|
![]() |
#1 | ||||||
![]() Alıntı:
Atıf Hoca'da savunma dilekçesini yazarken uyuya kalıp görüyor onu. Ve uyandığında yırtıp atıyor bir şey yazmıyor ve şehadete gülerek tebessümle gidiyor. Film gerçek de o gençin girişimleri "film".. // Alıntı:
O dönemde yasa masa yok; 3 Ali var, ip var, İstiklal Mahkemeleri var, istibdad var. Alıntı:
"3 yıl önce şapkaya karşıydın şimdi de karşı mısın?" gibisinden bir soru olurdu. Kel Ali cevabını iyi alıyor gerçi ama zalimin zulmü de iyi kanıtlanıyor. Alıntı:
Saray istemiş, cemiyet zorla kullanılmış fetva çıkarılmış, Yunan uçaklarıyla Anadoluya dağıtılmış. Ne âlâ ne âlâ.. M. Kemal'in İngiltere bağlantılarını, "işgalde valileri olmaya dahi arzulu" olması sözleri sümen altı, saraya tu kaka. Milli Mücadeleye düşman imiş.. Bırakın Allah aşkına, İngiliz desteğiyle, emriyle hareket edilip çıkıp saray onla bunla işbirliği yaptı demek yalan oğlu yalan bi tarihtir. 1940'lara kadar hüküm sürmüştü bu trişkalar. Artık demode.. Hulki Cevizoğlu, Murat Bardakçı gibiler "şok, yeni belge" diye çene çalsalar da mantıktan kaybediyorlar. "Yakın tarihi ezmek istiyorlar ama o ezilmiyor. Bir fırsatını bulur bulmaz ortaya çıkıyor."Ayrıca Vakit Gazetesi'ni o günlerde o gibi saçmalıklara alet etmek saçmalığın da saçmalığıdır. Milli Mücadele yanlısı 9 İstanbul Basını'ndan birisidir Vakit. Bu aşikar. Hatta ben değil, Atatürk Araştırma Merkezi diyor; Alıntı:
Alıntı:
"İskilibli'nin Gazetesi Vakit" Milli Mücadele yanlısı ama gazetenin sahibi "İsyan"dan idam ediliyor.. Hey benim güzel cicili bicili tarihim..
![]() Konu FarukARSLAN. tarafından (08-25-2009 Saat 14:47 ) değiştirilmiştir.. |
|||||||
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 | |
![]() Alıntı:
Fakat tam bu sıralar cereyan eden bir başka hadise hocanın idam edilmesinde mühim bir amil (sebep) olmuştur. İstanbul hükümeti Anadolu’daki Kuvva-i Milliye (milli kuvvetler) hareketine karşı halkın teveccühünü (yönelişini) kırmak için bir fetva yayınlamış, ama Anadolu ulemasının (alimlerinin) karşı fetvası bunu boşa çıkarmıştı. Bunun üzerine Şeyhülislam Mustafa Sabri efendinin marifetiyle Teali-i İslam cemiyeti namına yazılmış ve bastırılmış bir beyanname zorla Teali-i İslam cemiyeti idare heyetine imzalatılmaya çalışılmıştı. Ama Atıf Hoca ve Tahir-ül Mevlevi’nin şiddetle karşı koymaları üzerine de mühürsüz olarak Yunan uçaklarınca Anadolu’ya atıldı. Buna karşın, o zamanın Vakit gazetesinde Atıf Hoca tekzibname (yalanlama) yayınladıysa da, Ankara İstiklal mahkemesi zabıtlarında okuduğumuza göre, bu beyanname Hocaefendi’ye karşı güdülen kinin mühim bir amili (sebebi) olarak zihinlerde kaldı. Kaynak: http://www.haber7.com/haber/20080215...put-yaniti.php |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#3 | |
![]() Alıntı:
Senin alıntıladığın bu yazının devamında bir yerde de şu sözler söyleniyor.. "1923 yılında yayınladığı “Tesettür-ü Şer’i” ve 1924’de neşrettiği “Din-i İslam’da Men-i Müskirat” adlı eserleri ile “Atıf Efendi Kütüphanesi Neşriyatından” adıyla yeni bir serinin telifine başladı. Bu seriyi 10 sene içerisinde 50 kitaba ulaştırma azmindeydi. Üçüncü eser “Frenk Mukallitliği ve Şapka”dır. Dikkat edilirse, üç eser de devrin idaresini rahatsız edecek cinstendir ve devam etmesine meydan verilmemiştir." Zaten en son "Frenk Mukallitliğini" çıkardıktan sonra 1926 yılında asılıyor... |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#4 | |
![]() Alıntı:
İskilipli Atıf Hocanın idamında sorumlu mahkeme heyetidir. Çünkü o dönemin şartlarında yasalara pek fazla uyulmuyordu. Kararlar, mahkeme heyetinin insiyatifindeydi. Zaten şimdiki gibi bir adalet sistemi de bekleyemeyiz. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|