|
|
|
|
#1 |
|
Paşa gönlün bilir… Hayat her an bir Mecnun çıkarmaz karşına… Kızgın gözlerle nazar etsen de gök kubbenin arşına; bu seyyah-ı fakir artık zor uğrar sevda alış-verişi bilmez gönül çarşına…!Paşa gönlün bilir ey peri… Zaman kıvrılarak akarken gözbebeklerimden bir yalan da sen oluverirsin… Gül çağını kuzgunlar devşirirken köhne ışıkların umarsız gölgelerinde; bendeki ızdırabın bin misli ile doluverirsin… Kim bilir ? Tekerrür etmekten bıkmayan kaderin en kuytu köşesinde açılmaksızın soluverirsin…Paşa gönlün bilir… Israrın ikrarı getirdiğini kim söylemiş…? Kim demiş ki; yalvarmakla inatlar murâd gözyaşları vuslata götüren sırat olur diye ? Haklısın… Yanmakla bir murâdın sabahına uyanmak aynı şey değilmiş… Belki de bu yüzden yüreğimdeki o soyut çiçeğin boynu; böylesine eğilmiş…Paşa gönlün bilir… Olmayanı oldurmak makamından indin diye çöle dönmüş bahtıma yağacak bir bulutken ânsızın dindin diye kınamam seni… Seni anlatmam artık Akdeniz akşamlarının rutubet soluyan gecelerine… Kıskandığım hayalini sürgün ederim gözlerimden… Gözlerim takılı kalmış olsa da; gözlerinin öğrettiği sevdâ bilmecelerine…Paşa gönlün bilir… Fani dünya da bir garip de ben olurum ne olacak ? Hâlimi soranlara anlatmam olanları… Ben böyleyim işte der geçerim çok defa… Mantık ile bir araya da gelmem hani… Neme lâzım…! Kırk yerinden hançerlenmiş gönlüm yeter bana…Paşa gönlün bilir… Nasıl olsa el yüzüne gülmek kolaydır… Unutulduğumu sezdiğim şu ân cân meydanımda ateşlerin en son oyunu halaydır… Davul kederin zurna umarsızlığın…Paşa gönlün bilir… Ben de kimim ki? Sen doruklarda uç bakalım… Lâkin unutma yer çekimi kanunu ikimize de geçerli ey peri…! Nasıl olsa gökyüzünü gören her mahlukun sonu; çiğnediğim o kara o göz göz yara toprakta nihayet bulacak… Paşa gönlün bilir… Her gece saatler 03:20’yi gösterirken o sefil hayalim uykularını çalacak…Paşa gönlün bilir… ![]()
|
|
|
|
|
|
|
| Sayfayı E-Mail olarak gönder |
|
|
#2 |
![]() |
|
|
|
|
|
|
#3 |
|
Bizi bu (kelime-i şehadet) birleştirmiyorsa her şey ayırır.
![]() |
|
|
|
|
|
|
#4 |
![]() Yüzümdeki sahte tebessümLeri tutan çengeLLi iğneLer düştü avuçLarıma..Artık biLinsin yüzüm..Adım yıLLar öncesine düşmüş bir düşün çizgisiz satırLarında,yok sözüm..Ön adım Hüzün |
|
|
|
|
|
|
#5 |
![]() Yıkılmış ve geç kalınmış viraneleriz şimdi ne senin gözlerinde harranın suya hasretler yangınları var nede benim gözlerimde şiir yaz dedin oysa kışlar yaşıyorum her mevsim acmak uzereyken papatyalar yeni karlar yağıyor üstüne üşüyorum evet hala üşüyor ellerim hüzün kapımızı çalalı beri bin günü aştı bin ömür bin soluk bin yıkılış yaşadım ömrümün arka sayfalarında altı çizilmiş satırlarımı okumaya başladım sığınışlarını susuşlarını ve haykırışlarını işittim mavi adadan korunaklı bir liman olamadım sana ve arkama bakmadan giderken haykırışlarını duymamak için kapattım yüreğimin kulaklarını şimdi bin ömür geçmiş ömrümden ben bir ruyadan uyanmak istercesine çırpınıyorum hani zaman ilacı olurdu herşeyin hani zamana bırakmalıydık atalar yine yanıldı bir günün sonunda binlerce tükenişle ölürken ben zaman zehrini içerken yudum yudum artık bitsin istiyorum ataların ilaç dedikleri yoksuzlugun bitsin bitmezlerin bilincinde diyorum yne yıkılmış ve geç kalınmış viranelerız şimdi ne senin gözlerinde harranın suya hasret yangınları var nede benim gözlerimde şiir şimdi kendini yok edişlerini dinliyorum susuyorum susuşlarımın öznesi sen oluyorsun hep şehrine gidiyorum yoklugun açıyor kapıları yıkılan şehirler arası bir otobüs terminalinde ayak izlerimiz duruyor halaa haklısın kokun sinmiş soguk duvarlarına şehrin herkezin gözünde seni arıyorum yoksun yoklugunu salıp gitmişsin gidişle bırakıldıığın bu kentte susuşlarına bile yandıgın soguk dağlarımın eşkiyası bağışlama dilemiyorum gel demiyorum sev demiyorum haykırışların yankılanıp boşlukta kaybolmadı bilesin sığındığın mavi adada yaktıgın ateşi göm yanaştırabilirsem gemilerimi tutucam ellerinden şimdi yanıyorum kanıyorum ve yıkılışların altında tekrar eziliyor bedenim geç kalınmış bir solukmu bir günün sonunda yoksa çağresizliklerimin son çırpınışlarımı bilmiyorum kayıp adresten yazıyorum son kez sussam yalnızlık konuşsam ayrılık dönsem yıkılış dönmesem yok oluş şimdi ben susuyorum yalnızlığa talip sende sus bana sus ki bir daha ölmeyeyim. Kahraman Tazeoğlu |
|
|
|
|
|
|
#6 |
sen bazı şeyleri geriye atmadan, bir şeye kavuşmanın mümkün olacağını mı sanırsın? |
|
|
|
|
|
|
#7 |
![]() Yorulacaksan, zorlanacaksan, şikayetçi olacaksan, keşkelere sığınacaksan,söze "ama" diye başlayacaksan, girme aşk yoluna; aşk yolunda "u" dönüşü yoktur! Aşk der ki sana: Yolumdaysan başım feda yoluna,ama bil ki seninde başını isterim yoluma. Kahır, kapris gelecekse senden amenna! Ama ayağına diken batarsa yolumda ah edip vahlanma!... Aşk bilek gücü değil “YÜREKTİR”! Yüreğin yetmiyorsa düşme yollara.... |
|
|
|
|
|
|
#8 |
|
Mükemmeller eline yüreğine sağlık kardeşim...
|
|
|
|
|
|
|
#9 |
|
Aşk... Ezelde bir merhaba idi; hâlâ ki odur...
![]() |
|
|
|
|
|
|
#10 |
|
Aşk dediler her ne varsa alemde. Seyre daldım alemi; “yokluk” gördüm her yerde.."
![]() |
|
|
|
|
![]() |
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|