Ayrıca Başbakanımız 2001 yılında partiyi kurarken başkanlık sistemini istiyordu şimdide aynı.
Değişen bir şey yok.
Ben memleketin kurtuluşunu bu sistemde görüyorum.
Birde bu konu şimdi dallandı budaklandı diye başbakanımıza dikdatör yakıştırmasını yapanlarıda hayretle izliyorum dediğim gibi 2001 den beri bu sistem kafalarda.
Daha etkili bir Yürütme'nin olduğu bir sistem isteniyorsa, mevcut Parlamenter Sistemimiz, Başkanlık Sistemi'ne göre buna daha elverişlidir. Başkanlık Sistemi'nde Yürütme, Parlamenter Sisteme göre Yasama'nın daha fazla kontrolü altındadır ve bu kontrol, Yasama ile Yürütme'nin karşıt siyasi görüşlerin hakimiyeti altında bulunduğu durumlarda yönetim krizlerine sebebiyet verebilir.
Bu konudaki bir önceki mesajımda dile getirdiğim gibi, eğer hem Başkanlık Sistemi'ne geçelim hem de buna rağmen Yasama'nın Yürütme üzerindeki kontrolünü azaltalım denilirse, sistem zorlanıp Yasama'nın bazı yetkilerinin by-pass edilerek Yürütme'ye yani Başkan'a verilmesi gerekecektir. Fakat bu yapılsa bile yine de ciddi bir mesele daha karşımıza çıkacaktır: Bütçe meselesi. Bütçe'ye kim onay verecektir; Yürütme'yi temsil eden Başkan mı yoksa Yasama'yı temsil eden TBMM mi? Önceki misalimizden devam edelim. Farzedelimki iktidarda AK Partili bir başkan var ve TBMM'de de CHP-MHP faşizm koalisyonunun hakimiyeti var. AK Partili Başkan'ın hazırlattığı Bütçe'ye CHP'li ve MHP'li milletvekilleri ret oyu kullanırlarsa ve Bütçe reddedilirse ne olacaktır? AK Partili Başkan, CHP'li ve MHP'li milletvekillerinin istedikleri Bütçe'yi mi kabul edecektir yoksa kendi belirlediği Bütçe'yi ikinci defa TBMM'ye gönderince bir kez daha reddedilirse bu sefer kendi insiyatifiyle Bütçe'yi onaylayabilecek midir? Eğer Başkan'ın hazırlattığı Türkiye Bütçesi'nin, TBMM çoğunluğunun karşı olmasına rağmen yasallaşabileceği düzenlemeyi içeren bir sistem uygulanacaksa, o sistemin Başkanlık Sistemi olarak değil, Başkan Sistemi olarak nitelendirilmesi uygun olacaktır.
Konu Cihannur tarafından (05-19-2014 Saat 10:39 ) değiştirilmiştir..