Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07-31-2009, 16:57   #7
Kullanıcı Adı
u.esra
Standart
RİZE

kış harap, yaz hoyrattı
yağmurun hüznü
susuşun çok şey anlattı

acı filizlenir, dalverir zamana
zaman ki; en uygar yaşandı
sonra Karadeniz, sularında feodal
bir gemiyle kıyısına
en ilkel ve saçma olanı taşıyandı

karadeniz köpürüp yıkılan küheylandı

rize, bir sabah güneysudan
çayın filizinden, fındığın çiçeğine geçen
bir yangınla uyandı
dediler, bir yanımız dağ
kuşları talan
deniz bir yanımız, oysa o
ağımızı elimizden alandı

karadeniz köpürüp yıkılan küheylandı

yıl bindokuzyüzyirmialtı
aylardan şubattı
güneysudan sekiz adam
yağmur nasıl yağarsa rizeye öyle çoğalan
ağacı kökünden, insanı yüreğinden
yaşamı en alıcı yerinden
vuran birine karşı
karadenize sel olup aktı

kış harap, yaz hoyrattı
yağmurun hüznü
susuşun çok şey anlattı

güneş yitik
biz buna ölüm demedik
martı ve tay iki ürkek
bir de gece, kıyıda ışıldayan kürek
gömülür kumlara sekiz can

ay sarı, sanki mısır ekmeği
akşamları kıble dağından
şavkı soframıza vuran

saçları mısır koçanı, o gece
gök ambardır, yıldızlar darı
fındığı harmanlar gibi
yarıp kumları
çıkarıp onları dizildik dağa
dağ ki, acımıza soyunandır
çiğnimizde çiğindirik, ölüyü kundakta
taşıyan bizdik

çay demlenir acıdan
bardaklarda hüzün sunduk
yapraklardan, çiçeklerden
estikçe poyraz damar damar
gece ve gündüz, süzülür kan

ay sarı, sanki mısır ekmeği
akşamları kıble dağından
şavkı soframıza vuran

ete kemiğe bürünür bir gün
yürür bu kan, kurulur zaman

Arif AY

__________________
u.esra isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla