Siyaset Forum - Siyasetin Kalbi
Dini Konular Dinimiz hakkında öğrenmek ve paylaşmak istediğiniz herşey.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 07-02-2011, 02:48   #1
Kullanıcı Adı
Hüdavendigâr
Standart Müslüman gençlere örnek gösterilen Ali şeriati kimdir!
Aslen şiî olup şiîlerin bile tasvip etmediği Ali Şeriatî diye biri var. Birileri, Peygamberimiz örnek olarak yetmezmiş gibi onu örnek bir şahsiyet gibi göstererek, müslüman gençlerin zihinlerini onun bozuk fikirleriyle doldurmak peşinde.

Başından sonuna kadar okumanız rica olunur;


Allayıp pullayarak gençlere sundukları Ali Şeriatî Peygamberimiz’e bile hakaret eden bir zındık. Bu yazımızda, onu kendi sözleriyle daha yakından tanıtacağız. Tanınmalı ve hangi derekelerde olduğu bilinmeli ki, onu yüceltenler de tanınmış ve bilinmiş olsun.
Şeriatî’nin MUHAMMED KİMDİR isimli kitabına bakıyoruz. Görelim bakalım, İslâm büyükleri hakkında neler yazmış. Başlıyoruz. Bismillah:

1- Peygamberimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem)’in diliyle övülen ve ashabın en büyüğü olan Hazreti Ebûbekir, Hazreti Ömer ve Hazreti Osman (Radıyallahü anhüm) hakkındaki iftiraları şöyle:
“Ebûbekir… ihtiyar, yumuşak, her işi basite alan birisidir. Tehlike dolu toplumsal, siyasal mesuliyet, böyle bir ruhsal yapıyla bağdaşmaktan daha ciddi ve önemlidir.”
“Ömer… yenilikçilik özelliği yoktu… düşünce açısından zayıftı… itikadî ve fikrî bir mevzu sözkonusu olduğunda çok güçsüz görülüyordu. Kendisi de devamlı düşünsel alandaki hatalarını itiraf ediyordu.” (s: 317)
Osman… görüş açısı dünya görüşü dar ve zayıf birisidir. Peygamberle yaptığı işbirliği sırasında kimse onun en ufak bir üstün ve fevkalâde iş yaptığını görmemiştir. İslâm’ın öz ruhunu, derinliğini, sınıfsal yönelimini hissedememiştir. İslâm’ı, “şiarlar” ve İslâm rehberini “şiarları yücelten”den başka bir şey olarak niteleyemiyordu. Servet ve süse, kavmine ve kendine düşkünlüğü, büyüklere ve altına, güç ve kan sahiplerine saygıda bulunma, onun ruhunda o kadar güçlüdür ki, onun ahlâkî bağı, İslâm’dan daha çok cahiliyeye yakın ve iç içedir. En büyük tehlike, tehlikeli ve güçlü Beni Ümeyye hanedanına mensup oluşudur. Kuşkusuz O’nun böyle bir ruhsal yapı ve görüş açısıyla, bu uyanık, layık İslâm maskesi takmış güçlü düşmanların elinde bir “sadık uygulayıcı”dan başka bir konumu olmayacaktır. (s: 318)
2- Bir gurup ashabı Hazreti Ali (Radıyallahü anh) aleyhinde olmakla suçlayıp sonra Hazreti Ebûbekir (Radıyallahü anh) Efendimiz’e şöyle dil uzatıyor:
“…bu grupla Ebu Bekir’in cahiliyedeki özel ilişkisi tamamen belirgindir.”
“… Ebu Bekir bu gizli grubun seçkin şahsiyetidir.”
Hz. Ebûbekir (Radıyallahü anh) güya arap köleleri serbest bırakmak için şöyle bir tavsiyede bulunmuş:
“Allah bize bir çok acem köle bağışladığı için, arabı köle olarak kullanmak gerekmez.”
Bu iftiradan sonra lafı dolandırarak, Hazreti Ebûbekir Efendimiz’i câhiliyenin eksik terbiyesiyle suçluyor:
“…bunlar gibi düşünce ve duygusundaki birçok zaaf noktaları, İslâm’dan öğrendiği üstün faziletlere karşılık, geçmişteki terbiye etkilerini hatırlatıyor.” (s: 321)
3- Hazreti Ali (Radıyallahü anh)’a karşı gizli bir grup oluşturulduğunu anlattıktan sonra, bu hareket içinde olanları –ki bunlar başta Hz. Ebûbekir (Radıyallahü anh) olmak üzere Aşere-i Mübeşşere’den olan zatlar oluyor- bu grubun tavrını şöyle ifade ediyor:
“Ali’ye karşı beslenen kinler.”
4- Sıra geliyor Peygamberimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem)’e dil uzatmaya. Güya Peygamberimiz Hazreti Ali (Radıyallahü anh)’ın üstünlüğünü açıklamayıp susmuş:
“Muhammed’in Ali hakkındaki sükutu, onu tarihte savunmasız bırakacaktır.”
Peygamberimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem)’i suçlamaya devam ediyor:
“Acaba Muhammed, ….Ali’yi kollamayacak mıdır? …sükutuyla …o acımasız tarihin eliyle paymal etmiyecek midir?”
“…nitekim öyle de oldu. Onu tarihte en kötü adam olarak tanıttılar.” (s: 322)
Bu da tarihe iftira. Tarihte Hz. Ali Efendimiz en kötü adam olarak mı tanıtıldı?
5- Peygamberimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) cennetlik olduğunu müjdelediği zat hakkında kullandığı ifadeye bakın:
Abdürrahman bin Avf …mal severliği süse düşkünlük huylarını, câhiliyeden kendisiyle birlikte taşımaktadır. “Menfaat” ile “hakikat” onun gözünde ayrılmaz bileşik ve birbirinden ayırt edilmez bir olgudur. (s: 323)
6- Meşhur Gadir Hum hadisesini anlatırken, tarihe iftira ediyor: “ashab Ali’ye biat etti” diyor. (s: 323)
Bu yalanı söylemekle farkında olmadan öyle bir açık veriyor ki, demeyin gitsin. Bi kere Gadir Hum hadisesi Peygamberimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) zamanında olmuştur. Peygamberimiz hayattayken Hz. Ali’ye biat edilmesi bahis mevzuu olur mu hiç!
7- Resulüllah (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem)’in hastalığı anında sefere çıkmak üzere olan Üsâme ordusundan bahsederken şöyle diyor:
“Ebûbekir ile Ömer sıradan asker idi. Bu mesele onların ağrına gidip, açıkça Üsame’nin komutanlığına itirazda bulundular.” (s: 324)
Bu söz bir acem yalanı olup gerçek tamamen tersidir. Üsâme Hazretleri genç ve tecrübesiz olduğu için başka bir kumandan tayininin daha uygun olacağını söyleyenlere Hz. Ebûbekir (Radıyallahü anh); “Ben, Resûlüllah’ın tayin ettiği kişiyi kumandanlıktan alamam” diye cevap vermiştir. Hatta Hz. Üsâme at üzerinde olduğu halde kendisi yaya olarak onu Hazreti Resûlüllah’in tayin ettiği kumandan olarak uğurlamış, Üsâme (Radıyallahü anh) bundan sıkılıp ata onun binmesini isteyince de; “Allah yolunda birazcık da bizim ayağımız tozlansa ne olur” diye cevap vermiştir.
8- Vefatından önce herkese hakkını vermek isteyen Peygamberimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem)’in şöyle söylediğini yazıyor:
“Ey halk, kimin sırtına kırbaç vurmuşsam… kime küfür etmişsem…” (s: 329)
Hâşâ, Peygamberimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem)’i başkalarına küfür eden biri olarak gösteriyor.
9- Hazreti Ömer’in, Ashâb-ı kiramın diğerleri gibi Peygamberimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem)’in yolunda canını feda etmekten çekinmeyeceğini bütün müslümanlar bilir. Ama Ali Şeriatî, Peygamberimiz’in ömrünün son saatlerinde bir şeyler yazmak istemesi üzerine, Hz. Ömer’in Peygamberimiz hakkında şöyle söylediği iftirasını yapıyor: “Bu adam savsaklıyor.” (s: 333)
10- Bütün tarihlerin yazdıklarına göre, Peygamberimiz, başı Hz. Aişe validemiz’in göğsüne yaslanmış olduğu halde vefat etmiştir. Şeriatî ise tarihe yalan bir not düşerek bu son hali şöyle anlatıyor:
“Ali, Muhammed’in başını göğsü üzerine aldı.” (s: 336)
Görüldüğü gibi, kitap boyunca Hazret kelimesini kullanmamakta ısrar ediyor.
Değerli okuyucular! Ali Şeriatî’nin bir de Hac isimli kitabı var. Bir de ona göz atalım.
Kitap, Ejder Okumuş tarafından tercüme edilmiş. Elimizdeki 2. baskı Şûrâ Yayınları’na ait. Nisan 2001…
4. sahifede “Yayıncının Notu” olarak şu cümleler göze çarpıyor:
“Bu kitap, Şehid Ali Şeriatî’nin bizzat gözden geçirip ilâveler yaptığı ve “Öğretmen Şehid Dr. Ali Şeriatî’nin Eserlerini Derleme Bürosu”nun külliyat arasında yayımladığı Farsça son Hacc baskısının tam çevirisidir.”
Demek ki neymiş? Ali Şeriatî bu kitabı bizzat kendisi gözden geçirmiş. Aşağıda madde madde verilecek bilgileri lütfen bunu bilerek değerlendiriniz.
1- Daha başta zehirini kusuyor. Diyor ki: “Ve yine biz, aynı yöntemle, İslâm mezhepleri arasında bir mukayese yapsak, İslâm dâhilinde bulunan Şia’yı, dinler arasında İslâm’ı nasıl görüyorsak öyle görürüz.” (s:8 )
2- Şeriatî’nin, Hac hakkındaki şu ifadesine bilhassa dikkat: “Ve Hacc: Müslümanlar arasında her yıl tekrar edilen en çirkin, en mantıksız eylem!” (s: 9)
Bu söz üzerine biz de diyoruz ki, bu sözün sahibi en alçak en rezil insan…
3- Müslümanları şöyle suçluyor: “Kur’an’ı yok edememiş kapatmışlardır. “Kitab”ı “teberrük edici şey” haline getirmişlerdir.” (s:11)
Açıkça, müslümanları Kur’an’ı yok etmek için uğraşmakla suçluyor. Teberrük/bereketlenmek kötü bir şeymiş gibi, Kur’an’ı teberrük edilen şey haline getirmekle suçluyor.
4- Bakın hacda tavaf eden Müslümanlara nasıl hakaret ediyor:
“Yemenliler, saçları perişan ve pis, gözleri çökmüş, bellerine ip bağlamışlar, her biri mezardan çıkmış tıpkı bir hortlak gibi. Ve siyahlar; iri, uzun boylu ve kazık gibi, dudaklarını köpük bürümüş…” (s: 71)
Bu sözler, bir Müslümanın din kardeşleri hakkında söyleyeceği sözler olamaz. Onların görüntüleri böyle olsa bile bu ifadeler kullanılamaz. Öbür taraftan hacda, kötülükler görülmez, gizlenir, iyilikler anlatılır.
5- İmanî bakımdan uygun olmayan öyle benzetmeleri var ki, aşağıda da göreceğiniz gibi, bu teşbihlerin her biri en hafifinden insanın imanını sarsar. Yazının fazla uzamaması için bunları kısa değerlendirmelerle verelim:
a- Hacer Vâlidemiz’den câriye diye bahsederek şöyle diyor: “Allah, Afrikalı siyah bir câriyenin evinde.” (s:49) Allah, -hâşâ- Hz. Hacer’in evindeymiş.
b) “Allah, dünyanın kalbi, varlığın mihveridir.” (s:50) Allah –hâşâ- dünyanın kalbiymiş.
c) “Allah ve insanlar/topluluk bir cihette, bir saftalar.” (s:50) Allah –hâşâ- insanlarla aynı saftaymış.
d) “Allah’ın çevresinde tavaf yapıyorsun.” (s: 54) Kâbe’ye Allah diyor. Hâşâ! Tavaf Allah’ın çevresinde yapılıyormuş.
e) “Vay be! Bu tevhid …seni Allah’la diz dize oturtuyor. …Allah’ın benzeri olarak görüyor. “ (s:56) Allah’la diz dize oturmak, Allah’ın benzeri olmak… Bu benzetmelerin insanı ne hale getireceği ehlince malum.
f) “İlâhî özün, içinde, Allah’ın ruhu girdaptan doğup başını kaldırıyor. Nereden? Allah’ın elinin sağ elinin altından.” (s: 59)
Altı çizili yerlere dikkat. g) “.. sa’y et. Fakat çember çizerek değil, çembersel çaba, değirmen eşeğinin sa’yi gibidir, kısır döngüdür, sonuçta başa dönersin. Böyle bir şey, “abes”, “anlamsız”, içi boş daire, içeriksiz, hedefsiz: Tıpkı sıfır gibi.” (s: 67)
Sa’y ile tavafı karıştırıyor. Sa’y istense de zaten çembersel yapılamaz. Değirmen eşeğinin sa’yi gibi diye bir benzetme yapanın kendisi eşekten aşağı olmaz mı!
Kâbe’nin etrafında yapılan tavafı da sıfır olarak görüyor.
h) “Ey insan! “Allah’ın ruhu”! (s:80) Burada insana, “Allah’ın ruhu!” diye hitap ediyor.
i) “Ey hacı, yolun sonunda Allah seni beklemekte…” (s: 91) Bu söz de sâfî küfrî bir benzetme…
j) Müzdelife’den Mina’ya hareket edecek hacıları, yıkılmaz bir duvara benzettikten sonra şöyle diyor: “Bu çelik duvarı dünyada yıkabilecek hiçbir güç yoktur. İbrahim ve Muhammed dahi yıkamaz.” (s: 106)
Görüyor musunuz hâinliği!.. Böyle bir duvarı yıkmayı hedeflese hedeflese ancak kâfirler hedefler. İbrahim (Aleyhisselâm) ile Peygamberimiz (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem)’i bu çelik duvarı yıkmak istiyor gibi gösteriyor. Bu çelik duvarı yıkma cürmünü Hz. İbrahim’e ve Peygamberimiz’e yüklemek ise, olsa olsa imansızlık alâmetidir.
k) “Ki sen, tek bir “varlık”sın: Kendi “mahiyet”ini kendin yaratmalısın.” (s: 112) Allah’a ait olan yaratmak kelimesini insana izafe ediyor.
l) “Savaş İbrahim’in içinde, Allah’la İsmail arasında savaş.” (s: 119) Eh, bu artık sapıklığın dik âlâsıdır.
m) “Hâtemül Enbiya dahi kendini korumasaydı sarsılabilir düşebilir, yaptıklarını heba edebilirdi. O bile şirkten masum değildir!” (s: 129)
Peygamberler hakkında bu ifade kullanılamaz. Çünkü peygamberler Allah tarafından korunmakta olup şirke düşmek şöyle dursun sıradan günah işlemekten bile uzaktırlar. Böyle sözler, ancak imansız ağızlardan çıkar.
6- Ali Şeriatî’nin cahilliklerine gelince:
a) Haccın başlangıcını zilhiccenin 9. günü olarak anlatıyor. (s: 79)
Halbuki hac, Zilhiccenin 8. günü başlar.
b) “Âdem doğduğu zaman” (s: 84) diyor
Hazreti Âdem doğmamış, topraktan yaratılmıştır…

c) “Hacta ilk hareket Arafat’tan başlar” (s: 86) diyor.
Yanlıştır. Hac Mina’dan başlar.
d) Şeytan taşlamak için toplanacak taşları şöyle tarif ediyor: “Cevizden daha küçük, fıstıktan daha büyük” (s: 101)
Yanlıştır. Doğrusu şöyle: Nohuttan büyük, fındıktan küçük.
Milyonlarca hacı cevizden küçük taşlar toplasa Mina’da taş dağı meydana gelir.
f) “Demek Allah için insan kurban etmek yasak oluyordu. Oysa geçmişte bu, yaygın bir dinî gelenek ve ibadetti.” (s: 135)
Dinî gelenek derken hak dini kastetmektedir. Oysa hak dinde insan kurban etmek gibi bir gelenek ve ibadet yoktur.
g) “Şimdi her şey sona erdi. Nerede? Mina’da!” (s: 146)
Yanlış. Hac Mina’da bitmez. Çünkü daha ziyaret tavafı yapılacaktır.
h) “Bugün Zilhiccenin onu. Kurban Bayramı, Hacc sona erdi.” (s: 146)
Yanlıştır. Taşlama devam etmektedir.

i) “Bu üç günde (bayramın üç günü) Mina bölgesinden dışarı çıkmak yasak! Ka’be’yi tavaf için bile geceleyin dışarı çıkmaya hakkın yok.” (s: 147)
Bu da ancak zır câhillerin düşeceği bir yanlış. Böyle bir yasak yok.
7- Şeriatî’nin Hac kitabında bazı mübârek isimler geçiyor.
Meselâ:
Harun kelimesi 1 defa,
Peygamber kelimesi (Peygamberimiz kastedilerek) 3 defa,
Musa kelimesi 4 defa,
Ali kelimesi 5 defa,
Hüseyin kelimesi 6,
Hacer kelimesi 9 defa,
Muhammed kelimesi 10 defa,
Âdem kelimesi 21 defa,
İsmail kelimesi 90 defa,
İbrahim kelimesi 131 defa geçmektedir.
Buna rağmen hiç birini “Hazret” kelimesiyle anmıyor. Hiç birinde “Hazret” kelimesi veya “Aleyhisselâm” da yok…

Arifan 20.sayı
Ali Eren

 


Konu Hüdavendigâr tarafından (07-02-2011 Saat 02:59 ) değiştirilmiştir..
Hüdavendigâr isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 07-02-2011, 02:50   #2
Kullanıcı Adı
Ahmet Yasin
Standart
Kaynak
Ahmet Yasin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-02-2011, 02:56   #3
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
Ol bir Ali Şeriatî sen de,
sapık diye etiketlensen de, iftira da atılsa, yapmacık da denilse,
aldırma insanlara…
Ne ilk ne son olursun ve keza bilesin ki, hepsini ve fazlasını çekmiştir tüm peygamberler!...
Hem Kur'an'ın dediği gibi, insanların büyük çoğunluğuna uyarsan,
zaten seni de sapıtıp götürürler!

daha bugün gittim ve dine karşı dini satın aldım...
bu hafta onu okuyup bitireceğim büyük bir keyifle...


  Alıntı ile Cevapla
Alt 07-02-2011, 03:00   #4
Kullanıcı Adı
Hüdavendigâr
Standart
Alıntı:
AKıncı 34 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ol bir Ali Şeriatî sen de,
sapık diye etiketlensen de, iftira da atılsa, yapmacık da denilse,
aldırma insanlara…
Ne ilk ne son olursun ve keza bilesin ki, hepsini ve fazlasını çekmiştir tüm peygamberler!...
Hem Kur'an'ın dediği gibi, insanların büyük çoğunluğuna uyarsan,
zaten seni de sapıtıp götürürler!

daha bugün gittim ve dine karşı dini satın aldım...
bu hafta onu okuyup bitireceğim büyük bir keyifle...


Başlık içerisindeki kitapları ve içeriğini incelendinmi merak ediyorum ?
Hüdavendigâr isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-02-2011, 03:53   #5
Kullanıcı Adı
İntifada
Standart
Alıntı:
Hüdavendigâr Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Başlık içerisindeki kitapları ve içeriğini incelendinmi merak ediyorum ?

evet defalarca tartıştık bunları...
bu kesmez hatta seni birazdan şevket eyginin yazısını paylaşırsın...
bu konuyu en az 5 forumda tartışmışızdır sözlükler falan filan dolu...
halbu ki tek kitabını dahi okumadıkları adamı birden kafir sapkın ilan ederler cımbızlanmış öncesi sonrası belli olmayan laflarla...


siz ali şeriatiyi tairkat şeyhi falanmı zannediyorsunuz ?
adam felsefeci ayrıca dinler tarihi konusunda eğitim almakta...
muhammet kimdir kitabı ise nesnel olmak şartıyla yaptığı doktora tezidir...
içinde abartılı kelimeler vardır Allah affetsin ama böyle bi reddiyeye soyunan kişininde kitabın ön sözünü bir okuması gerekirdi...



Alıntı:
Ben burada İslam tarihinin en eski senetlerine dayanarak peygamber ve Medine’ye en yakın noktadan bakmaya çalış-tım.
Ayrıca anlattıklarımı Ehl-i Sünnet kardeşlerin metinlerine isnat ettirdim. Beklediğim, onların da çalışmalarını Ehl-i Şia kardeşlerinin senet ve kitaplarına isnat edebilmeleridir. Böyle olunca yıllarca birbirinden uzak kalmış ve yabancılaşmış bu iki kardeşin birbirine yakılaşıp birleşmeleri sağlanabilir. Çünkü her bir fıkranın itikadî yapıları, kardeş fırkaların eserlerinde zikredilirse, onların itikadının doğruluğu hakkında hiçbir şüphe kalmamış olur.

Ben, Taberî Tarihi ve İbni Hişam’ın Sire’sini metin kaynağı olarak seçtim. Başka bir kaynaktan yaralandığım zaman da kaynağın adını belirtmeye çalıştım.

Diğer bir önemli nokta; İslam Peygamberi hakkında –pek çok yazılar yazıldığı halde- okur için tekrar sayılan ve de siyerlerden edinilebilen bilgilerden ayrı şeyler yazmaya
Çalışmış olmamdır.

Son nokta da şudur ki; benim bu öyküye bakış açım, mezhebî itikadlar açısından değil, herhangi bir inanç ve dine mensup bir insanın bakış açısından değil, herhangi bir inanç ve dine mensup bir insanın bakış açısından olayı değerlendirmemdir. Böyle bir bakış açısından seyredilen manzara; her türlü taassup, taraf tutma ve pek çok araştırmanın hastalığı sayılan önyargıdan uzak bir şekilde gözükecektir. Bu yüzden İslam Peygamberi hakkında seçtiğim konuşma tarzıyla ilgili olarak, okurdan beni bağışlamasını dilerim.

Çünkü burada vurgulamak istediğim şey, bir Müslüman olarak değil, tarafsız ilmî bakış açısıyla olayları değerlendiren bir düşünür olarak Muhammed’in görüntüsünü sergilemektir./Muhammed Kimdir s. 8
insafzılığa gerek yok.önünde arkasında ne olduğu belli olmayan yerleri cımbızlayıp insan tekfir edemezsiniz...

yazıdan sadece bir kısmı kopyalayacağım...eğer sende yazarla aynı manayı çıkarıyorsan bundan benide sapık ilan et...


a-: “Allah, Afrikalı siyah bir câriyenin evinde.” (s:49) Allah, -hâşâ- Hz. Hacer’in evindeymiş.

sen bu yazıdan bu manayımı çıkarıyorsun ?Allahu tealanın hiç bi yerde olmayıp bir cariyenin evinde (haşa) olduğu manasınımı çıkarıyorsun hoca gibi ?


Ali şeriati,ibni teymiyye,mevdudi gibi isimleri kafir ilan etmeye bayılan insanlar neden acaba tasavvufta ölçüyü kaçırmış kişileri,kendi cemaatlerinden olupta ne dediğini bilmeyen insanları,peygamberi Allaha eşit görenleri,şeyhlerine adeta tapanları görmezden gelir bilinmez...
Bu adam Allah yolunda şehit oldu acaba tekfir edenlerin mertebesi ne olacak ?
Günahkarlıkla kafirliklik farklıdır kardeşlerim...


Konu İntifada tarafından (07-02-2011 Saat 03:58 ) değiştirilmiştir..
  Alıntı ile Cevapla
Alt 07-02-2011, 03:59   #6
Kullanıcı Adı
Ahmet Yasin
Standart
orjinallerin dışında başka bir dilde yayınlanan kitapların tercüme hatasına girdiklerini düşünüyorum.En bariz örneği Kur'an-ı kerimin meali tercüme eden kişiye göre farklı olabiliyor kelime değişikliği veya anlam yitirmesi gibi...
Ahmet Yasin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-02-2011, 04:04   #7
Kullanıcı Adı
Seyyah
Standart
Önemli bir konu,
Kaynaklı ve ayrıntı bir şekilde tartışıp bilgilendirilirsek yararlı olur.
Ben kitaplarını henüz okumadım ama elimdekiler bitince okumayı düşünüyorum.
Açıkcası merak ettiğim bir kişi.
Seyyah isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-25-2011, 01:16   #8
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart
Alıntı:
AKıncı 34 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ali şeriati,ibni teymiyye,mevdudi gibi isimleri kafir ilan etmeye bayılan insanlar neden acaba tasavvufta ölçüyü kaçırmış kişileri,kendi cemaatlerinden olupta ne dediğini bilmeyen insanları,peygamberi Allaha eşit görenleri,şeyhlerine adeta tapanları görmezden gelir bilinmez...
Bu adam Allah yolunda şehit oldu acaba tekfir edenlerin mertebesi ne olacak ?
Günahkarlıkla kafirliklik farklıdır kardeşlerim...
Allah gerçek bir Janustur (iki çehreli Yunan tanrısı) diyen Ali Şeriati'nin bu sözünü reddettiğimiz gibi, Muhammed Mustafa eşittir Allah diyen Bayram Ali Öztürk'ün bu sözünü de reddederiz. Bu sözler imanı tehlikeye atan sözlerdir ve tevbe gerektirir. Ali Şeriati de, Bayram Ali Öztürk de, Allahü Teâlâ'ya attıkları bu iftiralarından dolayı tevbe etmişlerdir inşaallah.

Ali Şeriati'nin internette kendi adıyla satılmakta olan ve tercümesini ve derlemesini yaptığı
Abdülhamit Cevdet es-Sehhar'ın Ebuzer isimli kitabının 171. sayfasında şunlar yazılıymış:

"Ama mümkün müydü; Osman’ları, Muaviye’leri, Abdurrahman İbn Avf’ları hadisle, ayetle ve konuşmayla doğru yola getirmek? Bu nasıl olabilirdi ki? Allah’ın Rasulu, vahiyle silahlı olduğu zaman bile bunu yapamadı. Oysa bunların bizzat kendileri, vahiyle Kur’an’la milleti yağma etmişlerdi."

Yukarıdaki bu alıntı doğruysa, kim söylemiş olursa olsun yukarıdaki sözler yalan ve iftira olan sözlerdir. Aşere-i Mübeşşere'den yani Cennetle müjdelenmiş sahabelerden olan Hz. Osman'ın ve Abdurrahman bin Avf hazretlerinin ve sahabeden Hz. Muaviye'nin yanlış yolda olduklarını söyleyen kişinin kendisi yanlış yoldadır. Hz. Osman'ın, Abdurrahman bin Avf'ın ve Hz. Muaviye'nin, vahiyle Kur'an'la milleti yağma ettikleri söylemek de o sahabelere yapılmış olan birer iftiradır. Ayrıca yukarıdaki bu sözler peygamber efendimize de iftira atılması anlamına gelir. Allah Resulü iki kızını Hz. Osman ile evlendirmiştir. Allah Resulü'nün iki kızıyla evlenmiş olması hasebiyle Hz. Osman'a Zinnureyn (iki nur sahibi) lakabı verilmiştir. Hz. Osman'ın yanlış yolda olduğunu söylemek, Allah Resulü'ne yanlış yolda olan biriyle iki kızını da evlendirdi iftirasını atmak olur.
Ayrıca Allah Resulü bir hadis-i şeriflerinde Abdurrahman bin Avf hazretleri için, "Göktekiler ve yerdekiler katında sen eminsin." buyurmuştur. Allah Resulü'nün onun hakkında, "Göktekiler ve yerdekiler katında sen eminsin." buyurduğu Abdurrahman bin Avf'ın yanlış yolda olduğunu söylemek, peygamber efendimize iftira atmak anlamına gelir.

Müslümanları, eğer yukarıdaki alıntı doğruysa Ali Şeriati ismiyle satılmakta olan Ebuzer kitabındaki bu ve muhtemel benzeri yanlışlara karşı uyarıyorum. Böyle bozuk fikirlere karşı dikkatli olalım.
Ehl-i Sünnet itikadına uymayan bozuk kitaplardaki bozuk sözleri reddedelim.
Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 09-25-2011, 01:33   #9
Kullanıcı Adı
BeldeiTAYYIBe
Standart
Alıntı:
Cihannur Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Allah gerçek bir Janustur (iki çehreli Yunan tanrısı) diyen Ali Şeriati'nin bu sözünü reddettiğimiz gibi, Muhammed Mustafa eşittir Allah diyen Bayram Ali Öztürk'ün bu sözünü de reddederiz. Bu sözler imanı tehlikeye atan sözlerdir ve tevbe gerektirir. Ali Şeriati de, Bayram Ali Öztürk de, Allahü Teâlâ'ya attıkları bu iftiralarından dolayı tevbe etmişlerdir inşaallah.

Ali Şeriati'nin internette kendi adıyla satılmakta olan ve tercümesini ve derlemesini yaptığı Abdülhamit Cevdet es-Sehhar'ın Ebuzer isimli kitabının 171. sayfasında şunlar yazılıymış:

"Ama mümkün müydü; Osman’ları, Muaviye’leri, Abdurrahman İbn Avf’ları hadisle, ayetle ve konuşmayla doğru yola getirmek? Bu nasıl olabilirdi ki? Allah’ın Rasulu, vahiyle silahlı olduğu zaman bile bunu yapamadı. Oysa bunların bizzat kendileri, vahiyle Kur’an’la milleti yağma etmişlerdi."

Yukarıdaki bu alıntı doğruysa, kim söylemiş olursa olsun yukarıdaki sözler yalan ve iftira olan sözlerdir. Aşere-i Mübeşşere'den yani Cennetle müjdelenmiş sahabelerden olan Hz. Osman'ın ve Abdurrahman bin Avf hazretlerinin ve sahabeden Hz. Muaviye'nin yanlış yolda olduklarını söyleyen kişinin kendisi yanlış yoldadır. Hz. Osman'ın, Abdurrahman bin Avf'ın ve Hz. Muaviye'nin, vahiyle Kur'an'la milleti yağma ettikleri söylemek de o sahabelere yapılmış olan birer iftiradır. Ayrıca yukarıdaki bu sözler peygamber efendimize de iftira atılması anlamına gelir. Allah Resulü iki kızını Hz. Osman ile evlendirmiştir. Allah Resulü'nün iki kızıyla evlenmiş olması hasebiyle Hz. Osman'a Zinnureyn (iki nur sahibi) lakabı verilmiştir. Hz. Osman'ın yanlış yolda olduğunu söylemek, Allah Resulü'ne yanlış yolda olan biriyle iki kızını da evlendirdi iftirasını atmak olur. Ayrıca Allah Resulü bir hadis-i şeriflerinde Abdurrahman bin Avf hazretleri için, "Göktekiler ve yerdekiler katında sen eminsin." buyurmuştur. Allah Resulü'nün onun hakkında, "Göktekiler ve yerdekiler katında sen eminsin." buyurduğu Abdurrahman bin Avf'ın yanlış yolda olduğunu söylemek, peygamber efendimize iftira atmak anlamına gelir.

Müslümanları, eğer yukarıdaki alıntı doğruysa Ali Şeriati ismiyle satılmakta olan Ebuzer kitabındaki bu ve muhtemel benzeri yanlışlara karşı uyarıyorum. Böyle bozuk fikirlere karşı dikkatli olalım. Ehl-i Sünnet itikadına uymayan bozuk kitaplardaki bozuk sözleri reddedelim.
Hakkinda okuduklarim söyle dursun,
kendi yazdiklarindan anladigim kadariyla, bazi meseleleri mensup oldugu sia mezhebinin penceresinden degerlendiriyor...
Sahabenin bazilari hakkinda kullanmis oldugu dilde de bunu görebiliyoruz.

Haliyle bizlere anormal gelen teoriler,
sianin etkisinde olanlar icin gayet normal olabiliyor...
BeldeiTAYYIBe isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07-02-2011, 03:03   #10
Kullanıcı Adı
EpiVaTeS
Standart
Ali Şeriati kim harbiden...
EpiVaTeS isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı




2007-2026 © Siyaset Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.


Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı