|
![]() |
#1 | |
![]() Alıntı:
Ayrıca İslam hukuku ile bir Türkiye yaratmak demek, sizin gibi inanan inanmayan insanlara kendi inancın ve sistemini dayatmaktan başka birşey değil. Hukuk devleti ve İslam hükümleri zaten yeterince paralel, isminin ne olduğundan çok uygulamanın ne olduğu önemli. Gerçek adaleti, gerçek düzeni gerçek eşitliği sağlayacak kadrolar ve sistemi oturtmadıktan sonra adı İslam hukuku olsa ne olacak ki? Terör olsun, hırsızlık olsun, tecavüz olsun... bunlar Hukuk Devletinin eksikliği nedeniyle mi oluyor sanıyorsunuz. İslam Hukuku olsa bunlar olmayacak mı. Yine olacak hiçbirşey değişmez. İslam hukukunu şekil olarak değil, yaşatarak içselleştirin.
![]() |
||
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 | ||
![]() Alıntı:
Alıntı:
Türkiye hukuk devleti olmaktan çıkıp guguk devleti olmuştur.Kanunlar hep AB kriterlerine göre şekil almıştır.AB KRİTERLERİNE GÖRE BU MÜSLÜMAN TOPLUMLARI YÖNETMEK KÜFÜRDÜR MÜSLÜMANIN ANAYASASI ŞERİAT OLMALIDIR. Osmanlı'da Hukuk sistemi olarak; Şeri/şeriat hukukunu uygulamakla birlikte Örfi/Töre-Gelenek hukukunu da kullanmıştır. Şer-i kuralları MÜFTÜLER, Örfi kuralları genellikle Kanunname ve Ferman şeklinde Padişahlar (padişah iradesi ile) hayata geçirmişlerdir. İslam hukukunu müctehid alimler vasıtasıyla gerçekleştirilir.Demokrasi, laiklikle İslam bağdaşmaz.Eğer derseniz ki "Demokrasi İslam hukukundan üstündür" diye algılarsanız İslam dairesinden çıkmış olursunuz.İslam hukuku kağıt üzerinde olmaz. Osmanlı'da genel olarak hukuk kuralları aşağıda ki gruplamalara göre uygulanmaktaydı. 1) Müslümanlara uygulanan hukuk kuralları; Şer-i ve Örfi. Şer-i kurallar Mezheplere göre (Hanefi/Sünni Fıkhı, Şafi-i Fıkhı, Maliki Fıkhı ve Hanbeli Fıkhı) farklılık göstermekte. 2) Gayrimüslimlere uygulanan kuralları ise kendi dinlerinin ve mezheplerinin şer-i kuralları ile Örfi kurallar, “Fatih İstanbul’u aldığı zaman İstanbul, Kayseri, Kudüs ve Ermeni Patriklerini makamlarında bırakmış, onlara kendi aralarındaki hukuk davalarına bakmaları ayrıcalığını vermiştir. Yahudilerin de o tarihlerde özel bir adli örgütleri olduğu anlaşılmaktadır.” (CK: Sy 15) 3) Ecnebi/Yabancı uyruklulara ise kendi ülke kanunları hükümleri uygulanmakta idi., Müslümanlarla Ecnebiler arası uyuşmazlıklarda güçler dengesi gözetilerek kural uygulanır. 4) Müslimlerle, Gayrimüslimler arasındaki sorunlarda genellikle Müslimlere ait kurallar uygulanır. Şeri, yani şeriat hukukunun temel kaynağını FIKIH/Sünnet, fetvalar oluşturmakta. FETVALAR FAKİH’ler, İlmiye sınıfından ŞERİAT ve FIKIH uzmanları MÜFTÜ’ler tarafından “…sorulan bir müşkül hakkındaki cevap” olarak ortaya çıkmakta. En büyük Müftü Şeyhülislam, Ulemanın başı. Ulema/Alimler; hem din hem de adalet hizmetlerini yürüten sınıfdı. Evet,Gayri müslimlere uygulanacak kanunlar elbette ki bununla sınırlı değildir.Hiçbir zaman başka dinlere mahsus teba mağdur edilmemekte ve adalet ona göre işlemektedir.Osmanlı bunu yapmıştır. Konu MEÇHUL ADAM tarafından (06-16-2015 Saat 04:17 ) değiştirilmiştir.. |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|