Siyaset Forum

[depare]

Cihannur Nickli Üyeden Alıntı

İşte Catalin Grigoras ve Jeff M. Smith'in ses kaydı ile ilgili yaptıkları analiz sonuçlarından çok çarpıcı tespitler:

- Rapor uluslararası adli ses kayıt usullerine göre hazırlanmıştır.

- Youtube'da yayınlanan söz konusu ses kaydının orjinal olmadığı tespit edilmiştir.

- Ses kaydı üzerindeki montaj işlemleri ancak orijinal veya klon bir kayıt üzerinde inceleme yapılırsa tespit edilebilir.

- Elde ettiğimiz grafiklerde 2 kişi arasında geçtiği tahmin edilen 5 farklı görüşmenin olduğu ancak bunun montajlanarak tek bir kayıt haline getirildiği anlaşılmıştır.

- Ses kaydı üzerindeki işlemlerin tespit edilememesi için kaydın ses kalitesinin en az 4 kez düşürülerek maskelendiği bu şekilde her türlü kesme, kopyalama ve ekleme izlerinin kaybedildiği ve maskelendiği belirlenmiştir.

Yapılan bu ilk tespitler neticesinde; bu kayıt üzerinden, ses kaydının hangi dakikalarında kesme, yapıştırma, dublaj ve/veya montaj işlemlerinin yapıldığının teknik olarak belirlemenin mümkün olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

- Bu ses kaydının üzerinde yapılan maskeleme işleminden dolayı teknik olarak "bu görüşme gerçektir ya da montajdır" demek bilimselliğe aykırıdır. (Burası uzmanların raporundaki en çarpıcı yer olarak dikkat çekiyor)

Yabancı dili bırak okuma yazma oranı bile yerlerde sürünen halkı kandırmak için gerçekten büyüleyici bir haber özellikle kırmızı puntoyla büyüttüğünüz tamamen uydurma olan kısım raporda böyle bir açıklama yok

Kaydın orjinal olmadığını gerizekalı olmayan herkez tahmin etmiştir zira youtube yüklenen her video orjinalliğini kaybeder..

Ayrıca kaydın youtube yüklenmesi esnasın da kalitesin'in düşmesi yani algoritma izine rastlanması da gayet doğaldır her video farklı bir yere yüklendiği zaman kalitesi düşer..

5 farklı diyalog izine rastlandığı söylenmiş ses montajları insanların farklı yerlerde yaptıkları konuşmaların kesilip başka yerde kullanılmasıyla yapılır..

Yani konuşmalarda ki diyaloglar yüzde yüz gerçek..

En son satırda ki uzmanların dikkat çektiği kısım denilen ve "maskeleme işlemi" diye yutturulmaya çalışılan kısım da tamamen çarpıtma..

Raporda sadece veri yoğunluğunu düşüren sıkıştırma algoritmalarının bir takım işlemleri maskeleyebileceğinden bahsediyor ki bunu zaten bilmek için uzman olmaya gerek yok. Eğer bu laboratuvara bu söz konusu beş ayrı diyalogun içeriğinin montaj olup olmadığını sorsalardı alacakları cevap farklı olacaktı ve böyle bir ize rastlamadıkları cevabını alacaklardı. Ve bunun tercümesi de montaj olmadığı olacaktır.

Zaten Başbakan daha sonra yaptığı açıklamalar da montaj olmadığını kendiside kabul etmişken bunu tartışmak anlamsız..

"Adalet bakanıyla yaptığım konuşmayı bile dinlemişler" "Kriptolu telefonları bile dinlediler" tarzı açıklamalar aslında birer itiraftır

[Cihannur]

depare Nickli Üyeden Alıntı

Yani konuşmalarda ki diyaloglar yüzde yüz gerçek..

Diğer yorumlarına daha sonra cevap veririm inşaallah; şimdi şu yorumun hakkında görüşlerimi söylemek istiyorum.

Bir an için varsayalım ki, Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'la oğlu Bilal Erdoğan arasındaki ses kayıtları % 100 doğru ve konuşmaların % 100'ü gerçek. Bu durumda nasıl bir kanaate ulaşırız? Şöyle bir kanaate ulaşırız: Başbakanımızın evinde yüklü miktarda para varmış ve o parayı evden çıkarttırmış.

Eğer Başbakanımız ile oğlu arasında geçtiği iddia edilen ses kayıtları doğru olsa bile hiçbir kâfir ya da hiçbir zalim, evde var olduğu iddia edilen o paraların yolsuzluk parası olduğunu iddiaya dair en ufak bir delil gösteremez. Yani kâfirlerin ve zalimlerin, İslam ülkesi Türkiye'ye ve Müslüman Türk Milleti'ne bir saldırıları daha yine akim kalmıştır hamdolsun.

Lütfen asıl ve büyük resme bakınız! Bütün meseleleri, Müslüman Türk Milleti'nin, İslam ülkesi Türkiye'deki hâkimiyetini reddederek, CHP'nin tabanı olan kabaca % 10 laik + % 10 Alevi vatandaşlarımızı Türk Milleti'ne saldırtarak, Müslüman milletimizi; gâvurlar (Batılı gâvurlar) gibi düşünen, gâvurlar gibi yaşayan (içki içen, zina yapan, kumar oynayan, fuhuş yapan, her türlü kötülüğü yapan gâvurlar) insanlara dönüştürmektir. AK Parti'ye, AK Parti'den önce Refah Partisi'ne ve Fazilet Partisi'ne yapılan saldırılar hep o aşağılık ve iğrenç, gâvurlaştırma projesinin parçalarıdır.

AK Parti'ye ve AK Parti Genel Başkanı ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'a yapılmış olan daha önceki saldırıları hatırla! Tam 20 yıl önce 1994 yılında Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Belediye Başkanlığı'na adayken onun imarsız çiftliği var gibi haberlerle yapılan saldırıları hatırla, daha sonra Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Minareler süngü / Kubbeler miğfer / Camiler kışlamız / Müminler asker' masumane şiirinden dolayı; siyasi, hukuk dışı ve gayrimeşru olarak hapse mahkûm edilişini hatırla, daha sonra hatırladığım kadarıyla aynı ceza maddesinden mahkûm edilmiş olan Hasan Celal Güzel'e 2002 Genel Seçimine katılma hakkı verilmişken, Recep Tayyip Erdoğan'ın; siyasi, hukuk dışı ve gayrimeşru bir kararla 2002 Genel Seçimine sokulmasının engellenmesini hatırla, 2003 yılındaki Balyoz Darbe Plânını ve Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz türü darbe plânlarını hatırla, daha sonra 2006 yılındaki Danıştay Cinayeti'yle AK Parti'ye yapılan saldırıları hatırla, daha sonra 2007 yılındaki; Cumhuriyet mitingleriyle, 27 Nisan 2007 E-muhtırasıyla ve 367 soytarılığıyla AK Parti'ye yapılmış olan saldırıları hatırla, daha sonra 2008 yılında; siyasi, hukuk dışı ve gayrimeşru AK Parti Kapatma Davası'yla AK Parti'ye yapılmış olan saldırıları hatırla, daha sonra Ergenekon Terör Örgütü'nün alçakça faaliyetlerini hatırla, 2009 yılında AK Parti'yi ve Fethullah Gülen'i Bitirme Plânı'nın ortaya çıkartıldığını hatırla, 2013 yılında 31 Mart 2013 Gezi Kalkışması'yla ve 17 Aralık 2013 AK Parti'yi Bitirme Dostmodern Darbe Paralel Kalkışması'yla AK Parti'ye ve Recep Tayyip Erdoğan'a yapılmış olan saldırıları hatırla!

Kimse kendini kandırmasın! Türkiye'de gâvurlaştırma projesi uygulamakta olan kâfirlerin ve zalimlerin temel amacı, Müslüman Türk Milleti'ni kendileri gibi Kara Türkümsü (elleri, yüzleri, vicdanları kara ve sözde Türk özde gâvur) yaparak gâvurlaştırmaktır. Bugüne kadar yaptıkları ve muhtemelen bundan sonra da yapacakları saldırılarla milletimizi gâvurlaştırmak için ellerinden geleni yapacaklardır maalesef.

Biz Müslüman Türk Milleti, bugüne kadar değerlerimize bağlı olarak yaşadığımız gibi, bundan sonra da daima değerlerimize bağlı olarak yaşayacağız ve gâvurlaşmayacağız inşaallah.

Hakkıdır, Hakk'a (Allah'a) tapan (Allah'a ibadet eden, yani; namaz kılan, oruç tutan, zekât veren, Hacca giden, diğer İslami ibadetleri de yaparak Allah'a ibadet eden) milletimin istiklâl.

[fetö]

Cihannur Nickli Üyeden Alıntı

• Diğer yorumlarına daha sonra cevap veririm inşaallah; şimdi şu yorumun hakkında görüşlerimi söylemek istiyorum.
  
• Bir an için varsayalım ki, Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'la oğlu Bilal Erdoğan arasındaki ses kayıtları % 100 doğru ve konuşmaların % 100'ü gerçek. Bu durumda nasıl bir kanaate ulaşırız? Şöyle bir kanaate ulaşırız: Başbakanımızın evinde yüklü miktarda para varmış ve o parayı evden çıkarttırmış.
  
• Eğer Başbakanımız ile oğlu arasında geçtiği iddia edilen ses kayıtları doğru olsa bile hiçbir kâfir ya da hiçbir zalim, evde var olduğu iddia edilen o paraların yolsuzluk parası olduğunu iddiaya dair en ufak bir delil gösteremez. Yani kâfirlerin ve zalimlerin, İslam ülkesi Türkiye'ye ve Müslüman Türk Milleti'ne bir saldırıları daha yine akim kalmıştır hamdolsun.
  
• CHP'nin tabanı olan kabaca % 10 laik + % 10 Alevi vatandaşlarımızı Türk Milleti'ne saldırtarak, Müslüman milletimizi; gâvurlar (Batılı gâvurlar)

• gibi düşünen, gâvurlar gibi yaşayan (içki içen, zina yapan, kumar oynayan, fuhuş yapan, her türlü kötülüğü yapan gâvurlar) insanlara dönüştürmektir.
  
• Türkiye'de gâvurlaştırma projesi uygulamakta olan kâfirlerin ve zalimlerin temel amacı, Müslüman Türk Milleti'ni kendileri gibi Kara Türkümsü (elleri, yüzleri, vicdanları kara ve sözde Türk özde gâvur) yaparak gâvurlaştırmaktır.
  
• Biz Müslüman Türk Milleti, bugüne kadar değerlerimize bağlı olarak yaşadığımız gibi, bundan sonra da daima değerlerimize bağlı olarak yaşayacağız ve gâvurlaşmayacağız inşaallah.
  
• Hakkıdır, Hakk'a (Allah'a) tapan (Allah'a ibadet eden, yani; namaz kılan, oruç tutan, zekât veren, Hacca giden, diğer İslami ibadetleri de yaparak Allah'a ibadet eden) milletimin istiklâl.

Saygısızlık yapmam ama birkaç kere okudum şu yazdıklarınızı ve maalesef anladım ki eğer ak parti seçmeni içerisinde sizin gibi düşünen başka 1 kişi varsa bile çok yazık. Çok sığsınız. Allah akıl fikir versin ne diyeyim..

[Cihannur]

fetö Nickli Üyeden Alıntı

Saygısızlık yapmam ama birkaç kere okudum şu yazdıklarınızı ve maalesef anladım ki eğer ak parti seçmeni içerisinde sizin gibi düşünen başka 1 kişi varsa bile çok yazık. Çok sığsınız. Allah akıl fikir versin ne diyeyim..

Kemalizm projesi, Batılılaşma yani gâvurlaşma, yani Türklüğü (Türk'ün; dinini, tarihini, kültürünü, kısacası bütün değerlerini) reddedip ve bırakıp Batılı olmak değil mi?! Bi zahmet tek parti dönemini ve uygulamalarını araştırınız.

Osmanlı'da da Tanzimat Fermanı'ndan Islahat Fermanı'na kadar çeşitli modernleşme projeleri uygulandı; ama uygulanan o projeler, CHP'nin yaptığı gibi Müslüman Türk Milleti'nin bütün değerlerine saldırarak milleti başkalaştırmaya çalışmak şeklinde yapılmadı. Modernleşmeyi, Batılılaşma yani gâvurlaşma olarak anlamak ve uygulamak hem yanlıştır hem de kabul edilemez. Kendimiz kalarak da modernleşebiliriz, ki; Demokrat Parti, Adalet Partisi, Anavatan Partisi ve Adalet ve Kalkınma Partisi, kendimiz kalarak modernleşme projesinin temsilcileridir ve doğru olan modernleşme projesi de budur. Müslüman kalacağız, Türk kalacağız, Müslümanlığımıza ve Türklüğümüze bağlı olarak modernleşeceğiz; ama Batılı olmayacağız, gâvur olmayacağız inşaallah.

Adın; Ahmet, Mehmet, Ayşe, Fatma olabilir; ama sen Michael gibi, Johny gibi, Elizabeth gibi, Rose gibi düşünüp öyle yaşamaya başlarsan, ne Ahmetliğin ne Mehmetliğin ne Ayşeliğin ne Fatmalığın kalır; böylelikle sözde Türk ama özde gâvur olursun.

Türkiye'deki temel mücadele, özümüze (Müslümanlığa, Türk Kültürü'ne, Anadolu Kültürü'ne) bağlı olarak modernleşmeyi savunan merkez sağ partiler (Demokrat Parti, Adalet Partisi, Anavatan Partisi ve dindar ağırlıklı merkez sağ parti AK Parti) ile özümüzden kopup gâvurlaşarak modernleşmeyi savunan merkez sol CHP arasındaki mücadeledir. Eğer Türk Siyasi Tarihi'nin 1923'ten bugüne 2014 yılına kadarki serencamını şöyle bir araştırıp, okuyup, incelerseniz, bu söylediklerimin doğru olduğunu görecek ve bana hak vereceksinizdir.

[fetö]

Cihannur Nickli Üyeden Alıntı

Kemalizm projesi, Batılılaşma yani gâvurlaşma projesi, yani Türklüğü (Türkün; dinini, tarihini, kültürünü, kısacası bütün değerlerini) reddedip ve bırakıp Batılı olmak değil mi?! Bi zahmet tek parti dönemini ve uygulamalarını araştırınız.

Osmanlı'da da Tanzimat Fermanı'ndan Islahat Fermanı'na kadar çeşitli modernleşme projeleri uygulandı; ama uygulanan o projeler, CHP'nin yaptığı gibi Müslüman Türk Milleti'nin bütün değerlerine saldırarak milleti başkalaştırmaya çalışmak şeklinde yapılmadı. Modernleşmeyi, Batılılaşma yani gâvurlaşma olarak anlamak ve uygulamak hem yanlıştır hem de kabul edilemez. Kendimiz kalarak da modernleşebiliriz, ki; Demokrat Parti, Adalet Partisi, Anavatan Partisi ve Adalet ve Kalkınma Partisi, kendimiz kalarak modernleşme projesinin temsilcileridir ve doğru olan modernleşme projesi de budur. Müslüman kalacağız, Türk kalacağız, Müslümanlığımıza ve Türklüğümüze bağlı olarak modernleşeceğiz; ama Batılı olmayacağız, gâvur olmayacağız inşaallah.

Adın; Ahmet, Mehmet, Ayşe, Fatma olabilir; ama sen Michael gibi, Johny gibi, Elizabeth gibi, Rose gibi düşünüp öyle yaşamaya başlarsan, ne Ahmetliğin ne Mehmetliğin ne Ayşeliğin ne Fatmalığın kalır; böylelikle sözde Türk ama özde gâvur olursun.

Türkiye'deki temel mücadele, özümüze (Müslümanlığa, Türk Kültürü'ne, Anadolu Kültürü'ne) bağlı olarak modernleşmeyi savunan merkez sağ partiler (Demokrat Parti, Adalet Partisi, Anavatan Partisi ve dindar ağırlıklı merkez sağ parti AK Parti) ile özümüzden kopup gâvurlaşarak modernleşmeyi savunan merkez sol CHP arasındaki mücadeledir. Eğer Türk Siyasi Tarihi'nin 1923'ten bugüne 2014 yılına kadarki serencamını şöyle bir araştırıp, okuyup, incelerseniz, bu söylediklerimin doğru olduğunu görecek ve bana hak vereceksinizdir.

Siz dindar ağırlıklı diye o partilere oy verirseniz b kişisi de gider "eğitimli" ağırlıklı insanların yoğun olduğu partilere oy verir ki bu da tabii ki sizin partiniz değil. Yaptığınız ilişkilendirmeler hemen az önce benim de verdiğim örnek gibi bilimsellikten uzak maalesef. Anlamadığım şey bir başbakanın evinden "ona ait olan, oğlu öyle söylüyor" bir miktar para boşaltılması isteniyor ve saatler sonra kalan para 30 milyon Euro. Ve yine hipotezi aşırı bilimsel şekilde çürütüyorsunuz kendinizce " paranın kaynağını kimse bilmiyor bu nedenle gerçek olsa da inanmayız" diyorsunuz. Daha da fecisi o kadar paranoyak olmuşsunuz ki

Eğer Başbakanımız ile oğlu arasında geçtiği iddia edilen ses kayıtları doğru olsa bile hiçbir kâfir ya da hiçbir zalim, evde var olduğu iddia edilen o paraların yolsuzluk parası olduğunu iddiaya dair en ufak bir delil gösteremez.

başbakana sadece şeytana tapanlar, kedi kesenler, caniler, vatan hainleri karşıymış gibi düşünüyorsunuz. Samimi olarak Allah'tan diliyorum ki birazcık daha mantıklı çıkarsama yapabilesiniz..

[Cihannur]

fetö Nickli Üyeden Alıntı

Siz dindar ağırlıklı diye o partilere oy verirseniz b kişisi de gider "eğitimli" ağırlıklı insanların yoğun olduğu partilere oy verir ki bu da tabii ki sizin partiniz değil. Yaptığınız ilişkilendirmeler hemen az önce benim de verdiğim örnek gibi bilimsellikten uzak maalesef. Anlamadığım şey bir başbakanın evinden "ona ait olan, oğlu öyle söylüyor" bir miktar para boşaltılması isteniyor ve saatler sonra kalan para 30 milyon Euro. Ve yine hipotezi aşırı bilimsel şekilde çürütüyorsunuz kendinizce " paranın kaynağını kimse bilmiyor bu nedenle gerçek olsa da inanmayız" diyorsunuz. Daha da fecisi o kadar paranoyak olmuşsunuz ki

Yazdıklarımı dikkatlice okuyunuz lütfen. İddia edilen paranın kaynağını kimse bilmiyor ve bu yüzden de gerçek olsa da inanmayız demiyorum; eğer Başbakanımızla ilgili iddia, bir an için varsayalım ki doğru olsa bile, o durumda bile o paranın yolsuzluk parası olduğunu iddia edecek herhangi bir delil gösteremezsiniz diyorum. Bu dediğime itiraz edebilir misiniz? Hayır, itiraz edemezsiniz!

Söylediklerim bilimselliğe aykırı değildir. Doğruları söylüyorum, akıl sağlığım da son derece yerindedir hamdolsun.

Biz Müslüman Türk Milleti, kendi medeniyetimiz olan İslam Medeniyeti'ne, Türk-İslam Medeniyeti'ne bağlı olarak yolumuzda yürüyoruz. CHP ise Batı Medeniyeti'nin Türkiye içindeki Beşinci Kolu'dur ve CHP, kendi medeniyeti olan Batı Medeniyeti'ni, Türk Milleti'ne zorla dayatıyor. CHP'liler eğer istiyorlarsa, Batılılar gibi, gâvurlar gibi düşünüp öyle yaşayabilirler; ama gâvurluğu ve gâvur yaşam tarzını Müslüman Türk Milleti'ne dayatamazlar!

Gâvurun medeniyetini Türk Milleti'ne zorla dayatanlara şöyle seslenmek isterim: Benim medeniyetim (İslam Medeniyeti, Türk-İslam Medeniyeti) bana, gâvurun medeniyeti (Batı Medeniyeti) sana!

[fetö]

Alıntı yaparak kirlilik yapmak istemiyorum nasılsa size seslendiğimi biliyorsunuz..

Öncelikle sizin yaşınızda bir insana akıl sağlığı ile ilgili sorunları olduğunu terbiyem gereğince söyleyemem sadece "mantıklı çıkarsama"dan böyle bir imada bulunduğumu sandıysanız, argo olsun diye kurmadım o cümleyi, gerçek anlamıyla kullandım bunu belirteyim.

Yani öyle gözüküyor ki paranın varlığı kanıtlansa da, yolsuzluk sonucu edinilmiş bir servet olduğu ispatlansa da siz tatmin olmayacaksınız. Herşey ispatlansa da öyle birşey olabilir ama şu an f tipi yapılanmanın saldırısı altındayız haydi birlik olalım derdiniz yine muhtemelen. Daha 5 yıl önce bu kullanıcı adını aldığımda beni siteden attıranlar bugün paralel yapılanmaya lanet okuyor işe bakın :=) (size değil bu lafım Cihannur)

Ayrıca beni neden chp ve batıcılıkla itham ediyorsunuz anlamıyorum. Daha düne kadar f tipi yapılanma ile kol kola olduğu için ak partiyi batı güdümünde diye bağıran bizlere demediğiniz kalmamışken şimdi bunlara paralel devlet diyorsunuz cidden ilginç.

Adamlar dinleme cihazlarımızı çalıyor, başbakanın odasına böcek yerleştiriyor, dersanelerinin genç beyinlerimizi yıkamasını sürdürmek istiyorlar.. Paralel devlet varsa ki TABİ Kİ VAR HÜKÜMETİN SAYESİNDE, temizlemek yine onun işi ama önceden de dediğim gibi bırakıyorum ki yesinler birbirlerini.