Siyaset Forum

[Cihannur]

cms Nickli Üyeden Alıntı

Ben AKP li değilim.Siyasetten oldukça uzak durmaya çalışan ve Türkiye dışında ikamet eden birisiyim.

Sonuçta Sandıkda gömemedikleri AKP yi Somada gömmeye gayret içerisinde olan insan müsvetteleri var.

Elimizi vicdanımıza koyup bir bakmalıyız.Şuana kadar gelmiş ve geçmiş en iyi ve çalışkan bir hükümet herkesi kucaklamaya çalışan bir düzen kurmak ve Başbakan insanların harbiden dünya refahını düşünen bir insan.

Ama konu öyle oldu ki uçan sineğin kanadı kopsa AKP den soruluyor.

Bu satılmış insanların bu azınlıkta olan insanların gerçekten biran önce Akıllarını başlarına alması dileği ile..

Meseleleri AK Parti'yle değil, meseleleri Müslüman Türk Milleti'yle ve onun değerleriyle.

Adalet ve Kalkınma Partisi'ne (AK Parti) saldırmadan önce AK Parti'ye saldırdıkları gibi Refah Partisi'ne saldırmışlardı. Refah Partisi'nden önce Anavatan Partisi'ne saldırmışlardı. Anavatan Partisi'nden önce Adalet Partisi'ne saldırmışlardı. Adalet Partisi'nden önce Demokrat Parti'ye saldırmışlardı. Demokrasi öncesinde saldırmış oldukları siyasi partileri saymıyorum bile.

Self Hating Türkümsülerin (Kendilerinden Nefret Eden Türkümsüler = Laikçiler + Bir Kısım Laikler) nefretleri ve düşmanlıkları; İslam'a, Türk Kültürü'ne, Anadolu Kültürü'ne, İslam Medeniyeti'ne, Türk-İslam Medeniyeti'ne, Türk Tarihi'ne, İslam ülkesi Türkiye'ye ve Müslüman millet Türk Milleti'ne'dir.

[Cihannur]

Arkadaşlar, önce genel bir değerlendirme yapmak sonra da spesifik kazayla ilgili değerlendirmede bulunmak istiyorum.

Türkiye'nin son 10-20 yılında dönüm noktası olan kritik tarihler vardır. İlk dönüm noktası, Susurluk Kazası'nın vuku bulduğu 3 Kasım 1996 tarihidir. Susurluk Kazası'ndan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmamıştır. Susurluk'ta vatan haini derin devleti ortaya çıkartmış olan millet ve hukuk devleti, 12 Haziran 2007 tarihinde başlayan soruşturmanın sonucunda Ergenekon Terör Örgütü Davası'yla gayrimeşru derin devleti mahkum etmiştir.

Türkiye'nin dönüm noktası olan diğer bir kritik tarih, Marmara Depremi'nin vuku bulduğu 17 Ağustos 1999 tarihidir. Marmara Depremi'nin yaşandığı 17 Ağustos 1999 tarihinden sonra da hiçbir şey eskisi gibi olmamış, binaların depreme dayanıklı olarak inşa edilmelerini sağlamak için gerekli düzenlemeler yapılmış, kentsel dönüşüm başlatılmıştır.

Türkiyemizin dönüm noktası olan diğer bir kritik tarih de AK Parti'nin ilk kez iktidara geldiği 3 Kasım 2002 Genel Seçimi'nin yapıldığı gün olan 3 Kasım 2002 tarihidir. 3 Kasım 2002 tarihinden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmamış, AK Parti iktidarıyla birlikte Türkiye'nin Büyük Türkiye yürüyüşü başlamıştır.

28 Nisan 2007 E-Muhtıranın çöpe atılması, 21 Ekim 2007 halk oylamasıyla cumhurbaşkanını halkın seçmesinin halkımız tarafından kabul edilmesiyle sistemin Türk Milleti'nin eline geçmesi, 12 Eylül 2010 halk oylamasının halkımız tarafından kabul edilmesiyle yargı vesayetinin bitirilmesi, 5 Ağustos 2013 Ergenekon Terör Örgütü'nün mahkumiyeti 2. Vaka-i Hayriye ile askeri vesayetin bitirilmesi, 17 Aralık 2013 Dostmodern Darbesi'yle cemaat vesayetinin görünür olması ve 30 Mart 2014 Yerel Seçiminde AK Parti'nin kazandığı seçim zaferiyle cemaat vesayetinin bitirilmesi, Türkiye'de artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı dönüm noktası olan kritik tarihlerdendir.

İşte 13 Mayıs 2014 Soma Maden Faciası'nın vuku bulduğu 13 Mayıs 2014 tarihi de Türkiye'de artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı dönüm noktası olan kritik tarihlerden biri olmuştur. 13 Mayıs 2014'te bir paradigma daha değişmiş, kamudaki ve özel sektördeki iş faaliyetlerinin en öncelikli ve en önemli meselesinin işçi güvenliği olduğu paradigmasına geçilmiştir.

[zülcenaheyn]

Son cümledeki kanıya nereden vardınız? İşçi güvenliği için söylenen sözler bence Soma faciası dolayısıyla söylenen sözlerdir. Ayrıca birkaç gün önce Soma hakkında teklif verilmedi mi? Ve ret edilmedi mi? Bence paradigma değişmedi, sadece geçici bir ilgidir bu işçilere olan ilgi. Yarın öbür gün unutulup gidecek. Sadece gündemlerden bir gündem bu.

Darbeciler konusunda ise ben mi yanlış hatırlıyorum acaba, cemaat-hükümet kavgasının çıkmasıyla darbeciler de hapislerden çıkmadı mı teker teker? Ne iş? Hepsi suçsuz muymuş yani?

[Özgür Suriye]

Darbecileri hükümet değil gülen örgütü saldı

F. Gülen dershane kavgası sırasında darbe tutuklularını kast ederek yaşlı başlı insanlar hapis yatıyor elimde olsa hepsini salarım dedi ve kısa bir süre sonra 28 Şubat davasında tutuklu sanık kalmadı...

Sen milliyetçi geçinirsin ama vatan haini gülen terör örgütünün söylemlerini kullanırsın.. Nasıl iş bu?

Soma ile ilgili açtığım başbakan a çağrı isimli konuya bakabilirsin..

Başbakan ın o konuşmasında önemli yanlışları vardır ve kendisi yeni bir açıklamayla bu yanlışlarını düzeltirse çok iyi olur.

Soma şehidleri üzerinden kim siyasi rant sağlamaya çalışıyorsa o hainidir.. Bu olayın sabotaj olma ihtimali de çok yüksektir.. Ayrıca Soma olayında ihmal varsa bunun 1. Dereceden sorumlusu Aydın doğan ve koç un adamı olan o şirketin patronudur.. 1 Mayıs ta taksim taksim diye zırvalayan ve işçi güvenliğini gündeme getirmeyen sendikalar da sorumludur.. Çalışma bakanlığında bakan dahil kimin ihmali varsa hepsinden de hesap sorulsun..

[zülcenaheyn]

Özgür Suriye Nickli Üyeden Alıntı

Darbecileri hükümet değil gülen örgütü saldı

F. Gülen dershane kavgası sırasında darbe tutuklularını kast ederek yaşlı başlı insanlar hapis yatıyor elimde olsa hepsini salarım dedi ve kısa bir süre sonra 28 Şubat davasında tutuklu sanık kalmadı...

Sen milliyetçi geçinirsin ama vatan haini gülen terör örgütünün söylemlerini kullanırsın.. Nasıl iş bu?

Soma ile ilgili açtığım başbakan a çağrı isimli konuya bakabilirsin..

Başbakan ın o konuşmasında önemli yanlışları vardır ve kendisi yeni bir açıklamayla bu yanlışlarını düzeltirse çok iyi olur.

Soma şehidleri üzerinden kim siyasi rant sağlamaya çalışıyorsa o hainidir.. Bu olayın sabotaj olma ihtimali de çok yüksektir.. Ayrıca Soma olayında ihmal varsa bunun 1. Dereceden sorumlusu Aydın doğan ve koç un adamı olan o şirketin patronudur.. 1 Mayıs ta taksim taksim diye zırvalayan ve işçi güvenliğini gündeme getirmeyen sendikalar da sorumludur.. Çalışma bakanlığında bakan dahil kimin ihmali varsa hepsinden de hesap sorulsun..

Anladım.... Kötü şeyleri cemaate, iyi şeyleri hükümete atıyoruz... Çok iyi anladım..

Darbecileri kim içeri aldı? Hükümet. Kim saldı? Cemaat. Vay anasını be!

[Cihannur]

zülcenaheyn Nickli Üyeden Alıntı

Son cümledeki kanıya nereden vardınız? İşçi güvenliği için söylenen sözler bence Soma faciası dolayısıyla söylenen sözlerdir. Ayrıca birkaç gün önce Soma hakkında teklif verilmedi mi? Ve ret edilmedi mi? Bence paradigma değişmedi, sadece geçici bir ilgidir bu işçilere olan ilgi. Yarın öbür gün unutulup gidecek. Sadece gündemlerden bir gündem bu.

17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'ni yaşadık ve 17 Ağustos 1999 tarihinde Türkiye'nin deprem paradigması değişti. Önce 1999 yılında Zorunlu Deprem Sigortası getirildi sonra 2006 yılında Yapı Güçlendirme Yönetmeliği çıkartıldı ve daha sonra da 2012 yılında Kentsel Dönüşüm başlatıldı. Marmara Depremi'nden bugüne 15 yıl geçti. Depreme daha dayanıklı binalar yapmak ve muhtemel ölümcül depremleri mümkün olan en az can kaybıyla atlatabilmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Nasıl ki Türkiye'nin 16 Ağustos 1999 tarihinde sahip olduğu deprem paradigması, 17 Ağustos 1999 tarihinde yaşamış olduğumuz 7,5 şiddetindeki Marmara Depremi'yle değişmişse, 12 Mayıs 2014 tarihinde sahip olduğumuz iş güvenliği paradigmamız da, 13 Mayıs 2014 Soma Maden Faciası'nı yaşadığımız 13 Mayıs 2014 tarihinde değişmiştir.

İş güvenliği konusundaki, İş güvenliği önemlidir, çok önemlidir paradigmamız 12 Mayıs 2014 tarihinde bitmiştir. 13 Mayıs 2014 tarihinde geçiş yaptığımız İş güvenliği paradigmamız şudur: İş güvenliği; en önceliklidir, en önemlidir. Kamuda olsun özel sektörde olsun işçi çalıştıran tüm kurumların 1. önceliği iş güvenliği, işçi güvenliği olmak durumundadır.

Önümüzdeki dönemde bu yeni paradigmaya uygun pek çok düzenleme yapılacaktır inşaallah. İş güvenliğini arttıracak ve sağlamlaştıracak mevzuat değişikliklerinin yapılması, şirket içi güvenlik eğitimlerinin daha profesyonelce yapılması, iş güvenliği denetimlerin daha kontrollü yapılması, muhtemel kazalara yönelik ciddi tatbikatların yapılarak çalışanların muhtemel kazalarda nasıl davranarak hayatta kalabileceklerinin onlara ciddiyetle öğretilmesi vb. uygulamalar gerçekleştirilecektir inşaallah.

İşsel Dönüşüm denilebilir. Evet, Türkiye nasıl ki Kentsel Dönüşüm yaparak depreme karşı daha güvenli binalar yaparak, muhtemel depremleri daha az sayıda can ve mal kaybı ve daha az hasarla atlatmak için çaba gösteriyorsa, adına mesela İşsel Dönüşüm denilen bir güvenlik dönüşüm planı uygulanarak, iş kazalarının minimum hasarla daha az sayıda can kaybı ve daha az sayıda yaralanmayla atlatılabilmelerini sağlamak için İşsel Dönüşüm uygulaması yapılabilir.

[zülcenaheyn]

Cihannur Nickli Üyeden Alıntı

17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'ni yaşadık ve 17 Ağustos 1999 tarihinde Türkiye'nin deprem paradigması değişti. Önce 1999 yılında Zorunlu Deprem Sigortası getirildi sonra 2006 yılında Yapı Güçlendirme Yönetmeliği çıkartıldı ve daha sonra da 2012 yılında Kentsel Dönüşüm başlatıldı. Marmara Depremi'nden bugüne 15 yıl geçti. Depreme daha dayanıklı binalar yapmak ve muhtemel ölümcül depremleri mümkün olan en az can kaybıyla atlatabilmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Nasıl ki Türkiye'nin 16 Ağustos 1999 tarihinde sahip olduğu deprem paradigması, 17 Ağustos 1999 tarihinde yaşamış olduğumuz 7,5 şiddetindeki Marmara Depremi'yle değişmişse, 12 Mayıs 2014 tarihinde sahip olduğumuz iş güvenliği paradigmamız da, 13 Mayıs 2014 Soma Maden Faciası'nı yaşadığımız 13 Mayıs 2014 tarihinde değişmiştir.

İş güvenliği konusundaki, İş güvenliği önemlidir, çok önemlidir paradigmamız 12 Mayıs 2014 tarihinde bitmiştir. 13 Mayıs 2014 tarihinde geçiş yaptığımız İş güvenliği paradigmamız şudur: İş güvenliği; en önceliklidir, en önemlidir. Kamuda olsun özel sektörde olsun işçi çalıştıran tüm kurumların 1. önceliği iş güvenliği, işçi güvenliği olmak durumundadır.

Önümüzdeki dönemde bu yeni paradigmaya uygun pek çok düzenleme yapılacaktır inşaallah. İş güvenliğini arttıracak ve sağlamlaştıracak mevzuat değişikliklerinin yapılması, şirket içi güvenlik eğitimlerinin daha profesyonelce yapılması, iş güvenliği denetimlerin daha kontrollü yapılması, muhtemel kazalara yönelik ciddi tatbikatların yapılarak çalışanların muhtemel kazalarda nasıl davranarak hayatta kalabileceklerinin onlara ciddiyetle öğretilmesi vb. uygulamalar gerçekleştirilecektir inşaallah.

İşsel Dönüşüm denilebilir. Evet, Türkiye nasıl ki Kentsel Dönüşüm yaparak depreme karşı daha güvenli binalar yaparak, muhtemel depremleri daha az sayıda can ve mal kaybı ve daha az hasarla atlatmak için çaba gösteriyorsa, adına mesela İşsel Dönüşüm denilen bir güvenlik dönüşüm planı uygulanarak, iş kazalarının minimum hasarla daha az sayıda can kaybı ve daha az sayıda yaralanmayla atlatılabilmelerini sağlamak için İşsel Dönüşüm uygulaması yapılabilir.

300 insan ölmüş. Olan olmuş artık. Bu tür sözlerle oy alamazsınız. Faciadan 15 gün önceki teklifi değerlendirmeniz gerekiyordu. Açıkça tınmadınız.

[Özgür Suriye]

@zulcenaheyn

Onları tutuklayan da salan da gülen Örgütü'ydü.

Kafasına göre istediğini tutuklayan birçok gerçek suçluya da dokunmayan gülen örgütü...

Ölümlerden kendinize siyasi rant sağlamaya çalışmayın..

Emin ol bu faciaya ben senden çok daha fazla üzülmüşümdür..

Daha önce defalarca Soma'ya gitmiş birisiyim.

Allah şehidlerimize rahmet etsin.

[Cihannur]

zülcenaheyn Nickli Üyeden Alıntı

300 insan ölmüş. Olan olmuş artık. Bu tür sözlerle oy alamazsınız. Faciadan 15 gün önceki teklifi değerlendirmeniz gerekiyordu. Açıkça tınmadınız.

Her şeyi sadece oy almak üzerine odaklandırmayın. Biz, ülkemize ve milletimize hizmetlerimizi yaparız, oy verip bizi iktidara getirmek ya da muhalefete düşürmek de milletimizin takdirindedir. Milletimizin takdirine de saygı duyarız. Şunu da unutmayın ki, AK Parti ilanihaye iktidar olmayacaktır. Muhtemelen ileride biz de muhalefete düşeceğiz; ama muhalefete düştükten sonra 1 ya da 2 seçim sonra tekrar iktidara gelebiliriz. Mahkeme kadıya mülk değildir.

Burada üç önemli hususun altını çizmek istiyorum:

1- Son 3 yılda mevzuata aykırı davranan kaç maden ocağının kapatıldığını biliyor musun? Ben söyleyeyim: Tam 114 maden ocağı mevzuata uygun faaliyet göstermedikleri için kapatılmış. Denetimler yapılıyor ve kapatmaya varan cezai müeyyideler de uygulanıyor gördüğün gibi.

2- Bu elim kazanın yaşandığı maden ocağının denetimleri mart ayında yapılmış. Eğer denetimler usulüne uygun olarak yapılmışsa mevzuata uygunluk var demektir. Mevzuatın daha güvenlik odaklı bir duruma getirilmesi gerektiğini bu acı olayla anlamış bulunuyoruz.

3- Soma Maden Faciası'nın yaşandığı o maden ocağı âdeta parmakla gösterilen ve çevredeki maden olacaklarının en iyilerinden biri durumunda olan bir kömür ocağıymış. O çevrenin en iyilerinden biri olan maden ocağında 301 madencinin hayatını kaybedeceği bir kaza oluyorsa varın diğer ocakların hâlini siz düşünün.

Anlamamız gereken şu ki, yapısal bir sorun var ve bu yapısal sorunu ancak paradigma değişikliğiyle çözebiliriz. Kimse bugünden yarına bu meselenin rayına oturacağını düşünmesin. Nasıl ki 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nden bu yana 15 yıl geçmesine rağmen hâlâ depreme karşı mücadelemizi sürdürüyor ve Kentsel Dönüşüm yapıyorsak, 13 Mayıs 2014 Soma Maden Faciası'nı da bir milat olarak kabul ederek iş kazalarıyla ilgili olarak da İşsel Dönüşüm başlatmalı ve iş kazalarına karşı uzun soluklu bir mücadeleyi ciddiyetle vermeliyiz.