|
![]() |
#1 |
![]() Son cümledeki kanıya nereden vardınız? İşçi güvenliği için söylenen sözler bence Soma faciası dolayısıyla söylenen sözlerdir. Ayrıca birkaç gün önce Soma hakkında teklif verilmedi mi? Ve ret edilmedi mi? Bence paradigma değişmedi, sadece geçici bir ilgidir bu işçilere olan ilgi. Yarın öbür gün unutulup gidecek. Sadece gündemlerden bir gündem bu.
Darbeciler konusunda ise ben mi yanlış hatırlıyorum acaba, cemaat-hükümet kavgasının çıkmasıyla darbeciler de hapislerden çıkmadı mı teker teker? Ne iş? Hepsi suçsuz muymuş yani?
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Darbecileri hükümet değil gülen örgütü saldı
F. Gülen dershane kavgası sırasında darbe tutuklularını kast ederek yaşlı başlı insanlar hapis yatıyor elimde olsa hepsini salarım dedi ve kısa bir süre sonra 28 Şubat davasında tutuklu sanık kalmadı... Sen milliyetçi geçinirsin ama vatan haini gülen terör örgütünün söylemlerini kullanırsın.. Nasıl iş bu? Soma ile ilgili açtığım başbakan a çağrı isimli konuya bakabilirsin.. Başbakan ın o konuşmasında önemli yanlışları vardır ve kendisi yeni bir açıklamayla bu yanlışlarını düzeltirse çok iyi olur. Soma şehidleri üzerinden kim siyasi rant sağlamaya çalışıyorsa o hainidir.. Bu olayın sabotaj olma ihtimali de çok yüksektir.. Ayrıca Soma olayında ihmal varsa bunun 1. Dereceden sorumlusu Aydın doğan ve koç un adamı olan o şirketin patronudur.. 1 Mayıs ta taksim taksim diye zırvalayan ve işçi güvenliğini gündeme getirmeyen sendikalar da sorumludur.. Çalışma bakanlığında bakan dahil kimin ihmali varsa hepsinden de hesap sorulsun.. Konu Özgür Suriye tarafından (05-17-2014 Saat 22:59 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 | |
![]() Alıntı:
Darbecileri kim içeri aldı? Hükümet. Kim saldı? Cemaat. Vay anasını be! |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#4 | |
![]() Alıntı:
17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'ni yaşadık ve 17 Ağustos 1999 tarihinde Türkiye'nin deprem paradigması değişti. Önce 1999 yılında Zorunlu Deprem Sigortası getirildi sonra 2006 yılında Yapı Güçlendirme Yönetmeliği çıkartıldı ve daha sonra da 2012 yılında Kentsel Dönüşüm başlatıldı. Marmara Depremi'nden bugüne 15 yıl geçti. Depreme daha dayanıklı binalar yapmak ve muhtemel ölümcül depremleri mümkün olan en az can kaybıyla atlatabilmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Nasıl ki Türkiye'nin 16 Ağustos 1999 tarihinde sahip olduğu deprem paradigması, 17 Ağustos 1999 tarihinde yaşamış olduğumuz 7,5 şiddetindeki Marmara Depremi'yle değişmişse, 12 Mayıs 2014 tarihinde sahip olduğumuz iş güvenliği paradigmamız da, 13 Mayıs 2014 Soma Maden Faciası'nı yaşadığımız 13 Mayıs 2014 tarihinde değişmiştir. İş güvenliği konusundaki, İş güvenliği önemlidir, çok önemlidir paradigmamız 12 Mayıs 2014 tarihinde bitmiştir. 13 Mayıs 2014 tarihinde geçiş yaptığımız İş güvenliği paradigmamız şudur: İş güvenliği; en önceliklidir, en önemlidir. Kamuda olsun özel sektörde olsun işçi çalıştıran tüm kurumların 1. önceliği iş güvenliği, işçi güvenliği olmak durumundadır. Önümüzdeki dönemde bu yeni paradigmaya uygun pek çok düzenleme yapılacaktır inşaallah. İş güvenliğini arttıracak ve sağlamlaştıracak mevzuat değişikliklerinin yapılması, şirket içi güvenlik eğitimlerinin daha profesyonelce yapılması, iş güvenliği denetimlerin daha kontrollü yapılması, muhtemel kazalara yönelik ciddi tatbikatların yapılarak çalışanların muhtemel kazalarda nasıl davranarak hayatta kalabileceklerinin onlara ciddiyetle öğretilmesi vb. uygulamalar gerçekleştirilecektir inşaallah. İşsel Dönüşüm denilebilir. Evet, Türkiye nasıl ki Kentsel Dönüşüm yaparak depreme karşı daha güvenli binalar yaparak, muhtemel depremleri daha az sayıda can ve mal kaybı ve daha az hasarla atlatmak için çaba gösteriyorsa, adına mesela İşsel Dönüşüm denilen bir güvenlik dönüşüm planı uygulanarak, iş kazalarının minimum hasarla daha az sayıda can kaybı ve daha az sayıda yaralanmayla atlatılabilmelerini sağlamak için İşsel Dönüşüm uygulaması yapılabilir. Konu Cihannur tarafından (05-19-2014 Saat 03:31 ) değiştirilmiştir.. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#5 | |
![]() Alıntı:
|
||
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
![]() @zulcenaheyn
Onları tutuklayan da salan da gülen Örgütü'ydü. Kafasına göre istediğini tutuklayan birçok gerçek suçluya da dokunmayan gülen örgütü... Ölümlerden kendinize siyasi rant sağlamaya çalışmayın.. Emin ol bu faciaya ben senden çok daha fazla üzülmüşümdür.. Daha önce defalarca Soma'ya gitmiş birisiyim. Allah şehidlerimize rahmet etsin. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 | |
![]() Alıntı:
Burada üç önemli hususun altını çizmek istiyorum: 1- Son 3 yılda mevzuata aykırı davranan kaç maden ocağının kapatıldığını biliyor musun? Ben söyleyeyim: Tam 114 maden ocağı mevzuata uygun faaliyet göstermedikleri için kapatılmış. Denetimler yapılıyor ve kapatmaya varan cezai müeyyideler de uygulanıyor gördüğün gibi. 2- Bu elim kazanın yaşandığı maden ocağının denetimleri mart ayında yapılmış. Eğer denetimler usulüne uygun olarak yapılmışsa mevzuata uygunluk var demektir. Mevzuatın daha güvenlik odaklı bir duruma getirilmesi gerektiğini bu acı olayla anlamış bulunuyoruz. 3- Soma Maden Faciası'nın yaşandığı o maden ocağı âdeta parmakla gösterilen ve çevredeki maden olacaklarının en iyilerinden biri durumunda olan bir kömür ocağıymış. O çevrenin en iyilerinden biri olan maden ocağında 301 madencinin hayatını kaybedeceği bir kaza oluyorsa varın diğer ocakların hâlini siz düşünün. Anlamamız gereken şu ki, yapısal bir sorun var ve bu yapısal sorunu ancak paradigma değişikliğiyle çözebiliriz. Kimse bugünden yarına bu meselenin rayına oturacağını düşünmesin. Nasıl ki 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nden bu yana 15 yıl geçmesine rağmen hâlâ depreme karşı mücadelemizi sürdürüyor ve Kentsel Dönüşüm yapıyorsak, 13 Mayıs 2014 Soma Maden Faciası'nı da bir milat olarak kabul ederek iş kazalarıyla ilgili olarak da İşsel Dönüşüm başlatmalı ve iş kazalarına karşı uzun soluklu bir mücadeleyi ciddiyetle vermeliyiz. Konu Cihannur tarafından (05-19-2014 Saat 04:44 ) değiştirilmiştir.. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|