Anketler Tüm anketlerimizi burada paylaşıyoruz. |
Anketimiz: Erdoğan'dan sonra başbakan kim olsun? | |||
Abdullah Gül |
![]() ![]() ![]() ![]() |
28 | 25.93% |
Bülent Arınç |
![]() ![]() ![]() ![]() |
13 | 12.04% |
Numan Kurtulmuş |
![]() ![]() ![]() ![]() |
26 | 24.07% |
Ahmet Davutoğlu |
![]() ![]() ![]() ![]() |
26 | 24.07% |
Ali Babacan |
![]() ![]() ![]() ![]() |
7 | 6.48% |
Suat Kılıç |
![]() ![]() ![]() ![]() |
6 | 5.56% |
Diğer |
![]() ![]() ![]() ![]() |
2 | 1.85% |
Katılımcı sayısı: 108. Sizin bu Ankette oy kullanma yetkiniz bulunmuyor |
![]() |
|
![]() |
#1 | ||||
![]() Alıntı:
Bu amerikancı yaklaşımınız partimizin kökü ve dava şuuruna aykırıdır. Biz yüzümüzü ortadoğuya döndük. Hedefimiz İslam Birliğidir ümmet şuurunu halklara kazandırmaktır. Eğer sizin korkunuz Numan Kurtulmuş başa gelirde amerika ile ilişkilerimiz bozulur İslam dünyası ile bütünleşiriz tarzı bir korkuysa bence Recep Tayyip Erdoğan'dan da korkun. Korkularınızda mutlak surette haklısınız.
![]() |
|||||
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 | ||
![]() Alıntı:
Yorumunuza maddeler hâlinde cevap vereyim: 1- Türkiye, ABD'nin mandası pozisyonunda değildir. Türkiye ile ABD şu sıralar model ortaklık politikası izlemektedirler. Yani aradaki ilişki eşit pozisyonda ortaklık ilişkisi yürüten iki devlet ilişikisidir. 2- Amerkancı bir yaklaşım içinde değilimdir. Amerikancı bir yaklaşım içinde olmadığımın açık ve net delillerinden biri, AK Parti Forum'da 5 Mayıs 2011 tarihinde açmış olduğum, "Silahsız Usame Bin Ladin'i Teslim Almayıp Öldüren Katil Amerika'yı Protesto Ediyorum" başlıklı konum ve konuda yazmış olduğum mesajlarımdır. O konuyu açarken yazmış olduğum mesajımı buraya alıntılıyayım. Daha detaylı olarak incelemek isterseniz aşağıda yer alan linke tıklayarak o konuda yazmış olduğum mesajlarımı okuyabilirsiniz. 05.05.2011 tarihli 06:37 saatinde yazmış olduğum mesajım: Alıntı:
Silahsız Usame Bin Ladin'i Teslim Almayıp Öldüren Katil Amerika'yı Protesto Ediyorum 3- AK Parti'nin Türkiye'nin ABD ile daha önce var olan stratejik ortaklığını daha da ileri götürerek model ortaklık durumuna getirmesi partimizin köküne ve dava şuuruna aykırı değildir. Böyle bir ilişki AK Parti'nin; muhafazakâr demokrat, toplumsal merkez, tertemiz-ak, adaleti ve kalkınmayı gerçekleştirmek, tek devlet, tek millet, tek vatan, tek bayrak, 3Y (yolsuzluk, yoksulluk, yasaklar) ile mücadele etmek vb. ilkelerinden hiçbirine aykırı değildir. Türkiye'nin bir NATO ülkesi ve NATO'nun 2. büyük askerî gücü olarak, NATO'nun 1. büyük askerî gücü olan ABD ile iyi ilişkiler kurması normal ve doğaldır. Ayrıca Türkiye'nin bir Avrupa ülkesi olarak demokratik ülkeler bloğunda yer alan demokratik ve özgürlükçü bir ülke olduğu gerçeğini de hatırda tutmalıyız. 4- Türkiye'nin ABD ile ilişkisini model ortaklık durumuna getiren kişi AK Parti Genel Başkanı ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bu durumda Türkiye'nin ABD ile ilişkisinin model ortaklık seviyesine getirilmesinin AK Parti'nin köküne ve dava şuuruna aykırı olduğunu iddia ettiğinizde o aykırılığı Recep Tayyip Erdoğan'ın yapmış olduğunu iddia etmiş olursunuz. Ayrıca şunu da söylemek isterim ki, Türkiye'nin ABD ile ilişkisinin model ortaklık seviyesine getirilmesinden sonra, 'böyle bir şey AK Parti'nin köküne ve dava şuuruna aykırıdır' diye ne AK Parti teşkilatlarından ne de AK Parti tabanından karşı çıkış duymadım. Eğer siz, AK Parti teşkilatlarından olsun, AK Parti tabanından olsun, Türkiye ile ABD'nin ilişkisinin model ortaklık seviyesine yükseltilmesine verilmiş olan tepkileri biliyorsanız lütfen o tepkileri ve o tepkilerin kimlerden geldiğini burada belirtiniz. 5- İslam dünyasıya bütünleşmemiz diye bir korkum yoktur. Numan Kurtulmuş'un AK Parti Genel Başkanı olması durumunda Türkiye'nin ABD ile ilişkileri farklılaşabilir. Dünyada mevcut olan ve giderek artan demokratik ülkeler-otoriter ülkeler kutuplaşmasını göz önüne aldığımızda, Türkiye'nin demokratik ülkelerle ilişkilerini iyi seviyelerde tutması gerekmektedir. 6- Son olarak şunu söyleyeyim: Türkiye'nin ABD ile ilişkilerini geliştirmesi İslam dünyası ile ilişkilerini geliştirmesine engel değildir. AK Parti iktidarında Türkiye hem ABD ile ilişkisini geliştirmiş hem de İslam ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmiştir. Konu Cihannur tarafından (10-07-2012 Saat 19:15 ) değiştirilmiştir.. |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
#3 | |
![]() Alıntı:
Bizim islam dünyasıyla bütünleşme gibi bir korkumuz neden olsun.Senin yaşın kaç? Türkiye'nin islam ülkelerinde ki popülaritesini hiç mi görmüyorsun? Öyle bir konuşuyorsunu ki sanki partili olan bizler değilde sensin. Zeplinlemi geldin ![]() |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#4 | |
![]() Alıntı:
Türkiye'nin israille amerikayla ilişkisi bozulunca kan ağlayan partili arkadaşlar var bilmiyorum sen onlardanmısın. Ama biz yüzümüzü ortadoğuya döndük İslam dünyasına Türk dünyasına döndük. Kongremizde açıklanan yeni 2023 ve parti vizyonumuzu iyice incelemeni öneririm. Kutsal kitabımızın emrettiği yahudi ve hristiyanları ve müşrikleri önderlerimiz yapmayacağız. onlar birbirlerinin yol göstericisidirler. Biz inşaallah önder olacağız ve müslüman devletlerin önderi olacağız. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#5 | ||
![]() Alıntı:
Alıntı:
Türkiye'nin mevcut dış politikasını değerlendirdiğmizde genel olarak şunları söyleyebiliriz: Türkiye, yavru vatan olarak değerlendirdiğimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuryeti'nin hâmisi durumundadır. Azerbaycan en yakın ilişkide olduğumuz, 1 millet ve 2 devlet anlayışını paylaştımız 'gardaş ülke' olarak kardeş ülkemizdir. Azerbaycan dahil Türk cumhuriyetleri, soydaşlarımız olmaları hasebiyle çok yakın ilişkilerimiz olan, adı üstünde Türk cumhuriyetleri olarak bizden olan kardeş ülkelerdir. Bunların dışında Pakistan'la hem ülke hem de millet olarak birbirlerimize karşı yoğun sevgi, saygı ve hürmetimiz olduğu için bizim için özel bir yeri olan ülkedir. Bunların dışında, Türkiye'nin Osmanlı Devleti süresince yönettiği ve şimdi bağımsız olan özellikle Müslüman halkların devletleriyle de genel olarak iyi ilişkilerimiz vardır. Türkiye'nin var olan sistemi ve Türk Milleti'nin siyasi kültürünü göz önüne alarak içinde bulunduğumuz siyasi anlayış birliği sistemini değerlendirelim: Türkiye özellikle 2. Dünya Savaşı'ndan sonra ABD ve Batı Avrupa Bloğu-Rusya, Çin ve Doğu Avrupa Bloğu (özgür ve demokratik dünya ile baskıcı ve komünist dünya) arasında seçimini özgür ve demokratik dünyadan yana kullanmıştır. Türkiye, 14 Mayıs 1950 Genel Seçimiyle birlikte demokrasiye geçmiş, ordumuz içindeki cuntacı ve darbecilerce askerî darbelerle uğratılan bazı kesintilere rağmen demokrasi yolundaki yürüyüşünü bugüne kadar sürdürmüştür. Türkiye bir NATO ülkesidir. Türkiye, Avrupa Konseyi üyesi bir ülkedir. Türkiye, Avrupa Birliği'ne üyelik başvurusunda bulunmuş ve AB ile hâlen tam üyelik müzakerelerini sürdüren bir ülkedir. Dünya konjonktüründeki yerini aynı siyasi anlayışı paylaştığı demokratik ülkelerin yanı olarak belirleyen Türkiye, başta ABD olmak üzere özellikle batıdaki demokratik ülkelerle yakın ilişkiler geliştirmiştir. Türkiye'nin yeri 2. Dünya Savaşı sonrasında olduğu gibi bugün de özgür ve demokratik ülkelerin yanıdır. Bu açıdan baktığımızda Türkiye'nin; ABD, İngiltere, Kanada, Avrupa ülkeleri vd. diğer demokratik ülkelerle iyi ilişkiler geliştirmekte olması normal ve doğaldır. 1990'lı yıllarda komünizm yıkıldıktan sonra dünya tek kutuplu dünyaya dönüşmüş, Arap Baharı'ndan sonra ve özellikle Suriye'de yaşanan iç savaştan sonra ise tekrar iki kutuplu dünyaya dönülmüştür. Dünyadaki kutupların bir tarafında; Türkiye, ABD, Kanada, İngiltere, Avrupa ülkeleri vd. demokratik ülkeler ve bu ülkelerle birlikte hareket eden ülkeler, diğer tarafında ise; Rusya, Çin, İran, Kuzey Kore vd. otoriter ülkeler ve bu ülkelerle birlikte hareket eden ülkeler vardır. Türkiye, demokratik ülkeler bloğunda yer almasına rağmen, otoriter ülkeler olan Rusya, Çin ve İran ile de iyi ilişkiler kurmuş ve yürütmüştür. Rusya'yla, İran'la ve Çin'le ilişkilerimiz, Suriye politikasında o ülkelerin politikalarının tam tersine politikalar izlememize rağmen hâlen iyi durumdadır. AK Parti'nin iktidara gelmesiyle birlikte daha da geliştirerek ve daha da sağlamlaştırarak izlemekte olduğu Türkiye'nin dış politikasını, AK Parti'nin mevcut genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan sonraki genel başkanlarının da sürdürmesi doğru olacaktır. |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|