Fatih Rıfkı Atay'a ait söyleniş bir sözdür. Gerçekler ortada zaten. Önemli olan bu realitelere karşı sizin bakış açınız. Bu parti siyasi arenada en az zararla kapatan bir parti. Fakat sıfır zarar demiyoruz en az zarar diyoruz. Bu noktada yapılan atılımlar, asılan pankartlar elbetteki psikolojik olarak etki altına almak gerekir seçmenleri. Bunlar bu arenada kullanılan çeşitli gelişim tekniklerindendir ama müdafaa mekanizması bu platformda siz olmamalısınız.
Doğruları ve gerçekleri söylememi müdafaa mekanizması olarak değerlendirmeniz doğru olmaz. Kendi özgün fikirleri olan bir kişiyim. Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Arap ülkelerini ziyareti sırasında Arap ülkelerine yapmış olduğu laiklik tavsiyesine katılmadığımı forumumuzda belirtmiştim. Yine Başbakanımız Erdoğan'ın, başkanlık sisteminin Türkiye için yararlı olacağı yönündeki görüşlerine katılmadığımı da forumumuzda belirtmiştim. ABD'deki haliyle Türkiye'de uygulanacak başkanlık sisteminin Türkiye'ye yarardan çok zarar getireceği kanaatindeyim.
Niye bardağa boş tarafından bakarak AK Parti için en az zararla kapatan parti diyorsunuz? Bardağa dolu tarafından bakarak, AK Parti, Türk Siyasi Tarihi'nde 1908 yılından 2012 yılına kadar iktidar olmuş tüm siyasi partiler arasında Türkiye'ye ve Türk Milleti'ne tarihte en çok hizmet etmiş olan en iyi, en doğru ve en başarılı siyasi partidir diyorum.
Konu Cihannur tarafından (04-06-2012 Saat 19:01 ) değiştirilmiştir..
Niye bardağa boş tarafından bakarak AK Parti için en az zararla kapatan parti diyorsunuz? Bardağa dolu tarafından bakarak, AK Parti, Türk Siyasi Tarihi'nde 1908 yılından 2012 yılına kadar iktidar olmuş tüm siyasi partiler arasında Türkiye'ye ve Türk Milleti'ne tarihte en çok hizmet etmiş olan en iyi, en doğru ve en başarılı siyasi partidir diyorum.
Eğer bir bireyden veya şahıstan bahsediyor olsa idik.( Ki bu bile bireye göre tartışılır.) O zaman güzel hasletleri üzerinden konuşmamız elzem kaçabilirdi. Fakat kurumsallaşma sürecini tamamlamış bir siyasi partiden bahsediyoruz. O zaman sadece dolu taraflarını görüp, yapmış olduğu hizmetlere bakıp hüsn-ü zan beslemek bazen yeterli düzeyde bir bakış açısı olmayabilir. Bizler güzel yönlerini tartışırken, bu perspektiften fikir alışverişinde bulunurken boş tarafın çerçevesi daha da genişleyebiliyor. O yüzden bu son süreçte hatalarını tahlil etmeyi, bazı atılımları tenkit etmeyi daha elzem görüyorum.