|
Alıntı:
Enfal Nickli Üyeden Alıntı
İskilipli Atıf Hoca'nın bir filmi vardı. Orada genç bir avukat Hoca'ya iade-i itibar davası açmaya karar veriyordu benim seyrettiğim yere kadar. Filmi sonuna kadar seyretmedim. O yüzden sonunu bilmiyorum. Kafama takılan yer şurası: Bu film gerçeği anlatmıyor muydu ki biz şu an bu haberle muhatap oluyoruz?
|
Filmin sonu, İskilibli rüyasında Efendimiz'i götüyor, "daha ne bekliyorsun Atıf, Gel" gibisinden çağrıda bulunuyor.
Atıf Hoca'da savunma dilekçesini yazarken uyuya kalıp görüyor onu. Ve uyandığında yırtıp atıyor bir şey yazmıyor ve şehadete gülerek tebessümle gidiyor.
Film gerçek de o gençin girişimleri "film"..
//
Alıntı:
O dönemin yasalarında şapkaya karşı çıkmanın cezası 1 yıldan daha az bir hapisti. Sadece halkı isyana teşvik suçunun cezası idamdı. İskilipli Atıf Hoca'nın tam olarak hangi gerekçeyle idam edildiği aslında bilinmemektedir.
|
O dönemde yasa masa yok; 3 Ali var, ip var, İstiklal Mahkemeleri var, istibdad var.
Alıntı:
Son olarak mahkeme huzurunda şapka konusunda da ciddi çıkışları olur. En bilineni mahkeme heyetinin "feste bir bez, şapkada bir bez. Neden karşı çıkıyorsun?" diye sormaları üzerine hocanın verdiği cevaptır. "Arkanızdaki bayrakta bir bez. O zaman indirip İngiliz bayrağı asın."
|
Şapkaya karşı idi ki o soru soruldu işte. Mahkemenin toplanış amacı başka olsa aylarca tutup gelip bir de bu soruyu sormazlardı.
"3 yıl önce şapkaya karşıydın şimdi de karşı mısın?" gibisinden bir soru olurdu.
Kel Ali cevabını iyi alıyor gerçi ama zalimin zulmü de iyi kanıtlanıyor.
Alıntı:
Atıf Hoca'yı idama götüren asıl sürecin, Said-i Nursi ve birkaç din adamıyla birlikte kurdukları bir islam cemiyeti olduğu söyleniyor. Bu cemiyet, padişah tarafından zorla kullanılmış bir cemiyettir. Ankara hükümetinin yaptıklarının dinen uygun olmadığına yönelik, İstanbul hükümeti tarafından bu cemiyete zorla fetva çıkartılıp, Yunan uçaklarıyla anadoluya dağıtılmıştır.
|
İlla Milli Mücadele döneminde "Saray-İllegal İslam Cemiyetleri ve düşmanla işbirliği" safhasına getireceksiniz işi.
Saray istemiş, cemiyet zorla kullanılmış fetva çıkarılmış, Yunan uçaklarıyla Anadoluya dağıtılmış.
Ne âlâ ne âlâ..
M. Kemal'in İngiltere bağlantılarını, "işgalde valileri olmaya dahi arzulu" olması sözleri sümen altı, saraya tu kaka.
Milli Mücadeleye düşman imiş..
Bırakın Allah aşkına, İngiliz desteğiyle, emriyle hareket edilip çıkıp saray onla bunla işbirliği yaptı demek yalan oğlu yalan bi tarihtir.
1940'lara kadar hüküm sürmüştü bu trişkalar.
Artık demode..
Hulki Cevizoğlu, Murat Bardakçı gibiler "şok, yeni belge" diye çene çalsalar da mantıktan kaybediyorlar."Yakın tarihi ezmek istiyorlar ama o ezilmiyor. Bir fırsatını bulur bulmaz ortaya çıkıyor."
(Tarık Zafer Tunaya)
Ayrıca Vakit Gazetesi'ni o günlerde o gibi saçmalıklara alet etmek saçmalığın da saçmalığıdır.
Milli Mücadele yanlısı 9 İstanbul Basını'ndan birisidir Vakit.
Bu aşikar.
Hatta ben değil, Atatürk Araştırma Merkezi diyor;
Alıntı:
Kurtuluş Savaşımızı destekleyen Millî Mücadele basınını da Anadolu ve İstanbul basını olmak üzere iki grupta toplamak mümkündür. İstanbul basınında Millî Mücadele’den yana olan önemli gazeteler Tasvir-i Efkâr, Vakit, İkdam, Zaman, Akşam, Tercüman, İstiklâl, İleri ve Yenigün’dür. Millî Mücadele’ye karşı olan İstanbul gazeteleri ise Peyam-ı Sabah, İstanbul, Alemdar gazeteleridir. Anadolu basınında da, Millî Mücadele’den yana olan önemli gazeteler İzmir’e Doğru, Açıksöz, Arkadaş, Yeni Adana, Albayrak, Anadolu, Babalık, Dertli, Işık, Öğüt, Emel, Ahali, İstikbal, İrade-i Milliye ve Hakimiyet-i Milliye gazeteleridir. Millî Mücadele’ye karşı olan bazı Anadolu gazeteleri ise Ferda, İrşat, Zafer isimlerini taşımaktadır.
|
İnönü Zaferi'ne de alkışı çakan gazete;
Alıntı:
İstanbul basını üzerindeki sansürün ağırlığı genellikle 1921 yılı başlarına kadar bütün şiddetiyle devam etmiş; ancak bu denetim, I. ve II. İnönü Zaferleri ve bunları izleyen diğer başarılardan sonra, Ankara Hükûmeti’nin gittikçe güçlenmesi ve olayların millî harekât lehine gelişmesi sonucu ister istemez bir ölçüde hafiflemiştir. Bu tarihten itibaren İstanbul basınında, Millî Mücadele’den ve Mustafa Kemal Paşa’dan çoğu kez sansürsüz olarak söz edilmeye başlandığını görüyoruz. İşte bu gelişmeler sebebiyledir ki, Vakit gazetesi, II. İnönü Zaferini “Türk silâhları bu defa da pek şanlı bir muzafferiyet elde etmiştir” başlığı altında veriyor ve şunları ilâve ediyordu: “... Anadolu baştanbaşa sevinç içindedir. Her tarafta halk gönüllü kaydedilmekte ve düşmana kesin darbeyi indirmeye koşmaktadır. “
|
http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=DergiIcerik&IcerikNo=953
"İskilibli'nin Gazetesi Vakit" Milli Mücadele yanlısı ama gazetenin sahibi "İsyan"dan idam ediliyor..
Hey benim güzel cicili bicili tarihim..
Konu FarukARSLAN. tarafından (08-25-2009 Saat 14:47 ) değiştirilmiştir..
|