*Gözaltına alınan korucular: Komutanlar hakkında yalancı tanıklık yapmamız
isteniyor.*


BOTAŞ kuyularındaki kazıların ardından Silopi'de gözaltına alınan 8 kişi
arasındaki 3 korucunun, 11 Mart'ta savcılığa başvurduğu ortaya çıktı.
Korucular savcıdan , "*Polis tehdit ediyor, 90'lı yıllarda bölgede görev
yapan komutanlar hakkında yalancı tanıklık yapmamızı istiyor*" diye yardım
istemiş.


Silopi'de faili meçhul cinayetlere ilişkin cesetlerin eski BOTAŞ kuyularına
atıldığı iddialarının ardından burada başlatılan soruşturma çerçevesinde
kuyuların kazılmasına başlandı. *Önceki gün de aralarında eski JİTEM mensubu
ile korucuların da bulunduğu 8 kişi gözaltına alındı.* Bu kişiler arasında
bulunan Koçero Saluci ve Sadık Düzgün'ün ise 11 Mart'ta Silopi Cumhuriyet
Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundukları anlaşıldı.


*'Polisler bizi tehdit etti'*


Vatan Gazetesinde yer alan habere göre; Korucuların verdiği dilekçelerdeki
iddialar vahim. İşte koruculardan Koçero Saluci'nin dilekçedeki iddiaları: "
*2009 Ocak ayında ilçedeki bir amir ile bazı polis memurlarının, Ergenekon
davasında tanıklık yapacak kişiler hakkında ve bölgedeki komutanların
isimleri ve yaptıklarıyla ilgili bilgiler topladığını duydum. Şubat ayında
da benim Ankara'da bulunduğum sırada polis memurları, kardeşim ve oğlumu
emniyet müdürlüğüne çağırdı, 'Operasyonlarla ilgili ne biliyorsunuz,
komutanların işlediği suçlarla ilgili ne biliyorsunuz, baban hangi
komutanlarla çalıştı, telsiziniz var mı, sizin de adınız geçiyor, bize
yardımcı olun yoksa sizi de alacaklar' dedi*."


*'Bana listeyi gösterdiler'*


"Mart ayı başında da bazı polis memurları Habur yolu üzerindeki işyerime
geldi, tanık olmamız için oğlum Hasan, kardeşim İsa ve muhasebecim Ejder
Oltuğ nezaretinde görüştük. Polisler yine benzer konuşmalar yaptı. Birkaç
gün sonra bir benzinlikte aynı polislerden biri gelerek aynı telkinleri
sürdürdü. Son olarak da yine işyerime gelerek, bilgisayarıma taktığı bir
cihazdaki yazıda geçen isimlerin gözaltına alınacağını söyledi. Listede
aşiretlerin korucuları ile birlikte TSK'nın yanında bölücü örgüte karşı
mücadele vermiş kişilerin isimlerini gördüm. Bu olanlardan sonra tedirginlik
yaşamaya başladım. Komploya uğrayabileceğim endişesiyle her gün evimi ve
arabamı kontrol ediyorum."


*'Kimseye iftira edemem'*


Aynı gün suç duyurusunda bulunan diğer kişi olan Sadık Düzgün de benzer
ifadelerde bulunarak, 1990'lı yıllarda koruculuk yaptığını ancak daha sonra
köyde yaşadığını belirterek, bir başkomiserin kendisini çağırıp, tanıklık
etmesi için baskı yaptığını öne sürdü. Düzgün, "Kimseye iftira edemem"
diyerek, bunu reddettiğini belirtti. Koçero Saluci ve Sadık Düzgün
dilekçelerinde de, kendilerini tehdit ederek yalancı tanıklık yapmalarını
isteyen, yapmadıkları taktirde Ergenekon davasında sanık olarak dahil
edileceklerini söyleyen polis memurlarının cezalandırılmasını istediler.


*Ve 6 gün sonra gözaltı*


Koçero Saluci ve Sadık Düzgün'ün avukatı Mardin Barosu avukatlarından
Şeyhmus Arslan, VATAN'a, 11 Mart'ta suç duyurusunda bulunduklarını, 16
Mart'ta ise dilekçenin işleme alındığını, ancak korucuların 17 Mart'ta
gözaltına söyledi. Arslan, dilekçede belirtilen tanıkların da dinlenmeye
başlandığını ve soruşturmanın sürdüğünü belirtti.


*Ölüm kuyularında 'krokili kazı'*


Şırnak Silopi'deki Botaş Pompa İstasyonu'nda Ergenekon soruşturmasını
yürüten savcıların talepleri doğrultusunda 9 Mart'ta yapılan kazılardan
sonra dün sabahtan itibaren kazı çalışmaları yeniden başlatıldı. Savcı
Zekeriya Öz'ün talimatıyla başlatılan bu son kazılarda bu kez İstanbul'dan
gönderilen 'kroki'den yararlanıldı. Şırnak Barosu Başkanı Nuşiveren Elçi,
kazıların Ergenekon savcılarının Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı'na
gönderdiği kroki doğrultusunda yaklaşık 10 dönüm olan arazi üzerinde
yapıldığını belirterek, "Daha önce burada askerlerin spor yaptığı bir alan
ve helikopter pisti varmış. Kazılara, başsavcının gözetiminde ve yönetiminde
devam ediliyor. Kazılan toprak işçiler ve görevliler tarafından inceleniyor.
Şimdiye kadar her hangi bir bulguya rastlanmadı. Kazılar devam edecek" dedi.


*17 kemik bulunmuştu*


Kayıp yakınlarının başvurusu üzerine 9 Mart'ta yapılan ve 4 gün süren
kazılarda, 2'si bir insanın kafatasına ait kemik parçası olmak üzere 17
kemik, bere, yanık elbise, domuz bağı haline düğümlenmiş ip, bir tutam saç
bulunmuştu.


Bu alıntı yazıyı da oku.Muhtemelen haberdarsındır.Yine benden bu yazıyla ilgili de belge isteme.Savcılıktaki belgelere,başvurulara ulaşacak değilim taktir edersin.

iyi bir şeyse neden destek vermesin mhp?
doğruyu kim yaparsa yapsın desteklemek lazım
aynı şeyi akp yaptığında türban olayında da destek verdiler
şimdi israile 49 yıllığına toprağımızın verilmesini istemiyorlar niye gocundunuz ?