|
|
|
|
#1 | |
|
Alıntı:
maalesef bu kısmı tamamen safsata tam istediği gibi hazırlamış ama onuda siz araştırın
|
||
|
|
|
|
|
| Sayfayı E-Mail olarak gönder |
|
|
#2 | |
|
Alıntı:
Mehmet Akif Ersoy Arapça'yı ve Türkçe'yi anadili gibi biliyordu ve en zor Arapça metinleri kolayca Türkçe'ye çeviriyordu. Bu konudaki ustalığı Cumhuriyet döneminde ortaya çıkmadı. 1900'lerin başından itibaren Akif'in dostları ona Kur'an meali yazdırmak istedi ama o hep karşı çıktı. Neden? Ortada ne Kurtuluş Savaşı vardı, ne Mısır hayatı, ne de Türkiye Cumhuriyeti. Akif hangi gerekçeyle yıllarca meal yazmayı reddetti? Çünkü Akif, Kur'an mealinin yazılamayacağı düşünür. Her ne kadar en zor kelimeleri Türkçe'ye çevirsede, Kur'an'daki bir tek kelime üzerinde bile günlerce düşündüğünü, yine de Kur'an'ın gerçek sözlerini karşılayacak kelimeler bulamadığını söyler. Elmalılı onu çok zor ikna etmiştir. Bunun üzerine gecesini gündüzüne katıp çalışmış, yine de bu meal için ömrünün yetmeyeceğini düşünmüştür. Hiçbir zaman da "mealimi tamamladım" dememiştir. Meali her okuduğunda mutlaka yeni düzeltmeler yapma ihtiyacı hissetmiştir. Bu nedenle hiçbir zaman onun istediği gibi bir eser ortaya çıkmayacaktır. Akif, "meali bile yazılamaz" derken, ibadetin Türkçe olarak yapılması konusuna da doğal olarak şiddetle karşı çıkmıştır. Onun yazdığı ve henüz tamamlamadığını, düzeltmeler yapacağını söylediği meali okuyanlar, mealdeki akıcılığa, şiirselliğe, Kur'an'daki estetiğin en mükemmel haliyle ve pürüzsüz olarak meale aktardığını söyleyince, Akif meal işine son verecektir. Akif'in tek derdi, Kur'an'ın yerini kendisine göre eksik olan mealin almasıdır. İbadetlerin bu mealle yapılacağı endişesidir. Konuyu, Mısır'da Akif'in yanında olan oğlu ile aydınlardan, Elmalılı'dan ve kızından dinlerseniz, İslamoğlu'nun anlattıklarından çok daha farklı ve çarpıcı sonuçlara ulaşırsınız. |
||
|
|
|
|
|
#3 | |
|
Alıntı:
onların en büyük derdi harf ınkılabına Mehmet akifi alet etmekti ezan türkçe ibadet türkçe e tabi kur'an -da türkçe olmalıydı bunu anlayan Akif bu meali yaktırmış yakın tarihimiz yalanlarla dolu inşaallah en yakın zamanda bunlar birbirlerinden ayırt edilir Konu ak sevda tarafından (11-03-2011 Saat 14:47 ) değiştirilmiştir.. |
||
|
|
|
|
|
#4 | |
|
Alıntı:
Olabilir. Saygı duyulur kararına. Fakat bu kararı aldıktan sonra o meali yazmaya devam eder misin? Yani yakmak için Kur'an meali yazabilir misin? Meali de geçtim. Bir kağıt parçasına, sonradan yakılmak üzere Allah, peygamber yazabilir misin? (Haşa) Ben yazmam. Mehmet Akif hiç yazmaz. Yazmadı da. Hiçbir zaman, "Ben meali yazıyorum ama bunu sonradan yakın" demedi. Akif 1930'da yazmayı bırakıp, "bunu yakın" deseydi, görüşlerinizde haklılık olurdu. Ama yazmaya, düzeltmeye devam etti. Bu durumda Akif, yakmak üzere meal yazmış olur ki böyle bir günaha abdestsiz Müslümanlar bile girmez. Peki Akif ne dedi? "Ömrüm yetmez de tamamlayamazsam yakın" dedi. Çünkü mealinin yarım olmasını, eksik olmasını, hatalı olmasını istemiyordu. Mealinde mükemmeli aradı. Bu nedenle de ömrü boyunca o meal için çalıştı. Sonuç olarak Akif'in endişeleri vardı. Fakat mealin yakılmasının sebebi bu endişeler değildi. |
||
|
|
|
![]() |
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| Seçenekler | |
| Stil | |
|
|