Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09-03-2007, 01:38   #2
Kullanıcı Adı
yolcu44
Standart Biyoloji Sözlügü
'M'







Matriks:



İçinde biyolojik olayların oluştuğu cansız, sıvı ortam.






Melez:



Herhangi bir karakter yönünden farklı iki arı dölün çaprazlanması sonucu oluşan heterozigot döl.




Meristem:



Bitkinin değişmez dokularını oluşturan farklılaşmamış embriyonik bitki dokusu.



Mesane:


Boşaltım sisteminin idrar toplanan torbası.




Mezenşim:



Embriyonun gastrula safhasında aktoderm ve endoderm arasında meydana gelen hücre yığını.

Mezofil:


Yaprağın üst ve alt epidermisi arasında kalan kısmı.





Metabolizma:



Canlı organizmanın hücreleri içinde meydana gelen ve enzimlerle kontrol edilen olayların hepsi. Metabolizma ile enerji üretimi ve madde yapımı gerçekleştirilir. ATP üretimi ve protein sentezi iki önemli metabolik reaksiyondur.




Metagenez:

Döl değişimi.



Mezoderm:


embriyo gelişimi sırasında meydana gelen orta tabaka.



Mezozom:


Bakterinin üremesi sırasında bakteri zarından kıvrımlar yaparak meydana gelen mitokondri benzeri yapı.



Mikron (m ):



Milimetrenin binde biri (1m =1/1000 mm)





Mitoz:



Bir hücreden aynı özellikte iki yeni hücre oluşturan hücre bölünmesi.




Miyelin:


Bazı nöronların aksonlarının dışını saran, uyartı iletimini hızlandıran yağlı madde(kılıf)



Miyokard:


Kalp kası




Miyozin:



Kas hücrelerinde kasılmayı sağlayan protein yapıdaki kalın iplikler.






Modifikasyon:



Çevre etkileriyle canlıların fenotiplerinde meydana gelen değişiklikler.



Monera:


sistematikte bakteri ve mavi-yeşil alglerin toplandığı alem. Bu alemin içindeki canlılarda zarla çevrilmiş çekirdek ve organeller bulunmaz.




Monohibrit:


Tek karakter bakımından melez.




Monokotiledon:



Embriyolarında tek çenek yaprağına sahip bitki.




Monomer:



Büyük moleküllerin hidrolizi sonucu oluşan en küçük yapı birimi.






Monoploid:



(Haploid) tek (n) sayıda kromozoma sahip hücre.




Mukoza:



Sindirim



borusu, soluk borusu gibi iç organların iç yüzeyini örten ve mukus sıvısı salgılayan ince tabaka.





Mukus:



Mukozada yer alanmukus hücreleri tarafından salgılanan kaygan, sümüksü koruyucu sıvı.






Mutaston:



Canlılarda çevre şartlarıyla meydana gelen ve kalıtsal olan değişiklikler.









'N'







Nasti:



Bitkinin, uyaranın cinsine göre yaptığı fakat uyaranın yönüne bağlı olmayan davranışlar.





Nefridyum:



Omurgasız hayvanlarda bulunan boşaltım organı.






Nefrit:



Böbreklerdeki nefronlarıniltihaplanması sonucu oluşan hastalık.





Nefron:



Omurgalı böbreğinin, idrar oluşturan yapısı ve işlev birimi.






Nitrit asit:



(HNO3
) Niterat asidi. Yüksek derecede aşındırıcı, renksiz ve dumanlı sıvı. Zehirleyicidir ve şiddetli yanıklara yol açar.





Nöroglia:



Sinir dokuda nöronlara desteklik yapan yardımcı hücreler, ara nöronlar.



Nöron:


Sinir hücresi.





Nötr atom:



elektron ve proton sayısı birbirine eşit olan atom




Nükleoprotein:



proteinlerin nukleik asitlerle kurduğu moleküler birlik.





Nükleotid:



Nukleik asitlerin ( DNA, RNA) yapı birimleri.






Nükleus:



Çekirdek.











'O'







Obje:



Nesne


Oksidasyon:


(Yükseltgenme) Elektronların bir atom ya da molekülden ayrılmasını sağlayan kimyasal tepkime.




Oksin:



Bitkide büyüme, gelişme hormonu.






Oogenez:



yumurtanın meydana gelmesi olayı.






Oosfer:



Yumurta hücresi, dişi gamet.




Organel:



Hücre içinde belirli bir görevi yapmak üzere özelleşmiş ve zarla çevrili yapılar. Çekirdek, mitokondri, kloroplastlar gibi.





Organogenez:


Embriyo tabakalarından organların meydana gelmesi.



Osein:


Kemik dokunun ara maddesi.





Osteosit:



Kemik dokuyu oluşturan kemik hücreleri.




Otolit:



Kulak taşı.




Osmoz:



Suyun yoğunluğunun çok olduğu yerden az olduğu yere doğru, yarı geçirgen zardan geçmesi.





Ototrof:



Kendi besinini kendi yapabilen canlılar.






Ovaryum:



yumurtalık, yumurtaların meydana geldiği yer.









'Ö'







Ökaryot hücre:



Zarla çevrili organelleri ve gerçek çekirdeği olan hücre.






Özümleme:


Canlı organizmanın, dışarıdan aldığı besin maddelerini parçalayıp yeniden kendine özgü maddelere dönüştürmesi.






Özüt:



Bir doku örneğinin parçalanmış hali.








'P'




Parankima:



Bit
kilerde diğer dokuların arasını dolduran temel doku.



Parasempatik:


Organların çalışmasına yavaşlatıcı etki yapan otonom sinir sisteminin bölümü.



Partenogenez:


Yumurtanın döllenme olmaksızın gelişerek yeni canlı meydana getirmesi.
Patojen: Hastalık yapıcı özelliği olan mikroorganizma veya madde.




Patoloji:


Hastalık bilimi, hastalığın nedenlerini araştıran uzmanlık dalı.



Pektin:


Özellikle bitki hücrelerinin orta lamelinde bulunan büyük moleküllü, karbonhidrat karışımı maddeler.




Pepsin:



Mide öz suyunda bulunan ve proteinleri sindiren enzim.




Pepton:



Proteinlerin mide öz suyunda sindirime uğramış son hali.



Periost:


Kemik zarı. Kemiklerin dışında bulunan, kemik dokunun beslenmesini onarılmasını sağlayan zar.




Peristaltik:



Sindirim sistemi gibi bazı organların çeperlerindegörülen ritmik ve kuvvetli kasılıp gevşeme hareketleri. Bu ritmik kasılma dalgalarıorgan içindeki maddeyi hareket ettirmeye yardımcı olur.



Periton:


Karındaki organları saran iki katlı karın zarı.



Pestisit:


Tarım bitkilerine zarar veren hayvansal


pH:


Bir sıvının asit veya bazlık derecesini gösteren değer.



Pigment:


Hücrelere özgü renk veren madde.




Pinositoz:



Hücre zarından doğrudan geçemeyecek kadar büyük moleküllü sıvı maddelerin hücreye alınması.



Pistil:


Çiçeklerdeki dişi organ.




Plasenta:


Çoğu memelide embriyonun besin ve gaz alış-verişini sağlayan yapı.




Plastid:



Bitki hücrelerinde renk veren taneciklerin genel adı.




Plazmid:



Bakteri stoplazmalarında bulunan ve kromozom gibi davranan DNA'lar.




Pleura:



Akciğerleri saran iki katlı zar. Akciğer dış zarı.




Polen:



çiçek tozu.



Polipeptid:



Protein molekülünün yapısında bulunan amino asit zincirlerinin bir parçası.




Polisaj:



Makine sanayiinde parlatmak.




Populasyon:



Belirli bir bölgede yaşayan aynı türe ait bireylerin oluşturduğu topluluk.




Por:



Gözenek, küçük delik.


Prokaryot hücre:


Zarla çevrilmiş özel organelleri ve gerçek çekirdeği olmayan hücreler. Bakteriler ve mavi-yeşil algleri içine alan monera alemindeki canlılar.




Protein:



Yapısında karbon, hidrojen, oksijen ve azot gibi elementleri bulunduran temel moleküllerdir. Amino asitlerin peptid bağlarıyla birleşmesinden oluşur.




Protoplazma:



Hücrenin çekirdeği ile sitoplazmasına verilen ad.



Puplaşma:



Bazı böceklerin larva evrelerinin sonunda beslenmesiz ve hareketsiz belli bir zaman devresine girerek ergin organizmaları meydana getirmesi olayı.



'R'




Refleks yayı:



Duyu, ara ve motor nörondan oluşan en basit mekanizma.



Rekombinant DNA:


Farklı biyolojik kaynaklardan elde edilen DNA moleküllerinin birleşmesinden oluşan yapı.



Rekombinasyon:


Mevcut genlerin yeni genotipleri oluşturacak şekilde bir araya gelmesi.




Rektum:



Kalın bağırsağın anüsle sonlanan düz kısmı.



Rejenerasyon:


Canlılarda görülen, yaraların ve yıpranmış organların yenilenmesi olayı.






Replikasyon:



DNA'nın kendini eşlemesi.





Reseptör:



Çeşitli uyarıları alabilen ve duyu organlarının yapısında bulunan özelleşmiş hücre, hücre grupları veya sinir uçları. Almaç





Resesif gen:



Etkisini fenotipte gösteremeyen ve çekinik olan gen.




Restriksiyon enzimi:



DNA
'yı parçalamaya, kesmeye yarayan enzimler.





Retina:



Gözün ağ tabakası.








'S'




Sarkolemma:



Kas telini saran zar.





Sedimentasyon:



Çökelme.





Segmentasyon:



Bir vücut yada yapının benzer parçalara bölünmesi, zigotun geçirdiği bölünme evreleri.







Sekretin:



On iki parmak bağırsağının salgıladığı hormon.







Seleksiyon:



Seçilim, ayıklama.




Selüloz:



Üç bin ya da daha fazla glikozun birleşmesi ile oluşan bitki hücrelerinin temel yapı taşı olan polisakkarit.




Sentromer:



kromozomlarda kardeş kromotidleri bir arada tutan kısım.




Serum:



Kanın, pıhtılaşmasından sonra hücrelerinden ayrılmış, açık sarı renkli sıvı kısmı.




Sıcak kanlı canlılar:



Vücut sıcaklığı ortam sıcaklığına göre değişmeyen ve hep aynı kalan canlılar.(Sabit sıcaklıklı canlılar)



Sinaps:



İki nöronun veya nöronla başka bir hücrenin bağlandığı yer.




Sitoloji:



Hücreyi inceleyen bilim dalı.







Soğuk kanlı canlılar:



Vücut sıcaklığı ortam sıcaklığına göre değişen (balık, kurbağa, sürüngen) hayvanlar.(Değişken sıcaklıklı hayvanlar; Polikilotherm)





Sperm:



Erkek üreme hücresi.



Spirillum:


Sipiral şeklindeki bakteri



Spor:


Eşeysiz üreyen türlerde, küçük ve dayanıklı olan üreme hücresi.




Sporozoit:



Sporluların sporlarından türeyen ve yetişkin hücreyi veren, çekirdekli küçük stoplazma parçası.




Stamen:



çiçekte erkek organ.





Stigma:



Trake solunumu yapan böceklerde, trake açıklığı yada Öglenada ışığa duyarlı göz noktası. Çiçekteki dişi organın üstü.




Stoma:



Yaprağın alt ve üst yüzeyinde bulunan, gaz alış verişini sağlayan delik.






Süberin:



Mantar özü.




Süksesyon:



Bir bölgede yaşayan çeşitli türlerin belirli bir zaman içinde birbirlerini izleyerek ortaya çıkmaları; ekolojik süksesyon.




Süspansiyon:



Asıltı. Bir akışkan içinde yüzen sıvı parçacıkların oluşturduğu sistem.





'T'




Taksi:



Tek hücrelilerin yer değiştirme hareketi.




Tek çenekli bitki:


Embriyolarında bir çenek yaprağı bulunduran bitki.




Tetrat:



Mayoz bölünme sırasında homolog kromozomların birbirlerine sarılarak oluşturdukları dört kromotitli yapı.




Topoğrafik:



Bir yerin görünümüne, engebelerine ilişkin.

Trake:


Bitkilerin odun kısmındaki su taşıyan kılcal borular. Bölmesiz geniş odun boruları. Böceklerde solunum organı.






Trakeit:



Bölmeli ve dar olan odun boruları. Böceklerdeki solunum organının kılcal boruları.




Transgenik canlı:



Rekombinant DNA teknolojisiyle yabancı bir genin yerleştirildiği canlı.




Transkripsiyon:



(yazılma) DNA ipliklerinin birinden genetik bilgilerin yeni sentezlenen mRNA'ya aktarımı.




Translasyon:

(okuma)RNA'nın sentezlendikten sonra stoplazmadaki ribozoma bağlanıp amino asitleri tRNA'lar yardımıyla sıraya koyması.




Turgor:



Bir bitki hücresinin osmozla su alıp şişmesi ve hücre çeperinin gergin hale gelmesi.




Tümör (villus):





İnce bağırsağın iç yüzeyindeki, sindirilmiş besinleri emip kana karıştıran parmaksı uzantılar.








'U'




Uterus:



Döl yatağı, rahim.




Uyarı:



Canlılarda belli bir tepkiye yol açan, fiziksel, kimyasal veya biyolojik etken.



Uyartı
:



Bir uyarının sinir hücresinde oluşturduğu kimyasal veya elektriksel değişmeler.






'Ü'




Üre:



Protein metabolizması sonucu oluşan suda eriyen azotlu artık madde.



Üretici:



Ototrof, kendi besi
nini yapan canlı.










'V'







Vagus:



Beyinden çıkan 10.sinir. mide, bağırsak, kalp ve akciğerlerin otomatik çalışmalarını sağlar.




Varyasyon:



Bir türün bireylerindeki aynı karakterin farklı şekilleri, değişiklik, çeşitlilik.





Vitellus:



Yumurta sarısı, yedek besin.









'Y'






Yoğunluk:



Herhangi bir maddenin bir birim hacminin kütlesi.






Yumurta:



Dişi üreme hücresi.











'Z'







Zar:


Hücreyi ve çoğu organelleri çevreleyen lipit ve proteinlerden oluşan yapı.



Zigot:


Döllenmiş yumurta hücresi.





Zooloji:



Biyolojinin hayvanları inceleyen dalı.
yolcu44 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla