demirel’i çok iyi tanıyorum ve Ordu’nun da kenarda bekleyeceğini sanmıyorum. Şu anda korku üzerine değerlendirme yapmanın bir anlamı yok” diyordu. (Stratejik ittifak, sh. 72)

Diğer yandan 12 Haziran 1996′da İsrail Hava Kuvvetleri’ne ait Boeing 707 tipi özel uçakla İstanbul’a gelişinde, basın mensuplarının, Türkiye ile İsrail arasında ANAYOL Hükümeti zamanında imzalanan anlaşmayla ilgili olarak sordukları soruya şöyle cevap veriyordu. “İki ülke arasındaki anlaşma ekonomi ve güvenlik alanlarında karşılıklı işbirliğini öngörüyor. Arap ülkeleri bu anlaşma dolayısıyla Türkiye ile İsrail bir olup Suriye’ye saldıracaklar diyor. Bu kocaman bir aptallıktır.” Süleyman Demirel ise, “Türkiye İsrail ile gayet iyi ilişkiler içindedir, kimin kiminle işbirliği içinde olacağı kendi bileceği iştir.” diyordu.

Ve yine Weizman, Refah Partisi’nin kuracağı bir hükümetin, Türkiye-İsrail Anlaşması’nı fesh etmesi ihtimalinden bahisle sorulan bir soruya da şu cevabı veriyordu: “Anlaşmaların iptali iki ülkenin de yararına olmaz. Anlaşma iptal edilirse buna bilhassa İran ile fundamentalistler sevinir. Türkiye-İsrail anlaşması sadece bir Askeri Eğitim Anlaşmasıdır.” (12.06.1996 Hürriyet)


Peki ne oldu, REFAHYOL döneminde İsrail ile ilişkilerin seyri? Refah Partisi’nin en çok eleştirildiği konulardan birisi REFAHYOL Hükümeti zamanında 28.08.1996 tarihinde imzalanan Türkiye-İsrail Savunma Sanayi İşbirliği Anlaşmasıdır. Bu anlaşmanın ihale müzakereleri REFAHYOL’dan çok önce başlamış ve Türk Hava Kuvvetleri’nin elindeki F-4 ve F-16 uçaklarının modernizasyonuyla ilgilidir. Böyle bir anlaşmanın imzalanmasının sebebi, Türk Hava Kuvvetleri’nin elindeki bu uçakların bilgi işlem modernizasyonu konusunda ABD’nin Türkiye’ye mecburi adres olarak İsrail’i empoze etmiş olmasıdır. Anlayacağınız, sözkonusu anlaşma bir ara “Uçan Tabut” denilen bu uçakların hurdaya çıkmaktan kurtarılması için bu işi yapacak bir başka ülkenin de mevcut olmaması karşısında zorunlu olarak yapılmış bir anlaşmadır.

REFAHYOL döneminde Türkiye İsrail ilişkileri açsısından son derece önem arz eden icraatlardan biri Türk Askerî Birliği’nin Filistin’e gönderilmesiydi. Bu Osmanlı Devleti’nin inkırazından tam 80 yıl sonra ilk defa gerçekleşen bir olaydı. 15 Ocak 1997 tarihinde Filistin yönetimiyle İsrail arasında El-Halil (Hebron) şehrinin Filistin yönetimine devri anlaşması imzalanmış, bu anlaşmayı müteakip bölgedeki barışın korunması için de 30 Ocak 1997 tarihinde Oslo’da imzalanan bir ikinci anlaşmayla Türkiye, Danimarka, İtalya, İsveç, İsviçre ve Norveç tarafından bir barış gücü oluşturulmasına karar verilmişti.

REFAHYOL Hükümeti Türkiye tarafından imzalanan bu anlaşmayı üç gün sonra 04.02.1997 tarihinde Bakanlar Kurulu olarak onaylıyor, bir yandan bu anlaşmanın Meclis tarafından da tasdiki için hazırlanan tasarıyı Meclis’e sevk ederken, diğer yandan Anayasa’nın 92. Maddesi’ne göre bölgeye asker gönderilmesi için Meclis’ten izin talebinde bulunuyordu.

Filistin’e asker gönderme önerisi TBMM’nin 20 Şubat 1997 tarihli 59. Birleşimi’nde görüşülmüş ve bütün partilerin oy birliğiyle ve alkışlarla kabul edilmiştir. O tarihteki Birleşimi yöneten Meclis başkanı bu mutlu olayı şu cümlelerle ifade ediyordu: “Diliyoruz ki, şanlı ordumuzun geçmişte bu bölgede bulunması dolayısıyla sağlanan barışın, şimdi tekrar ve sürekli olarak korunmasında bu defaki şanlı birliğimizin gidişi de yeterli bir unsur olsun.”

24.02.1997’de Genelkurmay Başkanı Karadayı’nın İsrail’i Ziyareti. REFAHYOL Hükümeti kendisinden önceki hükümetlerin büyük önem verdiği Türkiye-İsrail ilişkilerini olması gereken makul bir seviyeye indirmeye çalışırken buna karşı, Türk Genelkurmay’ı nedense bu ilişkileri daha da hızlandırmaya gayret ediyor ve 28 Şubat öncesindeki günlerde Genelkurmay Başkanı Org. İsmail Hakkı Karadayı, İsrail’i ziyaret eden ilk Türk Genelkurmay Başkanı oluyordu.

Ziyaretinde İsrail’de büyük bir coşku ve alakayla karşılanan Karadayı bu geziden memnuniyetle dönüyor ve ayağının tozuyla 28 Şubat MGK Toplantısı’na katılıyordu. 28 Şubat MGK Toplantısı’ndan sonra yaşananları hatırlayınca, insanın aklına ister istemez, Haziran 1996’da HABİTAT II Toplantısı için Türkiye’ye gelen Weizman’ın uçakta söylediği sözler ile (13.06.1996 Hürriyet) bu ziyaret esnasında İsrail’deki etkin kişi ve kuruluşlar kendisini nasıl bir tesir altına aldıkları düşüncesi de akla geliyordu.!

Mehmet Ali Birand’ın da bahsi geçen yazısında belirttiği gibi REFAHYOL Hükümeti’nden önce İsrail ile yapılan askeri anlaşmaların, ne yükümlülükleri ne de çerçevesi tam olarak biliniyordu. Ama İsrail’in gizli niyetinin, Türk hava sahasını kullanacak pilotlarının toplayacakları istihbarat bilgileriyle, Türkiye coğrafyasını, özellikle de Fırat ve Dicle havzasını tam manasıyla mercek altına alarak gelecekteki “Arz-ı Mev’ud” projesinin doğu yakasına ait olanını hazırlamak olduğunda hiç şüphe yoktu! Zira GAP Bölgesi’nde 1990 başından bu yana şahidi olduğumuz arazi sahiplenmeleri ve GAP idaresinin önemli bazı projelerinin İsrail’li Firmalara verilmiş olması bu haklı endişelerimizi teyit ediyordu

aşk-ı ilahi
12-30-2008, 18:50
Peki, Başbakan Erbakan’ın İsrail’e Karşı Kişisel Yaklaşımı Nasıldı?

Başbakan Erbakan’ın REFAHYOL Hükümeti’nde kişisel eğiliminin ne olduğunu anlamak için şu üç olaya bir bakış yapmak yeterlidir zannediyorum: 1. Olay: 26.09.1996’da İsrail Başbakanı Netenyahu, El Aksa Camii’nin altından geçen tüneli açınca çıkan olaylarda 38 Filistinli ve 11 İsrail’li ölmüş; bu olay üzerine Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tünelin derhal kapatılması çağrısında bulunmuştu. Türkiye’de, bu olaya ne Demirel, ne de Çiller hiç ses çıkarmazken Başbakan Erbakan: “Böyle bir tünel kazma çalışması büyük bir tahriktir. Kendilerine bir an önce bu tahrikten vazgeçmelerini, tüneli derhal kapatmalarını hatırlatıyorum. Ortadoğu’da barışı bozucu hareketler, önce bu barışı bozanlara zarar verir. Bu sözleri 65 milyonun hislerine tercüman olarak söylüyorum.” (Stratejik ittifak, sh. 77) diyordu.

Erbakan’ın bu konuşmayı “Hükümet adına” değil “millet adına” yapıyorum demesi, olaylar karşısında Çiller’in suskun kalmasından kaynaklanıyordu. Ne de olsa Çiller Türkiye-İsrail ilişkilerinin mimarlarından biriydi.

2. Olay Yılmaz Hükümeti zamanında 14.03.1996 tarihinde imzalanan ve Türkiye ile İsrail arasında Gümrüklerin Sıfırlanmasını Öngören Anlaşma TBMM’nin 04.04.1997 tarihli oturumunda kabul edilmişti. Ne var ki Başbakan Erbakan’ın talimatı üzerine bu anlaşmanın yürürlüğü REFAHYOL Hükümeti’nin sonuna kadar durdurulmuş ve bu konuda yapılması gereken çalışmalar askıya alınmıştı.

3. Olay REFAHYOL Hükümeti’nin kurulmasından sonra İsrail Dışişleri Bakanı Davit Levy uzun uğraşlar ve ısrarlı randevu talepleri sonunda Başbakan Necmettin Erbakan’ı 08.04.1997 tarihinde ziyarete gelmiş ve bu görüşme sonunda Erbakan kendisine aşağıdaki uyarıları yapmıştı:

• Birleşmiş Milletler kararlarına uyunuz.
• İşgal ettiğiniz topraklardan çekiliniz.
• Yeni yerleşim merkezi açmaktan vazgeçiniz.
• Mescid-i Aksa’ya saygılı olunuz.
Bu uyarılar elbette Levy’nin hoşuna gitmedi ve Levy İsrail’e içi buruk döndü.

Durumu farkeden Çiller Levy’nin hemen arkasından Mayıs 1997’de Milli Savunma Bakanı Turhan Tayan’ı, Genelkurmay Başkanı Org. Karadayı da, Genelkurmay 2. Başkanı Org. Çevik Bir’i İsrail’e gönül almaya gönderiyorlardı!

Şu inkar edilemez bir gerçektir ki, REFAHYOL Hükümeti’nin en büyük sıkıntısı, İsrail konusundaki görüşleri gün gibi berrak olan Refah Partisi’yle, Türk-İsrail ilişkilerinin mimarı kabul edilen DYP’nin Tansu Çilleri’nin birlikte hükümet olmalarından kaynaklanıyordu. Yine de bir kanadı İslam Dünyasından, diğer kanadı ise İsrail’den yana olan bir REFAHYOL Hükümeti’nde Genelkurmay’ın ve Tansu Çiller’in özel çabaları ötesinde Türkiye-İsrail ilişkilerinde zaten fazla bir gelişme de kaydedilmiş değildi.


(Kaynak: Şevket KAZAN, Refah Gerçeği, 2. Cilt, sh. 281-287)

Tolga14
12-30-2008, 18:51
mehmet ali birand'dan savunma


Peki, Başbakan Erbakan’ın İsrail’e Karşı Kişisel Yaklaşımı Nasıldı? Başbakan Erbakan’ın REFAHYOL Hükümeti’nde kişisel eğiliminin ne olduğunu anlamak için şu üç olaya bir bakış yapmak yeterlidir zannediyorum: 1. Olay: 26.09.1996’da İsrail Başbakanı Netenyahu, El Aksa Camii’nin altından geçen tüneli açınca çıkan olaylarda 38 Filistinli ve 11 İsrail’li ölmüş; bu olay üzerine Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tünelin derhal kapatılması çağrısında bulunmuştu. Türkiye’de, bu olaya ne Demirel, ne de Çiller hiç ses çıkarmazken Başbakan Erbakan: “Böyle bir tünel kazma çalışması büyük bir tahriktir. Kendilerine bir an önce bu tahrikten vazgeçmelerini, tüneli derhal kapatmalarını hatırlatıyorum. Ortadoğu’da barışı bozucu hareketler, önce bu barışı bozanlara zarar verir. Bu sözleri 65 milyonun hislerine tercüman olarak söylüyorum.” (Stratejik ittifak, sh. 77) diyordu. Erbakan’ın bu konuşmayı “Hükümet adına” değil “millet adına” yapıyorum demesi, olaylar karşısında Çiller’in suskun kalmasından kaynaklanıyordu. Ne de olsa Çiller Türkiye-İsrail ilişkilerinin mimarlarından biriydi. 2. Olay Yılmaz Hükümeti zamanında 14.03.1996 tarihinde imzalanan ve Türkiye ile İsrail arasında Gümrüklerin Sıfırlanmasını Öngören Anlaşma TBMM’nin 04.04.1997 tarihli oturumunda kabul edilmişti. Ne var ki Başbakan Erbakan’ın talimatı üzerine bu anlaşmanın yürürlüğü REFAHYOL Hükümeti’nin sonuna kadar durdurulmuş ve bu konuda yapılması gereken çalışmalar askıya alınmıştı. 3. Olay REFAHYOL Hükümeti’nin kurulmasından sonra İsrail Dışişleri Bakanı Davit Levy uzun uğraşlar ve ısrarlı randevu talepleri sonunda Başbakan Necmettin Erbakan’ı 08.04.1997 tarihinde ziyarete gelmiş ve bu görüşme sonunda Erbakan kendisine aşağıdaki uyarıları yapmıştı:
• Birleşmiş Milletler kararlarına uyunuz.
• İşgal ettiğiniz topraklardan çekiliniz.
• Yeni yerleşim merkezi açmaktan vazgeçiniz.
• Mescid-i Aksa’ya saygılı olunuz.

Tolga14
12-30-2008, 18:57
Şubat 1996 daki imzalayan Mesut Yılmaz dır.Bu sayede de Siyonist kuruluş ADL' den ödül almıştır.İnanmayanlar için Jennifer Washburn' un Aralık 1998 de yazdığı aşağıdaki adreste bulunabilecek makaleye bakabilirler.

http://www.thirdworldtraveler.com/New_World_Order/PowerBloc_TurkeyIsrael.html


"Filistin davasına en çok o sahip çıktı. Dünya Müslümanları, Siyonizm'i ondan öğrendi."

Bu yazar böyle çirkin yazılarla büyük bir dava adamına ve büyük bir camiaya çamur atabileceğini mi düşünüyor?

aşk-ı ilahi
12-30-2008, 18:58
" Üstad Erbakan, bizim için çok önemlidir. O, siyonizmi ümmet'e anlatan çağımızın Abdulhamit'idir. Muhterem bir insandır. Filistin davasına en çok o sahip çıktı. Dünya Müslümanları, Siyonizm'i ondan öğrendi.

Hamas lideri Halit Meşal

Beylerbeyi
12-30-2008, 19:06
" Üstad Erbakan, bizim için çok önemlidir. O, siyonizmi ümmet'e anlatan çağımızın Abdulhamit'idir. Muhterem bir insandır. Filistin davasına en çok o sahip çıktı. Dünya Müslümanları, Siyonizm'i ondan öğrendi.

Hamas lideri Halit Meşal


güzel bir cevap, tebrik ederim. siyonizm konusunda saadetlilerin geçmişte yaptıklarını/yapmadıklarını araştırıp ortaya bir şeyler atmak bana göre yanlış olur. bu bir gazetecinin sadece iddiası. bu iddia doğru olsa bile ak partinin israile verdiği ödünlerin yanında devede pire kalır. bu yüzden AK Partili olarak bu tür konulara hiç girmememizi tavsiye ediyorum. erbakanın yaptığı en büyük iş siyonizmi islam alemine tanıtması oldu. oldukça yüksek zekasıyla tüm engellemelere rağmen başbakan olmayı dahi başardı. o olmasaydı belki günümüzde hala körpe sol zihniyetiyle, ahlaksız bir yönetimin elinde olacaktı ülkemiz. bugün ülkemizi yöneten ve devletin en üst yerinde bulunan kişilerin siyasete atılımında en büyük etken erbakandır. turgut özal'ı dahi siyasete girmesi konusunda ikna eden kendisidir. erbakan olmasaydı erdoğan, abdullah gül, bülent arınç'ta olmayacaktı. bugün cumhurbaşkanı olan abdullah gül yıllar önce arabistanda bir bankada sıradan bir memurdu. erbakanın kendisine kayseri milletvekilliğini vermesinden sonra kendi siyasi zekasını da kullanarak bu noktaya kadar geldi. erbakan son zamanlarda çok yanlış yapmış olabilir ama olumlu yönlerini de belirtmek vicdan sahibi her bireyin görevidir. erbakana ve onun zihniyetine belki ömür boyu oy vermeyecem ama gerçekler bu şekilde. yiğidi öldürelim ama hakkını yemeyelim..

Duygu'Seli~
12-30-2008, 19:07
Nuh gönültaş'ın yorumunun tamamını okumadım..Eğer ortada bir belge varsa bilemem.. Ama bunun dışında belirtilen görüşleri ve tepkileri kınıyorum..Birbirimize destek olmak gerekirken herkes birbirini suçluyor nedense..Hükümetin gerekli tatmin edici açıklamayı yapmadığını söylüyorlar,geçmişteki hükümetlerin yanlışlarını bu yaşananların sebebi olarak gösterme gafletine düşüyorlar..

Olan olmuş..Önemli olan olmuş olana çözüm bulmak.. Sataşmak,karalamak çözüm getirmez..Herkes kendi menfaatini savunuyor..Oysa konu bu değil..Konu yıllardır süren ve çözüm bulunamayan bir vahşet.. Bunları tartışmak yerine bu vahşetten kurtulmak için birlik içinde çözüm üretmek gerekir..

Birlik olmamız gereken konular vardır,birlik olmak zorunda olmadığımız konular vardır..Destek verdiğimiz fikirler farklı olsada toplum menfaatini ilgilendiren konularda daha mantıklı ve aklı başında davranmak,birlik olmak gerekir.. Bu tartışmaları çok yersiz buluyorum..
selametle..

Üç mevsim
12-30-2008, 19:10
Sizi zavallılar... Uluslararası anlaşmalar resmi gazetede yayımlanır. Ya çıkın Erbakan imzalı böyle bir antlaşma varsa belgeleyin ya da şerefimizi ve onurumuzu tartışmaya açalım...

Erbakan denilince tiksinen zavallılar, Yazıklar Olsun size ve sizin gibilere...

İki kez israille anlaşma yapıldı bunlardan birisi refahyoldan 8 gün önce diğeri de refahyol yıkıldıktan 12 sonra

Bununla iligli geniş bir haber hazırlanıyor bittikten sonra kapak olsun diye bu yazının altında yayınlarız

Arkadaşım laflarımıza dikkat edelim. Ben Erbakan'ı severim hatta istisnalar dışında çoğumuz severiz. Burada söylemeye çalıştığımız İsrail'le anlaşma yaptı diye kimseyi işbirlikçi hain diye yaftalayamayacağınızı anlamanız gerektiğidir. O yazıdan çıkan sonuç budur. Ortaya koyduğunuz dökümanları fırsat bulunca incelemek isterim.

MilliSelamet
12-30-2008, 19:15
Bu adamın cevabını çoktan verdik sayın ak parti forum üyeleri

MilliSelamet
12-30-2008, 19:19
İŞTE CEVABIMIZ !!! 1



Sayın Nuh GÖNÜLTAŞ
Bugün gazetesinde 30.12.2008 Salı gününe ait yazısınız da Erbakan hocanın İsrail il bir anlaşma yaptığını yazmışsınız...
Bu yazdığınız yazı gerçeğe dayanmamaktadır.Erbakan hoca İsrail ile hiç bir şekilde anlaşma yapılmamıştır.
Yazdığınız yanlış yazıyı düzeltmenizi bir okur olarak sizden beklemekteyiz...





54. Erbakan Hükümeti Döneminde İsrail’le Siyasi Ticari Anlaşmalar Yapılmış mıdır? (http://*********************************/redirector.php?url=http://www.akpgercegi.com/54erbakan-hukumeti-doneminde-israil%e2%80%99le-siyasi-ticari-anlasmalar-yapilmis-midir/)


2. Dünya Harbi’nden sonra 1945 yılında kurulan Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın ilk icraatlarından birisi 1948’de Filistin toprakları üzerinde İsrail’i kurmak olmuştu. İsrail’i ilk önce ABD, ondan on bir saat sonra da ikinci devlet olarak Türkiye tanımıştır. Ne var ki, Müslüman Arap dünyasının tepkisinden çekinen Türkiye İsrail ile ilişkilerini uzun yıllar, maslahatgüzarlık seviyesinde sürdürmüştür.

Türkiye ile İsrail arasında bugün en yoğun hale gelen ilişkilerin başlaması Rusya’daki komünist rejimin çöktüğü ve özellikle Filistin ile İsrail arasında barış rüzgarlarının estirildiği 1990’lı yıllara rastlar. Bu yıllarda Oslo’da taraflar arasında yapılan anlaşma Türk Dış Politikasında da etkisini gösterir ve Türkiye, İsrail ile ilişkilerini ABD’nin de etkisi sonucu bugünkü seviyesine doğru yükseltme çabasına girişir.

Alptekin Dursunoğlu’nun “Stratejik İttifak” isimli kitabında Türkiye İsrail anlaşmaları Kronolojisinden: Erbakan Tüm Anlaşmaları Askıya Aldı. Haber Kaynağı: İsrail Ha’arets Gazetesi



http://www.akpgercegi.com/wp-content/dursunoglu.jpg


Türkiye’de 1991 yılında yapılan seçimlerden sonra iktidara Süleyman Demirel Başbakanlığında kurulan DYP-SHP Hükümeti gelmiştir. Türkiye ile İsrail arasında ilk anlaşma işte bu Hükümet zamanında 11.09.1992 tarihinde imzalanan “Turizm Alanında İşbirliği Anlaşması”dır.

1993’te, Turgut Özal’ın ölümü üzerine Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı, Tansu Çiller de başbakan olunca iki ülke arasındaki ilişkiler birden tırmanışa geçmiştir. Türkiye-İsrail ilişkilerini konu alan kitaplar, bu tırmanışın Türkiye’de üç mimarı olduğunu yazarlar: Süleyman Demirel, Tansu Çiller ve Çevik Bir. (Stratejik İttifak, Alptekin Dursunoğlu, sh. 25)

Bu görüşün ne derece doğru olduğunu anlamak için, bu üçlünün görevde olduğu dönemlerdeki ilişkilerin seyir grafiğine kısa bir bakış yapmakta zaruret vardır. Türkiye-İsrail İlişkilerinin REFAHYOL’dan Önceki Durumu ABD ile içli dışlı olmaya alışmış, bu dönemin TC. hükümetleri, İsrail-Filistin ihtilafında daima İsrail’den yana tavır almışlar, İsrail’i hoş tutmuşlar ve özellikle Müslüman Arap Dünyasının tepkilerini hiçe sayarak İsrail ile ikili ve stratejik

21.01.1994 İsrail’le Savunma İşbirliği Anlaşması imzalamışlardır.

25.01.1994 Türkiye’deki Yahudiler’in 500. yıl (Çiller Hükümeti Dönemi) kutlamaları.

(Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in İsrail Cumhurbaşkanı Weizman’ı İstanbul’da şeref misafiri olarak ağırlaması)

31.03.1994 Güvenlik/Gizlilik Anlaşması’nın imzalanması. (Çiller Hükümeti Dönemi)

04.06.1994 Çevre Sorunlarında ve Doğa Korunmasında İşbirliği Anlaşması’nın

15.01.1995 Terörizm ve Diğer Suçlarla mücadele anlaşmasının imzalanması.(Çiller Hükümeti Dönemi)

Mücadelede İşbirliği Anlaşması’nın imzalanması. (Çiller Hükümeti Dönemi)

13.03.1995 Telekomünikasyon ve Posta Alanında İşbirliği Anlaşması’nın 24.04.1995 Sağlık ve Tıp Alanında işbirliği anlaşmasının imzalanması. (Çiller Hükümeti Dönemi)

07.11.1995 F4İşbirliği Anlaşması’nın imzalanması. (Çiller Hükümeti Dönemi)

Uçaklarının Modernizasyonu Projesi Anlaşması’nın imzalanması. (Çiller Hükümeti 23.02.1996 Türkiye-İsrail Askeri Eğitim İşbirliği Anlaşması’nınDönemi)

14.03.1996 Demirel’in İsrail Ziyareti (En üst düzeyde İlk devlet ziyareti) Türkiye-İsrail Serbest Ticaret Alanı Anlaşması’nın imzalanması. (Gümrüklerin 16.06.1996 Türkiye-İsrail Ticaret,Sıfırlanması) (Yılmaz Hükümeti Dönemi) ekonomi, sinai, teknik ve bilimsel işbirliği anlaşması (Yılmaz Hükümeti Dönemi)



Yukarıdan aşağıya doğru tarihleriyle sıraladığımız bu anlaşmalar içinde en çok yankı uyandıran, Çiller Hükümeti zamanında 23.02.1996 tarihinde Türkiye ile İsrail arasında imzalanan Askeri Eğitim İşbirliği Anlaşmasıdır. Çokları bu anlaşmanın REFAHYOL Hükümeti zamanında imzalandığı düşüncesiyle eleştiri oklarını Refah Partisi’ne de yöneltmişlerdir. Bu eleştirilerin tamamen yanlış adrese yöneltilmiş olduğu M. Ali Birand’ın 22.06.1996 tarihli yani REFAHYOL Hükümeti kurulmadan önce Sabah Gazetesi’nde yazmış olduğu aşağıdaki yazıyla sabittir:


“Türkiye’nin İsrail ile Askeri İşbirliği Anlaşması yapması eskiden beri Türk Amerikan ve İsrail Genelkurmayları’nın rüyalarından biriydi… Türk ve İsrail Genelkurmay Başkanlıkları arasında görüşmeler başlatıldı. Dışişleri Bakanlığının da fikri alındı ve bir sakıncası olmadığı işareti geldi. Ayrıntılar iki ülkenin askerleri tarafından kağıda döküldü ve kimselere haber verilmeden imzalandı. Eğer Savunma Bakanı kazara ağzından kaçırmış izlenimi veren bir açıklama yapmasa daha bir süre kimse farkına dahi varamayacaktı… İkinci adım eğitimin ötesinde iki ülkenin tam bir askeri işbirliğine girmeleri, ortak manevralar ve ortak stratejiler üretmeleri olabilirdi… Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir, Amerika gezisi sırasında Yahudi lobisini etkilemeyi düşündüğü için olacak, konuşmalarında anlaşmaya çok ağırlık verdi… Ancak anlaşmanın Türk Genelkurmayı’nın 2 numaralı bir generali tarafından övgü dolu cümlelerle tanıtılması… Arap çevrelerin hemen dikkatini tahrik etti . Dışişleri veya Başbakanlık susuyor, durmadan Genelkurmay konuşuyor, demeçler veriyor. Bunlar yetmiyormuş gibi seçim arefesindeki İsrail ve Amerikan basını birden bire anlaşmayı ballandıra ballandıra anlatmaya başladılar… Türk basını da geri kalır mı? Türk-İsrail uçaklarının ortak eğitimi, İsrail Genelkurmay yetkilisinin Çevik Bir Paşa’yı ziyareti sırasındaki basın açıklamaları da buna eklenince, Arap dünyasındaki kuşku ve kaygılar en üst noktaya çıkıverdi.”



REFAHYOL Dönemindeki Durum Refah Partisi’nin şahsiyetli dış politika anlayışında Türkiye’nin İsrail’le ilişkileri konusunda öngörülen ilk hedef İsrail’in işgal ettiği topraklardan geri çekilmesiydi. Birçok araştırmacı yazar gibi Refah Partisi de İsrail’i, işgal ettiği Müslüman topraklarda devlet terörünü en iyi uygulayan bir ülke olarak görüyordu.

Nitekim 20.04.1996 tarihinde İstanbul’da 96. toplantısını yapan, Dünya Parlamentolar Birliği’nin “Terörizmle Savaş Komisyonu” bildirisinde, “İsrail’in devlet terörü yaptığı” hükmünün yer almasına İsrail’in Genel Kurul’da yaptığı itiraz, 451′e karşı 663 oyla reddedilmişti.

Onun için Weizman’ın tam da Refah Partisi’nin Hükümet kurma çalışmalarını yoğunlaştırdığı bir sırada Habitat II Toplantısı için İstanbul’a gelişinde yaptığı açıklamalar son derece dikkat çekiciydi. Weizman açıkça Refah Partili bir hükümetin kurulmaması gerektiğini söylüyor, O’nun bu cür’etkârlığı da yerli şakşakçılarından büyük alkış alıyordu.

REFAHYOL Hükümetinin kurulma çalışmalarının yoğunluk kazandığı günlerde hem Batı’da hem İsrail’de hem de Türkiye’deki işbirlikçi çevrelerde cevabı merak edilen soru şuydu: Refah Partisi iktidara gelirse Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkiler ne olacaktı? Aslında malum çevrelerin Refah Partisi’nin iktidar olmasına karşı oluşlarının başlıca sebebi de, bu soru içindeki gizli endişelerdi.



İsrail Cumhurbaşkanı Weizman bir yandan İsrail’in Sesi radyosuna yaptığı açıklamada “Süleyman Demirel’i çok iyi tanıyorum ve Ordu’nun da kenarda bekleyeceğini sanmıyorum. Şu anda korku üzerine değerlendirme yapmanın bir anlamı yok” diyordu. (Stratejik ittifak, sh. 72)

Diğer yandan 12 Haziran 1996′da İsrail Hava Kuvvetleri’ne ait Boeing 707 tipi özel uçakla İstanbul’a gelişinde, basın mensuplarının, Türkiye ile İsrail arasında ANAYOL Hükümeti zamanında imzalanan anlaşmayla ilgili olarak sordukları soruya şöyle cevap veriyordu. “İki ülke arasındaki anlaşma ekonomi ve güvenlik alanlarında karşılıklı işbirliğini öngörüyor. Arap ülkeleri bu anlaşma dolayısıyla Türkiye ile İsrail bir olup Suriye’ye saldıracaklar diyor. Bu kocaman bir aptallıktır.” Süleyman Demirel ise, “Türkiye İsrail ile gayet iyi ilişkiler içindedir, kimin kiminle işbirliği içinde olacağı kendi bileceği iştir.” diyordu.

Ve yine Weizman, Refah Partisi’nin kuracağı bir hükümetin, Türkiye-İsrail Anlaşması’nı fesh etmesi ihtimalinden bahisle sorulan bir soruya da şu cevabı veriyordu: “Anlaşmaların iptali iki ülkenin de yararına olmaz. Anlaşma iptal edilirse buna bilhassa İran ile fundamentalistler sevinir. Türkiye-İsrail anlaşması sadece bir Askeri Eğitim Anlaşmasıdır.” (12.06.1996 Hürriyet)


Peki ne oldu, REFAHYOL döneminde İsrail ile ilişkilerin seyri? Refah Partisi’nin en çok eleştirildiği konulardan birisi REFAHYOL Hükümeti zamanında 28.08.1996 tarihinde imzalanan Türkiye-İsrail Savunma Sanayi İşbirliği Anlaşmasıdır. Bu anlaşmanın ihale müzakereleri REFAHYOL’dan çok önce başlamış ve Türk Hava Kuvvetleri’nin elindeki F-4 ve F-16 uçaklarının modernizasyonuyla ilgilidir. Böyle bir anlaşmanın imzalanmasının sebebi, Türk Hava Kuvvetleri’nin elindeki bu uçakların bilgi işlem modernizasyonu konusunda ABD’nin Türkiye’ye mecburi adres olarak İsrail’i empoze etmiş olmasıdır. Anlayacağınız, sözkonusu anlaşma bir ara “Uçan Tabut” denilen bu uçakların hurdaya çıkmaktan kurtarılması için bu işi yapacak bir başka ülkenin de mevcut olmaması karşısında zorunlu olarak yapılmış bir anlaşmadır.


REFAHYOL döneminde Türkiye İsrail ilişkileri açsısından son derece önem arz eden icraatlardan biri Türk Askerî Birliği’nin Filistin’e gönderilmesiydi. Bu Osmanlı Devleti’nin inkırazından tam 80 yıl sonra ilk defa gerçekleşen bir olaydı. 15 Ocak 1997 tarihinde Filistin yönetimiyle İsrail arasında El-Halil (Hebron) şehrinin Filistin yönetimine devri anlaşması imzalanmış, bu anlaşmayı müteakip bölgedeki barışın korunması için de 30 Ocak 1997 tarihinde Oslo’da imzalanan bir ikinci anlaşmayla Türkiye, Danimarka, İtalya, İsveç, İsviçre ve Norveç tarafından bir barış gücü oluşturulmasına karar verilmişti.

REFAHYOL Hükümeti Türkiye tarafından imzalanan bu anlaşmayı üç gün sonra 04.02.1997 tarihinde Bakanlar Kurulu olarak onaylıyor, bir yandan bu anlaşmanın Meclis tarafından da tasdiki için hazırlanan tasarıyı Meclis’e sevk ederken, diğer yandan Anayasa’nın 92. Maddesi’ne göre bölgeye asker gönderilmesi için Meclis’ten izin talebinde bulunuyordu.

Filistin’e asker gönderme önerisi TBMM’nin 20 Şubat 1997 tarihli 59. Birleşimi’nde görüşülmüş ve bütün partilerin oy birliğiyle ve alkışlarla kabul edilmiştir. O tarihteki Birleşimi yöneten Meclis başkanı bu mutlu olayı şu cümlelerle ifade ediyordu: “Diliyoruz ki, şanlı ordumuzun geçmişte bu bölgede bulunması dolayısıyla sağlanan barışın, şimdi tekrar ve sürekli olarak korunmasında bu defaki şanlı birliğimizin gidişi de yeterli bir unsur olsun.”

24.02.1997’de Genelkurmay Başkanı Karadayı’nın İsrail’i Ziyareti. REFAHYOL Hükümeti kendisinden önceki hükümetlerin büyük önem verdiği Türkiye-İsrail ilişkilerini olması gereken makul bir seviyeye indirmeye çalışırken buna karşı, Türk Genelkurmay’ı nedense bu ilişkileri daha da hızlandırmaya gayret ediyor ve 28 Şubat öncesindeki günlerde Genelkurmay Başkanı Org. İsmail Hakkı Karadayı, İsrail’i ziyaret eden ilk Türk Genelkurmay Başkanı oluyordu.

Ziyaretinde İsrail’de büyük bir coşku ve alakayla karşılanan Karadayı bu geziden memnuniyetle dönüyor ve ayağının tozuyla 28 Şubat MGK Toplantısı’na katılıyordu. 28 Şubat MGK Toplantısı’ndan sonra yaşananları hatırlayınca, insanın aklına ister istemez, Haziran 1996’da HABİTAT II Toplantısı için Türkiye’ye gelen Weizman’ın uçakta söylediği sözler ile (13.06.1996 Hürriyet) bu ziyaret esnasında İsrail’deki etkin kişi ve kuruluşlar kendisini nasıl bir tesir altına aldıkları düşüncesi de akla geliyordu.!

Mehmet Ali Birand’ın da bahsi geçen yazısında belirttiği gibi REFAHYOL Hükümeti’nden önce İsrail ile yapılan askeri anlaşmaların, ne yükümlülükleri ne de çerçevesi tam olarak biliniyordu. Ama İsrail’in gizli niyetinin, Türk hava sahasını kullanacak pilotlarının toplayacakları istihbarat bilgileriyle, Türkiye coğrafyasını, özellikle de Fırat ve Dicle havzasını tam manasıyla mercek altına alarak gelecekteki “Arz-ı Mev’ud” projesinin doğu yakasına ait olanını hazırlamak olduğunda hiç şüphe yoktu! Zira GAP Bölgesi’nde 1990 başından bu yana şahidi olduğumuz arazi sahiplenmeleri ve GAP idaresinin önemli bazı projelerinin İsrail’li Firmalara verilmiş olması bu haklı endişelerimizi teyit ediyordu.

devam edecek ...

aşk-ı ilahi
12-30-2008, 19:20
Bu adamın cevabını çoktan verdik sayın akp forum üyeleri

aslında bu şahsiyete cevap vermeye değmez..ama ..

gereken tepkileri bizde gösterdik..

yazdıklarından etkilenebilecek arkadaşlar için

..kimsede şüphe kalmasın diye...okuduklarımızı paylaşmak istedik..

sinek küçüktür mide bulandırır...

.

MilliSelamet
12-30-2008, 19:20
Devam ediyor...



Peki, Başbakan Erbakan’ın İsrail’e Karşı Kişisel Yaklaşımı Nasıldı?

Başbakan Erbakan’ın REFAHYOL Hükümeti’nde kişisel eğiliminin ne olduğunu anlamak için şu üç olaya bir bakış yapmak yeterlidir zannediyorum: 1. Olay: 26.09.1996’da İsrail Başbakanı Netenyahu, El Aksa Camii’nin altından geçen tüneli açınca çıkan olaylarda 38 Filistinli ve 11 İsrail’li ölmüş; bu olay üzerine Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tünelin derhal kapatılması çağrısında bulunmuştu. Türkiye’de, bu olaya ne Demirel, ne de Çiller hiç ses çıkarmazken Başbakan Erbakan: “Böyle bir tünel kazma çalışması büyük bir tahriktir. Kendilerine bir an önce bu tahrikten vazgeçmelerini, tüneli derhal kapatmalarını hatırlatıyorum. Ortadoğu’da barışı bozucu hareketler, önce bu barışı bozanlara zarar verir. Bu sözleri 65 milyonun hislerine tercüman olarak söylüyorum.” (Stratejik ittifak, sh. 77) diyordu.

Erbakan’ın bu konuşmayı “Hükümet adına” değil “millet adına” yapıyorum demesi, olaylar karşısında Çiller’in suskun kalmasından kaynaklanıyordu. Ne de olsa Çiller Türkiye-İsrail ilişkilerinin mimarlarından biriydi.

2. Olay Yılmaz Hükümeti zamanında 14.03.1996 tarihinde imzalanan ve Türkiye ile İsrail arasında Gümrüklerin Sıfırlanmasını Öngören Anlaşma TBMM’nin 04.04.1997 tarihli oturumunda kabul edilmişti. Ne var ki Başbakan Erbakan’ın talimatı üzerine bu anlaşmanın yürürlüğü REFAHYOL Hükümeti’nin sonuna kadar durdurulmuş ve bu konuda yapılması gereken çalışmalar askıya alınmıştı.

3. Olay REFAHYOL Hükümeti’nin kurulmasından sonra İsrail Dışişleri Bakanı Davit Levy uzun uğraşlar ve ısrarlı randevu talepleri sonunda Başbakan Necmettin Erbakan’ı 08.04.1997 tarihinde ziyarete gelmiş ve bu görüşme sonunda Erbakan kendisine aşağıdaki uyarıları yapmıştı:

• Birleşmiş Milletler kararlarına uyunuz.
• İşgal ettiğiniz topraklardan çekiliniz.
• Yeni yerleşim merkezi açmaktan vazgeçiniz.
• Mescid-i Aksa’ya saygılı olunuz.

Bu uyarılar elbette Levy’nin hoşuna gitmedi ve Levy İsrail’e içi buruk döndü.

Durumu farkeden Çiller Levy’nin hemen arkasından Mayıs 1997’de Milli Savunma Bakanı Turhan Tayan’ı, Genelkurmay Başkanı Org. Karadayı da, Genelkurmay 2. Başkanı Org. Çevik Bir’i İsrail’e gönül almaya gönderiyorlardı!

Şu inkar edilemez bir gerçektir ki, REFAHYOL Hükümeti’nin en büyük sıkıntısı, İsrail konusundaki görüşleri gün gibi berrak olan Refah Partisi’yle, Türk-İsrail ilişkilerinin mimarı kabul edilen DYP’nin Tansu Çilleri’nin birlikte hükümet olmalarından kaynaklanıyordu. Yine de bir kanadı İslam Dünyasından, diğer kanadı ise İsrail’den yana olan bir REFAHYOL Hükümeti’nde Genelkurmay’ın ve Tansu Çiller’in özel çabaları ötesinde Türkiye-İsrail ilişkilerinde zaten fazla bir gelişme de kaydedilmiş değildi.



(Kaynak: Şevket KAZAN, Refah Gerçeği, 2. Cilt, sh. 281-287)

MilliSelamet
12-30-2008, 19:21
aslında bu şahsiyete cevap vermeye değmez..ama ..

gereken tepkileri bizde gösterdik..

yazdıklarından etkilenebilecek arkadaşlar için

..kimsede şüphe kalmasın diye...okuduklarımızı paylaşmak istedik..

sinek küçüktür mide bulandırır...

.

ikinci cevabımız tam ona layık

Duygu'Seli~
12-30-2008, 19:21
Bu adamın cevabını çoktan verdik sayın AK PARTİ forum üyeleri

Ak parti forum üyeleride cevabını verebiliyor sayın şeyh şamil.. Siz müsterih olun..Ve lütfen hassas olduğumuz noktalara dikkat edin.Akp değil.. AK PARTİ..!!

MilliSelamet
12-30-2008, 19:22
İŞTE CEVABIMIZ !!! 2





Nuh Gönültaş sende yazar ahlakı diye hiçbirşey kalmamış!
Hayatını sizyonizmle mücadeleye vermiş bir insana, "Türk toprakları üzerinde İsrail savaş uçaklarına eğitim olanağı sağlamış ve anlaşma yapmış" gibi bir iftirayı yapmak ancak ve ancak senin gibi bir yazar müsveddesine yakışır.

Kalemin ahlaksız!
Kalemin onursuz!
Kaleminden kan damlıyor, üstelik Filistinli kanı!

Nedenmi?
İsrail ile çeşit çeşit anlaşmalar yapmış, üstüne üstlük siyonistlerden cesaret! madalyaları almış insanları bu şekilde kamufle ederek, onların Filistine sırt dönüşlerini görmezden gelerek, onları aklamaya çalışarak Filistinlilerin akan kanının vebalini aldın!

Eğer sende sadece biraz ahlak ve namus varsa bu yazdığın iftirayı ilk yazında düzeltirsin!
Ama AKP Hükümetinin yayın organı olan gazetenin, AKP'nin suçlarını kamufle etmek gibi bir işi olduğu için bunu sen yapamazsın!

Yazıklar olsun sana!

Tolga14
12-30-2008, 19:26
Arkadaşım laflarımıza dikkat edelim. Ben Erbakan'ı severim hatta istisnalar dışında çoğumuz severiz. Burada söylemeye çalıştığımız İsrail'le anlaşma yaptı diye kimseyi işbirlikçi hain diye yaftalayamayacağınızı anlamanız gerektiğidir. O yazıdan çıkan sonuç budur. Ortaya koyduğunuz dökümanları fırsat bulunca incelemek isterim.

İsrail'le anlaşma yapmak sana göre normaldir bana göre işbirlikçiliktir, o senin sorunun beni bağlamaz.Burda ortaya atılan büyük bir iftira var ve bizler buna izin vermeyiz. Erbakan Hocaya saldırmak için pusuda bekleyen yazar ve yorumcular var burda kendileri de çok iyi biliyor ama milletin kafasını bulandırma için iftira atıyorlar.

MilliSelamet
12-30-2008, 19:27
Ak parti forum üyeleride cevabını verebiliyor sayın şeyh şamil.. Siz müsterih olun..Ve lütfen hassas olduğumuz noktalara dikkat edin.Akp değil.. AK PARTİ..!!

Keşke Şey Şamil kadar olsaydım.
Ama olamadım.
Şey şamil üyeyi kaybettiniz.
O beni buraya kazandırdı.
Ama onun yakında buraya getireceğim inş.

Beylerbeyi
12-30-2008, 19:29
milli görüşçüler biraz fazla asabisiniz, sakin olun. erbakanı çoğumuz çok seviyoruz, lafı başka yerlere getirmeyin. bu konuda erbakana karşı olumsuz söz söyleyen kimse olmadı. konu başlığı da gazeteden alıntılanmış, bu yüzden forum üyelerini bağlamaz. usulca tartışalım yakıp yıkmaya gerek yok.

ishakyilmaz
12-30-2008, 19:30
Yazarın mevcut yorumundan yola çıkarak birbirinizle atışmanın hiçbir haklı tarafı olamaz.Öncelikle Erbakan Hocanın art niyetli olduğuna bizler veya başkaları kaanat getiremez.Bilmelisiniz ki;insanların kalplerindekini birtek ALLAH bilir.Bu acı gerçek ortada iken bilip bilmeden kişiler hakında gıybet veyahut iftira etmenin bize bir faydası dokunmaz,zarardan başka.Kanımca yazar biraz taraflı davranarak kaleme almış bu yazıyı.Hiçbir müslüman göz göre göre,kardeşinin kanını içmek istemez...İsrail'in yapmış olduğu zulüm,taraflı tarafsız herkesin insanlık damarlarını kabartmıştır,kabartmıyorsa şayet insan değildir..!

aşk-ı ilahi
12-30-2008, 19:33
milli selamet...ve tolga 14 kardeşlerim...

lütfen sakin olun...

haklı durumdan ..haksız duruma düşmeyelim.....

hassas bir konu..hassasiyetine binaen ..tartışma kaldırmaz..

ishakyilmaz
12-30-2008, 19:35
İŞTE CEVABIMIZ !!! 2






Nuh Gönültaş sende yazar ahlakı diye hiçbirşey kalmamış!
Hayatını sizyonizmle mücadeleye vermiş bir insana, "Türk toprakları üzerinde İsrail savaş uçaklarına eğitim olanağı sağlamış ve anlaşma yapmış" gibi bir iftirayı yapmak ancak ve ancak senin gibi bir yazar müsveddesine yakışır.

Kalemin ahlaksız!
Kalemin onursuz!
Kaleminden kan damlıyor, üstelik Filistinli kanı!

Nedenmi?
İsrail ile çeşit çeşit anlaşmalar yapmış, üstüne üstlük siyonistlerden cesaret! madalyaları almış insanları bu şekilde kamufle ederek, onların Filistine sırt dönüşlerini görmezden gelerek, onları aklamaya çalışarak Filistinlilerin akan kanının vebalini aldın!

Eğer sende sadece biraz ahlak ve namus varsa bu yazdığın iftirayı ilk yazında düzeltirsin!
Ama AKP Hükümetinin yayın organı olan gazetenin, AKP'nin suçlarını kamufle etmek gibi bir işi olduğu için bunu sen yapamazsın!


Yazıklar olsun sana!

Cevabınızda baştan sona kadar kendinize göre haklı veya haksız olarak yorumlamışsınız.Lakin din kardeşlerinize saldırmanız bizi üzmekle birlikte,kendiniz biraz gözden geçirmenizi tavsiye ederim.Ak partililer sizleri kardeş gibi görebilmekteyken,sizler art niyet terazisinde samimiyetsizlik tavırları içersinde olmanız son derece üzücü.

MilliSelamet
12-30-2008, 19:36
milli görüşçüler biraz fazla asabisiniz, sakin olun. erbakanı çoğumuz çok seviyoruz, lafı başka yerlere getirmeyin. bu konuda erbakana karşı olumsuz söz söyleyen kimse olmadı. konu başlığı da gazeteden alıntılanmış, bu yüzden forum üyelerini bağlamaz. usulca tartışalım yakıp yıkmaya gerek yok.

Bu ülkeye deli insanlar lazım.Bizim gibi insanlar lazım...
Vatanı için deli olan adamlar gerek bu ülkenin başına
Bu ülkenin başına ne geldiyse akıllıyım diyenden gelmedi mi?



Asabiyiz çünkü konu hassas

Kendini yazar sanan ahlaksız iftiracı islami medya diye geçinen bugün gazetesindeki yazısında hocamıza iftira atılıyor.
Konunun başlığı bizi sinirlendirmeye yeter.
Konun başlığındaki bir kelime cevap değil iftira olmalıydı

Duygu'Seli~
12-30-2008, 19:37
Keşke Şey Şamil kadar olsaydım.
Ama olamadım.
Şey şamil üyeyi kaybettiniz.
O beni buraya kazandırdı.
Ama onun yakında buraya getireceğim inş.


Tabii..Eminim öyledir.. ;)
Eski üyeliğinizle devam etmezseniz bu üyeliğinizide kaybedeceksiniz bilginize..!!

MilliSelamet
12-30-2008, 19:38
Yazarın mevcut yorumundan yola çıkarak birbirinizle atışmanın hiçbir haklı tarafı olamaz.Öncelikle Erbakan Hocanın art niyetli olduğuna bizler veya başkaları kaanat getiremez.Bilmelisiniz ki;insanların kalplerindekini birtek ALLAH bilir.Bu acı gerçek ortada iken bilip bilmeden kişiler hakında gıybet veyahut iftira etmenin bize bir faydası dokunmaz,zarardan başka.Kanımca yazar biraz taraflı davranarak kaleme almış bu yazıyı.Hiçbir müslüman göz göre göre,kardeşinin kanını içmek istemez...İsrail'in yapmış olduğu zulüm,taraflı tarafsız herkesin insanlık damarlarını kabartmıştır,kabartmıyorsa şayet insan değildir..!


haklısınız sözlerinde herşey ortadadır ama gören gözler içindir.

Hocamız imza mimza atmamıştır.Kimse kendi başbakanı ile karıştırmasın olayı

aşk-ı ilahi
12-30-2008, 19:39
Eğer sende sadece biraz ahlak ve namus varsa bu yazdığın iftirayı ilk yazında düzeltirsin!
Ama AKP Hükümetinin yayın organı olan gazetenin, AKP'nin suçlarını kamufle etmek gibi bir işi olduğu için bunu sen yapamazsın!
işte haksız duruma düşme derken buydu dediğim..

ne gerek vardı şimdi buna...bence bu tarz bi yazının zamanı değil...herkes de acı çok taze...ve

Duygu'Seli~
12-30-2008, 19:41
haklısınız sözlerinde herşey ortadadır ama gören gözler içindir.

Hocamız imza mimza atmamıştır.Kimse kendi başbakanı ile karıştırmasın olayı


Bizim başbakanımız neye imza atmış..İftira etmeden evvel kanıtınız var ise kanıtlayın.. Kalvye kahramanlığına lüzum yok..;;) Ehli olmadan atip tutmak doğru mu..?

MilliSelamet
12-30-2008, 19:41
Tabii..Eminim öyledir.. ;)
Eski üyeliğinizle devam etmezseniz bu üyeliğinizide kaybedeceksiniz bilginize..!!

Siz neden bahsediyorsunuz Allah aşkına...
Biz Şeyh Şamil nickle üye olan Dava ve can dostumla beraber öğrenci olduğumuzdan 3 kişi ile aynı evde kalıyoruz.
Bu nick bana aittir.
Aynı ip adresi ile üç tane nick var ama hepsinin sahipleri ayrı...

Beylerbeyi
12-30-2008, 19:42
danimarka Hz.Muhammed'e hakaret ederken bile bu kadar tepki göstermemiştiniz heralde!!

MilliSelamet
12-30-2008, 19:43
işte haksız duruma düşme derken buydu dediğim..

ne gerek vardı şimdi buna...bence bu tarz bi yazının zamanı değil...herkes de acı çok taze...ve

Neden haksız duruma düşüyormuşuz o verilen cevaptır benim görüşümün aynısını yansıtmaz.
Bu arada ikinci ceap bazı arkadaşlarımız attı ama ben birinci mesajı attım.

MilliSelamet
12-30-2008, 19:44
danimarka Hz.Muhammed'e hakaret ederken bile bu kadar tepki göstermemiştiniz heralde!!

ALLAH (cc) KORKUN !!!

Bizden başka kim tepki verdi siyasetçi olarak

MilliSelamet
12-30-2008, 19:45
Bizim başbakanımız neye imza atmış..İftira etmeden evvel kanıtınız var ise kanıtlayın.. Kalvye kahramanlığına lüzum yok..;;) Ehli olmadan atip tutmak doğru mu..?

Attığı imzalar ortadadır.Zahmet olmazsa kendi partinizin yaptıklarını araştırınız.

Duygu'Seli~
12-30-2008, 19:46
ALLAH (cc) KORKUN !!!

Bizden başka kim tepki verdi siyasetçi olarak


Sizden başka herkes sustu tabi.. Bir tek Milli görüşlüler ses çıkardı..;)
Biz sustuk..Bence sizde Allah'tan biraz korkarak cevap verin..

aşk-ı ilahi
12-30-2008, 19:49
Neden haksız duruma düşüyormuşuz o verilen cevaptır benim görüşümün aynısını yansıtmaz.
Bu arada ikinci ceap bazı arkadaşlarımız attı ama ben birinci mesajı attım.

neyse sen takıl kafana göre..

ama konu ...kavga boyutlarına ulaşmasın...kişiler üzerinden zararı hocama oluyor...kavgalar kişiselleşiyor ..bi zamandan sonra...

cevaplar yazıldı ...açıklamalar yapıldı...bırakalım arkadaşlar okusun...

bi forum tartışmasının bi parçası olmayacak kadar önemlidir HOCAM BENİM İÇİN..ve özellikle bu kan emici sülüklere yardım konusu beni inanılmaz üzdü...

ilahi adalete güveniriz...

Duygu'Seli~
12-30-2008, 19:49
Attığı imzalar ortadadır.Zahmet olmazsa kendi partinizin yaptıklarını araştırınız.

Bir dakika..!! Ortaya bir laf attınız.. Buyurun kanıtlayın.. Eğer sözünüzün arkasındaysanız tabi.. Attığı imzalar elbette ortada.. Ülke menfaatine ters düşecek ne için imza atmış.. Ben kendi partimin yaptıklarını gayet iyi biliyorum müsterih olun.. Ama siz bilmiyor olacaksınız ki iftira ediyorsunuz..Yada siz daha iyi biliyorsunuz(!) biz bilmiyoruz.. Eee o halde KANITLAYIN..!!

MilliSelamet
12-30-2008, 19:49
Sizden başka herkes sustu tabi.. Bir tek Milli görüşlüler ses çıkardı..;)
Biz sustuk..Bence sizde Allah'tan biraz korkarak cevap verin..

Elh. korkuyoruz.
Sizde korkarak konu açın lütfen

Beylerbeyi
12-30-2008, 19:52
ALLAH (cc) KORKUN !!!



Bizden başka kim tepki verdi siyasetçi olarak



Fesuphanallah. benim ilk sayfamdaki yorumumu oku erbakanı övdüğüm yazımı. sizi 100 cümlede övüp 1 cümlede eleştiriyorum karşılığında neyle karşılaşıyorum? Allah'tan çok korkuyorum hamd olsun. En az senin korktuğun kadar korkuyorum ama en az!

Duygu'Seli~
12-30-2008, 19:56
Elh. korkuyoruz.
Sizde korkarak konu açın lütfen

1.si konuyu açan ben değilim..
2.si açılan konu sadece bir gazetecenin köşe yazısından alıntı yapılmış,yorumların söylenmesi beklenmiş.. Burası siyasi ve özgür bir platform..Herkesin görüşünü merak etmiş arkadaşımız ve konuyu açmış.. Konuyu haklı çıkartacak,destek verecek hiç bir yorumdada bulunmamış.. Ve bizlerde aynı şekilde inanmadığımız yönünde yorumlarda bulunmuşuz..Bizi sanki yazara destek veriyormuşuz gibi,Erbakanı suçluyormuşuz gibi suçlar nitelikte yorum yapmanız kin ve öfkenizden olsa gerek.. Kin ve öfkeniz de yersiz..

3.sü Allah'tan korkan sözünün arkasında durur..
Destek vermediği kişi yada kişilere İFTİRA etmez..
Korktuğunuz çok belli maşAllah..;) Ortaya attığınız iftirayı bile kanıtlayamadığınızda bunu gösteriyor zaten..

MilliSelamet
12-30-2008, 19:56
Bir dakika..!! Ortaya bir laf attınız.. Buyurun kanıtlayın.. Eğer sözünüzün arkasındaysanız tabi.. Attığı imzalar elbette ortada.. Ülke menfaatine düşecek ne için imza atmış.. Ben kendi partimin yaptıklarını gayet iyi biliyorum müsterih olun.. Ama siz bilmiyor olacaksınız ki iftira ediyorsunuz..Yada siz daha iyi biliyorsunuz(!) biz bilmiyoruz.. Eee o halde KANITLAYIN..!!

İsrail'in yararına atılan her imza bizim için vatana yararı yoktur.
Belki imzayı atarken iyi düşünür olabilirsiniz ama hep iyi düşündüğünüzden filistine yeterince yardımcı olamadık.

Geçen pazartesi günü olmert Türkiyeye geldi ne diye ?
Barışmış
Gitti 2 gün sonra katliam yaptı.
Siz ne diye İsraille diyologa giriyorsunuz imzalar atıyorsunuz.
Adam sizi dinlemiyor.Dinleseydi katliam yapmazdı....


Erdoğan’dan İsrail’e kıyak üstüne kıyak

İsrail’e 800 milyonluk ticari anlaşma imzalama, İsrail’den akıllı Anam füzelerini, gece uçuş sistemleri olan Litening sistemini, elektronik savaş dürbünlerini, casusluk ve saldırı pilotsuz uçakları satın alma müzakerelerini AKP kadroları sürdürdü.
İsrail’de yayınlanan Haaretz ve Urşalim Post gazeteleri 19 Nisan 2003 tarihli haberlerinde İsrail Hava Sanayi şirketinin Türk ordusunun 200 milyon dolarlık pilotsuz saldırı uçakları ihalesini kazandığını yazdılar. Bu anlaşma uyarınca İsrail 30 ila 40 casusluk uçağı, 12 adet yer istasyonlarını kapsayan komuta kontrol ağı Türk ordusuna satılıp devredilecek.

İsrail’in Ankara Başkonsolosu Amira Arnon’un 14 Eylül 2003 tarihli Milliyet gazetesine verdiği demeçte belirttiği gibi “İsrail Türkiye ilişkileri AKP döneminde geçmişe kıyasla daha da gelişmiş, AKP’nin iktidar olmasından dolayı ikili ilişkilerde hiçbir olumsuz durum yaşanmamıştır.”
Geçtiğimiz yılın Mayıs ayında İsrail’i ziyaret eden Erdoğan “Terörle mücadele ve silah sanayi” alanlarında yeni anlaşmalar imzaladı.
Anlaşmalarla birlikte 700 milyon dolarlık tank modernizasyonu ihalesi İsrail’e verilirken, savaş uçaklarının modernizasyonu ile ilgili yeni anlaşmalar imzalandı. Yine bu ziyaret sırasında Akdeniz’in altından İsrail’e petrol, su ve elektrik hattı geçişi sağlayacak proje konusunda anlaşmaya varıldı.


MOSSAD'IN TÜRKİYE TOPRAKLARINA ARANMADAN SERBESTÇE GİRİŞİNİ SAĞLAYAN ANLAŞMA

Erdoğan İsrail ziyareti sırasında Türkiye'ye gelen İsrail uçaklarının güvenliği için MOSSAD ajanalrının , üstleri aranmadan, diledikleri silahla türkiyeye girip çıkabileceğini kabul eden protokolu göğsünü gere gere imzalıyor. Peki MOSSAD aranmadan silahlı olarak Türkiye sınırlarını geçtikten sonra. Neler yapıyor ? O silahları burada kullanıyor mu meçhul. AKP li milletvekileri Filistin'e giderken İsrailli "ÇAVUŞ" üstlerini arıyor. Ve israil iç işleri müsade ediyor. Ama Erdoğan bırak milletvekillerini MOSSAD ajanlarının üst araması yapılmadan Türkiye ye girip dolaşmasını kabul eden protoklu imzalıyor

ishakyilmaz
12-30-2008, 19:57
haklısınız sözlerinde herşey ortadadır ama gören gözler içindir.

Hocamız imza mimza atmamıştır.Kimse kendi başbakanı ile karıştırmasın olayı
İpi dolandırıp,dolandırıp Ak partiye bağlamanızın hiçbir keremi lutufu olamaz.Kesinlikle ak parti hakında art niyet besleyip ortamı germekten başka hiçbirşey yapmıyorsunuz.Daha fazla sabırları zorlamayın bence.

MilliSelamet
12-30-2008, 20:02
1.si konuyu açan ben değilim..
2.si açılan konu sadece bir gazetecenin köşe yazısından alıntı yapılmış,yorumların söylenmesi beklenmiş.. Burası siyasi ve özgür bir platform..Herkesin görüşünü merak etmiş arkadaşımız ve konuyu açmış.. Konuyu haklı çıkartacak,destek verecek hiç bir yorumdada bulunmamış.. Ve bizlerde aynı şekilde inanmadığımız yönünde yorumlarda bulunmuşuz..Bizi sanki yazara destek veriyormuşuz gibi,Erbakanı suçluyormuşuz gibi suçlar nitelikte yorum yapmanız etmeniz kin ve öfkenizden olsa gerek.. Kin ve öfkeniz de yersiz..

3.sü Allah'tan korkan sözünün arkasında durur..
Destek vermediği kişi yada kişilere İFTİRA etmez..
Korktuğunuz çok belli maşAllah..;) Ortaya attığınız iftirayı bile kanıtlayamadığınızda bunu gösteriyor zaten..


1-)Bende size konuyu siz açtığınızı söylemedim zaten

2-)Bende biliyorum alıntı olduğunu ancak başlık konu açan kardeşin yorumu ben buna kızıyorum.
Benim kimseyi destek veriyorsunuz diye eleştirdiğim hiç kimse yoktur forumda.Ancak konuu açan arkadaşa attığı başlıkla destek verdiğinin bir delilidir.

3-)Allah'tan korkuyorum şükür.Sözümünde arkasındayım...
Allah nazardan saklasın;)
Ne zaman iftira atmışızda kanıtlamamışız.

Benim şaşırdığım husus şu nasıl oluyorda bir insanın tuttuğu partiden haberi olmuyor.

MilliSelamet
12-30-2008, 20:03
İpi dolandırıp,dolandırıp Ak partiye bağlamanızın hiçbir keremi lutufu olamaz.Kesinlikle ak parti hakında art niyet besleyip ortamı germekten başka hiçbirşey yapmıyorsunuz.Daha fazla sabırları zorlamayın bence.

Ortamı germekle alakası yok bu işin...

Mesele eleştiriye tahmmül edilmemektedir

MilliSelamet
12-30-2008, 20:04
Konu amacının dışına çıkıyor.
Amacının dışına çıktığından cevap vermek istemiyorum.
Ancak istediğiniz birşey varsa cevaplamaya hazırız

Duygu'Seli~
12-30-2008, 20:07
İsrail'in yararına atılan her imza bizim için vatana yararı yoktur.
Belki imzayı atarken iyi düşünür olabilirsiniz ama hep iyi düşündüğünüzden filistine yeterince yardımcı olamadık.

Geçen pazartesi günü olmert Türkiyeye geldi ne diye ?
Barışmış
Gitti 2 gün sonra katliam yaptı.
Siz ne diye İsraille diyologa giriyorsunuz imzalar atıyorsunuz.
Adam sizi dinlemiyor.Dinleseydi katliam yapmazdı....




Bre cahiller..Barış sağlamak için el sıkışmak,imza atıp,destek olmak ne zamandan beri adamı dinden çıakrtıyor..?Ne zamandan beri hainlik oluyor.. Ak Parti hükümeti ilk önce yapılması gereken en güzel şeyi yapıp anlaşma sağlama yoluna gitti.. Ve bakın bu vahşet sonrasında TBMM'de alınan kararlar fesh edildi..Geri adım atılıp tepkiler ortaya konuldu...El insaf..

Ve hiçbir kaydadeğer kaynağı olmayan sözde kanıtınız..!! Delili olmayan ihtimale bizim kitabımızda İTİBAR EDİLMEZ.. Benim güzel hükümetimi karalamak maksadından olan binlerce gafil bu ve benzeri iftira haberleri düzenleyip yine sözde basın özgürlüğü adı altında insanlara sunuyor.. Bizim alnımız ak..Bu gibi bütün adice iftiralar hükümetimiz tarafından tekzip kararlarıyla açığa çıkmıştır..

Türkiye'deki tek takvalı,dört dörtlük müslümanlar milligörüşçüler değildir..Bizde müslümanız ve bizimde zorda olan kardeşlerimiz için canımız yanıyor.. Sanki umursamıyormuşuz gibi yüklenmeniz ve karalamanız sadece kininiz ve öfkenizdendir..Müslümanda kin olmaz..Öfke olmaz.. Ama her ne hikmetse sizde bu meziyetleirn bir çoğu var..(istisna kardeşlerimizi tenzih ederim)

Ak parti hükümeti'nin attığı her imzanın ve sözün arkasındayız(ım).. Vicdanımız rahat,alnımız AK..!!

Duygu'Seli~
12-30-2008, 20:12
Konu amacının dışına çıkıyor.
Amacının dışına çıktığından cevap vermek istemiyorum.
Ancak istediğiniz birşey varsa cevaplamaya hazırız

Konu siz yorum yapmadan önce çok güzel devam ediyordu sayın ŞEYH ŞAMİL..
Her zaman olduğu gibi kin ve öfkenizle,konu ve yorumlarımızı farklı yönlere çekip yine hükümete yöneldiniz..Oysa konu hükümet değil Erbakan hocaydı..Ve içimizden kimse Erbakan Hoca için ters bir kelam etmemişti..Ama ne hikmetse siz bunu idrak edemediniz..!!

Ayrıca istediğimiz şeyleride kanıtlayamıyorusunuz..Gerçeklik payı olmayan,kaynaksız haberler koyuyorsunuz..Hani nerede hükümetimizin ATTIĞI İMZALAR.. Az evvel imzalardan bahsediyorduk ya..Nede güzel çevirdiniz lafı..Hayranım yani bu özelliğinize(!) Oyunculuk yeteneği harika.. :merhaba:

MilliSelamet
12-30-2008, 21:35
Forumun seviyesi çok muhteşem gördüğüm kadarıyla...

Benim yorumlarım nasıl olurda davama bağlanıyor...
Benim yaptığım yorumlar sadece bana aittir.

Biz Milli Görüşcüler gördüğüm kadarıyla Akpyi savunanların zaaflarından partiyi eleştirmiyor ve onların sözde davamız dediği davasına bağlamıyoruz.
Ama ne yazık ki (bizim adımıza çok sevindirici) davamızda bulunmayan zaaflar milli görüşcülerin kişisel hataları ile örtülmeye çalışılıyor.

Forumda bazı gerçekler konuşulduğu zaman başlanıyor hakaretlere..
Şunuda belirmek isterim ki
Biz hakik imilli görüşcülerin hiçbiri akplilere kin ve nefret duymaz.Akpli olan kişiler bizim kardeşlerimizdir onlara en ufak bir zarara uğramasını istemeyiz.Ama bu forumdaki akp kardeşlerimizin çoğu (sadece bu konu için değil) bizim bir avuç olduğumuzu iddia etmekle ancak bize ve hocamıza karşı bir kinlik var,nefretlik var.
Herkes istediği konuyu istediği gibi açıklasın neden başlanıyor hakarete neden başlanıyor konuştuklarınıı basifize etmeye...

Ben iddialarımın arkasındayım, ne söylediysem arkasındayım,ispat etmeye de hazırım...
İspat edillmesi için gerekli bazı hususlar vardır
Başta fikir özgürlüğü tanınmalıdır.
Bu sağlandığı durumda her türlü konuda konuşmaya hazırım.

Son olarak söylediklerimi tekrar etmek istiyorum.
Konuştuklarım bana aittir.Konuştuklarımdan yola çıkarak
Milli görüşcüler şöyle böyle asabi..vs gibi laflar edilmemesi gerekir.
Açtığım kouların ve söylediğm her sözün arkasındayım yeterki fikir özgürlüğü olsun.

KEŞKE ŞEYH ŞAMİL OLABİLSEM

MilliSelamet
12-30-2008, 21:41
Konuya ben yorum yapmadan güzel gidiyor olabilir.
Ben yorum yaptığımda sizin için güzel gitmemesinin sebebebi şu olarbilir mi?
Kimse etliye sütlüye karışmıyordu ama ne zaman haklıya hakkını veren çıktı sizin açınızdan güzel gitmedi.

Üç mevsim
12-30-2008, 22:49
Nuh Gönültaş size cevap yollamadı mı daha..

MilliSelamet
12-30-2008, 22:52
Nuh Gönültaş size cevap yollamadı mı daha..

yok cevap yazmadı yada yazamadı bilmiyorum.Ama yollarsa aynen ileteceğim.

Şunu belirmek isterim ki
Nuh gönültaş cevap yazmaz çünkü yüzlerce yada binlerce mail atıldı hangisine cevap verecek.
Bence konu açıklık getirmek istiyorsa gazetedeki köşe yazısından verecektir.

ALPEREN4425
12-31-2008, 12:23
Arkadaşım laflarımıza dikkat edelim. Ben Erbakan'ı severim hatta istisnalar dışında çoğumuz severiz. Burada söylemeye çalıştığımız İsrail'le anlaşma yaptı diye kimseyi işbirlikçi hain diye yaftalayamayacağınızı anlamanız gerektiğidir. O yazıdan çıkan sonuç budur. Ortaya koyduğunuz dökümanları fırsat bulunca incelemek isterim.



"Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, şüphesiz o onlardan olur. Şüphesiz ALLAH, zalim kavmi doğru yola iletmez."(Maide,51)


İyi incele genç.
İncele de yahudilerle dost kim ahbap kim öğren. Ayrıca İsrailden dandik heron uçaklarını alanları, TSK nın görüntülü istihbarat ihalesini yahudi şirketlere verenleri, Yahudi mafyası ADL örgütünden CESARET ÖDÜLÜ alanları... vs, vs. bunlarıda araştır.

http://www.haberdem.com/img/qwIGebuB.jpg

FarukARSLAN.
12-31-2008, 13:06
"Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, şüphesiz o onlardan olur. Şüphesiz ALLAH, zalim kavmi doğru yola iletmez."(Maide,51)


İyi incele genç.
İncele de yahudilerle dost kim ahbap kim öğren. Ayrıca İsrailden dandik heron uçaklarını alanları, TSK nın görüntülü istihbarat ihalesini yahudi şirketlere verenleri, Yahudi mafyası ADL örgütünden CESARET ÖDÜLÜ alanları... vs, vs. bunlarıda araştır.




Verdiğin ayet'i dikkatle okursan anlayacaksın neyin ne olduğunu. DOST kelimesi geçiyor orda.. Devlet yönetimi olarak dostumuz sadece bizim gibi Türk ülkeler olur. Yada komşu devletler.. Onlarda istisnalar sınırı çerçevesinde. Amerika ve İsrail ÜLKE YÖNETİMİ VE ÇIKARI açısından dost değil müttefîkimizdir. Bunu başbakanda her seferinde dile getirir.. Ancak dost ve müttefik kavramlarını birbirine 'karıştırıyorsanız' daha ne diyeyim!..

Bir dönüp tarihimize bakarsanız anlarsınız. Böyle ayetler vermeyle olmaz bu işler, konu çok sapmış olur çünkü.. Mesela yakın tarihten, bugün dinimiz açısından bakınca en iğrenç verici şahsiyetlerden biride komünistler gelir bize.. Ancak yakın tarihimizde onlarla ittifak kurup(yani müttefik olup=DOST DEĞİL) savaş kazanmışızdır.

Biraz daha geriye gidelim.. Dünya savaşlarında iyi hatırlayın müttefiklerimizle ittifakımız habire değişip durmuştur. Neden? Çünkü arada dostluk yok, savaş var ve ülke menfaatleri var..

Daha daha geriye gidelim.. Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk devletlisi, kurucusu: Osman Gazi.. O zaman ki çıkarlar adına ve ticari rahatlıklara sebeb olması için zamanın en zalimi Bizans ile ittifak(yine belirtiyorum DOSTLUK DEĞİL) kurmuş hatta evlendiği kişi Bizans sarayından biri olmuştur..

... Böyle örnekleri çoğaltabiliriz de. Hatta daha daha gerilere gidip o ayetlerin indiği zamandan dahi örnekler çıkarabiliriz...

Ama ittifak kurup yanlışları olduğunda resti çekmişizdir her zaman. Ve bu zamanda da öyledir. Gözü kapalı olmayan yahut at gözlüğü takmayanlara bu gün gibi âşikar .. Yeri gelince bu "ittifak"ta tersine dönüşür! Ancak bu devirde devlet gözüyle bakarsanız, bu devletlerle ekonomik ve ticari antlaşmalar yapmazsanız, kusura bakmayın bu kafaya sahip olmanız için ülkeniz 3. dünya ülkelerinden biri olmalı.. Mesela Uganda vatandaşı olsaydım bende derdim bunlarla antlaşma yapmayın diye ;)

Şimdi siz kalkıp, en çukurundan, en dinsiz cühela heriflerin ağzından çeker konuşur gibi bize ve görüşümüze şu lafları söylerseniz, bu davada onlarla ağız birliği edermişçesine konuşursanız; alın bende size o ayeti tekrarlayayım:


"Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, şüphesiz o onlardan olur. Şüphesiz Allah, zalim kavmi doğru yola iletmez."

ALPEREN4425
12-31-2008, 13:41
Bizans ile ittifak eden Osmanlı , kafasına vura vura yıkmıştır Bizansı. TAviz vermemiş taviz koparmıştır. Yahudiyle ittifak edilecek olsaydı ABDULHAMİT HAN ittifak ederdi. Üstelik Abdulhamit'e dış borçları silme vaadiyle gelmişlerdi Yahudiler. Sadece ama sadece küçücük bir toprak parçası için. Abdulhamit taa o zamandan anlamış bunların dostluğu bize yaramaz.

Daha düne kadar Erbakan hocayla aynı saflarda Siyonizme karşı mücadele eden '' AK Parti '' kadrosu ne olduysa bugün İsraille iyi anlaşıyor. Yetmezmiş gibi ONLARLA AĞIZ BİRLİĞİ ETMİŞÇESİNE bağıra bağıra İsraille ittifakı savunuyorlar. Bana göre bunda en büyük etken ; ''AK Parti'' kadrosunun Erbakan hocayı bırakıp Fethullah Gülen'i kendilerine hoca tayin etmesidir.

Şimdi sorarım sana; bu ittifaktan Türkiye ne çıkar sağlamıştır. BOP un Eşbaşkanlığından başka ne vermiştir İsrail ve Abd ?

FarukARSLAN.
12-31-2008, 14:44
Bizans ile ittifak eden Osmanlı , kafasına vura vura yıkmıştır Bizansı. TAviz vermemiş taviz koparmıştır. Yahudiyle ittifak edilecek olsaydı ABDULHAMİT HAN ittifak ederdi. Üstelik Abdulhamit'e dış borçları silme vaadiyle gelmişlerdi Yahudiler. Sadece ama sadece küçücük bir toprak parçası için. Abdulhamit taa o zamandan anlamış bunların dostluğu bize yaramaz.

Daha düne kadar Erbakan hocayla aynı saflarda Siyonizme karşı mücadele eden '' AK Parti '' kadrosu ne olduysa bugün İsraille iyi anlaşıyor. Yetmezmiş gibi ONLARLA AĞIZ BİRLİĞİ ETMİŞÇESİNE bağıra bağıra İsraille ittifakı savunuyorlar. Bana göre bunda en büyük etken ; ''AK Parti'' kadrosunun Erbakan hocayı bırakıp Fethullah Gülen'i kendilerine hoca tayin etmesidir.

Şimdi sorarım sana; bu ittifaktan Türkiye ne çıkar sağlamıştır. BOP un Eşbaşkanlığından başka ne vermiştir İsrail ve Abd ?




Bakın işte ne güzel de diyorsunuz '' Bizans ile ittifak eden Osmanlı, kafasına vura vura ezmiştir Bizans'ı '' yani ittifakla gidilen yolda muzafferliğe ulaşılmış değil mi? Peki ittifaktan kaç yıl sonra ezmiştir Osmanlı Bizans'ı ? Epeyi bir süre geçmiş değil mi?..

Yani, bu işlerde elzem olan sabırdır kardeş. Biz bu yola hayırlısını dileyip baş koymuşuzdur. Ve Üstad'ın da dediği gibi ''Gün doğmuş, gün batmış ebed bizimdir'' ...

--
Ve işte güzel bir örnek daha vermişsin: Ulu Hakan Abdulhamid Han...
Ancak o zamanın şartıyla bakarsak, devrin en güçlü kuvvetleri kimler? İngilizler, Almanlar.. Peki Sultan, sırt mı çevirmiştir bu devrin ''süper güç''lerine? Hayır. Ancak hep ikili oynamıştır. Bir onlarla ittifak kurmuş bir diğeriyle. Bir ortodokslarla olmuş bir katoliklerle.. Alman Kayseri Wilhelm'e kaç defa hediye yollanmıştır?.. İngiliz sefirleri nasıl değer görmüştür Abdülhamid Türkiyesi'nde?
Ama ülke menfaatleri çatısı altında olmuştur bu hediyeleşmeler, değer vermeler... ( Şimdi de ben normal özgün olarak bakınca görüyorum ki Ülke liderleri bir Amerikada olurken diğer yandan Arap Birliğine iştirak ediyor, Türkî Cumhuriyetlerine ziyaretleri ve antlaşmaları had safhada sürdürüyor, bir bakıyorum ki Amerika-İsrail'in en büyük düşmanı Ahmedinejad ülkemde Cumhurbaşkanımı ziyaret etmiş.. ANLATABİLİYOR MUYUM ? )

Yine Abdülhamid devrine dönersek, İsrail örneği, Amenna. Şiddetle karşı çıkmış, zırnık vermemiştir siyonistlere. Hatta üzerine bu kadar gelinmesinin sebebi de bunlardır. Ancak o devrin siyonistleri göçebe, şimdikileri ???
İşte, tarihte devre göre hareket edersek o zamanın şartlarını da göz önünde bulundurmalıyız..

Ve şunu da söyleyeyim; Abdülhamid, Yahudilere değil Siyonistlere kapatmıştı kapısını.. Yoksa Osmanlı hoşgörüsü her dini toplamıştır çatısı altında. Bugün İstanbul Kadıköy'de ki '' Hemdat İsrael Sinagogu'' Sultan Hamid'in katkılarıyla yapılmıştır. Ve ona şükranlarını İbadethanelerinin ismini vererek ödemişlerdir. ( Hemdat İsrael: Yahudilerin Hamîdi ) Ancak bunun yanı sıra şu an Taksim İStiklal Caddesinde bulunan ''Sent Antuan'' Kilisesi'nin en büyük destekçiside bu Ulu Hakan'dır. (Ve hâlâ girişindeki tabelada Sultan'ın ismi yer almaktadır)...

Yani anlatabiliyor muyum kardeşim? İş, kin ve nefrette bitmiyor. Hatta iş ''direk olarak'' sırt çevirmekle de bitmiyor.. Ülke menfaati ayrıdır, Müttefiklik ayrıdır, dostluk-apayrıdır...


Ve bu ülkeyi yönetenlere şu hocayı bıraktı bu hocayı kabullendi gibilerinden laf derseniz, gülerler size. Bende gülerim.. Arkadaşım, Rehber ve Lider bellidir. Onlara giden yol sadece bir tane değildir. Her yoldan gideceksiniz ki her türlü görüşe rastlayabilesiniz o yollarda.. Ama yolun sonu TEKtir.. Bunu ne yazık ki anlayamıyorsunuz...

--
Ve sorunuz: '' bu ittifaktan Türkiye ne çıkar sağlamıştır. BOP un Eşbaşkanlığından başka ne vermiştir İsrail ve Abd ? ''

Kardeş, şöyle söyleyeyim. Az önce ittifak konusunda Bizans-Osmanlı ve Osman Gazi'den bahsetmiştik ya.. İşte, derim ki; orada Bizans Tekfurunun kızıyla evlenen OSMAN GAZİ idi. HALK DEĞİL. İttifağı kuran da Osman Gazi ve yaverleri idi, yine HALK değil. Ancak Bizans'ı yıkan güç, o ezen ayaklar HALK olmuştur. Bizzat HALK...

Elini vicdanına koy kardeşim. Koy da öyle bak şu yola ve eşrâfına.

Vesselam!

Elinizi vicdanınıza koyun.. Başka bir şey demiyorum!

ALPEREN4425
12-31-2008, 16:35
Asıl siz elinizi vicdanınıza koyunuz. Konu Erbakan ın İsraille yaptığı anlaşmalar değilmiydi. Erbakana yüklensem aynı şekilde bu kadar laf edermiydin. Fakat işin rengi değişince hemen savunmaya geçiyorsunuz. Onlar yapınca suç biz yapınca ittifak.

Madem bu ittifaklarda hayır var, Erbakanın yaptığı iddia edilen ittifak ve anlaşmalara tepki gösterenlere niye cevap vermiyorsunuz.

FarukARSLAN.
12-31-2008, 17:09
Asıl siz elinizi vicdanınıza koyunuz. Konu Erbakan ın İsraille yaptığı anlaşmalar değilmiydi. Erbakana yüklensem aynı şekilde bu kadar laf edermiydin. Fakat işin rengi değişince hemen savunmaya geçiyorsunuz. Onlar yapınca suç biz yapınca ittifak.

Madem bu ittifaklarda hayır var, Erbakanın yaptığı iddia edilen ittifak ve anlaşmalara tepki gösterenlere niye cevap vermiyorsunuz.


Elimiz her daim vicdanımızda çok şükür. Ancak bu lafları bana söylüyor isen, çık bak derim konuyla ilgili hiç yorumum olmuş mu.. Erbakanı savunanda savunmayanda yorumunu rahatlıkla dile getirmiş. Hatta aleyhinde bir şey diyen yok gibi..

Ve aratın mesajlarımı, bakın Erbakan Hoca hakkındaki görüşlerim nelerdir diye.. Akıl okuma oyunlarını bırakın.

İşin rengi değişince savunmaya geçiyormuşuz.. Benim değil sizin yaptığınız renk değiştirme. ''Onlar yapınca suç biz yapınca ittifak''ta demedik. Ancak sen aynısını az önce yukarıda söyledin.. Değil mi?

Erbakanı bu konuda savunacaksan ''ittifak'' diye bu devirdekilerini ''işbirliği'' olarak görmeyeceksin. Göremezsin.

Neyse, lafı geldi konuyla ilgili yorumumu da ekleyeyim:

İsrail böceğinin kanadını bu taraflarda aramak suç olur. Arayan da kasıtlı olarak bizleri (bu seçim zamanı) birbirine düşürmek için yapmış olur. Ama illa arayacaksak, Abdülhamid'den sonra, Filistin Cephesi'nde ezilip büzülüp orduyu Urfa'ya çekenlerde aranmalı. İsrail Devleti'ni Amerika'dan sonra tanıyan ikinci devletiz. O tanıma aşamasında ki bürokratlardan aranmalı!..

Aksi boş muhabbet olur konu sağa sola sapar gider ...

Duygu'Seli~
12-31-2008, 17:11
Aklı başında ve vicdanlı bir milli görüşçü konuyu en başından okuduğu zaman,ak partili üyelerin Erbakan'a hiç bir ters kelam etmediğini,suçlamdığını,bilakis bu iddiaya inanmadıklarını görecektir..Ama gözünde at gözlüğü olanlar idrak edemiyor malesef..
Hangi birimiz destek verdik ki bu yazıyı Allah için bir gösterin..
Her konuda lafı dönüp dolaşıp hükümete getiriyorsunuz..Bir Allah'ın belası köşe yazısını bile hükümete mal ettiniz..Sanki bunu hükümet iddia ediyormuş gibi karalamaya başladınız..Yazık size hemde kocaman bir yazık..

Vicdan vicdan vicdan diyorsunuz ama..Vicdanınızı bencilliğinize,kininize,öfkenize esir etmişsiniz siz,ne vicdanından söz ediyorsunuz daha..

Her seferinde papağan gibi ''kafirle dost olunmaz'' sözünü ve ilgili ayetleri gösterip suçluyorsunuz.. Siz ne cüretle ayeti kendi kafanıza göre yorumluyorsunuz ki..? Kuran'ı Kerim'i ancak ictihad ehli olan alimler yorumlayabilir.. Sizler değil.. Kafirle dost olunmaz bunu milli göüşçüler kadar, hatta daha iyi biliyoruz.. Ama dinimizde kafirle ticari ve ülke menfaatini gerektirecek hiç bir ilişki günah değildir..Bunu hiçbirniz ispat edemezsiniz..Hükümetimiz en güzel olanı yapıyor.. Ülke menfaati uğruna kafir yada müslüman bütün ülkelerle ittifaklık kuruyor.. Her imzasının altına bende imzamı gözüm kapalı atarım..

İsrail ile filistin liderleirni bir araya getirerek barış sağlamak istemesi mi günah..?
Bu vahşetin ardından israille olan anlaşmayı bozması mı günah..?

Size göre ne günah değil..? Size göre AK Parti'nin yaptığı her şey günah.. Tabii siz bizden daha müslümansınız..Hatta eminsiniz..Siz cennete biz cehennemin dibine gidicez değil mi..? Her lafınızda dini ortaya koyup bizi resmen dinsizlikle suçluyorsunuz.. Siz kimsiniz ki..?
Allah isterse ibadetini dört dörtlük yapan bir kulunu tek günahına karşılık cehenneme sokar,istersede çok günahkar bir kulunu tek iyiliğine karşılık cennetine alır..

Müslümanız diye geçiniyorsunuz ama din kardeşlerinizi sırf farklı siyasi görüşler uğruna harcıyorsunuz be..Şimdiye kadar Erbakan hoca'ya ve sadet partisine en ufak bir suçlamam ve karalamam olmamıştır..Bir çok Ak partili arkadaşımda böyledir.. Farklı fikirler yüzünden ayrılmış olmak düşman olmayı mı gerektiriyor..? Bence size göre böyle..

Biz sonuna kadar partimizin yanındayız..Çok şükür müslümanız.. Allah'tan başka kimseye hesap verecek değiliz.. Kimse Ak Parti gibi asil bir görüşe destek verdiğimiz için bizi suçlayamaz,karalayamaz,lekeleyemez..Hele de sizler.. Müslümanız diye müslüman kardeşini karalayan asıl suçlular.. Sizin bizim dinimizi imanımızı sorgulamaya yetkiniz yok..!!Haddinizi bilin..Yeter artık..

ALPEREN4425
12-31-2008, 17:25
Kimsenin dinini imanını sorguladığımız yok, Ayet yorumladığımız yok. Ayeti olduğu gibi koyduk herkes nasibini alsın istedik. Altına da dedik ki

bak arkadaş;

İncele de yahudilerle dost kim ahbap kim öğren. Ayrıca İsrailden dandik heron uçaklarını alanları, TSK nın görüntülü istihbarat ihalesini yahudi şirketlere verenleri, Yahudi mafyası ADL örgütünden CESARET ÖDÜLÜ alanları... vs, vs. bunlarıda araştır.

Bazı üyeleriniz İsraili boykot için İsrail mallarının logolarını kendilerine imza yapmış. Bu malları almayalım İsraile tepki gösterelim.

Bende diyorum ki iki litre kola ile İsraile zarar veremezsin. Sen şu Heronları iade et. Görüntülü istihbarat ihalesini iptal et. Hele gönder İsraile şu cesaret madalyasını. Bak o zaman nasıl titriyor İsrail.


Ancak bazı çok vicdanlı arkadaşların bu eleştirilerden dolayı vicdanları sızladı.

FarukARSLAN.
12-31-2008, 17:42
Kimsenin dinini imanını sorguladığımız yok, Ayet yorumladığımız yok. Ayeti olduğu gibi koyduk herkes nasibini alsın istedik. Altına da dedik ki

bak arkadaş;

İncele de yahudilerle dost kim ahbap kim öğren. Ayrıca İsrailden dandik heron uçaklarını alanları, TSK nın görüntülü istihbarat ihalesini yahudi şirketlere verenleri, Yahudi mafyası ADL örgütünden CESARET ÖDÜLÜ alanları... vs, vs. bunlarıda araştır.

Bazı üyeleriniz İsraili boykot için İsrail mallarının logolarını kendilerine imza yapmış. Bu malları almayalım İsraile tepki gösterelim.

Bende diyorum ki iki litre kola ile İsraile zarar veremezsin. Sen şu Heronları iade et. Görüntülü istihbarat ihalesini iptal et. Hele gönder İsraile şu cesaret madalyasını. Bak o zaman nasıl titriyor İsrail.


Ancak bazı çok vicdanlı arkadaşların bu eleştirilerden dolayı vicdanları sızladı.




Ya kardeşim, benide kendi üslubuna çekeceksin.. Papağan mısın?
Devlet onu yapsın bunu yapsın diyorsun. Saydıklarının hepsi TSK ile alakalı.. TSK da kimin kontrolünde belli. Uygulamları dahi Siyonizmle bağdaşıyor.

Şimdi dersin ki TSK ya attınız topu diye.. Ama alakası yok.. Bilmiyorum der misiniz ancak siyaset bilginizi görmemiz açısından yardımcı olur bize bu..
Demiyorsanızda sorun yok!

İki litre cola ile zarar veremezmişiz.. Şimdi anladım cola ilgili hangi mesajınızın silindiğini!..
Boykotta yalnızca cola ile olmaz. Ve 75 milyon birlik olup almaz isen çok şey olur.. Devletlerin en büyük geliri neredeyse ithal ürünleridir.. Ama bu kafadakiler işte mallarını zıkkımlanır, giyer, çıkarır sonra şu hoca buna karşıydı bu hoca bunu demişti ayet buydu.. der (AMA DİREKT SİZİ KAST ETMİYORUM BUNU DA BÜYÜK HARFLERLE YAZAYIM Kİ ANLAYASINIZ)

Neyse, konuyu da değiştirip iyice boş kuruntuya çevirmeyeyim..
Vicdansızlara ne dersen boş..

Üç mevsim
12-31-2008, 17:52
Alperen o anlaşmalar bizim dönemimizde başlamadı, AK Parti Hükümeti'nin izlediği itidalli stratejiye göre devam ettiler.. Bak dün Hakan Albayrak'ın bir yazısı var; tüm toplum olarak, anlaşmalar iptal edilene kadar mücadele verelim diyor. Mesele bu. Anlaşmalar devlet stratejisi; Erbakan da iptal edemedi, Bahçeli'de iptal edemedi, biz de iptal edemedik, Muhsin Başkan da edemez.. Öyle asıp kesenleri, atıp tutanları biz çok gördük ama iktidara geldiklerinde ve kendilerine bu anlaşmalar soru önergeleriyle sorulduğunda karşılıklı çıkar ilşkisi gazelleri okudular. Türklük Türklük diye avaz avaz bağıranlar göreve geldiklerinde Doğu Türkistan'ın Müslüman Türklerine, üzerlerinde yeni silahlar deneyecek derece zulmeden ÇİN Devlet Başkanı'na madalya verdiler ! Çin'e gidip sırıtarak gezi yaptılar ! Bunları gördük biz.....

Senin o iki şişe cola dediğin malzmee bugün Dünya'nın en ücra köşesindeki köy bakkalında bile var. Benim söylediğim boykot biçimi çok isabetli bir yöntemdir. En yaygın ürünleri alınmadığında elleri güçsüz kalacak. Büyük sermayeyi bu ürünler besliyor, iki şişe kola deyip geçmeni at gözlüğüyle bakmana veriyorum.

92li yıllardan beri israil'e verilen o ihalelerin iptal edilmesi için topyekün ayağa kalkmalıyız. Aksi halde olmaz. Kim geldiyse yapamadı çünkü..

Duygu'Seli~
12-31-2008, 18:06
Kimsenin dinini imanını sorguladığımız yok, Ayet yorumladığımız yok. Ayeti olduğu gibi koyduk herkes nasibini alsın istedik.


Herkesin nasiplenmesini istiyorsanız ayeti siyasi bir tartışma konusu içersinde değil,adam gibi gidip dini bölümlerdeki herhangi bir konuya koyardınız..!!Evet ayeti direk yorumlamıyorsunuz ama ayetin altına başbakanın el sıkıştığı görüntüyü koyup aklınız sıra '' işte size fotoğraflı kanıt efem, biz daha ne söyliyelim..???'' imasında bulunuyorsunuz..!!


Altına da dedik ki

bak arkadaş;

İncele de yahudilerle dost kim ahbap kim öğren. Ayrıca İsrailden dandik heron uçaklarını alanları, TSK nın görüntülü istihbarat ihalesini yahudi şirketlere verenleri, Yahudi mafyası ADL örgütünden CESARET ÖDÜLÜ alanları... vs, vs. bunlarıda araştır.


İnceledik..Başbakanımız bir el sıkıştığı için kafir oldu(!) Yok ya.. ;;)
Hükümetimiz barış için el sıkışmasını bildiği gibi,yapılan vahşet yüzünden de yaptığı anlaşmayı bozacak kadar asil ve vicdanlıdır..!!


Yahudi mafyası,yahudi şirkeleri vs vs.. Hep aynı sözler.. Eee hakslısınız başka sözünüz yok tabi.. Yediğimiz zıkkımlandığımız bir çok yiyeceğin ve eşyanın içinde yıllardır yahudi hrsitiyan,her kafirin eli muhakkak var..
Onlarınkindede bizim elimiz..Ticari ve ülke menfaati için yapılan hiç bir iş ve hiç bir ilişki GÜNAH DEĞİLDİR..!! Çok bilseydiniz bunuda bilirdiniz..Çok bilseydiniz Efendimiz(SAV)inde ticaretle uğraşırken kafirlerle alışveriş ve iş yaptığını bilirdiniz..Mallarını çekinmeden birbirlerine emanet ettiklerini bilirdiniz..

Yapılan uçak yada başka mühimmatların hükümetimiz döneminden önce yapıldığını bildiğiniz halde iftira atıyorsunuz..Ama ben sizin gibi ''niye Erbakan hocada kendi döneminde yasaklamadı,onun dönemİNdede varolduğu iddia ediliyor'' diyipte karalama gafletine düşmeyeceğim.. Böyle aslı olmayan iddialar ile karalamak adilikten başka bir şey değildir.. BİZDE DELİLİ OLMAYAN İHTİMALE İTİBAR EDİLMEZ..!!



Bazı üyeleriniz İsraili boykot için İsrail mallarının logolarını kendilerine imza yapmış. Bu malları almayalım İsraile tepki gösterelim.

Bende diyorum ki iki litre kola ile İsraile zarar veremezsin. Sen şu Heronları iade et. Görüntülü istihbarat ihalesini iptal et. Hele gönder İsraile şu cesaret madalyasını. Bak o zaman nasıl titriyor İsrail.


Bazı üyeler bütün Ak Partililerimi kapsıyor..? Herkesin kendine göre fikri vardır..!! Onlar boykot edip kullanmıyorlar..Bundan size ne..? Ve aynı partiye destek veriyor olsak dahi bize ne..?
Heronları alan bu malları boykot edenler mi..? Yoksa iddia edildiği gibi sadet dönemi hükümetindekilerin yasayı kabul edenleri mi..? Buda iddia tabi.. Ben yine sizin gibi iddiayı hakikate çevirme gafletine düşüp,hakikatmış gibi savunmayacağım..

Görüntülü istihbarata gelelim..Bu dünyada herşey sizin etrafınızda dönmez.. Kendi kendimize yeteriz anlayışı içinde olmaktan vazgeçin..Ülkemizde türk vatandaşı milyonlarca yahudi var..Ve onlarda bu üllkede çalışmak zorundalar..İsrail köpekleri vahşet yaptı diye bütün iş yapılan yahudilerle işi mi kesmek lazım..Bu iş ve ticaret mantığına aykırıdır..İhale için şartlar ortaya konulur,en çok beğenilen,en çok parayı veren,en çok başarılı olan taraf seçilir..Ve bu ihaleler resmi imzalar ve belgelerle onaylanarak devlet kontrolü altında yapılır..Askere ve devlete aptal muamelesi yapmayın..Devlet kontrolü altında olmadan hiçbir şirket kendi başına hareket edemez..Mantıklı olun..

Sizin düşünceniz şu yönde malesef..Ayağınız taşa çarpar,bütün taşlara düşman kesilirsiniz.. İsrail vahşet uyguladı,bütün kafirleri bu vahşete ortak ettiniz..


Ancak bazı çok vicdanlı arkadaşların bu eleştirilerden dolayı vicdanları sızladı.



Eleştiri vardır eleştirilen hak eder..Birde eleştiri vardır iftira mahiyetine girer..Siz eleştirmiyorsunuz..İftira ediyorsunuz,karalıyorsunuz ve en ufak ihtimali hakikate çevirip suçluyorsunuz..Bizim vicdanımız sızlamadı müsterih olun..Elimizi sol yanımıza koyduğumuzda rahatsak eğer,kim ne derse desin bir kulağımızdan çıkar,diğerinden geçer..;;)

ALPEREN4425
12-31-2008, 18:08
Alperen o anlaşmalar bizim dönemimizde başlamadı, AK Parti Hükümeti'nin izlediği itidalli stratejiye göre devam ettiler.. Bak dün Hakan Albayrak'ın bir yazısı var; tüm toplum olarak, anlaşmalar iptal edilene kadar mücadele verelim diyor. Mesele bu. Anlaşmalar devlet stratejisi; Erbakan da iptal edemedi, Bahçeli'de iptal edemedi, biz de iptal edemedik, Muhsin Başkan da edemez.. Öyle asıp kesenleri, atıp tutanları biz çok gördük ama iktidara geldiklerinde ve kendilerine bu anlaşmalar soru önergeleriyle sorulduğunda karşılıklı çıkar ilşkisi gazelleri okudular. Türklük Türklük diye avaz avaz bağıranlar göreve geldiklerinde Doğu Türkistan'ın Müslüman Türklerine, üzerlerinde yeni silahlar deneyecek derece zulmeden ÇİN Devlet Başkanı'na madalya verdiler ! Çin'e gidip sırıtarak gezi yaptılar ! Bunları gördük biz.....

Senin o iki şişe cola dediğin malzmee bugün Dünya'nın en ücra köşesindeki köy bakkalında bile var. Benim söylediğim boykot biçimi çok isabetli bir yöntemdir. En yaygın ürünleri alınmadığında elleri güçsüz kalacak. Büyük sermayeyi bu ürünler besliyor, iki şişe kola deyip geçmeni at gözlüğüyle bakmana veriyorum.

92li yıllardan beri israil'e verilen o ihalelerin iptal edilmesi için topyekün ayağa kalkmalıyız. Aksi halde olmaz. Kim geldiyse yapamadı çünkü..

Özgün Genç varol gözüm. Keşke herkes senin gibi olsa da şurada bazı şikayetlerimizi rahat rahat dile getirebilsek. Herkes senin gibi fikir tartışsa da siyaset yapmasa,hakaret etmese.

Neyse konuya gelelim. Ben bu sorunları şu çözer bu çözer iddiasında değilim. İşte bazı papağanlarla benim aramdaki fark burda. Ben bana yanlış gelen herşeyi eleştiririm. Benim partim senin partin değil. Her partiyi eleştiririm. Zaten doğal olan da budur. Kendi partisinin her yaptığını benimseyecek kadar sığ zihinli değilim.
Akp yi eleştirdiğim kadar emin ol diğer parttileride eleştiririm. Deniz Baykal kadar muhalefet ederim , ama yeri geldiğinde doğruya doğru demesini de bilirim.

Ben bu ülkenin genç bir evladıyım ve bu ülkenin geleceği benim geleceğim. Bırakın da bu geleceğe yön verme hakkımızı kullanalım

Duygu'Seli~
12-31-2008, 18:12
Geleceğe yön verme hakkı iftira atmaktan mı geçiyor..?
Kendi fikirlerinize ters düşenleri düşman görmekten mi geçiyor..?
Dini kendi kafanıza göre yorumlayıp''bir el sıkışıldı,işbirliği yapıldı'' diye adamı dinden imandan etmekten mi geçiyor..?

ishakyilmaz
12-31-2008, 18:20
Gerçekten bu konu haddini aşmıştır.Burada muhalefet edenlerin özelikle Ak partinin başarılarını sindiremeyenlerin,başta ak parti forum yöneticilerini olmak üzere istedikleri yöne çektiklerini görünce artık bir son verilmesini düşünüyorum.Tabiri caizse muhaliflerin çevre kirliliği yaratmaktan öte geçemeyen bu tutumlarını değiştirmeyip üstüne üstün daha da abartıp amacını aşan görüşler bildirmeleri anlamsızdır.Lütfen konu kapatılsın.Ak parti forum sevgi,saygı,hoşgörü,bilim ve mantık ekseninde hakkaniyet duygularının konuşmasından,tartışılmasından yanadır..!

FarukARSLAN.
12-31-2008, 18:51
Bazı papağanlar laf sokmaya çalışıyor hala.. İstedin, indim seviyene kardeş şimdi nasıl çirkefleşiyorsan çirkefleş.

Nerenle anlıyorsun bilmiyorum ama 27876435635t defa demem lazım heralde herkes düşüncesini belirtmede serbesttir bundan doğalı da yoktur ancak saygı ve edep çerçevesinde. Dedim değil mi? Anladın mı? Hayır. Saman gazetesi demeye devam ettin mi? Ettin.

İlla böyle konuşacağız ki anlayasınız. Dikkat edersen özel mesajımda dahil çoğunda kardeşim diye hitab ettim. Ama art niyet budur işte anlamayana ne denir daha..

Eleştiriyse eleştiri, bana eleştiriye izin verilmiyor diyemezsin. Tarat mesajlarımı gör eleştiriye karşı mıymışım yoksa bizzat takipçisimiymiim diye!

Ama sahiden de haklıymışsınız. Ben en başta mesajlarınızı silmemeliymişim.. Sanırım o yetki bana insan olanların mesajlarıyla alakalı verilmişti.. Evet haklısınız valla hayvana dur hoşt gitme yapma denmez ki dense bile ben çoban mıyım ki!

Üç mevsim
12-31-2008, 22:41
Erbakan, Nuh Gönültaş'ı yalanladı

Konya'da uçuş eğitimi alan İsrail pilotlarının, Necmettin Erbakan'ın imzaladığı bir anlaşmayla bu hakkı kazandığı iddialarına, Erbakan'dan yalanlama geldi.

http://image.haber7.com/haber/haber7/photos/524820081027091933346.jpg

Bugün gazetesi yazarı Nuh Gönültaş’ın “Gazze'yi bombalayan İsrail uçakları Konya'da eğitiliyor!” başlıklı yazısında verdiği bilgilere Saadet Partisi’nden itiraz geldi.

Gönültaş bugünkü (salı) köşesinde, İsrail savaş uçaklarının Konya’da eğitimine imkan veren anlaşmayı Necmettin Erbakan’ın imzaladığını belirterek şu satırlara yer verdi; “İsrail denilen ülke ufacık bir yer. Savaş uçaklarının eğitimine müsait değil. Uçak havalandıktan birkaç dakika sonra başka ülke topraklarına giriyor. Onlar da Türkiye ile anlaşıyorlar.

Konya'daki üstte her zaman İsrail uçakları var. Bu anlaşmayı Necmettin Erbakan başbakan olarak imzalamış ama bu anlaşma asıl 28 Şubat'ın Türkiye'ye kazığıdır.

Türkiye'nin hem böyle anlaşmalar yapıp hem de İsrail'in Filistinlilere yaptıklarına karşı olması sizce ne ifade eder?

Efendim?”

Saadet Partisi’nden Prof. Dr. Necmettin Erbakan vekili Avukat Gürkan imzasıyla yapılan yazılı açıklamadı, verilen bilgilerin yanlış olduğu vurgulandı. Açıklamada, İsrail’le yapılan anlaşmanın Refahyol diye adlandırılan 54’üncü hükümetten önce Çevik Bir tarafından yapıldığı dile getirildi.

Erbakan adına yapılan açıklama şöyle:

“Nuh Gönültaş 30.12.2008 tarihli, “Gazze’yi bombalayan uçaklar Konya’da eğitiliyor” başlıklı yazısında Milli Görüş Lideri ve 54. Hükümet Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı hedef alan, ancak tarihi gerçeklerle hiçbir alakası olmayan ifadelere yer vermiştir.

Bu konudaki tarihi gerçekler şu şekildedir.

1- Türkiye ile İsrail arasında “Askeri Eğitim İşbirliği anlaşması” 23 Şubat 1996 tarihinde imzalanmıştır.

2- Bu anlaşma Genel Kurmay İkinci Başkanı Çevik Bir tarafından 23 Şubat 1996 tarihinde, İsrail’e yaptığı ziyaret sırasında imzalanmıştır.

3- Sayın Erbakan’ın Başbakanlığında kurulan 54. hükümet ise bu anlaşmadan üç ay sonra; 28 Haziran 1996 tarihinde iktidara gelmiştir.

4- Sözkonusu anlaşma kapsamında 8 İsrail pilotu “eğitim uçuşu yapmak üzere” F-16 uçakları ile birlikte 16 Nisan 1996 tarihinde, yani Refahyol Hükümeti’nin kurulmasından yaklaşık iki ay önce Türkiye’ye gelmiştir.

5- Bu tarihi belgelerde de açıkça görüldüğü gibi sözkonusu anlaşmaların Sayın Erbakan’ın başbakanlığında kurulan 54. Hükümet ile hiçbir alakası yoktur.

Tarihler ve belgeler bu kadar net bir şekilde ortada iken, söz konusu anlaşmanın “Erbakan Döneminde” imzalandığını söylemek, Refahyol Hükümeti’in efsane hizmetlerini gölge düşürme çabasından başka bir şey olamaz.

Gerçeğin bu bilgiler doğrultusunda düzeltilmesini, aksi takdirde hukuki yollara başvurulacağını bildiririm.”


Haber 7
31 Aralık 2008

Tolga14
12-31-2008, 22:54
İsrail zulmünü kendine malzeme edinen siyaset grubuna çok üzülüyorum.

Samimiyetlerinden endişe ediyorum.

Bu yapılanlar çok utanç verici.

Derhal bu yanlıştan dönülmeli.

Kardeş bişey mi demiştin? Duyamadım da

Bu açıklama nuh gonultasin haberine baliklama atlayanlara da kapak olsun

Üç mevsim
12-31-2008, 23:17
Nuh Gönültaş'ın iddiası orada Erbakan'ın açıklaması burada. Kim hangisini daha mantıklı görerse ona inanır. Şov yapmaya yönelik söylemlere izin verilmeyecektir.

bilgi müdavimi
12-31-2008, 23:32
Sn.Erdoğan'ın hırsızlara ve müslümanlara zarar verenlere karşı tavrı hoşuma gidiyor.Filistine yapılan katliamı önlemek için canla,başla çalışıyor.Akparti eski başkan yardımcısının yaptığı zararlı ve hırsızlık dolu davranışları öğrenince anında görevden aldı.
Ayrıca ne kadar görüşüm farklı olsa da Kılıçtaroğlu gibi bir muhalefete ihtiyaç var.

FarukARSLAN.
12-31-2008, 23:42
Sn.Erdoğan'ın hırsızlara ve müslümanlara zarar verenlere karşı tavrı hoşuma gidiyor.Filistine yapılan katliamı önlemek için canla,başla çalışıyor.Akparti eski başkan yardımcısının yaptığı zararlı ve hırsızlık dolu davranışları öğrenince anında görevden aldı.
Ayrıca ne kadar görüşüm farklı olsa da Kılıçtaroğlu gibi bir muhalefete ihtiyaç var.


Yok mu?

Yalan atan değil ancak balon patlatan biri mevcut partimizde ;;)
Muhalefetliğe zaten gerek bile yok ..

bilgi müdavimi
12-31-2008, 23:46
Sn.Dengir Fıratın DTP lilerle lokantada Rakı içme görüntüleri beni Akpartiden soğuttu.Ama sn.Başbakana olan sempatim değişmedi.Daha da arttı.

Üç mevsim
12-31-2008, 23:46
Sn.Erdoğan'ın hırsızlara ve müslümanlara zarar verenlere karşı tavrı hoşuma gidiyor.Filistine yapılan katliamı önlemek için canla,başla çalışıyor.Akparti eski başkan yardımcısının yaptığı zararlı ve hırsızlık dolu davranışları öğrenince anında görevden aldı.
Ayrıca ne kadar görüşüm farklı olsa da Kılıçtaroğlu gibi bir muhalefete ihtiyaç var.

Arkadaşlar eleştirilerimizi daha düzgün biçimde dile getirelim.

Kardeşim sen de dikkat et biraz. O hırsızlık değil usulsüzlüktü.. İkisi de tasvip edilemez ama ikisi arasında çok büyük fark var.

bilgi müdavimi
12-31-2008, 23:50
Arkadaşlar eleştirilerimizi daha düzgün biçimde dile getirelim.

Kardeşim sen de dikkat et biraz. O hırsızlık değil usulsüzlüktü.. İkisi de tasvip edilemez ama ikisi arasında çok büyük fark var.

Benim görüşüm Akpartiyi destekliyor.Fakat herkesin partiye alınmaması gerek.