|
![]() |
#1 |
![]() https://www.google.com.tr/search?q=3...w=1366&bih=631
buyur yukarda 3 büyükler ve gezi parkı google aramasına çıkan görsel sonuçlar. hiç düşündün mü bu adamlar niye 40 yılda bir araya neden geliyorlar diye ve kime karşı. ben demiyorum ki 3 büyüklerin taraftarı rte karşıtıdır, asla ama her yeri işgal ettikleri gibi oraları da işgal ediyorlar. amaçları da kaos çıkarmak adaletmiş, 5 çanmış oymuş buymuş, futbol bu futbol komple kulüpleri kapatsan ne yazar neyin adaleti insanların keyfi için var olan bir kurum bunlar.
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 | ||
![]() Alıntı:
Alıntı:
Buradan spor konusuna, futbol konusuna geçeyim. Türkiye'de futbol sevgisi ve futbol rekabeti halkımızın genelinin büyük önem verdiği hususlardan biridir. Bakın bunun böyle olduğunu açıkça gösteren bir misal vereyim. Türkiye'de benim de taraftarı olduğum kulübüm Beşiktaş'ın % 20 civarında taraftarı bulunmaktadır. Fenerbahçe'nin ve Galatasaray'ın taraftar sayısı ise % 35'er civarındadır. Beşiktaş olarak bizim taraftar sayımız hem Fenerbahçe'nin hem de Galatasaray'ın taraftar sayısının epey gerisinde olmasına rağmen futbol takımımızın Şampiyonlar Ligi'nde şifresiz açık kanalda yayınlanan maçları reytinlerde diğer tüm programları hem Total'de hem de AB grubunda geçerek açık ara 1. sırada yer almıştır. Halkımızın futbola gösterdiği ilgi işte bu kadar yoğundur. Türkiye'de taraftar sayısı % 20 civarında olan Beşiktaş'ın bile Şampiyonlar Ligi maçları yayınlandığı akşam televizyonda açık ara en çok seyredilen program oluyor. Sonuçta futbol bir spor olayıdır ve nihayetinde rekabet ve eğlencedir. Sporu, futbolu abartmamalıyız ama bu kadar yoğun ilgi görüyorsa küçümsememeliyiz. Her konuda olduğu gibi bu konuda da dengeli olunması doğrusudur. Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray konusuna geleyim. Galatasaray'ın Beşiktaş ve Fenerbahçe gibi net bir semti bulunmadığı için Beşiktaş ve Fenerbahçe'den devam edeyim. Beşiktaş'ın kurulu bulunduğu Beşiktaş ilçesi ve Fenerbahçe'nin kurulu bulunduğu Kadıköy ilçesi seküler vatandaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı iki ilçedir. Oralarda yani hem Beşiktaş'ta hem de Kadıköy'de CHP'nin oy oranı % 70'ler civarındadır. Bu orana bakarak Beşiktaşlılar'ın ve Fenerbahçeliler'in büyük çoğunluğu CHP'lidir diyemeyiz. Çünkü Beşiktaş'ın ve Fenerbahçe'nin Türkiye'nin her yerinde taraftarı bulunmaktadır. Edirne'de de Kars'ta da Muğla'da da Hakkâri'de de Beşiktaşlı da vardır Fenerbahçeli de vardır. Ve bu yüzden Beşiktaşlılar'ın ve Fenerbahçeliler'in genelinin siyasi yapısı Türkiye'nin genelinin siyasi yapısıyla aşağı yukarı aynıdır. Çünkü 3 büyük kulübün taraftarları herhangi bir siyasi görüş ağırlıkta olmamak üzere Türkiye'nin genelini oluşturur. Şimdi ise direkt konumuza geleyim. Türkiye'de 19 Nisan 2018 tarihinde Fenerbahçe - Beşiktaş, Türkiye Kupası yarı final ikinci maçı oynanırken yarıda kalarak tatil edildi. O maçın tatil edilmesine bütünüyle bazı Fenerbahçeli taraftarlar neden oldu. Bazı Fenerbahçeli taraftarların sahaya atmış oldukları yabancı maddeler yüzünden o maç güvenlik nedeniyle tatil edildi. Burada tek taraflı bir suç vardı ve o da Fenerbahçe tarafından kaynaklanmaktaydı. Yaşanan olaylarda Beşiktaş'ın dahlinin ve suçunun olmadığı hem açıktı hem de bu durum TFF PFDK kararıyla da tescil edildi. Maçın tatil edilmesine neden olan saha olayları yüzünden TFF PFDK tarafından Fenerbahçe'ye hem 1.000.000 TL'yle Türk futbol tarihinin gelmiş geçmiş en yüksek rakamdaki rekor para cezası hem de 3 resmî müsabakayı kendi sahasında seyircisiz oynama cezası verilirken Beşiktaş'a o nedenle herhangi bir ceza verilmedi. Fenerbahçe'nin kendisine verilen cezalara karşı TFF Tahkim Kurulu'na yaptığı itiraz reddedilerek cezası onandı. Uluslararası futbol oyun kurallarına göre eğer bir maç ev sahibi takımın taraftarlarının neden oldukları saha olayları yüzünden güvenlik nedeniyle tatil edilmişse o maçta saha olaylarına neden olmuş olan taraftarların takımı hükmen yenik sayılır. Bu açık gerçeğin yanına TFF PFDK'nın Fenerbahçe'ye vererek TFF Tahkim Kurulu'nun onamış olduğu Türk futbol tarihinin gelmiş geçmiş en yüksek para cezası olan 1.000.000 TL'lik para cezasını + 3 resmî maçı kendi sahasında seyircisiz oynama cezasını ekleyelim. Bütün bu durumlar muvacehesinde 19 Nisan 2018 tarihinde yarıda kalarak tatil edilmiş olan Fenerbahçe - Beşiktaş maçı hakkında verilmesi gereken karar hukuken ve vicdanen ne olmalıdır diye soralım. Bu sorunun cevabı hiçbir şüpheye yer olmaksızın çok açık ve nettir: Hem uluslararası futbol oyun kurallarına göre hem de Fenerbahçe'ye TFF PFDK'nın verip TFF Tahkim Kurulu'nun onadığı kararlara göre 19 Nisan 2018 tarihinde tatil edilmiş olan Fenerbahçe - Beşiktaş maçı hakkında hem hukuken hem de vicdanen oy birliğiyle Fenerbahçe'nin hükmen 0-3 yenik ilan edildiği şeklinde bir karar verilmesi gerekir. Oysa ne yaptılar? Beşiktaş'ın hukuken 0-3 hükmen kazanıp hukuken geçtiği turu Beşiktaş'tan hırsızlıkla çalıp Fenerbahçe'ye verdiler! Bu yapılan büyük bir zulümdür ve hukuk cinayetidir! Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu 25 Nisan 2018 tarihinde almış olduğu kararla hem Beşiktaş'a ve milyonlarca Beşiktaşlı'ya büyük bir zulüm yaptı hem Türk futbolunu öldürdü hem de futbolda adaleti öldürdü! Türkiye'nin futbol organizasyonu bundan böyle şaibelidir. Hukukun, adaletin herkesin gözleri önünde açıkça çiğnenip ayaklar altına alınarak, % 100 haklı olan bir takımın (Beşiktaş) hakkının % 100 haksız olan takıma (Fenerbahçe) verilmesiyle futbola bizzat Türkiye Futbol Federasyonu tarafından şaibe bulaştırılmıştır. Beşiktaş'ın çalınan maçı ve çalınan Türkiye Kupası yarı finali turu ona geri verilmedikçe bu şaibe devam edecektir. Beşiktaşlı olmasaydım Fenerbahçeli ya da Galatasaraylı olsaydım da Beşiktaş'a ve milyonlarca Beşiktaşlı'ya yapılmış olan bu büyük zulme tepki gösterirdim. Müslüman, zulümden yana olmaz! Ha o zaman şimdi gösterdiğim yoğunlukta tepki göstermezdim doğal olarak; çünkü ateş düştüğü yeri yakar. Bu olayda büyük bir zulme uğrayan ve canı yananlar kulübümüz Beşiktaş ve biz Beşiktaşlılar olduk, bu yüzden sesimiz çok çıkıyor. Beşiktaş'a ve milyonlarca Beşiktaşlı'ya yapılan bu zulüm, adaletsizlik açısından baktığımızda Trabzonspor'un çalınan 2010-2011 sezonu şampiyonluğuyla Trabzonspor'a ve Trabzonsporlular'a yapılan adaletsizlikten daha acıtıcıdır. Çünkü Trabzonspor'un 2010-2011 sezonu şampiyonluğu kapalı kapılar arkasında gizlice çalındı; oysa Beşiktaş'ın 2017-2018 sezonu Türkiye Kupası finali herkesin gözleri önünde Türkiye Futbol Federasyonu - Fenerbahçe iş birliğiyle ve organizasyonu düzenleyen kurum olan Türkiye Futbol Federasyonu tarafından çalındı! Böylelikle Trabzonspor'a ve Trabzonsporlular'a yapılmış olan adaletsizlikten daha büyüğü Beşiktaş'a ve biz Beşiktaşlılar'a yapılmış oldu. Beşiktaşlılar olarak bu duruma isyan etmeyelim de ne yapalım?! Son olarak şunları söyleyeyim: Türkiye Futbol Federasyonu özerk bir kurumdur ve kararlarını kendi başına verir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisinin görev alanında olmayan bu konuda TFF'ye talimat vermesi söz konusu olamaz. TFF Yönetim Kurulu'nun kararının bir gün öncesinde MHP lideri Devlet Bahçeli bu konuda Beşiktaş'ın aleyhine karar verilmesi gerektiği minvalinde bir tivit attı; ama TFF'nin siyasi baskıyla karar vermek gibi bir durumu olamaz. Eğer üzerinde siyasi baskı varsa da doğru olan kararı adam gibi verirsin ve sonrasında ya direnirsin ya da istifa edersin. Eğer TFF Yönetim Kurulu üyeleri bu konuda siyasi baskıya uğramışlarsa bile 'Bize siyasi baskı yapıldı da o yüzden böyle haksız hukuksuz bir karar alarak Beşiktaş'a ve milyonlarca Beşiktaşlı'ya zulmettik' diyerek kendilerini savunamazlar. TFF Yönetim Kurulu üyeleri kafalarına silah dayanmadığı için o haksız hukuksuz kararlarından ötürü hukuken ve vicdanen bütünüyle kendileri sorumludur. Bütün sorumluluk 25 Nisan 2018 tarihinde almış oldukları haksız hukuksuz kararla Beşiktaş'a ve milyonlarca Beşiktaşlı'ya büyük bir zulüm yaparak Türk futbolunu öldüren, futbolda adaleti öldüren ve düzenledikleri organizasyonu şaibeli hâle getiren Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu üyelerine ve dolayısıyla Türkiye Futbol Federasyonu'na aittir. Milyonlarca Beşiktaşlı'ya zulmedildi. Ben bir Beşiktaşlı olarak iki cihanda dâvâcıyım. Elimizden gelen mücadeleyi verdik ama hakkımızı alamadık. Bize bu zulümleri yapanları milyonlarca Beşiktaşlı adına Allah'a havale ediyorum. Allah, hakkımızı alarak-çalarak bize zulmedenlerden hakkımızı geri alarak bize versin. Amin. Konu Cihannur tarafından (05-10-2018 Saat 05:53 ) değiştirilmiştir.. |
|||
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|