Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
İslam'da Kadın & Tesettür İslamda kadın,tesettür vb. ile ilgili konuları bu bölümde paylaşıyoruz.



Cevapla
Seçenekler
 
Alt 11-10-2009, 02:42   #11
Kullanıcı Adı
Berr Ak
Standart
Alıntı:
duyguseli Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Evet bende bunu ifade etmeye çabalıyordum..Yalnız bir farkla..Dinimizi savunmak değilde,anlatmaya,öğretmeye çabalarken nefsimizi tatmin etmeyelim..
Ben bu gün nasıl düşünüyorsam öyle yaşayamam..Çünkü benim nefsim arsız,her şeyi arzuluyor.. Ona göre hareket edersem halim nice olur..
Zaman zaman ona yenik düşüp günaha girsekte,düştüğümüz yanlış durumu kendimizce halleyip,''sakıncası yoktur,günah değildir'' demiyoruz elhamdülillah..

''Düşüncenize göre yaşayınız'' sözünüzün kastınıda üzerime alınmıyorum..Çünkü şu an sanal bir ortamda hiç kimse benim nasıl yaşadığımı görmüyor.. Bilmem ifade edebildim mi..?
Üzerinize alınacak bir nokta yoktur, söylediklerimi siz ya da başka biri değil olması gerektiğini düşündüğüm,herkes için geçerli noktalardır.

Kendi nefsimle konuşarak şunu ifade edeceğim.Nefsime kalsa sizlere çok güzel bir ders verirdim, bu konuda üstüme yoktur fakat konu din olunca işler değişiyor.Benim de sizler gibi diyanete kızdığım noktalar vardır fakat zaman zaman ilmihalini açar okurum ve diyanet de hadis ve ayetlerden yola çıkarak kaynağını göstererek hazırlamıııştır.Ancak fetva verecek kadar, şu şudur diyecek kadar cürreti kendimde göremiyorum, alimler bile çoğu zaman bu noktada birleşemiyorken.Üstelik başım açık, makyaj yapan biriyim,bu kızı farklı bir kefeye koyamam.o zman benim de çoook çoook daha farklı bir yere konmam gerekir ki en azından onun kolu başı kapalı.O yüzden kendimle kıyasladığım vakit örnek bile alabileceğim biri olarak görüyorum.Adem bey'in de ifade ettiği gibi başı açık gezmesinden iyidir.Yani benden iyidir.

Konu Berr Ak tarafından (11-10-2009 Saat 02:44 ) değiştirilmiştir..
Berr Ak isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-10-2009, 10:10   #12
Kullanıcı Adı
LeyaL
Standart
Kur'an–ı Kerim'de örtünme ile ilgili âyetler iki sûrede yer almıştır. Bunlardan bir tanesi Nur sûresindeki:


"Mü'minkadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar,namuslarını korusunlar. Kendiliğinden görünen kısımları müstesna olmaküzere, ziynetlerini açmasınlar. Başörtülerini, yakalarının üzerinevursunlar…" âyet–i kerimesidir. Bir diğer âyet–i kerime ise, Ahzabsûresi 59 âyettir ki;
"Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına vemü'minlerin hanımlarına söyle: (Evden çıkarlarken) üstlerinevücutlarını iyice örten cilbablarını (dış elbiselerini) giysinler. Bu,onların tanınıp eziyet edilmemelerine en elverişli olandır"buyrulmaktadır.

İslâm âlimleri, yukarıda mealleri yazılı âyetlereve bu konuyla ilgili hadislere dayanarak, kadınların tesettürünün nasılolması gerektiği konusunda pek çok beyanlarda bulunmuşlardır. Biz deâcizane, ulemânın bu beyanları ışığında "Kadının örtüsü nasıl olmalı?"konusunu şöyle bir gözden geçirelim. Malûmunuz geçen sayımızdakitesettürle alâkalı yazımızda, Nur sûresi 31. âyet–i kerimeyi izahaçalışmıştık. Yazımızın sonunda da, yine kadının örtünmesi ile alâkalıAhzab sûresi 59 âyet–i kerimeye kısaca değinmiş, âyet–i kerimedezikredilen "cilbab"dan muradın ne olduğunu bir dahaki yazımızda detaylıolarak izah ederiz demiştik. İnşallah bu yazımızda bu konuyu izahetmeye gayret edelim.

CİLBAB

Allahu Teâlâ bu âyet–i kerimedemümin kadınlara, evlerinden çıkarken yabancı erkekler karşısındavücutlarını iyice örten cilbablarını, dış elbiselerini üzerlerineörtünmelerini emretmiştir. Bu hicab âyeti, geçen yazımızda da ifadeettiğimiz gibi, kadınların avret mahallerini örtmeleri istikrarkazandıktan sonra nazil olmuştur. Demek ki, bu âyette emrolunantesettür, daha önce farz kılınan setr–i avretten başka fazla birörtünmedir. Dolayısıyla âyet–i kerimede geçen "Cilbab" kıyafetihakkında, müfessirler değişik yorumlarda bulunsalar da, mefhumdabirleşmişler ve "cilbab"dan maksadın; kadının elbiseleri üzerinegiyilen ve vücut hatlarını belli etmeyecek şekilde bütün vücudu örtenbir elbise olduğunda ittifak etmişlerdir.
Allahu Teâlâ buradakadının örtünmesiyle alâkalı olarak pek çok elbise şekli emirbuyurabilecekken, acaba neden özellikle "cilbab" giyilmesiniönermektedir?.. Elbette bunun pek çok hikmetleri vardır. En önemlihikmeti ise, kadınların tesettüründe en ideal örtünme kıyafetiolmasındandır. Çünkü cilbab, kadını baştan ayağı kapatmakta ve fitneyesebebiyet verecek hiçbir açık kapı bırakmamaktadır. Böylece kadın ile,art niyetli, kötü düşünceli ve kalplerinde maraz olan kişiler arasınabir perde çekilmiş, bu tür ahlâksız kişilerin sataşmasına fırsatverilmemiş olacaktır. Nitekim bu maksat âyet–i kerimede de:
"Bucilbabı giydiğiniz zaman ki durumunuz tanınıp eziyet edilmemenize dahauygundur." şeklinde zikredilmiştir. Gerçi bu konuda eziyet etmeyi,kadınlara sataşıp tacizde bulunmayı bir huy edinmiş olan, alçakkarakterli bazı kanı bozukları, örtü engelleyecek değildir. Fakatimanlı, temiz kadınların, bu tür şehevânî ve kirli bakışlardanyuvalarında gizli inciler gibi korunmuş kalmalarına en uygun olan şekilde budur. Hâl böyle olunca, kadın bu konuda son derece suçsuz ve masum,onlara eziyet ve tacizde bulunacak olan nefsinin zebûnu kimselerin ise,çok açık bir vebal yüklenmiş oldukları ortaya çıkar.
Peki, kadınındış örtü örtmesi gerektiğinden söz eden bu ayet–i kerimede, örtünmeiçin belli bir şekil ve model var mıdır? Yani kadının dış örtüsü nasılve ne şekilde olmalıdır?..

KUR'AN–I KERİM'DE
ÇARŞAF GEÇİYOR

Efendim,tesettür emri ile alâkalı olarak Nur sûre'si 31. âyette geçen"başörtüsü" (hımar–humur) ve Ahzab sûresi 59. âyette geçen "Dış giysi"(cilbab–celâbîb) ifadeleri birlikte mütalaa edilince, kadın için ikiparçalı bir giysi şekli ortaya çıkıyor. Birincisi; saç, boyun vegöğüsleri örten ve omuzlara doğru yakaların üstüne serbest bırakılan"başörtüsü"dür. İkincisi ise: "Dış giysi" olup, bunun şekli de ikitürlü tarif edilmiştir. Başörtüsünün üstünden, bedeni aşağıya kadarörten büyük parça bir giysi veya başörtüsünün altında, boyundan aşağıtopuklara kadar örten dış giysi… Peki, ulemâ bu konuda ne diyor vehangisini tercih ediyor?
Ulemânın bu konudaki beyanlarına geçmedenönce, hazır yeri gelmişken bazı Müslüman kardeşlerimizin sıkça sorduğu"Kur'an–ı Kerim'de çarşaf geçiyor mu?!" sorusuna açıklık getirelim.
Evet, Kur'an–ı Kerim'de çarşaf geçiyor!
Çarşafınadresi ise, Ahzab sûresinin 59. âyet–i kerimesidir. Şayet, "Bu âyet–ikerime çarşaftan değil, cilbabdan bahsetmektedir." derseniz, şöyle açıklayayım. Evet, âyette "cilbab" kelimesi geçmekte ve "celâbîb" diyezikrolunmaktadır. "Celâbîb" kelimesi "cilbab"ın çoğuludur. Cilbab ise,Türkçe'de çarşaf mânasına gelir. Bu arada, "Kur'an'da çarşaf geçmiyor."diyenler, şayet birebir "çarşaf" kelimesinin geçmesini kastediyorlarsa,o zaman doğru söylüyorlar, Kur'an'da "çarşaf" kelimesi geçmez! Çünkü"çarşaf" Farsça bir kelimedir. Ama Türkçemizde de kullanılmaktadır.Oysa Kur'an–ı Kerim Arapça indirilmiştir. Yani bu mantığa göre, yanlışanlaşılmasın ama, Kur'an'da "namaz" kelimesi de geçmez, "oruç" kelimeside… Ya nasıl geçer? "Salât ve savm" şeklinde geçer.

TEFSİR ÂLİMLERİ
ÇARŞAF İÇİN NE DİYOR?

Bazıtefsirler ise "cilbab" kelimesini "milhafe" diye tefsir ederler ki,"milhafe" lügatta çar ve çarşaf mânasına gelir. Şimdi ulemânın buâyetle alâkalı yaptıkları tefsirleri zikrettiğimizde, tariflere enuygun kıyafetin çarşaf olduğu görülecektir.
Ulemâ âyet–i kerimede"cilbab" diye geçen, bu tesettürün nasıl olacağı hususunda birkaçgörüşe ayrılmışlardır. İnşallah şimdi bizler kenara çekilip onlarıngörüşlerine yer verelim.
Son devrin âlimlerinden Elmalılı, bu âyeti tefsir ederken "cilbab"ı şöyle tarif etmiştir:
"Baştan aşağı örten çarşaf, ferace, câr gibi dış elbisenin adıdır."
"Tepeden tırnağa örten giysidir."
"Çarşaf ve peçedir."
Âyet–ikerimede geçen "İDNÂ" kelimesi: Yaklaştırmak demek ise de, âyette "Alâ"harf–i cerri ile kullanılması, kapsamak sûretiyle sarkıtmak mânasını daifade ettiğinden, üzerinden sıkıca örtmek demek olur. "Cilbab örtmek"tabirinde de iki şekil vardır. Bunlardan birincisi; cilbablarındanbirisiyle bütün bedenini örtmek; diğeri ise, cilbabın bir tarafıylabaşından yüzünü örtmek demek olur.
Elmalılı, âyet–i kerimede geçen"cilbab idnâsını", bu şekilde tarif ettikten sonra şöyle devam ediyor:"Bu beyanda da iki sûret vardır. Birisi kaşlarına kadar başınıörttükten sonra büküp, yüzünü de örtmek ve yalnız tek bir gözünü açıkbırakmak." Elmalılı bunu söyledikten sonra, "Bizler yetiştiğimiz zamanmemleketimizde validelerimizin tesettür tarzı bu idi." der. İkincisi dealnının üzerinden sıkıca sardıktan sonra, burnunun üzerinden dolayıpgözlerin ikisi de açık kalsa bile, yüzün büyük bir kısmını ve göğsütamamen örtmüş bulunmaktır. Bu açıklamadan sonra da, "Hicri 1310'daİstanbul'a geldiğim zaman İstanbul hanımlarının bir peçe ilave edilmekve elde açık bir şemsiye bulunmak şartıyla tesettür tarzları bu idi."demektedir.(1)

Evet, Elmalılı merhum "cilbab"ı böyle tarif ediyor.

Yinebu konuda Konyalı Mehmet Vehbi Efendi "Hulasatü'l–Beyan" isimlitefsirinde: "Kadınların ziynetlerini örtmeleri için çarşafabürünmelerinin lazım ve vacip olduğunu zikretmektedir."(2)
Ömer Nasuhi Bilmen Efendi de kendi tefsirinde "Cilbab"ı çarşaf olarak tefsir etmişlerdir.
Gördüğümüzgibi son devrin âlimlerinden, herkesçe tanınan ve kabul gören üç tanetefsir âliminin "cilbab" hakkındaki görüş ve yorumları bu şekildedir…Şimdi de diğer ulemâ bu âyeti nasıl tefsir ediyor ona bakalım:
Taberî, İbn Sîrîn'den şöyle rivayet eder:
"Abidees–Selmani'ye, "…Dış elbiselerinden üstlerine giymelerini söyle…"âyetinin mânasını sordum. O hemen büyük bir çarşaf alarak onunla bütünvücudunu örttü. Başını da kaşlarına kadar kapattı. Yüzünü de tamamenkapattı. Yalnız sol gözünü açık bıraktı. Böylece âyeti fiili olaraktefsir etti."(3)
Taberî ve Ebû Hayan, İbn Abbas'tan şöyle rivayet etmişlerdir:
"Kadıncilbabını alnının üzerine indirir ve oradan sıkar. Alttan da burnununüzerine kadar kapatır. Yalnız gözleri dışarıda kalmalıdır. Yüzününkalan kısmı ile göğsünü tamamen kapamalıdır."(4)
Ebu's–Suûd Efendi:"Cibab"tan maksat, çok geniş ve uzun bir örtüdür. Kadın bununla başınıörttüğü gibi yüzünü ve göğsünü de örterek ayaklarına kadar salar. Bunagöre âyetin mânası, 'Kadınlar dışarıya veya yabancı bir erkeğinkarşısına çıkacakları zaman, bu örtüyle yüzlerini ve bütün vücutlarınıörtsünler.' olur." demiştir.
Cevherî de "Cilbab"ı çarşaf diye tefsir etti. Ve "Cilbab çarşaftır." denildi. (5)
Ümmü Seleme annemiz şöyle demiştir:
"Cilbablarındanüzerlerini sıkı örtsünler' âyetinin nüzulünden sonra ensar kadınlarısiyah çarşaflara büründüler. Öyle bir ağırbaşlılık ile çıkmışlardı ki,sanki hepsinin başına birer karga konmuştu."

ÖRTÜNMEK KADININ
OLMAZSA OLMAZIDIR

Verilenkaynaklardan da anlaşıldığı üzere İslâm âlimlerinin çoğunluğu çarşafüzerinde durmakta ve tesettürün çarşafla daha güzel olacağınıbelirtmektedirler. Açıkça "çarşaf" demeyen müfessirler ise, âyet–ikerimede geçen "cilbab" ile, kesintisiz bütün bedeni baştan aşağı örtengeniş bir elbiseyi tarif etmektedirler ki, bu tarife en uygun olankıyafet çarşaf, ferace ve cardır. Bu kıyafetler, Türkiye'nin çeşitliyörelerinde, "ehram, peştamal–dolama, şalvar–atkı" gibi farklıisimlerle de zikredilmektedir. Tabi-î bu kıyafetlerin kumaşınınkalitesi, ince veya kalın oluşu örfe, beldelere ve mevsimlere göredeğişiklik gösterebilir. Ancak dikkat edilecek husus, kadının boynu,omuzu, göğüs, kol, koltuk altı, bel gibi, kısaca vücut hatlarının belliolmaması gerekmektedir. İçini gösterecek kadar şeffaf, vücut hatlarınıbelli edecek kadar ince ve dar olmamalıdır. Çünkü kadınlarınörtünmesinden maksat bütün şüpheli yolları kesmek, erkek ve kadınlarınkalplerinde dolaşan vesveseyi bertaraf etmektir.
Bu arada, âyet–ikerimede örtünmenin, "iffet ve namusu koruması, tanınıp eziyetedilmemesine daha uygun olması" gibi bazı hikmetlerinin açıklanması, bugayenin bulunmadığı veya başka şekilde elde edildiği durumlarda,örtünmek gerekmez gibi yanlış bir düşünce hatıra getirmemelidir. Çünküesas itibariyle örtünmek, Allah'ın emri ve dinin gereğidir.

Evli kadınların örtünmesinden kocaları sorumlu olduğu gibi, kız çocuklarının evleninceye kadar örtünme ile ilgili problemlerinden birinci derecede babası sorumludur. Çocukla uzun süre birlikte olan, onun eğitim ve terbiyesi ile yakından ilgisi bulunan anne de ikinci derecede sorumluolur. Âyet–i kerimede Allahu Teâlâ bizleri şöyle uyarmaktadır:

"Ey iman edenler! Yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden kendinizi ve ailenizi koruyun"(6)
LeyaL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-10-2009, 10:27   #13
Kullanıcı Adı
BlueMoon
Standart
Örtü ile ilgili emirler gayet açık ve nettir. bu konuda tartışmanın bir gereği yoktur. Kuran-ı Kerimde ayetlerde "Müslüman kadınlarınıza söyleyin, dışarı çıkarken örtülerini üzerlerine alsınlar" diyor. bu birçok hadiste de kadınların bileklerinden yukarısı, saç bitiminden yukarısı, ayak bileğinden yukarısının gösterilmesi haramdır diyor...
BlueMoon isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-10-2009, 10:37   #14
Kullanıcı Adı
LeyaL
Standart
Alıntı:
Olcay ATAY Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Örtü ile ilgili emirler gayet açık ve nettir. bu konuda tartışmanın bir gereği yoktur. Kuran-ı Kerimde ayetlerde "Müslüman kadınlarınıza söyleyin, dışarı çıkarken örtülerini üzerlerine alsınlar" diyor. bu birçok hadiste de kadınların bileklerinden yukarısı, saç bitiminden yukarısı, ayak bileğinden yukarısının gösterilmesi haramdır diyor...

Tefsir Âlimleri de bu yüzden var zaten.. Onlar açıklıyor bizlere de kabul etmek düşüyor Olcay..
Yoksa Kur'an da namaz kılın yazıyor ama nasıl kılacağımız yazmıyor..Oruç tutun diyor ama nedir bu oruç ?
Elbette Kur'an'ın yanında hadislere de baş vururuz ancak; Tefsir Âlimleri de boşuna yok değil mi..

Netice-i kelam;
Kur'an da tek bir örtünme şekli vardır..Her ne kadar nefse ağır gelip uygulamasakda bu böyledir..

Bize düşen ise ; O'ndan gelene âmennâ demekdir..

Konu LeyaL tarafından (11-10-2009 Saat 12:23 ) değiştirilmiştir..
LeyaL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-10-2009, 11:09   #15
Kullanıcı Adı
BlueMoon
Standart
Alıntı:
LeyaL Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Tefsir Âlimleri de bu yüzden var zaten.. Onlar açıklıyor bizlere de kabul etmek demek düşüyor Olcay..
Yoksa Kur'an da namaz kılın yazıyor ama nasıl kılacağımız yazmıyor..Oruç tutun diyor ama nedir bu oruç ?
Elbette Kur'an'ın yanında hadislere de baş vururuz ancak; Tefsir Âlimleri de boşuna yok değil mi..

Netice-i kelam;
Kur'an da tek bir örtünme şekli vardır..Her ne kadar nefse ağır gelip uygulamasakda bu böyledir..

Bize düşen ise ; O'ndan gelene âmennâ demekdir..
işte benim de bahsetmek istediğim konu bu..

Dinimizde bizim için önemli olan kaynaklar şunlarıdır.

1- Kuran-ı Kerim
2- hadisler
3- Fıkıh Alimlerinin tavsiyeleri
4- Gerçek islam kaynakları ve kitapları

bunun dışında tv de radyo da vs.. medya organlarında, örtü ile, islam ile ilgili hiçbir bilgiye sahip olmayan cahil insnaların milleti yönlendirmesini asla sindiremiyorum ve kabul edemiyorum.. bazılarına göre neymiş kalbin temiz olsa yeterliymiş baş örtmeye gerek yokmuş. bu kadar cahilce bir söz olamaz..
BlueMoon isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-10-2009, 11:47   #16
Kullanıcı Adı
ishakyilmaz
Standart
Hak örtünme biçiminin hangi şekilde olacağına dair forumda açılan onlarca konu ile a-z ye kadar irdelenmiş,tartışılmıştır!Kaldı ki,dinimizin tesettür ile ilgili kesin ve net hükmünün bulunmasına rağmen,peygamber efendimizin hadis-i şeriflerinde açıkça dile getirmesine rağmen bu konuyu defalarca ağızımızda sakız gibi çiğnenmesini doğru bulmuyorum.Şahsende aynı lafları tekrarlayıp durmaktanda sıkıldım!Açın forum arşivini tesettür ile ilgili ''onlarca''konuya rastlayacaksınız...
ishakyilmaz isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-10-2009, 13:27   #17
Kullanıcı Adı
depare
Standart
Yüzbinlerce tefsir aliminin örtü hakkında ki ayetleri nasıl tefsir ettiği gayet açık hepside bu görüşte ortak ihtilaf yok...
Nasıl namazın 5 vakit olduğunda yoksa bunda'da yok tesettürler coğrafi şartlara göre değişkenlik gösterebilir doğu bölgelerimizde tesettür olarak çoğu yerde ihram giyilir,Arabistan'da cilbab,Orta doğu ülkelerinde çarşaf,peçe vs...
Hiçbirinin tesettürün aslına muhalif yanı yoktur...
Şimdi uzun,uzun bunları yazmayalım araştıran bulur..
Bu yüzden başka otoritelerin fikirleri büyük İslam Müfessirlerine,Fıkıh Alimlerine uyduğu nispette değer taşır yoksa Diyanet olmuş,cemaat olmuş uymuyorsa bir kıymeti harbiyesi yoktur...
Ayrıca hiç bir cemaatin kendine göre din motifi sunmaya hiç bir şekilde hakkı yoktur din bir tanedir emirler,yasaklar ortadadır değişmez cemaatler,tarikatlar İslamı daha olgun bir şekilde yaşayabilmek için vardır yoksa kendi kafalarından din üretmek için değil...!
Eğer varsa öyleleri istisnadır ve onlar kendilerini her haliyle belli ederler kimse'de onlara itibar etmez zaten edenler cahildir..
Ama birilerinin din anlayışı farklıysa cemaate'de saldırır yeri gelir diyanete'de saldırır...
Çok şükür bizim alnımız ak varsa sıkıntısı olan işte hodri meydan..!
depare isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-10-2009, 13:31   #18
Kullanıcı Adı
DadaşAkp
Standart
ülkemizin yasalarında neden başörtüsü örtünmeye hakaret yada suc işleyen bir kimselere ceza yok varda benmi bilmiyorum inancımızda sucdur
DadaşAkp isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11-10-2009, 14:37   #19
Kullanıcı Adı
Duygu'Seli~
Standart
Alıntı:
eciftci Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ancak fetva verecek kadar, şu şudur diyecek kadar cürreti kendimde göremiyorum, alimler bile çoğu zaman bu noktada birleşemiyorken.


Evet bizde aynen savunduğunuz o hanım için bunu ifade ediyoruz.. HİÇ KİMSE KENDİ BAŞINA FETVA VEREMEZ! O hanım kendi nefsince fetva vermiş ama bakın ''yaptığımın günah olduğunu sanmıyorum'' diyor.. Farkında değilsiniz belki ama o savunduğunuz hanım bu dediğinizin aynısını yaptığı için karşı çıkıyoruz..Başı kapalıdır diye her dini söylemi doğru mudur..?Tabiki değil..Bu gün başı açıkta olsa dinini çok iyi bilen kardeşlerimizde yok mu..?
Yoksa kimsenin imanını sorgulamak haddimize değil..Ne benim nede sizin asla değil..
  Alıntı ile Cevapla
Alt 11-10-2009, 20:57   #20
Kullanıcı Adı
Berr Ak
Standart
Ben bu kadının fetva verdiğini düşünmüyorum. Sizin de ifade ettiğiniz gibi "sanmıyorum" diyor. Kesinlikle günah değildir demiyor.Biz de bilmiyoruz Allah’ın takdiriniBu noktada fetva veren birileri varsa bu kızcağızın sözlerinin ardından konuşanlardır.Sırf "sanmıyorum" dediği için mahkum edenlerdir.

Ayrıca başı açık dinini çok iyi bilen kardeşlerimiz olabilir ama ben yaşayanları örnek almayı tercih ederim

İslamı anlatalım derken İnsanların günahına girdiğimizi düşünüyorum.
Berr Ak isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim
başörtüsü, çarşaf, giyim şekli, giyinme, islam, tesettür, türban, örtünme

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı




2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.


Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı