Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
Dış Gündem Dış Gündem ile ilgili tüm konuları burada paylaşıyoruz.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 12-29-2011, 00:54   #1
Kullanıcı Adı
werret
Standart Lübnan'lı milletvekilinden Türkiye'ye Ağır Tehdit (Video)

Lübnan'lı milletvekilinden Türkiye'ye ağır tehdit (Video)


Hizbullah koalisyonundaki Viam Vahab Türkiye'yi işgalci olarak tanımladı ve Türkiye'yi 100 bin roket ile vuracaklarını iddia etti.




Lübnan’da Hizbullah liderliğindeki koalisyon üyesi Dürzî, Tevhid Partisi lideri Viam Vahab Türkiye’nin Suriye topraklarına bir metre girmesi durumunda 100.000 tane Hizbullah ve İran füzesinin Türk şehirlerini vuracağını bildirdi.

Erdoğan’a hakaretlerde bulunan Viam Vahab: "Erdoğan karpuz satıcısı gibi kim daha fazla bağırırsa onun daha fazla satış yapacağını zannediyor. O bir korkaktır. O Filistin bayrağını İran’ın elinden almak istiyor"dedi.

Vahab, İsrail'in Filistin'i işgal etttiği gibi Türkiye'nin de Hatay'ı işgal ettiği iddiasında bulundu.


YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.


Hizbullah ve İran'ın Esad'a Desteği

Uzmanlar İsrail'e karşı sözlü sataşmalar dışında herhangi bir çatışmaya girmekten kaçınan Esad yönetiminin iktidara kalmasının ABD çıkarlarıyla uyuştuğunu aynı şekilde İran ve Hizbullah'ın da Nusayri (Arap Alevi'si) olan Esad rejimine hem mezhebi hem de stratejik çıkarları gereği destek verdiğini belirtiyorlar.

Hizbullah lideri Hasan Nasrullah ve diğer yetkililer isyanın başından beri yaptıkları açıklamalarla Esad yönetimine destek verdiklerini ilan ettiler. İran dini lideri Ayetullah Hamaney Suriye'li protestocuları fesad odağı olarak nitelemişti.



Hasan Nasrullah'ın Esad rejimine destek konuşması


YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.


pressmedya.com




 


Konu werret tarafından (12-29-2011 Saat 00:57 ) değiştirilmiştir..
  Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 12-29-2011, 22:51   #2
Kullanıcı Adı
BeldeiTAYYIBe
Standart
Dürzi adam Tevhid partisi lideriymis...

Provokasyon icin baskasini bulamamislar galiba.
BeldeiTAYYIBe isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-30-2011, 00:22   #3
Kullanıcı Adı
werret
Standart
Alıntı:
BeldeiTAYYIBe Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Dürzi adam Tevhid partisi lideriymis...

Provokasyon icin baskasini bulamamislar galiba.
O şahıs Lübnan'da daha önce bakanlık da yapmış olan , ''Hizbullah'' yanlısı bir siyasetçidir.

O şahıs aklı sıra, üstteki videodaki konuşmasıyla Türk hükümetini korkutmaya çalışmış...

Konu werret tarafından (12-30-2011 Saat 00:31 ) değiştirilmiştir..
  Alıntı ile Cevapla
Alt 12-30-2011, 03:13   #4
Kullanıcı Adı
depare
Standart
Hizbullahta 100 bin tane füze olsaydı Orta Doğun'un kralı olurdu çünkü orta doğuda ki bütün ülkelerin füzelerini topla o kadar bulamazsın onun için atarken daha inandırıcı atsın

Türkiye'ye 100 bin tane füze atacak gücü varda İsraile niye atmıyor diye sorarlar adama
depare isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-30-2011, 03:15   #5
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
suriyeden bahsediyor zaten füze sahibi olarak...
bu adam hizbullahtanda değil...
hizbullah israil konusunda medarı iftaharımızdır temmuz savaşında israili mahvetti...
  Alıntı ile Cevapla
Alt 12-30-2011, 03:27   #6
Kullanıcı Adı
werret
Standart

O adam orada Hizbullah , Suriye ve İran'ın füzelerinden bahsediyor.

Ayrıca o adam için ''Hizbullah üyesi'' dememiştim zaten, onun için ''Hizbullah yanlısı'' demiştim...

''Hizbullah'' isimli şii mezhepçisi örgüt, Lübnan'da sünni müslümanlara karşı hristiyanlarla ve dürzilerle ittifak yapabilmektedir.

Hatta yanlış bilmiyorsam; şuan Lübnan'da hristiyanlar ile Hizbullah'ın oluşturduğu koalisyon iktidardadır.

Konu werret tarafından (12-30-2011 Saat 10:26 ) değiştirilmiştir..
  Alıntı ile Cevapla
Alt 12-30-2011, 03:32   #7
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
herşeyi biliyorsunda politika nedir zerre bilmiyorsun...

  Alıntı ile Cevapla
Alt 12-30-2011, 03:35   #8
Kullanıcı Adı
depare
Standart
Birde başımıza Dürziler çıktı iyimi

Suriye'de de yoktur 100 bin füze Türkiye'de bile olduğunu sanmıyorum mermi değil ki bu atmış adam

depare isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12-30-2011, 03:40   #9
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
ne olcak rusya destekliyor esedi alır onlardan
belkide vardır belli olmaz
4 e falan bölerler füzeleri
  Alıntı ile Cevapla
Alt 12-30-2011, 06:48   #10
Kullanıcı Adı
werret
Standart

''Batı'nın Suriye'deki Katliama Desteği


Haçlı zihniyeti iliklerinden öte genlerine kadar işlenmiş Batılı toplumlar İslam düşmanı tutumlarını her vesile ile ortaya koyarken asıl inanılmaz tahammülsüzlüklerini Sünni İslam karşısında göstermektedir.


Gerçek İslam’ın Sünni olduğunu iyi bilen batılı oryantalistler Müslüman coğrafyasında türetilen her türden sapkın marjinal grupları, özellikle de Şiileri desteklemede açık ve gizli her yola daima başvurmuşlardır. Ancak bunu büyük Sünni kitleler karşısında her zaman gizli, dolaylı yollardan yapmışlardır.

ABD ve müttefiki batılı ülkeler her vesile ile İran’a düşmanca bir yaklaşım sergilemelerine karşın, Irak’ı işgal ederken kendi işbirlikçileri Saddam’ın yönetimini sırf Sünni olduğu için devirip yerine Şiilerin iktidarına dayalı bir yönetim oluşturdular.

O kadar ki Sünnilere muhalefet görevi bile vermeyerek Şii iktidara karşı yine Şii muhalif Mukteda El Sadr’ın liderliğinde silahlı bir fanatik Şii güç oluşturdular.

Böylece ABD ve müttefikleri işgal ettikleri Irak’ı Şii İran’ın hinterlandına sokmak için her türlü İblisliği yaptılar.
Aynı şeyi Afganistan işgalinde de yaptılar. Şii azınlıkla işbirliği yaparak İran’ın etkinliğini arttırmak için her yola hala başvurmaktadırlar. Bunun asıl nedeni İsrail siyasetinin batılılar üzerindeki dayanılmaz etkisidir.


Çünkü İsrail’in genel politikası dost olduğu ülkenin dibini oyup düşmanı ilan ettiği ülkeyi de el altından desteklemektir!


Şiilik özünde Yahudiliğin İslam içerisinde oluşturduğu bir yandaş fırkadır. Bilindiği gibi Yahudilik ırkçı bir din olduğu için Yahudi bir anneden doğan ancak Yahudi olabiliyor. Bu yüzden Yahudiliğin mensupları çoğalamadığı için tarih boyunca diğer toplumlar içerisinde hep azınlıkta kalıyorlar.

Bu olumsuzluğu gidermek için başka dinlerden yandaş fırka, mezhep ve tarikatlar oluşturuyorlar. Ya da yönetimlerini ellerine geçirip kendilerine hizmet ettiriyorlar. Yahudiler bunu tarih boyunca yaptıkları gibi şimdi de yapıyorlar.

Hıristiyanlık içerisindeki tüm kadim mezhepler Yahudiliğin eseri olduğu gibi günümüzdeki Protestanlar, Evanjelikler de Siyonizm’in ürünüdürler.


İran Şahını CİA ve MOSSAD’ın örgütlediği Şii mollalar devirdiler. Paris’te yaşayan Ayetullah Humeyni avenesi ile birlikte Fransız Havayollarına ait bir uçağa bindirilip Tahran Havaalanına indirildi, İran’ın başına geçirildi.


Ama başta ABD, tüm batılı ülkeler ve İsrail çok şiddetli Humeyni karşıtı politikalar sergilediler. Oysa İran-Irak savaşında İsrail’in Humeyni’ye silah desteği verdiği bir skandal olarak ortaya çıkartıldı. Ancak bu ibret alınacak, ders çıkartılacak olay dünya kamuoyuna unutturuldu!

İran-Irak savaşının asıl müsebbibi Humeyni olmasına rağmen, dünya bu suçu daima Saddam’a yükledi. Humeyni Tahran Havaalanında ayağının tozu ile devrimimizi komşu ülkelere ihraç edeceğiz diye bir demeç verdi. Saddam da o halde devrimi ilk ihraç edeceği ülke, halkının yarısı Şii olan benim ülkemdir diyerek en zayıf döneminde saldırıya geçti.

Lübnan’daki Şii Hizbullah örgütü de başta İsrail batının örtülü desteği ile sürekli güçlenmektedir. İsrail ne zaman Lübnan’a saldırsa Şii Hizbullah örgüt kahramanlaşarak etkinliğini, saygınlığını artırmaktadır. Hizbullah gerçek düşmanı olsa İsrail hiç tahammül gösterip müsaade eder mi?

Hizbullah Lübnan’da silahlı gücü olan adeta devlet içinde devlet konumu ile dünyada emsali bulunmayan bir örgüt olarak kabul görmektedir.
Bu fiili durumu örnek alarak örgütlenen HAMAS Filistin’de seçim kazandığı halde kabul görmedi.


Suriye’de de bir Şiilik fraksiyonu olan % 7’lik Alevi azınlığa dayanan bir zümre oligarşisi on yıllardır % 90 Sünni çoğunluk üzerinde hegemonik ve baskıcı bir dikta yönetimi oluşturmuş bulunuyor. Küçücük Alevi azınlığın büyük Sünni çoğunluk üzerinde kurduğu bu zalim yönetim bir Fransız yadigârıdır.


Osmanlı İmparatorluğu dağılınca Suriye Fransa’nın sömürgesi yapıldı ve ülkeye bağımsızlık verildiğinde işbirlikçi Alevi azınlığa teslim edildi. Bu yüzden de Suriye yönetimi ile halkı hiçbir zaman barışık olamadı, sürekli isyanlar ve katliamlar yaşandı.


İsrail işbirlikçisi Hafız Esat Golan Tepelerini peşkeş çekme karşılığında MOSSAD desteğinde Suriye’de askeri darbe yaptı ve ülkeyi hep demir yumrukla yönetti. Öldüğünde de sözde cumhuriyetin başına bu kez oğlu geçti.


Baba Esat’ın Hama şehrini topa tutup 30 bin insanı katletmesine nazire olarak oğul Esat 30 yıl sonra aynı Hama’yı bu Ramazan’ın arifesinde top ateşine tutarak yüzlerce insanı dünyanın gözleri önünde pervasızca katletmekten çekinmemiştir.

Batı bu katliamlara şeytani bir hazla seyirci kalırken, Türkiye’nin soruna el atmasını istemektedir. Amaçları bellidir. Türkiye komşu bölge ülkeleri ile ticaretini ve sosyal ilişkilerini geliştirirken bile Yeni Osmanlı diye yaygara koparılıp tehdit ve tehlike kaynağı olarak gösterilirken, Suriye’nin içişleri gibi gösterilen bir konuda müdahale edecek olsa gök kubbeyi başına indirmeye kalkarlar.


Ama Türkiye yumuşak gücünü göstererek İsrail, ABD ve müttefiklerine rağmen nasıl ki Irak’ta İran’dan daha etkili olduysa, aynı şekilde Suriye ve Lübnan’da da etkili olacaktır, olmaktadır da.

Türkiye sürekli gelişen ileri demokrasisi, özgür medyası ve alabildiğine sınırsız, tabusuz tartışma ortamıyla yaşanan Arap Baharında model ülke olarak temayüz etmek gibi bir lükse sahiptir.


Hiçbir güç insanların ve toplumların imrenme, özenme arzularının önüne geçemez. Günümüz iletişim imkânları karşısında dünyaya kapalı bir toplum ne oluşturulabilir ne de korunabilir.

Bugün İsrail, ABD, Avrupa Birliği tarafından desteklenen PKK ve siyasi uzantısı BDP bütün kışkırtmalara, baskılara ve şiddete rağmen Kürt halkının ancak küçük bir kesiminden oy alabiliyorsa bu Türkiye’nin ileri bir demokrasiye sahip olmasındandır.


Suriye’deki tek partili Baas rejimine örnek teşkil eden CHP zihniyeti bu ülkenin geleneksel toplum yapısını tahrip etmeseydi bugün PKK diye bir sorunumuz hiç olmayacaktı.

Ama Türkiye’deki değişim karşısında CHP bile artık direnemiyor. CHP de adamakıllı değişmeye başladı. Türkiye’deki değişim, Humeyni’nin matah devrimini ihraç etmek istemesi gibi zorla empoze ederek değil, imrenilip özenilerek benimsenmektedir.


Bölge ülkelerinin ileri demokrasisine bakıp ağız suyu akıtarak sahip olmak için can atması Türkiye’ye dayanılmaz bir yumuşak güç oluşturuyor.


Aslında Osmanlı’ya da kimse direnmiyordu, aksine her yerde kucak açılıyordu.''


Vahit Şekerci -
03.08.2011

http://www.el-aziz.com/koseyazisi.php?id=1939

Konu werret tarafından (12-30-2011 Saat 07:02 ) değiştirilmiştir..
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı