Kaynak avşarelleri.com
ALA GÖMLEK KANLI YAKAN
*Ali Kemal Yiğit Kozan’ın Bucak Köyü’nden sazı ve sözü güçlü bir âşıktır. İçe kapanık, zarif nükteli bir âşıktır. Birçok eserinden biri de “Kanlı Göynek” tir. Ali Kemal bir gün hanımını ilçeye gönderir, hanımı geç döner Ali Kemal ile hanımı arasında kırgınlık yaşanır. Ali Kemal oğluna gider. Oğlu hanımı ile münakaşaya başlar münakaşada Ali Kemal’in oğlu, gelini ve oğlunun kayınbabası Ali Kemal’in üzerine yürürler ve onu döverler. Hanımı ayırmaya çalışsa da oğlu, gelini ve oğlunun kayınbabası Ali Kemal’in dişini kırarlar, kaşını yararlar ve onu kanlar içerisinde bırakırlar. Ali Kemal elinde paketlenmiş bir çerçeve ile Adana’ya Âşık İmami’nin evine gelir. Paketin içindeki Âşık İmami Ali Kemal’i oğlu, gelini ve oğlunun kayınbabası ile barıştırmayı teklif eder ancak olay Ali Kemal’in çok ağırına gitmiştir,
*gurur yapar kabul etmez. Âşık İmami’nin evinde kalır kimseye haber vermeden şiirli bir not yazarak evden ayrılır. Ali Kemal’in not şöyledir:
Dostlar vasiyetim ihmal etmeyin
Ölürsem gurbette varın getirin
Mateme bürünüp yasım dutmayın
Davula zurnaya vurun getirin
Beni muhannete boyun eydirmen
Evlat kazancından kefen giydirmen
Yırtıp ceketime sarın getirin
Der Kemal’im beni kuldan seçmeyin
Kabrim derin olsun yufka açmayın
Ağu ağacından kırın getirin
Ali Kemal şiirle evlatlarına olan kırgınlığını dile getirirken vasiyetini de yazmıştır. Ali Kemal şiiri yazar ve gider.*paketlenmiş çerçevenin içerisinde ne olduğu merak edilir ve paket açılır, çerçeveden Ali Kemal’in kavgada üzerinde al kanlara bulunan gömleği vardır. Ali Kemal ibret-i âlem için üzerinde bulunan gömleği çerçeveletmiş ve şiir yazmıştır şiir dostlarına, arkadaşlarına ve akrabalarına vasiyetdir ve şöyledir:
Ala gömlek kanlı yakan
Giymem gayri taman seni
Kefene bulaşır leken
Tabutuma komam seni
Gel danışalım obaya
Evlat kıyar mı babaya
Şikâyet ettim Mevla’ya
Karakola demem seni
Buda yazılmış alnıma
Bu günüme yarınıma oy
Miras kalsın torunuma
Telkin etsin imam seni
Ağlayarak sırtın soydun
Besledim gözümü oydun
Davayı mahşere koydum
Mahkemeye demem seni
Ali Kemal çeker yasın
Camlatın duvara asın oy
Öz oğlundan hatırasın
Ömür boyu yumam seni
Gel danışalım obaya
Evlat kıyar mı babaya
Şikâyet ettim Allaha
Karakola demem seni
*kaynak on5yirmi5.com
'Ah Bir Ataş Ver Türküsü'nün hikayesi
Her türkünün hikayesi var. Kimi kara sevdayı, kimi gurbeti, kimi de özlemi anlatır. "Ah Bir Ataş Ver Cigaramı Yakayım" türküsü için şöyle bir hikaye anlatılır: Tarih 4 Nisan 1953, Saat 02:15; yer Çanakkale Boğazı Nağra Burnu uzun ve yorucu seferinden dönen Dumlupınar Denizaltısı,*Nağra Burnunda isveçli Nabuland şilebi ile çarpışır hava soğuk ve kapalıdır. Göz gözü görmez Dumlupınar Denizaltısı sulara gömülmüştür. Gemide 81 kişilik mürettebattan 59 mürettebat hayatını kaybetmiş yalnızca 22 kişi sağ kalmıştır 22 kişi geminin torpido bölümünde mahsurdur. kurtarılmak için yol düşünmektedir. telefon şamandırasını suya fırlatırlar. gemi ile irtibat da sağlanır Gemidekiler 22 kişiyi kurtarmak için seferber olurlar. Ve onları şöyle uyarırlar Oksijeni idareli kullanın şarkı-türkü söylemeyin ve sigara kullanmayın saatler geçmiştir ve kurtarma çalışmaları devam etmekte Mahsur 22 kişinin ise umutları tükenmektedir. anons gelir: "Türkü söyleyebilir ve sigara içebilirsiniz." O 22 kişi hep bir ağızdan şu*türküyü söyler:
Ah bir ataş ver cigaramı yakayım
Sen sallan gel ben boyuna bakayım
Uzun olur gemilerin direği
çatal olur efelerin yüreği
Yanık olur anaların yüreği
Vur ataşı gavur sinem yansın
Arkadaşlar uykulardan uyansın
Uzun olur gemilerin direği
Ah çatal olur efelerin yüreği
Yanık olur anaların yüreği
|