|
![]() |
#1 |
![]() Ayşe Arman, 'bizim Feride'yi konuk etti...
Hürriyet'te haftasonu yaptığı aykırı röportajlarla tanınan Ayşe Arman, bu hafta Haber7.com yazarı Esra Elönü'yü konuk etti. Arman, Feride'yi tanımaya çalıştı. Tanıdıkça aykırılıklarını, farklılıklarını keşfetti, keşfettikçe yeni sorular sordu. ![]() Ayşe Arman'ın Feride'yi konuk ettiği röportajı: Çıldırırım namaz kılarım çıldırırım Leonard Cohen çalarım Biliyorum... Bu da kim diyeceksiniz! Nereden çıktı diyeceksiniz? Çünkü görmeye alışık olduğunuz tiplerden biri değil. Kapalı ama isyancı. İnançlı ama aykırı. Örtülü ama anarşist. Sadece içi değil, dışı da farklı. Haber7.com’un yazarı ve Marmara FM’in yayın yönetmeni Esra Elönü, kendini çizgi roman kahramanı olarak tanımlayabiliyor. "Sürü"nün bir parçası olmak istemediği için, kıyafetlerini kendi çiziyor, bir arkadaşı da dikiyor. Ve ortaya bu görüntü çıkıyor. Ucu kesik eldivenleriyle, botlarıyla, kalın kemeriyle, siyah matrix pardösüsüyle Blade Runner filminden fırlamış gibi. O, İslamcı genç neslin yeni sesi olarak kabul ediliyor... Ahmet Arsan sayesinde tanıdık sizi. Ama hálá bir meçhulsünüz. Kimsiniz, kimlerdensiniz? --- Radyocuyum, edebiyatla haşır neşirim. Farklılığını çok erken yaşta fark eden ama yaşadığı çevre itibariyle bunu çok fazla dile getiremeyen fakat sonra... Çok büyük bir tazyikle fışkıran biriyim! Nasıl bir çocukluk? --- Dünyadaki pembeliklerle, Pollyannalar’la hiç işim olmadı benim. Çok fazla sorup, sorgulayan bir çocuktum. Annem ev hanımı, babam imamdı. Hani marangozlar, çocuklarına ahşap oyuncak yapıp getirir ya, babam da bize hep en güzel tekbirleri getirirdi. Hiçbir zaman baskıcı, dışlayıcı ve dayatmacı olmadı. Olay nerede geçiyor? --- Beşiktaş’ta doğdum ama sonra babam Gaziosmanpaşa’daki bir camiye tayin oldu. Kaç kardeşsiniz? --- 6 kız! Ben 4 numarayım, bir de benden beş dakika önce doğmuş bir ikizim var. Dünyaya yalnız gelen insanlardan değilim! Çok iyi gitar çalar, ben de öyle. O gitarı da eve, imam olan babam getirmiştir. Yani ben, muhafazakár ailede doğan, o yüzden çocukluğunu yaşayamadığını söyleyenlerden değilim. Cahilliğin, muhafazakárlık diye yutturulması da sinirimi bozuyor! Benim yazma nedenim de bu noktada başlıyor. Derdi olan insan yazar, benim de var. Yazmaya, şiirle başladım. Çekirdek yiyordum, sesi çok hoşuma gitti, o sese uygun bir söz yazdım, derken o sözü tetikleyen başka sözler geldi, bu da şiire dönüştü. Şair İbrahim Tenekeci, şiirlerimi fark etti ve çeşitli dergilerde yayınlandı. Sonra metin yazarı olarak Marmara FM’e girdim, 8 yıldır buradayım. Bu radyoda aklınıza gelebilecek her işi yaptım, şimdi genel yayın yönetmeniyim. ![]() Eğitim? --- İmam Hatip. Bundan da gurur duyuyorum. Dramaturg olmak istedim, başörtüsü yüzünden olamadı. Bir dönem de konservatuvara girme hayalim vardı, o da gerçekleşmedi. Ama ben yılmadım, fışkırmak için kendime başka yollar buldum. İmam Hatip dışında düz bir liseye gitme şansınız var mıydı? --- Çok dürüstçe söyleyeyim, yoktu. Babam o kadar da geniş değildi. Ama orada severek okudum. Bu, benim örtü tanımımla ilgili. Kimse, benim başımı zorla kapatmadı. Örtüyü ben kendim sorguladım. Yazdıklarımdan, şundan bundan esinlenerek, kendime bir masal kahramanı yarattım ve ona kıyafetler çizdim. Bu üzerinizdeki kıyafetler sizin kendi çizdiğiniz şeyler mi? --- Evet. Elimden dikiş gelmiyor ama bir terzi arkadaşıma götürüyorum; o da kahkahalar atarak dikiyor. Ben de giyip sokaklara çıkıyorum. Çok içselleştirdiğim için de emanet gibi durmuyor. Kaç yaşında örtündünüz? --- 10. 10 yaşındaki bir çocuk, "Allah emretti, kafamı örtmem lazım" diyebilir mi? --- Diyemez. Zaten o başörtüsü değil, "saç örten bir kapatıcı." Zamanla, yerli yerine oturtuyorsun. 10 yaşında kapandım ama 13 yaşındayken saçma gelseydi, kafamdan çıkartıp atabilirdim. Ama bütün kardeşleriniz örtülü öyle değil mi? --- Evet, başörtünün çekirdeğinden gelmeyiz! Ailede, sizin kadar eksantrik ve farklı örtünen bir başkası var mı? --- Yok ama bu da normal. "Benden bir tane daha"ya kimse tahammül edemez! Kaç yaşındaydım bilmiyorum ama örtülü insanların genellikle tek tip giyindiğini fark ettim, firmaların ürettiği bazı kıyafetler var, herkes onları giyiyor ve birbirine benziyor. Ben de dedim ki, "Sürüye dahil olmayacağım. Kapanacağım ama kendi istediğim gibi..." Çizgi roman kahramanı gibi duruyorsunuz. Onların böyle kostümleri vardır... --- Evet, çünkü ben kafasında çizgi roman sekansları olan biriyim. Gerçeğin de, çizgi romanlar olduğuna inanıyorum. Ama tabii kolay oldu zannediyorsanız yanılıyorsunuz, annem hálá, "Sen 40 yaşına gelince de böyle mi giyineceksin?" diyor. Babanız peki? O ne diyor? --- Bir gün olsun, "Bu ne hal!" demedi. Örtülü olmam onun için yeterli, sesini çıkarmıyor. Kıyafetlerinizle, makyajınızla güzelliğinizi ön plana çıkarıyorsunuz. Bence şahane de... Örtünmenin esasına aykırı değil mi? --- Değil. Muhafazakárlar itiraz ediyorlardır... --- Etmez olurlar mı? Eldivenlerim, aksesuvarlarım hep eleştiri konusu... "Blade Runner" filminden çıkmış gibisiniz. Ama eğreti de durmuyor... --- Çünkü bu, benim. Kendimi ne kadar saklayabilirim ki? Benim gibi bir insanı, kalıba nasıl sokabilirsiniz ki? Masamın üzerinde ağzı açık bir konserve kutusu var. Kapağında, "Ağzımı açtırmayın demiştim!" yazıyor, içinde de 1982 Anayasası var. Bu, absürt bir şey. Çünkü ben öyleyim. Fıtratım böyle. Allah’ın da beni böyle istediğini, böyle sevdiğini düşünüyorum. Kendinizi hangi sıfatlarla tanımlıyorsunuz? --- Özgür, özgün ve çılgın. Çılgınlık yaparım, giderim namazımı kılarım, çılgınlık yaparım Leonard Cohen dinlerim, sonra da Rahman Suresi... Bu tür şeyler söylediğinizde, sizi dışlamaya çalışanlar olmuyor mu? - Oluyor, "Sen bizden değilsin, içimize almayız!" diyorlar, ben de, "Zaten hiçbir zaman içinizde değilim ki!" diyorum. Benim Allah’la olan randevularımı kim engelleyebilir? Ben Allah’ı kızdırmamak adına yaşıyorum. Onu kızdırsam da, o bana "Gel" diyor, ben de giderim, kimse karışamaz. O yüzden bugün sözü edilen muhafazakárlık kalıplarında kendimi göremiyorum. Mesela makyajıma da takmışlar ama ben kimseyi bir şeye teşvik ettiğimi düşünmüyorum. Demek istiyorsunuz ki, "Yaptığım makyajla kimseyi ne helale ne de harama teşvik ediyorum..." --- Aynen. Karşımdaki insanların zaaflarını tetikleyecek ya da frenleyecek insan değilim. Sürme çekmeyi çok seviyorum o kadar. Fakat şuh olmak adına yapmıyorum. Kadınlığını çok fazla erkeklerin başına vuran kadınlardan olmadığım için de Allah’ıma şükrediyorum. İnsanın şöyle bir açıklaması oluyor mu: "Benim nefsim bu kadarını yapabiliyor, bu kadar örtünebiliyorum!" --- Yooo. Ben yanlış örtündüğümü asla düşünmüyorum ki. Bir sürü insan, "Tesettüre uygun değilsin" diyebilir ama ben onları dikkate almıyorum. Ben, insanların beni şekillendirmek istediği biri değilim... Diyorsunuz ki, "Herkes nasıl örtünmek istiyorsa öyle örtünsün..." --- Evet. Ben bugüne kadar kimseye, "Yanlış örtünüyorsun!" demedim, bu laf ağzımdan çıkmadı. Kimse de bana demesin... Kesik eldivenler size biraz da rocker havası veriyor... --- Evet, eldiven sevdiğim bir şey. Bu eldivenlerle camide elinizi açın ve Allah’a dua edin, insanlar orada sizin dua etmenizle değil, bu eldivenlerle dua etmenize takarlar... Yaptınız mı? --- Yapabilirim de. Ama gelecek tepkileri biliyorum. Tekrar ediyorum, ben bunları farklı olayım diye yapmıyorum. Bunların dine aykırı olduğunu da düşünmüyorum. Allah’ın beni böyle sevdiğine inanıyorum. Siz, her gün, radyoda bir sürü evlenme teklifi de alıyorsunuzdur... --- Evet ama ilgilenmiyorum. Yapmam gereken çok daha önemli şeyler var. İnsanlar özgürce Allah’a gitsinler İslami genç kuşağın sesi olduğunuzu söyleyenler var... --- Benim böyle bir iddiam olmadı ama evet ben de bir sesim. Hem çok anarşist ve aykırı bir sesim. Üstelik, sesim yüksek de çıkıyor. Size, "İslami kesimin uzaylısı" da deniyor. --- Sonuçta, uzayda da namaz kılınabiliyor! Radyoda Leonard Cohen çalınca rahatsız olmuyorlar mı? --- Geleneksel dayatmacılar, her şeyden rahatsız oluyor. Darbukanın, insanın kafasını yaran sesini eleştirmeme de tahammül edemiyorlar! Onlar sadece ilahi mi çalmanızı istiyorlar? --- Hep ilahi dinleyecek halimiz yok ya! Cohen’in güzel sesinin sahibi de Allah’tır. Bizim camia, önceleri, radyodaki herhangi bir sohbetin altındaki ney sesi de onları rahatsız ediyordu, yılmadım. Gerçi, çok da kendi camiasını eleştiren bir insan olmak istemiyorum, bunlar benim gözüme sokulan şeyler olduğu için söylüyorum. Ben şunu istiyorum: İnsanlar, özgürce Allah’a gitsinler. Rahat bırakın, Ali’nin, Mehmet’in otoritesiyle, herhangi bir sekteye uğratmayın ya da bloke etmeyin onları... Hayat, benim için ne biliyor musunuz? Şöyle bir not: "Secdeye gittim, geleceğim..." Erken de dönebilirim, geç de. Ama geleceğim... ![]() Bir taraf, ’Hayır örtünemezsin! Çağdışı!’ diyor DİĞER TARAF ’Bizim istediğimiz gibi örtüneceksin!’ Babalara, bakkal çakkal, eş dost, hep kızlarıyla ilgili laf eder, "Kızını da gördük, acayip giyinmişti" filan der, onların bazıları da kızlarını evlatlıktan reddetmekle filan tehdit eder... --- Benim babam, ilahiyat mezunu, falaka zihniyetli biri değil. Hiç öyle yapmadı. Ben de babamın hoşgörüsüne teşekkür etmek için, ona beste yaptım. Bizim evde, "Elalem ne der?"e takan annemdir. Laikler sizi örtündüğünüz için, dindarlar da yeteri kadar örtünmediğiniz için eleştiriyor, değil mi? --- Evet ama alıştım. Laiklerin, örtülüler konusundaki önyargılarına hiç girmek istemiyorum. Çünkü bunları açıklamaktan bıktım. Bir taraf, "Hayır örtünemezsin, çağdışı!" diyor, öteki taraf ise, "Sen bizim istediğimiz gibi örtüneceksin!" diyor. Gerçi, iki taraf da dayatmacı bir şey yapıyor ama açıkçası, bizim tarafın eleştirileri daha çok koyuyor. Ben Allah’ın istediği gibi örtünüyorum. Onun istemeyeceğini düşündüğüm bir şey yapsam, hemen cayarım. Kendinizi "arada kalanlar" kategorisinde hissettiğiniz oluyor mu? --- Asla. Mağduriyet edebiyatı hiç yapmadım. Bu ülkede başörtüsü sorunu yaşayan bütün kardeşlerimin, benim gibi enerjilerini başka yerlerde gösterebileceklerine inanıyorum. Üniversite okumadım da ne oldu? Yine radyocu oldum, yine yazılar yazıyorum. Onlar da yapabilirler. Ama ülkemizde başörtüsü sorununun yarattığı bir hantallık ve tembellik söz konusu. Önemli olan bunu aşabilmek... HEDEF KİTLEM KAFASI DİK AKTİVİST RUHLU GENÇLER Size dişi Ahmet Hakan diyenler var. --- Benim böyle bir iddiam yok. Samimi söylüyorum. Popüler olma derdim hiç olmadı. Ama bizim camiadaki olumsuzluğu eleştiren tek insan oysa, ben de onun gibi olmak isterim. Hakkınızdaki, "Canavar kalem", "Fırtına kız", "Depresif, hafif gotik, sıra dışı entelektüel Müslüman" tanımları hoşunıza gidiyor mu? - Gidiyor tabii. Hem de çok. Tabii, "Zeki görünmek için en anlaşılmaz, çetrefilli cümleleri yan yana koyuyor ve edebiyat yaptığını zannediyor. Peh!" diyenler de var! - Madem anlaşılmaz bir yazarım neden "bir kesimin sesi" diyorlar? Ben kalemimle buluş yapmayı seviyorum. Ondan anlaşılmaz olduğumu düşünüyorlardır. Hedef kitleniz? - Söyleyecek sözü olan, kafası dik, anarşist ve aktivist ruhlu gençler... Esra Elönü'nün "Feride'nin Günlüğü" köşesindeki tüm yazılara buradan ulaşabilirsiniz.... Hürriyet Pazar 8 Kasım 2009
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() O nasıl bir giyim tarzıdır yahu hipap ile çağdaş muhafazakar karışımı bir şey olmuş o:
Birde örtünmenin aslına aykırı değilmiş cilalı yumurtanın kılıflısı herhalde bu arkadaş.. Çıldır namaz kıl,çıldır bilmem kimi dinle yarında çıldırıp kafayı çeker,uçuşa geçer bu arkadaş..! Allahta onu öyle istiyormuş zaten ne güzel İstanbul valla (: Konu depare tarafından (11-08-2009 Saat 21:01 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Feride'nin işi zor çünkü hantallaşmış geleneksel muhafazakarlığı aşacak özgün ruhlar yobazlık tarafından bastırılıyor. Bunu, muhafazakar kesimin genel abartılı milliyetçi tavrında da görüyoruz böyle sosyal hayata dair konularda da. Kimse kimseye din diye kendi kafasındakini dayatmasın. Bizim muhafazakar kesimin eleştirilecek çok yanı var ama ölçülü biçimde.. Bu noktada Feride'ye katılarak onu Ahmet Hakan'a benzetenleri kınıyorum.
Feride'nin dediği gibi biraz dik kafalı yami anarşist ruhlu, özgürlüğünün bilincinde aktivist ve özgün bir gençlik... Esra Elönü'nün, Feride'nin Günlüğü ismiyle Haber7.com'da sıradışı yazılar yazdığını belirttkten sonra bir kez daha tekrarlıyorum: İnsanlığa böyle bir sevecenlik kazandırdığı için Esra Elönü'ye teşekkür ediyorum. Gelenekçi muhafazar hantallığı aşacak özgün ruhlu gençler DünyaBizim. Konu Üç mevsim tarafından (11-08-2009 Saat 18:38 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() Esra Elö'nün bazı yorumları hoşuma giderdi ama şahsen bundan sonra zevkle okuyabileceğimi sanmıyorum..
Önyargı yada onun değimiyle kuralcı,dayatmacı denilebilir ama harbiden saçma salak bir insan olduğunu bu röpörtajı ile anladım! İslam belli kuralları olan bir dindir ve asla hiç bir kul onu kendi kafasında şekillendirdiği gibi değiştiremez! Bu gün benimde nefsim her şeyi isteyebiliyor.. Saçım açık belki ama bunu her zaman dile getiriyorum; ''birileri gibi başım örtülü başka yerim açık değilim!'' Dinimizdeki örtünme şekli bellidir.. Kendi nefsi bu şekilde örtünmeyi arzu ediyor diye,islami alimler ise onun örtü şekline ''uygun değildir'' diyorsa bu onların dayatmacı olduğunu göstermez,onun cehaletini gösterir!Dolayısıyla onlara dil uzatması ahlaksızlıktır bana göre.. Çünkü o kuralı(onun değimiyle dayatma) alimler kendileri koymuyor,dinimizin koyduğu kural itibariyle insanlara tebliğ ediyorlar.. Özgür ve farklı olmak adına kendisini hakikaten palyaço etmiş..Ayşe Arman bizden olmayabilir ama bu düşüncesine keisnlikle katıldığımı belirtmek isterim.. Dikkat çekmeyi sevmem diyen bir kadın,üzerinde dikkat çekebilecek her şeyi yapmış..Eee bu onun istemesinden çıkıp karşı tarafın dikkatine kalmaz mı..? Farklı olmak insanın doğasında olmalıdır..Ve farklı olmak adına her dikkat çekici şeyi yapmak bence koca bir aptallıktır..Esra Elönü farklı olmak adına saçmalamış bana göre.. Ayşe Arman gibi sapık ruhlu bir kadına röpörtaj vermeside ayrıca bir yanlış.. Şahsen benim dinime laf atmaktan asla çekinmeyen ve bunu her seferinde küstahça dile getiren bir kadına değil röpörtaj yapmak,selam dahi vermek istemem.. Kısacası bu röpörtaj iyi oldu.. Bundan sonra takip etmeyeceğimi belirtebilirim.. Medyamız dişi bir Ahmet Hakan kazanmıştır bana göre..Hayırlı olsun.. Oda farklı olmak adına çıkmıştı yola..Ona görede islam alimleri fazla dayatmacıydı.. Hem ikiside bekarmış..Neden iyi bir ikili olmasınlar ki.. ![]() |
|
![]() |
![]() |
#5 |
![]() *babam da bize hep en güzel tekbirleri getirirdi. Hiçbir zaman baskıcı, dışlayıcı ve dayatmacı olmadı.
İmam Hatip dışında düz bir liseye gitme şansınız var mıydı? *--- Çok dürüstçe söyleyeyim, yoktu. Babam o kadar da geniş değildi. bana bu iki yorumu izah edecek varmı? |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 | |
![]() Alıntı:
--- "İmam Hatip. Bundan da gurur duyuyorum" Tesettür "Yooo. Ben yanlış örtündüğümü asla düşünmüyorum ki. " (Yani bunu tesettürü umursamayarak değil inanarak yapıyor) "Ben Allah’ın istediği gibi örtünüyorum. Onun istemeyeceğini düşündüğüm bir şey yapsam, hemen cayarım." Muhafazakar camia "Gerçi, çok da kendi camiasını eleştiren bir insan olmak istemiyorum, bunlar benim gözüme sokulan şeyler olduğu için söylüyorum." (Aynen) Hayat "Hayat, benim için ne biliyor musunuz? Şöyle bir not: "Secdeye gittim, geleceğim..." Erken de dönebilirim, geç de. Ama geleceğim..." Size, "İslami kesimin uzaylısı" da deniyor. "Sonuçta, uzayda da namaz kılınabiliyor!" Bunlarla idare edin... .. Açıkçası AKPartiForum'da bunu beklemezdim ya da açık söyleyeyim beklerdim. Demokratik Açılımı bile zorla destekleyen, Güler Zere'nin affedilmesini sindiremeyen, abartılı milliyetçilikten şaşmayan, asker kafasıyla düşünen, gelenekçilikten sıyrılamamış, gereksiz tutuculuğu tabu edinmiş zihinlere az mı rastladık AK parti felsefesi altında... Onun için bunu da yadırgamıyorum. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#7 | ||
![]() Alıntı:
![]() Akparti foruma ilk girdiğim zaman hoşgörü abidesi insanlarla karşılaşacağımı beklediğimi itiraf etmek istiyorum fakat görünen o ki Özgün İradenin de ifade ettiği gibi gelenekçilikten sıyıralamamış ve insanlara güzel bakmak yerine daha çok, "sürekli"eleştirmeyi kendine ifade şekli olarak görmüş insanların varlığını hissediyorum, sözlerim birilerini hedef almıyor, genel gördüğüm tablo bu. Ben Esra Elö'ye , ayşe arman'ın bile kapalı insanlara karşı bakış açısını değiştirebileceğine inandırdığı ve bunu gazetesine konu edecek kadar önemsemesine yol açtığı, gazete okurlarının da bu konuya şahit olmasına sebeb olduğu için teşekkür etmek istiyorum. Benim din hakkındaki düşüncelerim farklıdır fakat benim ya da sizlerinin düşüncelerinizin doğruluğunu ispatlamaz.Yine de düşüncem şudur; dinimiz kolaylık dinidir.Bunu bilmesem, inanmasam hiç bir şey yapamam...Başım açık nasıl olsa cehenneme gideceğim, baksanıza şu kapalı kıza bile demediklerini bırakmıyorlar deyip diğer ibadetlerimden de vazgeçebilirim...Üstelik sırf dinde gösterilen bu katı tavırlar nedeniyle dinden kaçan o kadar çok insan var ki...Ben bu noktada "Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz...(hadisi şerif)"sözüyle insanlara bir şeyler anlatmaya çalışıyorum.(nokta) Alıntı:
Fadime şahin gibi pavyonda çalışan bir kadına benzetmesini de büyük vebal olarak görüyorum. Ve ayrıca; lafı da bu forumda birilerinin yapılan açıklama sonucunda kavga edip saçmalamak yerine teşekkür edebilecek erdemde olabileceğini gösteriyor.Bu davranışından dolayı ben de kendisine teşekkür etmek istiyorum. ![]() |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
![]() Siz Yüz yılın müceddidisiniz sanırım..Biri çıkmış"Ben böyleyim,böyle olmaklada Allah'ın emrettiği şekilde kapanmış oluyorum"diye,kendini İslamiyetin baş mimarı zanneden bir TV kanalında açıklama yapacak..Birçok kardeşimizde bu kişiyi izleyecek,bazılarıda bunu onaylayıp itikadı'na zarar verecek..Sonra da bu kişinin Fadime Şahin'den farkı olmayacak öyle mi..Fadime Şahin inanıyorsa,bundan daha iyidir..Bu kişi sapıktır..Depare kardeşimin söylediği gibi,herkesin içini Allah(c.c)bilir..Biz zahire göre konuşuruz..Bu kız sapık düşünceye sahiptir,kendi bildiğini Allah'ın emri olduğunu iddia ediyor..Saçma sapan tesettürle,Allah'ın emrettiği şekilde kapanmış olduğunu söylüyor..Buda insanın İman'ını götürecek kadar tehlikeli bir İtikad'dır...
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#9 | |
![]() Alıntı:
Bu hanım giyimiyle,fikriyle,zikriyle özgür olabilir..Bu kimseyi ilgilendirmez..Beni de.. Beni ilgilendiren kısım bu hanımın dini kendi nefsine göre yorumlayıp,o şekilde yaşamanın dinimizce SAKINCASI olmadığını söylemesidir! Ve onu eleştirip,giyim tarzının dinimizde yanlış olduğunu ifade edenlere ''dayatmacı'' demesidir! Ben müslüman isem ve dinimde var olan bir doğru var ise,bir kendini bilmez çıkıp bu doğruları kendi kafasına göre şekillendirip ''günah olduğunu sanmıyorum'' diyorsa,benim doğru olanı belirtip savunmam haktır.. Günah olduğunu sanmadığı şeyler dinimizin gerçekleri,emirleri..İnsanlar onun sanısına yada kanısına göre hareket edemezler..Özgürlük dilediğini yapmaktır ama dilediğini yapmayı benimsemeyip,kabul etmeyenlere dayatmacı demek değildir!Ben kabul etmiyorum.. Birincisi; Dinimiz kolaylık dinidir,hoşgörü dinidir ama bu asla kendi var olan kurallarını değiştirme veya esnetme hakını bizlere vermez..Hele ki özgürlük adı altında..Bu hanım "Ben Allah’ın istediği gibi örtünüyorum. Onun istemeyeceğini düşündüğüm bir şey yapsam, hemen cayarım." diyor.. Alimler ise bu örtünme şeklinin yanlış olduğunu anlatıyor.. Ben bu hanımın özgürlüğüne özenip,hayran olup,cesur bulup ona tabii olacağıma,takdir edeceğime,ictihad ehli bir alimin sözüne tabii olup ''dayatmacı'' olarak anılmayı yeğlerim.. Dilediği gibi yaşayabilir..Özgürdür,teşhircilikten uzak dilediğini giyinebilir..Ama yaptğının dinen doğru olduğunu iddia edip,çevresinde ki gençleride bu şekilde teşvik edemez!Buda bir kul hakkıdır.. Ben açık bir bayanım..Başımın açık olmasının günah olduğunu biliyorum ama dinimizdeki örtünme biçiminide biliyorum..İnkar etmiyorum ve asla dinimizdeki örtünme kuralını dayatma olarak görmüyorum..Çünkü bu başka hiç bir şeye benzemez ''dindir..'' Ama Esra hanım başını kendi özgür düşüncesine göre örtüp,dinimizdeki örtünme biçimine dayatma diyor,bunu savunanlara dayatmacı diyor.. Bu çok yanlış.. Tamam dilediğin gibi örtün,giyin ama dinimizdeki asıl örtünme biçimine laf edipte,sana tabii olup,seni örnek alan gençleri teşvik etme! Atıp tuttuğu konu normal bir konu değil ki özgürlük anlayışına ''kendi fikridir'' diyip geçelim..Konu dinimiz,örtünme şeklimiz.. Dinimizde var olan kurallar değiştirilemez,tahrip edilip,esnetilemez.. Dinimizin hoşgörü ve kolaylık anlayışını lütfen bu şekilde anlamayalım.. Özgürlüğünde bir sınırı muhakkak vardır.. O sınırı aşınca adı özgürlük olmaktan çıkar.. Esra Elönü bu yorumlarıyla gözümden düşmüştür..Helede Ayşe Arman gibi bir sapığın diline düştüğü için.. |
||
![]() |
![]() |
#10 |
![]() Bakın duyguseli benim orada belirttiklerim AK Parti felsefesinin temel dayanaklarına örneklerdir. Dine dair söylediklerim ise burada örneklerini bariz olarak gördüğümüz mürtedciler içindir. Yani AK Parti felsefesinden yeterince nasiplenilemediğini söyleyerek dine dair de "insan" dayatmacılığına karşı çıkıyorum.
Bu bayanı eleştirip giyim tarzının kendisinin hoşuna gitmediğini söyleyen olabilir. Ama bu bayanın örtünmesinin İslam'a aykırı olduğunu söyleyenlere kızarım.. Dini kendine göre yorumlayıp nefsine göre örtünmesi demişsiniz.. Ne demektir Allah aşkına bu. Allah (c.c) örtünmenin sınırlarını belirledikten sonra herhangi bir örtünme biçiminden bahsetmemiştir. Vücut hatlarını belirginleştirmedikten sonra çarşaf veya pardesü yerine kilim giymiş, başörtüsünün bezi daha farklıymış, bot giymiş bundan size ne Allah aşkına ya.. Gerçekten inanamıyorum. Ayrıca bu bayanın örtünmesini İslam'a aykırı bulmanız sadece sizlerin görüşüdür. Alimlerin böyle bir örtünme şeklini yanlış bulduğu diye bir ifadenin karşılığı yok. Örtünme, İslam'ın tesettür kalıbına uyuyor. Ama bazı tarikat ve cemaatlerin kalıbına uymuyorsa bilemem. Her alimin yorumu farklılık gösterebilir bu konuda çünkü giyim tesüttürün dışında değil onun için tarz tartışılır. İslam muhakkak tektir ama birçok İslam ekolü vardır. Başörtüsü kesin emirdir oysa tesettürün biçimi vücut hatlarının belirginleştirilmemesi şartıyla insanın kendi keyfine bırakılmıştır. Hani diyordunuz ya kendi nefsine göre giyiniyor evet kendi nefsine göre giyinecek tabi. Pardesü yerine kilim giymiş isterse battaniye giysin bundan rahatsızlık duyulması fecaat arz eden bir durum tek kelimeyle.. Kesin emir olan başörtüsünü örtünmeyerek kesin bir farz ihlal edilmiş oluyor. Ancak pardesü yerine kilimden elbise giyerek örtünmek, insana bırakılan sahada yapılmış bir tercihtir. Bu kadar net. İkincisi hem Allah katında daha makbul hem de İslam'a çok daha uygundur. Farz olduğunu kabul ediyorum ama başımı örtmüyorum şeklindeki bir örneklik, bu bayanın tesettürüm İslam'a uygundur sadece tarzım yorumdur şeklindeki örnekliğinden daha kötüdür, çünkü ikincisinin gerçeklik payı çok daha yüksek... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
ayşe arman, esra elönü, feridenin günlüğü, hürriyet pazar |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|