Siyaset Forum

[Üç mevsim]

Aksi görüş beyan edenler, başta yazdığımı okudu mu çok merak diyorum?

Eleştirilere cevap vermek istiyorum. Biz burada süren bir dava ile ilgili olarak emekli generalleri yargılayıp mahkum etmedik. Şu var; Emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'nın 27 Mayıs, 12 Eylül ve 28 Şubat ile ilgili fecaat arz eden ses kayıtları gerçeği önümüzde duruyor. 2.Ordu Komutanı Hurşit Tolon'un, Savcıı'ya "lan" deyip asan kesen, Başbakanımıza ve Milli İradeye hakaret eden ses kaydı önümüzde duruyor. Biz, Genelkurmay'ın bu durumu savunmamasını istedik. Biz, Genelkurmay'ın tamam bu çürük yumurtaları ayıklayacağız demesini istedik, bekledik. Bülent Arınç da bunu söyledi.. Ama tam tersi bir durumla karşılaştık.

Tüm söylediklerimizin temeli var.

Bir ülkenin ordusunun, ülke siyaseti üzerine çıkıp her Cuma açıklama yaptığı ve siyaseti etkilediği hangi Demokraside görülmüştür. Buna nasıl anlam verebiliyorsunuz?

Genelkurmay Sözcüsü, bu GATA rahatsızları ile ilgili doğru konuşmuyor dedik, Sağlık müfettişlerinin bugünkü Levent Ersöz tespiti bizi doğrulayıp, sözcüyü yalanladı. Genelkurmay bu kadar kolay yalan söylemesin dedik. Türk Ordusunun itibarıyla kendileri oynuyor dedik.

Karargah Evleri soruşturmasına atanan BİLİRKİŞİ, 2007 seçimlerinde İŞÇİ PARTİSİ milletvekili adayıdır dedik. Karargah Evleri Soruşturması İŞÇİ Partisi ile organik bağ ihtiva ediyor. Bu tayini inadına mı yaptınız, bu tayin mutlaka değiştirilmelidir dedik.

Bu millet Ordusunun şerefini korumak için çok hassas davrandı ama onlar bu hassasiyetin zerresini göstermedi.

[Eşref]

Özgün İrade Nickli Üyeden Alıntı

Aksi görüş beyan edenler, başta yazdığımı okudu mu çok merak diyorum?

Eleştirilere cevap vermek istiyorum. Biz burada süren bir dava ile ilgili olarak emekli generalleri yargılayıp mahkum etmedik. Şu var; Emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'nın 27 Mayıs, 12 Eylül ve 28 Şubat ile ilgili fecaat arz eden ses kayıtları gerçeği önümüzde duruyor. 2.Ordu Komutanı Hurşit Tolon'un, Savcıı'ya "lan" deyip asan kesen, Başbakanımıza ve Milli İradeye hakaret eden ses kaydı önümüzde duruyor.

Özgün kardeşim, yanlış anlaşılmasın. Senin açıklama yapmanı gerektirecek bir durum yoktu aslında. Ben konuya binaen genel bir not düştüm. Ama bu sözlerinden benim ne demek istediğimi anlamadığını da fark ettim. Bakın ben, paşalar suçsuzdur demiyorum. Elimizde onların suçlu olduğunu gösteren kesin kanıtlarda olabilir. Fakat yine de kararı verecek olan mahkemedir. Ben diyorum ki bu sürecin sessizce yürütülmesi lazım. Sebebini şöyle izah edeyim:

Farz edelim ki ben emekli bir genelkurmay başkanıyım. Ve sahip olduğum mevkiye yakışmayan çok adi bir suç işledim. Mesela hırsızlık yaptım diyelim. Bu normalde benim şahsi suçumdur. Beni bağlar. Ama bunu basına yansıtıp, iyice sulandırırsanız, o zaman konuyu bilmeyen kişiler çıkar, benim üzerimden TSK'yı hırsız gibi gösterir. Tsk'ya çamur atmaya çalışır. Oysa suç sadece beni bağlar. Ama insanlara bunu anlatamazsın. Gazetelerde "emekli genelkurmay başkanı hırsız çıktı" diye manşet atılırsa, milletin bu kuruma güveni sarsılır.

İşte bu nedenle, devlet büyüklerinin işlediği adi suçlar, mutlaka gizli yürütülmeli. Mahkeme sonuçlanmadan da bu kişiler cezaevine gönderilmemeli, gözetim altında tutulmalı. Çünkü böyle davalarda zerre kadar hata, çok kötü sonuçlar doğurur. Umarım anlatabiliyorumdur.